30 Kasım 2011 Çarşamba

OLAY BUDUR ISTE - AKP zihniyeti budur.


Yahu tamam son sözü yine sen söyle.
Zaten kelime kendini izah ediyor, SON SÖZ.
Eee, bunun bir de ilk sözü var, sonraki sözü var.
Genel Kurmaya da bir sor, sonra başkalarına sor, sorsan ne olur, gururun mu incinir, şerefine zarar mı gelir?
Sor, ondan sonra yine son sözü sen söyle.
Marifet mi şimdi bu?

Ve fakat, Amerikan Genelkurmayından emir almaktan da hiç gocunmuyorsuzun, gururunuz incinmiyor.
ABD atıl kurt dedi mi, hemen FERMA POZİSYONUNA girmekten, ya da avın üstüne APORT ETMEKTEN, hiç utanmıyorsunuz da, Türk Genelkurmayı mı sizi incitiyor?

Suriye, Irak, Libya, Ergenekon, Balyoz ve daha bir sürü icraatınız tamamıyla ABD kumandasıyla oluyor ve ABD'nin içinizde girmediği hiçbir olgu yokken, tek TSK mı sizin gururunuzu incitiyor?
Gurursuz, izzeti nefissiz, işbirlikçi, yardakçı zihniyetli insanlarsınız.
Utanmadıktan sonra elbette size TSK'ya danışmak değil, ABD yardakçılığı yakışır.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bedelli askerlik düzenlemesini içeren yasa tasarısıyla ilgili Genelkurmay'dan görüş alınıp alınmadığına yönelik sorulara, "Genelkurmay'ın doğrudan görüşünü mü istiyorsunuz. Genelkurmay 'evet' dese ne olacak 'hayır' dese ne olacak. Son söz milletvekiline ait değil midir, son söz TBMM'ye ait değil midir?" yanıtını verdi.

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Bazen hepimiz bir filme hapsolmuşuz hissine kapılıyorum... Repliklerimizi biliyoruz, nereye doğru yürüyeceğimizi biliyoruz, nasıl oynayacağımızı biliyoruz, sadece kamera yok... Yine de çıkamıyoruz filmin içinden! Ve film kötü.  Charles Bukowski Sözleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sözleri   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/


POLITIK - HÜRRİYET: EYMÜR, ERGENEKON'U KURGULAMAK İÇİN ABD'DEN DÖNDÜ



-------- Original Message --------
From:     Fedai <yusuf.tuner@gmail.com>


 
 


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Insan belayi dilden bulur.  Hz.Ali   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/


POLITIK - Devrimci önderler çocuklarını cepheye göndermişti

Devrimci önderler çocuklarını cepheye göndermişti
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ercan Dolapçı, 28 Kasım 2011 Aydınlık

 
GÖKÇEN’İ DERSİM’E ATATÜRK YOLLADI
+++++++++++++++++++++++++++++++++++

Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen, Eskişehir Hava Komutanlığı’nda askeri pilot olarak görev yaparken, 1937 yılında Dersim isyanı çıkar.
Gökçen, isyanı bastırmak için düzenlenecek operasyona katılmak için gönüllü olur.
Komutanları Atatürk’ün iznini isterler, Atatürk tereddütsüz kabul eder.
 
Atatürk Gökçen'e şunları söyler:
“Alacağın görev oldukça çetin! Aldatılmış bir eşkıya çetesi ile karşı karşıya kalacaksın.
Onların da ellerinde bir takım silahlar var.
Uçağın arıza yapacak olursa mecburi inişe geçecek ve sonunda onlara teslim olacaksın.”
 
Bu sırada kendi silahını çıkarıp Gökçen’e uzatan Atatürk şöyle der:
“Ya karşındakini vuracak ya da kafana sıkacaksın! Teslim olmak yok!”

Gökçen görevini başarıyla tamamlayıp Dersim’den döner. Madalya alır. Dünyanın ilk kadın savaş pilotu olarak tarihe geçer.
 
 Sabiha Gökçen
 
ALMANLAR STALİN'İN OĞLUNU KURŞUNA DİZDİLER
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya, Rusya’ya saldırdığında milyonlar cepheye koşar.
Gönüllüler arasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği lideri Stalin’in oğlu Yakov da vardır.
Yakov, 1941 yılında onbaşı olarak Batı Cephesi’ne gider. Bir süre sonra Almanlara esir düşer.
 
Almanlar bir ‘ganimet’ ele geçirdiklerini düşünerek hemen Stalin’e haber gönderirler:
“Yakov’un karşılığında, esir düşen Alman generalleri geri istiyoruz!”

Stalin şu yanıtı verir:
“Benim oğlum onbaşı rütbesindedir. Karşılığında size ancak bir onbaşı gönderirim.”
Almanlar kabul etmez, tekliflerinde ısrarcı davranınca Stalin bu kez şu yanıtı verir:
"Benim oğlum bir general etmez!"

Daha sonraki yazışmalar da sonuç vermez. Almanlar Yakov’u kurşuna dizerler.
Yakov, tarihe, İkinci Dünya Savaşı’nda ölen 20 milyon Sovyet vatandaşından sadece biri olarak geçer.
 
Yakov Çugaşvili, Stalin'in oğlu

MAO: OĞLUM BİNLERCESİNDEN BİRİYDİ
+++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Mao Anjing, Çin devriminin önderi Mao Zedung'un en büyük oğlu idi.
Mao Anjing'in annesi Yang Kayhui, Kuomintang gericileri tarafından 1930'da idam edildi.
Anjing, çocukluğunun bir kısmını sokaklarda yetim olarak geçirdi.
Daha sonra Moskova'da okudu, İkinci Dünya savaşı sırasında Sovyet Ordusu'na katıldı.
1946'da Çin'e döndü.

Moskova’da eğitim aldıktan sonra Pekin’e dönen Anjing, halkını tanımak için köylerde ve fabrikalarda çalışır.
ÇKP yöneticisidir. 1950'de Kore Savaşı başladığında gönüllü yazılır. Daha 23 yaşındadır.
Anjing, General Peng Dehuay’ın piyade birliğine gönderilir. Rusça bildiği için irtibat subayı olarak burada görev yapar.
Çin birlikleri, Kore sınırını sessizce geçer; bundan sonraki saldırılarda ABD uçakları Anjing’in karargâhını bombalar.
24 Kasım 1950’deki bombardımanda Anjing’in birliği bir tünelin içine sığınır.
O ise, açık alanda bulunan bir barakada mahsur kalır. Bombardımanda ölür... Anjing arkadaşlarının yanına defnedilir.

Mao’ya acı haberi veremezler.
Üç ay sonra General Peng Dehuay, Mao’yla bir görüşmesinde Anjing’in ölümünü ağzından kaçırır ve oğlunu koruyamadığı için utanç içinde olduğunu söyler.
Mao bu haberi aldığında derin üzüntü içinde bir süre susar. Sonra kendisini toplar ve şu sözleri sarf eder:
“Devrimci bir savaşta daima bir bedel ödenir. Anjing binlerce kişiden biriydi.
Söz konusu benim oğlum olduğu için bunu özel bir olay olarak görmemelisiniz!”
 
Mao Zedung'un oğlu Mao Anjing ve eşi Liu Songlin
 

ATATÜRK ASKERDEN KAÇAN MOLLALARI AZARLADI
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

İstiklâl Harbi koşullarında da askerlik her vatansevere adeta zorunluydu.
Aydın Kuvayi Milliye teşkilatı 1919'da, 18 yaşındaki gençleri askere çağırdı ve gelmeyenlerin idam edileceğini duyurdu.
İstiklâl Mahkemeleri'nin de en çok uğraştığı konu asker kaçaklarıydı.
 
Yunan ordusunun Afyon önlerinde cephe kurduğu günlerde, Mustafa Kemal, Konya'yı ziyaret etmişti.
Atatürk'e bu gezide eşlik eden Sovyet Büyükelçisi Aralov'un anılarında yeraldığına göre, Konya'da medreseyi ziyaret eden Mustafa Kemal'den bir hoca, 'talebelerin askere alınmamasını' rica eder.
Mustafa Kemal buna sinirlenir ve şu ifadeleri kullanır:
"Ne o, yoksa sizin için medrese, Yunanlıları mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerlidir?
Millet kan içinde yüzerken, halkın en iyi çocukları cephelerde döğüşür, yurt içinde canlarını feda ederken, siz burada, genç; sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz!
Bu asalakların askere alınmaları için hemen yarın emir vereceğim!"
 
 
‘Bedelli’ isteyenlerin oğulları askere gitmedi
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Sözcü gazetesinde 22 Ekim’de yayımlanan habere göre:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın oğlu Mücahit Arınç da askerliğini yapmadı. Arınç, bedelli askerliğin en koyu savunucularından.
Abdullah Gül’ün büyük oğlu Ahmet Münir Gül de askerliğini yapmadı. 27 yaşındaki Gül, ABD’de master yapıyor.
Eski Çevre Bakanı Osman Pepe’nin iki oğlu var. Her ikisi de ticaret hayatında hızlı yükselişleriyle dikkat çekmişlerdi.
30 yaşındaki Mustafa Pepe ve 27 yaşındaki İsmail Pepe’nin de askerlik yapmadığı öğrenildi.
Hüseyin Çelik’in iki oğlu da askerlik görevini yapmadı.
Tayyip Erdoğan’ın büyük oğlu Burak’ın çürük raporu alarak askerlik yapmadığı biliniyor.
Erdoğan’ın küçük oğlu Bilal de gurbetçilerin çocukları için çıkarılan ‘1111 sayılı Dövizli Askerlik Yasası’ndan yararlandı.
Bilal Erdoğan, kanunun öngördüğü gibi üç yıl yurtdışında kaldıktan sonra belirlenen dövizi ödedi ve 21 gün Burdur’da askerlik yaptı.

BEDELLİ ASKERLİK OSMANLI’DAN KALMA
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++ 
Bedelli askerlik, eski bir Osmanlı uygulması. Osmanlı döneminde din adamları, azınlıklar ve İstanbul’da doğmuş olanlar imtiyazlıydı. Osmanlı Devleti, ‘bedel-i nakdi’ uygulamasını, bozulan maliyesini düzeltme yollarından biri olarak görürdü. Bir bedel karşılığı özellikle azınlıklar, paşa ve eşraf çocukları da askerlik yapmazdı. Askerliği yoksul Anadolu çocukları yapardı.
**************************

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Soz konusu cikolata ise, direnmenin anlami kalmiyor.  Ohio’lu 90 yasindaki Regina Brett’in kaleminden   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

DIN, IMAN, YALAN, DOLAN - Öcalan’ın zihniyetinden bile kötü, AKP zihniyeti...

Türk milletine en büyük hakaret: "Yunan tarihinde bir Ege savaşı yokmuş"

28 Kasım günü TBMM İnsan Hakları Komisyonunda aldığım davet üzerine milletvekilleri ile terör olayları sonucunda hayatını yitirenler ve faili meçhul cinayetler ile ilgili görüşlerimi paylaştım.
Özellikle faili meçhuller ile ilgili olarak 17 bin rakamının yalan olduğunun altını çizdikten sonra, İstiklal Savaşı sırasında bile faili meçhullere izin verilmemiş iken devleti korumak adına kimsenin hem polis, hem savcı, hem hakim, hem de cellat olmasının kabul edilemeyeceğinin altını çizdim.
İsmet Paşa'nın Batı cephesi komutanlığına atandığı ilk günlerde Yunan Ordusu ile savaşan Türk çetelerinin zaman zaman Yunanlılar ile işbirliği yapanları astığını, ancak İsmet Paşa'nın önce
"astıklarınızın isimlerini bildirin" , sonra "yargılamadan asmayın" diyerek, durumu denetim altına aldığını ve nihayet düzenli ordu güçlenince çetelerin idamlarını tamamen durdurduğunu söyledim.

Bunun üzerine söz alan AKP Ordu milletvekili İhsan Şener şöyle dedi: "Şimdi bu süreçle ilgili başka şeyler de var.
Belki bunlar tartışılacak ama mesela Yunan tarihinde bir Ege savaşı yok.
Bunu biliyor musunuz?
Yunan tarihinde Ege'de Türklerle bir savaş yok.
Bizim tarihimizin en önemli savaşlarından biri Yunanlılara karşı verilmiş olan savaştır.
Biz milli güvenlik akademisinde oralardaki şehitlikleri dolaştık.
Bütün şehitlikler temsili.
Bunlar çok önemli, anlayış olarak bir yere gelmek istiyorum.
Burada Ankara Hükümetinin meşruiyetiyle bazı şeyler yapılmış süreç içinde bazı şeyler.
O zamanki İngiliz sefirinin telgrafları var, İngiltere'ye çektiği telgraflar.
Bunlar bütünleştiği zaman tartışacağımız şeyler çıkıyor."

Şener'in açıklaması, şehit ve gazilerimize, Türk milletine, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Ordusuna 23 Nisan 1920'den bu yana TBMM çatısı altında yapılmış en büyük hakarettir.
Şener açıkça, Yunan Ordusu Batı Anadolu'yu işgal etmemiştir demektedir.
Şener açıkça, şehitlikler temsili diyerek aslında şehit de verilmediğini ileri sürmektedir.
Şener, açıkça, sadece Ankara'daki Büyük Millet Meclisine padişaha karşı meşruluk kazandırmak amacı ile sanki savaş varmış gibi olayların kurgulandığını ileri sürmektedir.
AKP milletvekili Şener, Yunan Ordusu tarafından katledilen on binlerce sivil şehidimizi inkar etmektedir.
Bu konuda İngiliz, Fransız, İtalyan İşgal Güçleri ve Kızılhaç soruşturmaları ve Osmanlı Hükümetinin raporları sabit iken ilahiyat mezunu Şener yok demektedir.
Ayrıca İnkılap Tarihi doktoralı AKP milletvekili Dr.
Şener, Birinci ve İkinci İnönü'de şehit olan 1588 subay ve askerimizi, Eskişehir-Kütahya muharebelerinde verilen 1522 şehidi, şairin
"Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur,/Sırtına Sakarya'nın Türk tarihi vurulur" diye şiirleştirdiği Sakarya'da verdiğimiz 3282 şehidi, Büyük Taarruz'da verilen 2542 şehidi inkar etmektedir.
Tabii ki şehitlerimizin sayısı düzenli ordu savaşları ile sınırlı değildir.
Daha fazlası, Anadolu'nun değişik bölgelerinde verilen çete savaşlarında, Yunan Ordusunun ve Rum çetelerinin baskınlarında hayatını kaybetmiştir.
Şener, Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Harbi için yazdığı İstiklal Marşımızı inkar etmektedir.
Şener, İstiklal Harbi'ni yöneten ve kendisinin de bugün parçası olduğu TBMM'yi de reddetmektedir.
Tarihimizin bu kadar vicdansız bir yorumuna hiç rastlanmamıştır.
Hele TBMM çatısı altında bu kurumun bir üyesi tarafından hiçbir zaman yapılamıştır...
Bir Türk ve İstiklal Savaşı gazisi süvari binbaşısı Mikail Bey'in torunu olarak, PKK zihniyetinden dahi kirli olan bu pislik yalan kadar hayatımda hiçbir şeyin beni bu kadar kızdırdığını hatırlamıyorum.
Yine de kendimi tutarak,
"Sanıyorum sizin söylediğinizin sonunda geleceği yer, aslında bir İstiklal Savaşı'nın da olmadığıdır" dedim.
İhsan Şener, bunun üzerine
"Yok ben öyle bir şey demiyorum" dedi.
Ben de cevaben,
"Bunu söyleyen bir eski ağır ceza reisini televizyonda dinlemiştim.
Aslında Yunan Ordusu'nu denize de dökmedik demişti.
Çünkü ona göre denize dökülecek bir ordu da yoktu.
Sayın milletvekili, ne olur bunları, amatörlerle konuşun.
Ama ben bir profesyonelim.
Mesleğimi de iyi bilirim.
Yunan Silahlı Kuvvetleri'nin Ege savaşı ve Anadolu seferiyle ilgili yazmış olduğu kapsamlı savaş ceridelerinin Türkçe tercümesi bende var.
Dilerseniz, bir gün beni buraya tekrar çağırırsınız, onu da alır gelirim, onu da ortaya koyarım.
Size de bir fotokopisini veririm.
Ondan dolayı Yunan ordusuyla ilgili yapmış olduğunuz tespit, nerden öğrendiniz bilmiyorum ama tamamen yanlış bir tespittir.
İhsan Şener ısrar ederek "Bakalım tarih kimi haklı çıkaracak"
dedi.
Dr.Şener'in tarihin kimi haklı çıkardığını anlaması için beklemesine gerek yok.
Nilüfer Erdem tarafından Yunanistan'da ve Yunanca kaynaklara dayanılarak yazılan
"Yunan Tarihçiliğinin Gözüyle Anadolu Harekatı" (İstanbul 2010) adlı 570 sayfalık eseri okur ise bilgilenecektir.
Üstelik, Dr.Murat Köylü tarafından sadece Yunan harp ceridelerine dayanılarak bir doçentlik tezi de hazırlanmaktadır.
Yayınlanınca onu da okuma fırsatına kavuşacaktır.
MHP milletvekili Prof.Dr.Yusuf Halaçoğlu, kapsamlı bir tarih değerlendirmesi ile Şener'e gereken dersi verdi.
Dışarı çıkarken AKP milletvekili Ülker Güzel Hanımefendi ise Şener'e tepkisini şöyle ifade etti:
"Kanım dondu." Evet, durum bundan güzel ifade edilemez.
İstiklal Savaşı'nda Ege'de bir savaş olduğunu inkar eden, şehitlerimizi inkar eden bir AKP milletvekili.
Şener'in zihniyeti Öcalan'ın zihniyetinden bile kötüdür.
Şimdi benim gibi dedeleri İstiklal Savaşı gazisi veya şehidi olanlara sesleniyorum.
Dedeleriniz Yunan Ordusu ile hiç savaşmamış.
Gazi veya şehit olmamış.
Dedelerimiz bize yalan söylemiş.
Yoksa bize yalan söyleyen dedelerimiz değil de İhsan Şener mi?

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=20702

POLITIK - Ece Temelkuran nihayet hidayete ulaşmış....

ECE TEMELKURAN:"KEYFİNİZ YERİNDE Mİ?"

  1. ECE TEMELKURAN:"KEYFİNİZ YERİNDE Mİ?"
  2. GÖZALTINDA AZAMİ SÜRAT
  3. KEYFİNİZ YERİNDE Mİ?
  4. OKUR YORUMLARI:
23.11.2011 14:20


Habertürk gazetesi yazarı Ece Temelkuran Türkiye'de "terörist" suçlamasıyla tutuklananların sayısının dünya genelindeki tutuklamaların üçte birine tekabül ettiğine vurgu yaptı.
Odatv davasıyla ilgili medya yüklenen Temelkuran, "keyfiniz yerinde mi" diye sordu?

İşte Ece Temelkuran'ın yazısı

BU yazıyı siz okumayın.
Ona okutun.
Ona...
Canı sıkılmayana.
Ne olup bittiğinden haberi olmayana...
"Ama abi adamlar yapıyor be!" diyene okutun.
"Abi sen de paranoya yapıyorsun be!" diyene okutun.
Siz, "Ne olacak bu işlerin sonu?" derken sizin kederinize, endişenize karşı gülene okutun.
"Abi onlar da hükümete karşı gelmeselerdi" diyene okutun.
Umursamayana okutun bu yazıyı.
Yoksa biz kendi aramızda konuşmuşuz ne yazar!

Sorun onlara...
2005'te terör suçu gerekçesiyle tutuklanan insan sayısı 273 iken ne oldu da bu sayı 2010'da 12.897'ye çıktı.
Bu ülkede aniden hudayinabit gibi terörist mi yetişmeye başladı?

Sorun onlara...
Dünyada terör gerekçesiyle tutuklu bulunan insan sayısı toplam 35.117.
Türkiye'de aynı gerekçeyle tutuklu olan insan sayısı 12.897!
Yani bu memleket dünyadaki toplam "teröristin" üçte birini barındıracak kadar mı çıldırmış?

Sorun onlara...
Bunda hiç mi bir çapanoğlu olamaz?
Eğer bir ülke tutuklu gazeteci sayısında dünya lideri olmuşsa, Rusya ve Çin'i bile geçmişse, sorun bakalım, korku sırasının onlara da gelmeyeceğinden nasıl bu kadar emin oluyorlar?

GÖZALTINDA AZAMİ SÜRAT

Sorun onlara...
Tutuklu gazetecilerin dünkü duruşması sürerken aynı anda neden onlarca avukatı birden gözaltına aldılar?
Tutuklu gazetecilerin davasına giren avukatlar duruşmanın yarısında çıkıp arama yapılan evlere gitmek zorunda kaldılar.
Onlar oraya giderken İzmit'te 17 Öğrenci Kolektifi, Halkevi tutuklaması oldu.
Aynı esnada İzmir Belediyesi'ne baskın düzenlenip gözaltılar yapıldı.
Yani yakalanan adama sahip çıkacak kadar sayıda adam kalmayacak dışarıda.
Sorun onlara...
Nedir bu öfke?
Memleketin yarısını içeri alıp, diğer yarısıyla ne yapacaklar sorun!

Tutuklu gazetecilerin duruşması için dün sabah yola çıkarken, sizin de iyi bildiğiniz bir gazeteci arkadaşıma, "Gelmiyor musun?" diye sordum.
Hiç duraklamadan şöyle dedi:

"Ben gelmiyorum arkadaş.Korkuyorum."

İnsanların endişesini dile getirmek için gittiği yerde fotoğraflanmaktan korktuğu bir ülkede nasıl yaşamayı düşünüyorlar sorun.
Herkesin saklandığı, herkesin kaçtığı, yıldırıldığı bir ülkede kiminle konuşacaklarmış, sorun.
Nasıl güleceklermiş?
Kiminle yiyip içeceklermiş.
Hapse atılan meslektaşlarının koltuklarında rahat oturabilecekler miymiş?
"Van'da çocuklar soğuktan ölüyor" deyince bile insanların üzerine yüründüğü bir ülkede, sorun bakalım biliyorlar mı, kimi seveceklermiş?
Aynaya nasıl bakacaklarmış?

Sorun onlara, on yıl sonra çocuklarına, "Ben hapse atılan gazetecilerin yerine oturdum, gazetecilik yaptım" nasıl diyeceklermiş?
Radikal Gazete-si'ne sorun.
Ahmet Şık, haberleriyle o gazeteyi gazete yaptı.
Aksini düşünen varsa, yüzüm burada, gelsin söylesin.
Nerede meslektaşları?
Radikal isminin üzerine oturanlar neredeydi dün duruşma esnasında!
Milliyet'in genel yayın yönetmeni neredeydi?
Niye o kadar az insan vardı?
Korkuyorlardı.
Benim de ödüm kopuyor, doğruya doğru.

KEYFİNİZ YERİNDE Mİ?

