Prof.Dr.M.Kerem Doksat: TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ 08 Haziran 2013 Dün, CNN Türk'te 16:00'da başlayan canlı yayında, çocuklarımızın ve gençlerimizin stresten (zorlanma) nasıl etkilendiklerini ve neler yapılması gerektiğini konuşacaktık. Bir baktık ki Sayın Başbakan gene televizyonda. Güzelim konuyu kabaca beş dakikaya sığdırarak programı kapattık. İsteyenler http://tv.cnnturk.com/gunluk adresinden seyredebilir. Biraz evvel çok sevdiğim bir meslekdaşımın da yer aldığı, Âkil Adamların konuştukları canlı yayında, aynı kanaldaki eleştirileri dikkatle seyrettim. Eh, ben de bir analiz yapayım bâri; demek ki mubah. Önce birkaç soru-cevap: Batı yekpâre midir yoksa kendi içerisinde de çatışmakta mıdır? Bir yandan Rusya, Çin ve Kore, öbür yandan Büyük Britanya, Kıt'a Avrupası ve ABG. Bunlar hâlâ aynı kaba mı işiyorlar (halk deyişidir)? Hayır, kendi aralarında da ihtilâf hâlindeler. Pek az! Türkiye, aslında ilân edilmemiş vahim bir sosyoekonomik kriz ve köylerdeki vatandaşları dâhil, nüfusun %80'inin vergi veya banka borcu olduğu bir bataklık içinde mi? Öyle! Ayrılıkçı filân değil, istilâcı Kürt hareketiyle başa çıkılabiliyor mu? Hayır! Hâttâ açıkça ve hiç korkmadan kendilerine posta koyuyorlar mı? Evet! TSK kaldı mı? Hayır! TSK'nın başı taziye için gidip hediye aldı mı? Evet! Yandaşlarının hâricindekilerle konuşuyor mu? Hayır! Sayın Başbakan'ın hiçbir söylediği şeyde fark yok; sâdece yüzündeki aşırı özgüvenli, dünyaya meydan okuyan duygulanım gitmiş. Hatları derinleşmiş, gergin ve bezgin. Yabancı basında yer alan şu fotoğrafa bir bakın ve sayın, kaç adet Türk Bayrağı var? Makalemin başlığına gelince, bütün medyadan sızan haberlere göre, uçağın o kadar geç inmesinin, indikten sonra da insanların o kadar uzun süre bekletilmesinin sebebi, "%50'sini zor tutuyorum" dediği yandaşlarının %50'sinin toplanıp oraya ancak getirilmesiymiş. Hiç şaşırmadım! Gene medyayı suçluyor. Ama daha iki gün oldu, gene aslanlar gibi kükremekte. Ağzını her açışında ortalık daha da geriliyor ve sürekli olarak kabineden birileri kendisinin yanlış anlaşıldığını söyleyip, nasıl anlamamız icap ettiğini bize izah ediyorlar. Başka fotoğraf ilâve etmeyeceğim, her an her televizyonda karşınızda zâten; can çıkar, huy çıkmaz demiş atalarımız. Başbakanımızın değişeceği, hâdiselerin de biteceği yok. Peki, ne olacak bu işin sonu? Aklıma İtalya'da ne olduğu takılıyor… Malûm, Euro bölgesi ülkelerini vuran finansal krizi yaşayanlardan biri olan İtalya'da hükûmet kurma çalışmaları sürüyor. Kim bu Beppe Grillo? Seçimlerin gâlibi kuşkusuz sıfırdan başladığı siyasî kariyerinin henüz başında girdiği seçimlerde oyların dörtte birini almayı başaran 1948 doğumlu İtalyan komedyen ve aktör. Grillo'nun takipçilerinin toplandığı siyasal partisi Beş Yıldız Hareketi, ismini Grillo'nun seçmenlerine verdiği 5 siyasal vaatten almakta.(1) herkese özgür, sınırsız ve ücretsiz internet bağlantısı.(2) herkes için ücretsiz ve temiz suya erişim hakkı.(3) ücretsiz toplu taşıma hakkı.(4) çevrecilik ve doğanın korunması il.(5) sürdürülebilir kalkınmadan oluşmakta. Grillo, merkez sol ve merkez sağdan herhangi bir parti ile koalisyon yapma seçeneğini reddederken, Avrupa Birliği üyeliği ve AB ekonomik önlemleri konusunda da referanduma gidebileceğini açıklaması Avrupa başkentlerinde ve piyasalarda tedirginlik yaratmışa benziyor. Yâni o bir "Ferrari'sini Satan Bilge" filân değil. Grillo'nun bir internet blogundan başlayarak siyasal partiye dönüştürdüğü Beş Yıldız Hareketi internet tabanlı hareketler olarak başlayıp, İsveç ve Almanya gibi ülkelerde partileşerek etkili olmaya başlayan Korsan Partisi hareketlerine benziyor. Hakikaten de Grillo'nun, Bersani ve merkez solla koalisyon kurmaya yanaşmaması bu noktada dikkat çekici bir tavır. Bu hareketin klâsik bir parti kavramına hiç uymadığını ama belki de dünyanın kaderini değiştirebilecek yeni bir eylem ve örgütlenmenin öncüsü olarak tarihe geçmekte. Türbanlısıyla mini eteklisi birbirlerine sarılarak fotoğraf karelerine girmediler mi ebediyen? Eh, bunu ben biliyorsam, bu memleketin Atatürkçü, iki üç lisan bilen ve "sağcılık, solculuk" gibi çürümüş şeyleri çöpe atarak dayanışan gençlerimiz bilmez mi? Tabii biliyorlar. https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=M-uDB6QxZik#! Daha önce de yazmıştım; arkasına entellijensiyayı ve bilimi almayan proletarya ütopyası çoktan öldü. Grillo'yu merak edenler http://www.youtube.com/watch?v=m8mycEaQ6nM adresinden görebilirler. Yâni, mevcut yasalara göre kurulmuş, merkezi ve illerde teşkilâtlanmasını tamamlamış, binalar kiralamış bir partiye ihtiyaç kalmamış. Hepsini birkaç gün içerisinde facebook, e-posta veya benzeri şeylerle organize etmek mümkün. Onun için yasaklamaya çalışmıyorlar mı zâten? Darısı başımıza… *** Bu arada, fıkra gibi bir gelişme daha oldu; Floransa'da bir sohbete katılan Orhan Pamuk, Gezi Parkı protestolarıyla ilgili sorularla karşı karşıya kalmış ve "ülkem için endişeliyim ve olayları dertlenerek takip ediyorum. Bu hayırlı vatan evlâdının "Türkler bir milyon Ermeni'yi, otuz bin Kürt'ü öldürmüşlerdir" vecizesini söyleyişini hatırlayın… Zamanında, Adana Seyhan'da düzenlenen bir konferansta konuşma yapan Prof.Dr.İlber Ortaylı, NOBEL ödüllü Orhan Pamuk için ilginç bir tesbitte bulunmuştu: Kaleme aldığı bir eserde şöyle bir ifâde geçiyor: "İmam ikindi namazı saatinde câminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu". İLK KURŞUN |
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Nullum magnum ingenium sine mixtura dementiae fuit.* * *
Icine biraz delilik karismamis olan bir buyuk zeka yoktur.
Latin Atasozu - (Seneca)
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder