-------- Original Message --------
| From: | Pam <levbaba@yahoo.com> |
|---|
Yer: Gokleri ve yerleri yaratan yuce Tanri'nin calisma odasi.
Yuce tanri, calisma odasina kapanmis yeni bir evren yaratmakla mesguldur. Kendi kendine konusup galaktik hesaplar yaparken kapi calinir.
- Kim oooo ?
- Tanrim ben, Cebrail, bir sey arzetmek istiyorum.
- Gel Cebo gel, otur soyle, valla calismaktan basima agrilar girdi. Bana surdan aspirin falan bir seyler versene, bir de sebilden su doldur.
- Buyur tanrim, yavas yavas icin ...
- Oh, iyi geldi valla. Eee, derdin ne senin ?
- Tanrim, asagida durumlar yine cok karisti ...
- Hangi asagida ? Bir suru galaksi var ...
- Su bizim eski galaksi, dunya gezegeni ..
- Bi dakka yaaa, tam olarak neresiydi orasi ?
- Hani primatlarin genleriyle oynayip Adem-Havva prosesini baslatmistik, sonra siz tufan falan gondermistiniz ...
- Haa orasi, tamam, sorun ne ?
- Efendim hepsi birden savas durumuna gectiler. Ayrica siz ne demisseniz tersini yapiyorlar, din iman hak goture ...
- Bi dakka, arsive bakayim, hasir husur ... Eee, ben bunlara bir suru elci gondermisim, kitap isleri tamam, risale falan, guzeel hepsi verilmis ... daha ne istiyorlar ?
- Biz de pek anlamadik, ama hepsi girtlak girtlaga gelmis durumda. Ayrica ahlak diye bir sey kalmamis. Iki melek arkadasi gonderdik teftis icin, yani ayiptir soylemesi, gay kullariniz peslerine takilmis. Arkadaslar seylerini ... kanatlarini zor kurtarmislar.
- Deme ya ?
- Valla boyle. Ustelik nukleer enerji kullaniyorlar, gezegeni yok edecek bu barbarlar.
- Dur bir dusuneyim. Biz bunlari cezalandirdik degil mi ?
- Hem de kac defa ! Sel, deprem, simsek ... ne yaptiysak bosuna.
- O zaman kiyameti kopartin ! Gezegeni dumduz edelim, olusu dirisi hepsini kaldirin, sorgu-hesap islemlerine baslayalim.
- Ama yuce Tanrim, galaktik dengeler alt ust olur, hesaplara gore daha dunya icin kiyamete ...
- Bana akil ogretme ! Ne dediysem onu yap ! Git, emrimi butun meleklere ilet, ben sizin bilmediginizi bilirim !
- Emredersiniz yuce tanrim ...
***
- Arkadaslar, hepinizi acil olarak toplantiya cagirmis bulunuyorum. Son alinan karara gore, dunya gezegeninde derhal kiyamet islemini baslatiyoruz. Ne o Mikail, suratin asildi birden.
- Cebrail kardes, burda tabiat olaylarini duzenliyorum. Boru degil bu is ! Sen ne dediginin farkinda misin ? Vaktinden once baslatirsak kara delik acilir, galaksi kendi icine coker !
- Kardesim git bunu patrona anlat ! Tutturdu kiyamet kiyamet diye, cesaretin varsa, sen cik karsisina ...
- Tamam ... bir seyler dusunurum. Ben aslinda supernova patlamasi falan tasarlamistim ama iki uc yildizi atesleyip idare edecegiz.
- Israfil, senin gorusun ne ?
- Oluleri kaldiririz, o is kolay da, daha kayitlar ana bilgisayara girmedi, yani bir yanlislik olursa, firca yemeyelim.
- Sen bilirsin isini. Azrail, ya sen ?
- Valla bana gore hava hos, zaten bikmistim, onun ruhunu al bunun ruhunu al. Kalanlari tek hamlede oldururum, gerisi Israfil'in isi.
- Arkadaslar o zaman sorun yok, hemen basliyoruz, ben semada komuta merkezinde kaliyorum, Mikail sen stratosfere yakin bir yerlerde pozisyon al, Azrail onden gitsin, Israfil butun gozcu melekleri ve sorgu meleklerini alip indirme yapmaya baslasin.
Hepiniz gorunmezlik kalkanlarini devre disi birakip, gorunur hale geleceksiniz. Azrail'den sinyal gelince resmen duruma el koyacagiz. Parola : Basmelek tatile cikti.
- Anlasildi.
***
Ve kiyamet kopar. Melekler akin akin gokten inmeye baslarlar. Denizler kabarir, sular isinir ve kopurur, kiyamet muhurleri tek tek acilir, insanlar dehset icinde ne oldugunu anlamaya calisirlarken, Azrail bir tirpan darbesi ile hepsini oldurur.
Dunya dumduz edilir, mahser yeri hazirlanir, tum insanlar diriltilir, melekler dehset veren seslerle her ummeti kendi alanlarina surerler.
- Hadi hadiii, uyusuklar ... hareket edin biraz, ilk cag dinleri burayaaaa ... paganlar sirayi bozmasin ...
- Yahudileeer, araya karismayin ... kardesim ciksana muslumanlarin kuyrugundan ... alin getirin sunu ...
Boylece butun insanlar mahser yerine surulur ve beklemeye baslarlar. Cebrail, her seyin hazir oldugunu bildirmek icin, Tanri katina ucar.
***
- Tak tak tak ...
- Cebrail sensin herhalde, gel gel, bak ne gosterecegim.
- Tanrim, dunya bir mahser alani haline ...
- Birak simdi dunyayi, beklesinler, isleri ne, kolay mi oyle kiyamet saati. Bak bu yeni evrende surec tersine isleyecek, once yaslanacaklar sonra genclesecekler, ayrica gezegenleri sekil degistirecek bicimde yapiyorum, muthis guzel oldu ...
- Su mahser isi ... hani emretmistiniz ...
- Ha, tamam. Anlat bakalim ne alemdeler ?
- Valla hic sormayin, dindarlar zaten boyle bir seyi bekliyorlardi, yine de feryat figan agliyorlar. Arkadaslarin kafasi sisti bunlarin feryatlarindan.
- Ya oburleri ... hani kitap mitap tanimam diyenler.
- Tanrim, felaket durumdalar, hepsi mosmor kesildi.
- Sen yokken biraz kayitlara baktim da, su daginik sakalli inancsiz ne alemde, hani afyon mafyon diye laflar etmisti.
- Tam girgir yuce Tanrim. Adam mahser sahasinda da iscileri orgutlemeye calisti ...
- Eeee ?
- Iki tane amele buna bir giristiler, agiz burun kan icinde kaldi.
- Iyi olmus, gosteririm ben ona afyonu. Peki su posbiyikli herif ne yapiyor, boyuna posuna bakmadan beni oldurmustu ...
- Hic sesi cikmiyor, galiba senteyi siyirdi, kendi kendine almanca bir seyler soyluyor.
- Beter olsun. Bu daha ne ki, sopayi yiyince butun dilleri bulbul gibi sakimaya baslar.
- Simdi ne yapiyoruz, Tanrim ?
- Sen git beni anons et, ben ortaya cikarim. Bak kendime soyle bir sekil yaptim, nasil, urkutucu gorunuyor muyum ?
- Super olmus Tanrim, yani bunca zaman yaninda calismasam ben bile tirsardim.
- Iyi, hadi git, bitirelim su isi ...
***
- EEEY MAHSER HALKIIII ...EEEY GUNAHKARLAR ... ISTE BUUU INKAR ETTIGINIZ GUNDUUUUR
SIMDIII YUCE TANRI SIZLERE SESLENECEK
VEEE ... TANRIIIII
Ayni anda Mikail bir kac olu gezegeni patlatir, gozleri kor eden isiklar sacilir, Israfil yeri sallar, kalpleri durduran korkunc sesler duyulur ve Tanri sahneye cikar.
- Dunya halki, yedikce doymayanlar, gunahkarlar, isyankarlar ! Sizlere elcilerimi gonderdim, sizlere kitaplar gonderdim, dogruyu ve yanlisi ogrettim ama siz yine de bana karsi ciktiniz. Soyleyeceginiz bir sey var mi ?
Kimseden ses cikmaz, herkes basini onune egmis, bundan sonra neler olacagini dusunmektedir, etraf oyle sessizlesir ki bir tek melegin bile kanat sesi isliklar cikararak yankilanmaktadir.
Tanri yeniden konusur.
- Fazlasi ile hak ettiginiz azabi uzerinizden kaldirmak icin size tek sans verecegim. Icinizden biri, butun insanligin adina bana bir soru sorabilir. Eger cevabini benim dahi bilmedigim bir soru sorabilirse hepinizin gunahlarini affedecegim. Kim, icinizden kim, insanlik adina soz almak ister ?
Sessizlik daha da derinlesir. Elciler ve nebiler Tanri'ya boyle bir sey sorulamiyacagini bildikleri icin susarlar. Felsefeciler tereddut icinde kalirlar ... herkes kendi aklina gore bir seyler dusunur ama kimse one cikmaya cesaret edemez.
Tam yuce Tanri sorgulama icin emir verecekken, mahser kalabaliginin arka siralarindan bir el kalkar.
- Benim Tanri'ya soracak bir sorum var ! Soz almak istiyorum !