Şimdi sorun onlara, biz bu kadar korkmuşken nasıl keyfini çıkaracaklar "güçlü" tarafta olmanın?
Ağzını kapatıp, kollarını, ayaklarını bağlayıp dövdüğün adamla övünür müsün?
Var mı bu delikanlılıkta?
Çağlayan Adliyesi önünden ayrılıyordum dün.
Elime bir basın bildirisi tutuşturuldu.
Onur Yaser Can.
Mimar, ressam, dalgıçmış.
1982 doğumluymuş.
ODTÜ mezunuymuş.
Esrar satın alınırken yakalanıp gözaltına alınmış, Öyle fena işkence etmişler ki psikolojisi bozulmuş.
Tecavüz de etmişler anlaşılan.
Sonunda adaletsizliğe dayanamayıp kendini öldürmüş.
Öylece yani.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Sorun onlara!
Bir gün dandik bir sebepten gözaltına düşüp işkence ve tecavüzle kafayı yedirtilip sonra da intihara bırakılmaktan hiç mi korkmuyorlar?
Sorun onlara, bu kadar korkuyla yaşanır mı?
Bu kadar korku varken hiçbir şey yokmuş gibi yapılır mı?

Ben de korkuyorum.
Ama hiçbir şey yokmuş gibi yapmak da gücüme gidiyor.
Sorun onlara hiç mi güçlerine gitmiyor.
Sizin gibi bir insanın hiç yoktan korku uydurduğuna nasıl kendilerini bu kadar iyi inandırabiliyorlar?
Sorun onlara.

Odatv.com

OKUR YORUMLARI:

Misafir - melek

onur yaser can'ın adeletini veremeyecek kadar adelet yok ülkede.
insanlık onuru için onun hakkını arayalım.
insanlığımdan utanıyorum..

2011-11-24 13:29:26


Misafir - hayri karadağ

KCK operasyonlarından sonra mı rahatsız olundu?
Ergenekon , balyoz derken millet yıllardır cezaevinde.
Şimdi mi hukuk , gözaltılar battı?
Kürtçü işbirlikçisi olmanın görüntüsü bu laflar

2011-11-24 11:16:08


Misafir - ampulkıran

Türk diyemiyen (sanki Türkiye diyince bir şey değişiyor),çok iyi hatırliyorum tayyibe övgüler düzen Ece hanım şimdi kimden emir aldında bunları yazıyorsun.
Sana Oda TV de hasta olan var galiba platonige sarmış galiba, aman da ececik .

2011-11-24 10:21:44


Misafir - kafkasyalı

TELEVİZYONDA GERÇEK HABER İSTİYORUM.
Yalansız, objektif, yalakalık yapmadan, iki yüzlü davranmadan, tutarsız olmadan, gerçek haber istiyorum.
Lütfen bunu bir kampanya haline getirelim.
Gerçek haber ve tartışma programları istiyorum.

2011-11-24 09:34:23


Misafir - ayışığı

gazetecilik yürek ve yüreklilik işidir...
korkan insan gazetecilik yapmasın...

2011-11-24 09:32:26


Misafir - hakyemez

Bana kalirsa "TÜRK BAHARI"!
yaklasti, ne dersiniz?
Zaten kis bitmek üzere, bahar ola hayrola.
Sivas Katliamini yapanlarin avukatlari bugün neredeler hangi mevkiilerdeler, bakinca zaten anlayacaksiniz.
Bugün neden "özür dilendiginin" sebebide ortaya cikacak.
Yüce Türk Milleti her tür badireleri atlatir da korkarim yine insanlik yani agir basar ve olan biteni UNUTUR.
Korkarim hesap sormayi yani "INTIKAM" almayi hic düsünmez, zira simdi zulme ve haksizliga ugrayanlar hem "mümin" hem de "müslümandir".
Zulmedenler, haksizlik ve iftira yapanlar ve bunlara alet olanlar ise "Müslümandir" ama "MÜMiN" degillerdir.
Iste Fark burada yatiyor.
Sonuc olarak "Her Mümin Müslümandir fakat her Müslüman Mümin degildir".
Allah (c.c) Türk Milletinin yar ve yardimcisi olsun.

2011-11-24 01:27:18


Misafir - endorfin

Ece Hanım, siz ve sizin çalıştığınız gazetedeki arkadaşlar Ergenekon ve Balyoz adı altında TSK'ya karşı harekat yürütülürken mal bulmuş mağribi gibi atladınız ve TSK'ya vurabildiğiniz kadar vurmaya çalıştınız.
Hatta birtakım küskünlerin veya sonradan cemaate katılmış sinsi ordu mensuplarının ordu aleyhine şikayetlerini değerlendirneye tabi tutmaksızın çarşaf çarşaf yayınladınız.
Küresel güçlerin bu millet üzerindeki psikolojik harekatına tam destek verdiniz.
Ben Hasdal'daki arkadaşlarımdan çok iyi biliyorum, bu davalar da düzmece idi, dünyaya yeni düzen vermek ve artık tüm dünya halkları üzerinde mutlak hakimiyet kurmak isteyenlerin bir tazgahıydı.
Deliller düzmece, iddialar yalandı.
Ama siz her zamanki abuk Türk aydını anlayışıyla demokrat ve aydın olmayı asker karşıtlığı olarak yaşamaya devam ettiniz.
CIA destekli cemaatin ordu aleyhine yaptığı yalan haberlerin peşine düşüp bu milletin ordusunu yerin dibine sokmaya gayret ettiniz.
Bir bir usta gazeteci ve TV'ciler (Emin Çölaşan, Banu Avar gibi) köşesinden-programından kovulurken AKP iktidarının ne kadar demokratik olduğunu ülkeye çağ atlattığını, halkın iktidarı olduğunu falan tellallar gibi bağırdınız.
Bu olaylara karşı bir şeyler yazabilmeniz için demek sıranın size geldiğini hissetmeniz gerekiyormuş.

2011-11-24 01:21:44


Misafir - susmakyok

Sizlere taa irlandadan yazıyorum.
Mümkün olduğunca memleketimde olan biteni takip etmeye çalışıyorum.
Zamanında feryat edenlere kulak asmayanlar şimdi mi anladılar memleketin uçurumun başına geldiğini.
Bizleri aşığıya atmaya çalışıyorlar ama başaramayacaklar o çukurdan aşağıya tepetaklak kendileri düşecekler.

2011-11-24 01:21:37


Misafir - ali

Ece hanim, sizi yürekten kutluyorum, yaziyi okurkan icim sizladi.
Bazen de insanligimdan utaniyorum.
Türkiye`de cok garip seyler oluyor.
Telivizyonlar da hic bir yokmus gibi her kes 3 maymunu oynuyor.
Bunlar hic mi vicdan tasimiyor veya aynaya bakmaya bakmaya cesaretlrinin olacagina inanmiyorum.
Kazim Kaya

2011-11-24 00:11:37


Misafir - benbilirim

"Ilk once komunistleri goturduler, karsi koymadim, agzimi acmadim, cunku ben komunist degildim.
Sonra sosyal demokratlari goturduler.
Ona da agzimi acmadim, cunku ben sosyal demokrat da degildim.
Daha sonra Yahudileri alip
...
goturduler.
Yine bir sey soylemedim, agzimi acmadim, cunku ben Yahudi de degildim.
Bir gun Cingeneleri goturduler.
Yine agzimi acmadim, cunku ben Cingene de degildim.
Sonra liberalleri alip goturduler, hicbir sey soylemedim, cunku ben liberal de degildim.
Ve bir gün beni almaya geldiler.
Hic kimse karsi koymadi.
Cunku agzini acacak, karsi koyacak hic kimse kalmamisti."
Geç kaldınız Ece hn.
çok geç.

2011-11-24 00:07:44


Misafir - misafir

akp iktidara geldiği günden beri Türk milleti için değerli olan konulara yaklaşım şekli hep şöyle olmuştur.
Ece hanım da bu şekilde davrananlar sınıfındandır.
Bu konuyu konuşalm, ne var bunda?
Neden konuşamayalımki!
konuşmaktan mı korkuyorsunuz?
gibi ön girişimler ile Vatan severleri konuşmaya başlattılar, sonrada kendi istediklerini söyleyip durdular.
İşte gelinen sonuç ortada.
Artık konuşalım da demiyorlar, konuşuyorlar.
Cumhuriyetin değerlerini birer birer yerle bir edecekler.
Önce heykellerden başladılar, şimdi tamamen yönetim şeklini yıkacak planlar üzerindeler.
Başarılı olacaklarına inanmıyorum, ama, çok zaman kaybedecek bu ülke, çok enerji kaybedecek, çok evlat kaybedecek.
Allah sonumuzu hayır etsin.

2011-11-23 23:37:00


Misafir - hunter_m16

Susarız… Bir ilişkide negatiflerin gözümüze batmaya başladığı, karşımızdakine ait aleyhte deliller dosyasının kabarmaya başladığı ve hatta dosyayı masanızdan kaldırmaya gerek duymaz olduğunuz bir noktadasınızdır…Bir duruş, bir soluklanmadır susmak…Ortak geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğin muhasebesidir…Durup yeniden, şimdi bulunduğunuz noktadan bir daha bakmak istersiniz yaşananlara ve eldekilerle geleceğe gitmenin ne kadar mümkün olduğuna…Bir içe kaçış ve söylenemeyenlerin biriktirilmeye başladığı yerdir susmak… CESARETİYLE YAŞAMAYAN ESARETİYLE ŞEREFİYLE YAŞAMAYAN, ŞEREFSİZCE ÖLÜR !!!

2011-11-23 23:04:52


Misafir - Ahmet Altınok

SOYTARILAR Kralları eğlendiriyorlardı,Krallar çok eğleniyorlardı ama yinede yüzbinlerce SOYTARI KELLESİ "KESİLMEKTEN KURTULAMAMIŞTI."

2011-11-23 22:53:21


Misafir - kilroy

Günaydıııın Ece hanım, vurguladığınız gibi biraz geç kaldık.
Cumhuriyetin başından beri cumhuriyetle aydınlanma ile kavgası olan bu kadrolardan ne bekliyorduk ki.
Bi umut; kavgaları tamamlandığında yönetimi size mi teslim edeceklerdi.
Yöntemleri doğru, ama maalesef amaçları "malum" du.
Yanlış Ülkü ile doğru Ülke' ye varılmaz.

2011-11-23 22:34:34


Misafir - halil gürsoy

birincisi; Odatv'nin Ece Temelkıran gibilerin sefil yazısında teselli ve destek araması, çok ama çok zavallı bir durum...
ikincisi; bu yazıda bahse konu ismin Odatv davası ile "basına yüklendiği" kanaatine nasıl vardığınızı anlayamadım!?
üçüncüsü; A.ŞIK muhipliği ne zamandan beri Odatv'ye destek anlamına geliyor?
dördüncüsü; hiç bir zaman unutulmaması gereken şey, Odatv'yi şunun bunun varsayılan destek yazısı değil, bir avuç yurtsever gazetecinin özverili çalışması ve biz, Odatv okuyucu ve yorumcularının karşılıksız sevgisi Odatv yapmıştır...
beşincisi; Odatv'nin dik duruşunun sürdürdüğü sürece okuyucusu dışında kimsenin, özelliklede yukarıda zikredilen isim ve benzerlerinin desteğine ihtiyacı olmadığı, bizim değişmez ve kutsal önyargımız olarak kalmaya devam edecektir, sevgili Odatv...

2011-11-23 22:07:32


Misafir - korku lazım

korkunuzu anlıyorum ece hanım.
korkmayı da bilmek lazım.
korkalım.
korkalım.
biriktirelim korkularımızı.
buluşturalım korkularımızı.
korkularımız taşsın sindiğimiz korunaklarımızdan.
sonra bize korku salanlara gösterelim korkmadan yaşanacak başka bir dünyanın mümkün olduğunu.
korkunuzu biriktirin ece hanım.
korkumuzu biriktirelim...

