Avrupa’nın elinde tek seçenek kaldı

Zil takıp oynamıyoruz, ama yüzyılın krizi geliyor.
Bakın burada da gevşek para politikasından bahsediliyor, emtia ve varlık fiyatlarında  büyük artışlar olma pahasına.
Yani 80'li yıllardan tanıdığımız, yüksek enflasyonlu büyüme ve ardından küçülme dönemleri içeren paroksismal periyodik krizler.
Türkiye'nin ise batan bu gemiden bağlarını kurtarması mümkün değil.
Çünkü bizim en büyük borç verenlerimiz, bu ülkelerin oligarkları.
Gelmekte olan krize belki kişisel tedbirler alarak yolumuza devam etme şansımız olabilir mi, onu da pek sanmıyorum.

---

Avrupa'nın elinde tek seçenek kaldı

Matthew Lynn / MarketWatch 20 Temmuz 2011

İ

talya çalkanıyor.
İspanya yeni bir krizle karşı karşıya.
Fransa bile artık euro bölgesinin güvenilir üyelerinden biri olarak kabul edilmiyor.

Avrupa'nın kutsanmış ortak para birliğinin etrafındaki fırtına her geçen gün hızını artırırken, kriz birliğin çevre ekonomilerinden merkez ekonomilerine kaymış durumda.

Piyasalar bıçak sırtına konumlanmış halde, büyük kapsamlı bir çöküşün sonuçlarından korkuyor.

Göz ardı edilmeyecek bir şey var ki o da Avrupalı liderlerin euroyu hayatta tutma konusundaki isteği.
Üç nesildir politikacılar, kariyerlerini daha bütünleşmiş bir Avrupa üzerine kurdu.

Bu amaçlarını kolayca bırakmayacaklar gibi görünüyor.

Elbette euroyu korumak için son güçlerine kadar savaşacaklar ancak bunu nasıl yapacaklar?

Avrupa'nın elinde kalan tek seçenek, en kısa zamanda para basmak olarak görünüyor.
Hatta ABD Merkez Bankası (Fed)'nin parasal gevşeme paketiyle bastığından çok daha fazlasını basacak.

Euroyu kurtaracak tek hamle bu gibi görünüyor.
Ancak Avrupa para bastığında, küresel emtia ve varlık fiyatlarında yeniden hızlı bir yükseliş göreceğiz.

Silahlarını bu kez İtalya'ya çeviren tahvil piyasası da euro bölgesinde devam eden krizi yeni ve daha tehlikeli bir boyuta taşıyor.

İtalya, büyük ve önemli bir ülke.
ABD ve Japonya'dan sonra dünyanın en büyük üçüncü tahvil piyasasına sahip.
İtalyanlar küresel standartlara göre daha fazla tasarruf edip, kendi hükümetinin borcunu bile üstlenmiş olsa da Milan ve Turin'deki çalışkan vatandaşlar İtalya'nın yıllar içinde bastığı tahvillerin hepsini satın alamaz.
İtalya tahvillerinin yarısına yakını uluslararası piyasalara dağılmış durumda.
Ülke iflas ederse, şok dalgası her yerde hissedilecek.

Bu yüzden İtalya yok sayılamaz.
Ancak şu anda ülke pek de kurtarılacak gibi görünmüyor.

Avrupalı liderler, Perşembe günü yeni bir zirve gerçekleştirecek.
Amaç her zamanki gibi piyasaları krizi kontrol altına aldıkları konusunda ikna etmek.
Ancak daha önceki deneyimlerinden de gördüğümüz gibi bunu pek de başarabilecek ya da yayılan krizi durduracak bir plan üretebileceklermiş gibi görünmüyor.

Nedeniyse çok basit.
Krizi, herkes için geçerli seçenekler bulamadıklarından kontrol altına alamıyorlar.

İKİ YOL VAR

Gerçekçi bakıldığında, bu sorundan kurtulmanın iki yolu var gibi görünüyor.

• Bunlardan iki, Almanya'dan çevre ekonomilere ve büyük ihtimalle İspanya ve İtalya'ya da yoğun bir aktarım yapacak mali birlik kurmak.
• Ya da kontrollü bir iflas mekanizması yaratıp, Yunanistan, Portekiz ve benzer sıkıntılar yaratabilecek diğer ekonomileri eurodan çıkarmak.

Sorun ise ikisinin de siyasi açıdan imkansız olması.
Almanlar çevre ekonomilere yoğun bir para aktarımı yapmayı kabul etmeyecekler.
Zaten Yunanistan'ın borcunu ödedikleri gerekçesiyle oldukça öfkeliler.
Aynı şeyi İtalya ya da diğer ekonomiler için yapmaları, Angela Merkel'in diğer seçimlerde görevine elveda demesi anlamına geliyor.

Avrupa Birliği ise herhangi bir batışa ya da ortak para birliğini dağıtma niyetinde görünmüyor.
Yaklaşık 60m yıldır, AB'nin misyonu hep daha bütün bir birlik yaratmaktı.
Euro da bu yolda atılmış en kilit adımlardan biriydi.

Eğer euro dağılırsa, AB'de işler tam tersi yönde işleyecek.
Euro kullanmayan ülkeler de AB'nin kendilerinin ne işine yarayacağını tartışabilir.
Ve kısa bir süre içinde AB de dağılabilir.

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Her durumda evlenin. İyi bir eşiniz olursa mutlu olursunuz. Eşiniz kötü olursa filozof olursunuz..  Socrates