Tanri yanindakilere danisir:
- Cebrail, kim bu adam ... baksaniza sunun kayitlarina.
- Tanrim, bir saniye, arkadaslar kimligini tesbit etmis, getiriyorlar. Hah, geldi.
- Evet ?
- Mulayim Ozturkoglu diye biri, kiyamet koptugunda hala hayatta imis. Dunyalilarin Asya dedigi cografyada yasiyormus. 33 yasinda.
- Haydaaa, kim bu yaaa, yani ne ozelligi var ?
- Anlayamadim Tanrim, cok vasat biri gibi gorunuyor.
- Neyse ... cagirin gelsin.
Getirirler.
- Sor bakalim sorunu, ya kulum. Bekliyorum.
- Yuce Tanrim, kiyameti hangi gun kopardiniz, kuyrukta ite kaka gelirken gunleri karistirdim ...
- Eee, senin cografyana gore Cumartesi, ne olmus ? Bunu mu soracaktin ?
- Yok, daha sormadim. Sey ... keske Pazar gununu bekleseydiniz de oyle kiyamet yapsaydiniz ...
- Ne diyorsun sen yahu ...
- Yuce tanrim, simdi benim kayinco askerde, iyi cocuktur, donunce evlenecekti ..
- ???
- "Vakit Bu Vakit" gazetesi 29 kupona mutfak robotu veriyordu ...
- Robot ? Mutfak ?
- Yani, Pazar gunu butun kuponlarim tamam oluyordu. Simdi yarim kaldi. Yani, benim kayinco askerden donunce evlenecek de, ona hediye edecektim.
- Ne ?
- Kayinco. Benim kayinco, iyi cocuktur, simdi askerde ..
Aniden yuce Tanri katilir, tum evren sarsilmaya baslar, melekler apar topar soruyu soran kisiyi kalabaligin arasina atarlar, fakat evren giderek gerilmekte ve zincirleme bir cozulmeye dogru gitmektedir. Melekler telaslanir:
- Mikaiiiil su getirin, katildi galiba, gulmeye basladi ....sirtina vurun sirtina. Tanrim lutfen, kasma kendini, cok kotu seyler olacak
- Tamam ... tamam ... iyiyim ... alin su herifi. Ohooo ohooo, neyse ... tum bu kalabaligi alin, en uzak galaksiye gonderin, ne yaparlarsa yapsinlar.
- Tanrim, peki ya hesap, sorgu ?
- Vazgectim, istemem ... beni yalniz birakin, dusunmek istiyorum. Bunlari artik gozum gormesin !
- Nasil isterseniz Tanrim.
Yuce tanri cekilir, insanlar surulur, melekler ayrilir.
Kiyamet sorgusu, baslamadan sona erer.
***
Saygilar
levent
Yuce tanri, calisma odasina kapanmis yeni bir evren yaratmakla mesguldur. Kendi kendine konusup galaktik hesaplar yaparken kapi calinir.
- Kim oooo ?
- Tanrim ben, Cebrail, bir sey arzetmek istiyorum.
- Gel Cebo gel, otur soyle, valla calismaktan basima agrilar girdi. Bana surdan aspirin falan bir seyler versene, bir de sebilden su doldur.
- Buyur tanrim, yavas yavas icin ...
- Oh, iyi geldi valla. Eee, derdin ne senin ?
- Tanrim, asagida durumlar yine cok karisti ...
- Hangi asagida ? Bir suru galaksi var ...
- Su bizim eski galaksi, dunya gezegeni ..
- Bi dakka yaaa, tam olarak neresiydi orasi ?
- Hani primatlarin genleriyle oynayip Adem-Havva prosesini baslatmistik, sonra siz tufan falan gondermistiniz ...
- Haa orasi, tamam, sorun ne ?
- Efendim hepsi birden savas durumuna gectiler. Ayrica siz ne demisseniz tersini yapiyorlar, din iman hak goture ...
- Bi dakka, arsive bakayim, hasir husur ... Eee, ben bunlara bir suru elci gondermisim, kitap isleri tamam, risale falan, guzeel hepsi verilmis ... daha ne istiyorlar ?
- Biz de pek anlamadik, ama hepsi girtlak girtlaga gelmis durumda. Ayrica ahlak diye bir sey kalmamis. Iki melek arkadasi gonderdik teftis icin, yani ayiptir soylemesi, gay kullariniz peslerine takilmis. Arkadaslar seylerini ... kanatlarini zor kurtarmislar.
- Deme ya ?
- Valla boyle. Ustelik nukleer enerji kullaniyorlar, gezegeni yok edecek bu barbarlar.
- Dur bir dusuneyim. Biz bunlari cezalandirdik degil mi ?