2011-11-23 21:57:33


Misafir - Neci

Sormayın ece hanım sormayın.
Soru insana sorulur.
Hiç maymuna soru sorulduğunu duydunuz mu?
Vicdanı olana sorulur soru.
Haksız menfaat kanalizasyonuna yaşamını,geçimini odaklamışlara sorsanız ne yazar,sormasanız ne yazar.

2011-11-23 20:50:03


Misafir - Helal olsun

Bin kere helal olsun, Allah razı olsun...
İnsanların bu denli susmalarına inanamıyorum, bu denli susması medyanın, akıl alır gibi değil...
Ne oldu dünün aslan yüreklilerine?
Ne oldu dürüst, vicdanlı insanlara, ne oldu en büyük zulmü gördüğünü iddia eden dindarlara ki bugün onlar insanlığın görmediği zulmü yapmaya azmetti...
Çok berbat bir şey bu çok...
Bir yolu olmalı yanlışlığı anlatmanın, bir yolu olmalı çılgınlığa dur demenin.
Yalnızca karnı aç olunca bağırmamalı insan, yalnızca kendini görmemeli..

2011-11-23 20:01:14


serkan02

...
 Mi?
Delmez tabiki de.
Dağları gerçek de akıl ve bilim deler.
...
 Var tabiki de.
Yalakalık yapanların sahipleri olur.
Kendilerine göre bir güvenceleri olur.
Piramidal yapının varlığını koruması ve sürdürmesi bu nedenle ters orantılı olduğu halde sürebilmektedir.
Karanlıkların her tarafı örümcek ağı gibi sardığı bir ortamda piramidal yapının en üst noktası daha sağlam bir temele ve dolgu 'kalitesine' bakarak kendi konumunu ve geleceğinin güvencesini perçinlemeye yönelir.

2011-11-23 19:23:34


Misafir - BAHADIR BAŞ

KORKMAK MI TÜRKLER SADECE ALLAH TAN KORKAR.
TÜRK MİLLETİ MEDYA SAHİPLERİNE SATILMIŞ YALAKA GAZETECİLERE BENZEMEZ.
AKP GLADİO NUN CEMAAT LİDERİ PKKLILAR KORKUYOR OLACAKLARDAN VE MEDYALARI.
CEHALETİ BİTİRMEK EN BÜYÜK GÖREVİMİZ OLACAKTIR.

2011-11-23 19:23:20


Misafir - Misafir konuk

Böylesine gündem manyağı yapılmış bi toplumdan nasıl sağlıklı analizler beklenebilirki.?
Biri sonuçlanmadan bir başka gündem ortaya atılıyor.
Bu gün Dersim daha bitmeden Mersin bir saat sonra bilmem ne dersin.
Tam bir kakafoni.
Şu koltuk denen şey ne kadarda önemliymiş!?
Hayret.
Değermi koca bir topluma böylesine korku salmaya?
Tam bir paranoya toplumu olup çıktık.
Allah sonumuzu hayreyleye!

2011-11-23 19:02:37


Misafir - r.aydin

REÇETE Toplumun bir kısmını Medyayla (yandaş,çıkarcı,boyun eğmiş) , diğer bir kısmını Dizilerle, başka bir kısmını Futbolla uyutun...
Geri kalanını da KORKUYLA susturun.
Gene susmuyorlarsa hapse atın...
Orada ölülerse kurtulmuş olursunuz...
Kimsenin de umurunda olmaz...
Hem daha iyi, dışarıdakiler daha çok KORKARLAR...
Ölmezlerse, seneler sonra çıktıklarında kim öle kim kala...
Hem bu kadarı onlara yeter de artar bile, bir daha kimseyle uğraşmazlar...
NE MUTLU CESUR YURTSEVER İNSANLARA

2011-11-23 18:59:36


Misafir - rumuzsuz

Ece Temelkuran'ı AKEPE sempatizanlığından AKEPE muhalifliğine evrildiği için ketluyorum..
Bu da bişey..

2011-11-23 18:55:13


Misafir - kılkuyruk

Sn.BEDİS ne güzel yazmış.
"Uçkurdan sorumlu devlet bakanı"Ben "pipiden" sorumlu diyecektim ama uçkur daha geniş kapsamlı ve daha güzel olmuş.
:-)Seda Sayan da bugün yalana başvurmak zorunda kalmış.
Bana ne sünnetinizden diye Kamer Genç'e cevap vermiş ama programına çıkan ve muhtemelen Kamer Genç'i kürsüden ittirenlerin bulup SS nin programına gönderdiği hatuna sorduğu soruyu da unutmuş görünüyor!
Sünnetli miydi diye sorup da sünnettsizdi cevabını alan SS değil de kim acaba?!!
Kamer Genç doğruları söyleyen,itilip kakılan olmasına rağmen moda tartışma Dersim'le ilgili de çarpıcı açıklamalar yapınca artık adamın şeyine kadar düşürdüler seviyeyi seviyesizler!
Acz içinde olmak;kişisel hırs ve kin insanlara neler yaptırıyor ibretle izliyoruz.
Mevcut gündemi,ülkemiz üzerinde oynanan oyunları kamufle etmek için yapacaklarının sınırı var mı ve varsa nedir çok merak ediyorum!
Gemi azıya aldılar ve doludizgin gidiyorlar uçuruma doğru...
Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkını da sürükleyerek!

2011-11-23 18:23:46


Misafir - devrm

insanlar birazcık olsun düşünebilse keşkeee..
birazcık vicdan sahibi birazcık duyarlı olabilsee...
helal olsun ece....

2011-11-23 18:15:21


Misafir - metin

yazıya yorum yapmıycam.
ece hn,ma yorum yapacagım.
sizsiniz daha önceleri izliyoidim fikirlerinizi mert tarzınızı beyenuyordum da eskisi gibi çok aktif degilsiniz ben bunu eleştiriyorum.
saygılar.

2011-11-23 18:09:22


Misafir - hulya öz

Ülkenin bügünkü durumunu çok iyi analiz edilmiş bir yazı.
Ellerine sağlık.

2011-11-23 17:56:11


Misafir - Esra Kırıkkanat

Ece Temelkuran gibilerin aklı başına geldi ama geç geldi!

2011-11-23 17:55:45


BEDİS

Utanmak ne gezer.
Öyle bir ülkedeyiz ki bakın Seda ablamızı uçkurdan sorumlu devlet bakanı yapmışlar.
Bundan sonra ablam kimin sünnetli olduğunu,kimin olmadığı mevzularıyla uğraşmakla görevli.
İnanın ben çok utanıyorum ülkemin geldiği noktadan...

2011-11-23 17:53:46


haşmet şenses

Keyifleri yerinde ve işleri tıkırında Ece hanım.
Medya çok büyük bir güç ve yer aldığı ortamdaki insanlıkdışı her şeyin arkasında bu güç çok büyük bir etken olarak duruyor.
O keyifli ve zengin yazıcılar-çiziciler içinden geçtiğimiz süreçte doğrudan sorumludurlar.
Gücün yanında olup korkuyu insan sevgisinin karşısında mutlak kılana diz çökenler...
Başkalarının yarattığı bir cehennemde zebanilik yapıyorsunuz.
Bedelini şimdi para olarak alıyorsunuz öyle mi?
Ya sonra?

2011-11-23 17:41:39


Misafir - kılkuyruk

Sn.Temelkuran'ı bu cesur yazısından dolayı tebrik ediyorum.
Ayrıca çok çarpıcı bir konuya değinmiş.
Dünyadaki terörist iddiasıyla tutuklananların toplam sayılarının neredeyse üçte biri ülkemizdeymiş.
Bu durum aslında Başbakan'ın dün Dini liderler Zirvesinde yaptığı konuşmada vurguladığı konuyla da çelişiyor!
başbakan yalancı konumuna düşmüş vaziyette!
Çünkü,dün "dünyada müslüman olmayı teröristle eşdeğer gören bir eğilim var"anlamında bir laf etti!
Eğer bu lafla Ece Hanım'ın tespitlerini yan yana koyarsak Başbakan da aynen dünyanın düşündüğü gibi düşünüyor ama ağzı farklı şeyler söylüyor.
Kendisinin eylemlerine ve icraatlarına bakacak olursak da daha çok haçlı seferlerine destek mahiyetinde bir tavır sergiliyor!
Sonuç olarak kendisinin idare ettiği bu ülkede terörist gerekçesiyle tutuklanan çok sayıda incan mevcut ve bunun nedenlerini araştırmak da en başta kendilerine düşer!
Ama işine geldiğinde bu devleti yönetiyor;işine gelmediğinde dışardan bakan ve sorumluluğu olmayan biri gibi davranıyor!
Bu kişilik nasıl bir kişlik;onu ilgili tıp uzmanlarına bırakmak lazım; ancak sonuçlarına katlanan bizler yani bu halk olarak da tıbbi yardıma muhtaç hale gelmeye başladık!
Her nekadar %51 in içinde olsak da bu sayı pek de azımsanacak gibi değildir!

2011-11-23 17:37:35


Misafir - HASAN

ileri demokrasi dedikçe bizi fasizme ortaçag karinligina dogru goturuyorlar onun için sizin gibi yurekli gaeztecilere ihtiyacimiz var halki aydinlatmak için

2011-11-23 17:23:23


Misafir - bizbufilmigörmüştük

Aramıza hoşgeldin Ece.
Ülkemizde sadece kürtlere işkence yapılmıyor....

2011-11-23 17:20:15


Misafir - Hakça

Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası, Sorun vicdansızlara, Sorun ciğer için gün akşamına kuyruk sallayanlara,

2011-11-23 17:00:35


Misafir - ENDR

soruyorum,böyle örnek yazılar da gösteriyorum anlamayana dayanaksız vergileri,zamları haksızlıklarıergenekon dedikleri dava ile deniz feneri davalarının seyrini gösteriyorum .
Libya da suriye'de niye muhaliflere destek verdik üstelik niye para verdik diyorum askeri darbelere karşıyız diyenlerin neden Mısır'da yönetime el koyan generalle muhatap olduğunu sordum adam ...
 diyor allahım deli olucam ya...

2011-11-23 16:47:42


Misafir - Misafir-5

Bir ülke işgal edildi mi?
Teröristi de işgalin büyüklüğüne paralel çoğalır.
Kurtuluş savaşında Atatürk ve dava arkadaşları gibi.
Ama genede Atatürk ve arkadaşları Ali Kemaller kadar çok değillerdi.
Şimdinin Jölelilerini saysalar 36 binden de fazladırlar.
yani içerideki terörislerin üç katından fazladır, günümüz Ali Kemalleri.
Fazlalıklarına bakıp da güçlü olduklarını düşünmeyin çünkü vatana ihanet edenlerde işledikleri suçun büyüklüğünü bildiklerinden HAHAM GİBİ görevlerini tamamladıktan sonra veya hizmetinde oldukları emperyalistlerin yenileceklerini görür görmez en şanslıları emperyalis ulaşım araçları ile kaçacak ülke ararlar.
Şanslıları kaçar.
Şansızlar ise Ali Kemalin sonunu paylaşır.

2011-11-23 16:43:51


figul

"Onların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar" Bu Kuran ayetini RTE sık sık kullanır, kendi seçmeni için olsa gerek..
Biz de burda kırk kişiyiz birbirimizi biliriz şeklinde devam..
Siyasi partilerin kapı kapı dolaşıp bu işi anlatmaları lazım ama, dediğiniz gibi rakatları yerinde görkemli parti binalarında..

2011-11-23 16:24:47


Misafir - ulasdeniz-1

Yüregine saglık, ülkemizde yaşananlara ancak bu kadar saglıklı yaklaşılabilir ve özetlenebilir.

2011-11-23 16:02:29


 

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   -Eger Tanri yagmur yagdirmak ve anan ikinci kez evlenmek isterse, buna kimse mani olamaz.  Cin Atasozu   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/