- Hem de kac defa ! Sel, deprem, simsek ... ne yaptiysak bosuna.
- O zaman kiyameti kopartin ! Gezegeni dumduz edelim, olusu dirisi hepsini kaldirin, sorgu-hesap islemlerine baslayalim.
- Ama yuce Tanrim, galaktik dengeler alt ust olur, hesaplara gore daha dunya icin kiyamete ...
- Bana akil ogretme ! Ne dediysem onu yap ! Git, emrimi butun meleklere ilet, ben sizin bilmediginizi bilirim !
- Emredersiniz yuce tanrim ...
***
- Arkadaslar, hepinizi acil olarak toplantiya cagirmis bulunuyorum. Son alinan karara gore, dunya gezegeninde derhal kiyamet islemini baslatiyoruz. Ne o Mikail, suratin asildi birden.
- Cebrail kardes, burda tabiat olaylarini duzenliyorum. Boru degil bu is ! Sen ne dediginin farkinda misin ? Vaktinden once baslatirsak kara delik acilir, galaksi kendi icine coker !
- Kardesim git bunu patrona anlat ! Tutturdu kiyamet kiyamet diye, cesaretin varsa, sen cik karsisina ...
- Tamam ... bir seyler dusunurum. Ben aslinda supernova patlamasi falan tasarlamistim ama iki uc yildizi atesleyip idare edecegiz.
- Israfil, senin gorusun ne ?
- Oluleri kaldiririz, o is kolay da, daha kayitlar ana bilgisayara girmedi, yani bir yanlislik olursa, firca yemeyelim.
- Sen bilirsin isini. Azrail, ya sen ?
- Valla bana gore hava hos, zaten bikmistim, onun ruhunu al bunun ruhunu al. Kalanlari tek hamlede oldururum, gerisi Israfil'in isi.
- Arkadaslar o zaman sorun yok, hemen basliyoruz, ben semada komuta merkezinde kaliyorum, Mikail sen stratosfere yakin bir yerlerde pozisyon al, Azrail onden gitsin, Israfil butun gozcu melekleri ve sorgu meleklerini alip indirme yapmaya baslasin.
Hepiniz gorunmezlik kalkanlarini devre disi birakip, gorunur hale geleceksiniz. Azrail'den sinyal gelince resmen duruma el koyacagiz. Parola : Basmelek tatile cikti.
- Anlasildi.
***
Ve kiyamet kopar. Melekler akin akin gokten inmeye baslarlar. Denizler kabarir, sular isinir ve kopurur, kiyamet muhurleri tek tek acilir, insanlar dehset icinde ne oldugunu anlamaya calisirlarken, Azrail bir tirpan darbesi ile hepsini oldurur.
Dunya dumduz edilir, mahser yeri hazirlanir, tum insanlar diriltilir, melekler dehset veren seslerle her ummeti kendi alanlarina surerler.
- Hadi hadiii, uyusuklar ... hareket edin biraz, ilk cag dinleri burayaaaa ... paganlar sirayi bozmasin ...
- Yahudileeer, araya karismayin ... kardesim ciksana muslumanlarin kuyrugundan ... alin getirin sunu ...
Boylece butun insanlar mahser yerine surulur ve beklemeye baslarlar. Cebrail, her seyin hazir oldugunu bildirmek icin, Tanri katina ucar.
***
- Tak tak tak ...
- Cebrail sensin herhalde, gel gel, bak ne gosterecegim.
- Tanrim, dunya bir mahser alani haline ...
- Birak simdi dunyayi, beklesinler, isleri ne, kolay mi oyle kiyamet saati. Bak bu yeni evrende surec tersine isleyecek, once yaslanacaklar sonra genclesecekler, ayrica gezegenleri sekil degistirecek bicimde yapiyorum, muthis guzel oldu ...
- Su mahser isi ... hani emretmistiniz ...
- Ha, tamam. Anlat bakalim ne alemdeler ?
- Valla hic sormayin, dindarlar zaten boyle bir seyi bekliyorlardi, yine de feryat figan agliyorlar. Arkadaslarin kafasi sisti bunlarin feryatlarindan.
- Ya oburleri ... hani kitap mitap tanimam diyenler.
- Tanrim, felaket durumdalar, hepsi mosmor kesildi.
- Sen yokken biraz kayitlara baktim da, su daginik sakalli inancsiz ne alemde, hani afyon mafyon diye laflar etmisti.
- Tam girgir yuce Tanrim. Adam mahser sahasinda da iscileri orgutlemeye calisti ...
- Eeee ?
- Iki tane amele buna bir giristiler, agiz burun kan icinde kaldi.
- Iyi olmus, gosteririm ben ona afyonu. Peki su posbiyikli herif ne yapiyor, boyuna posuna bakmadan beni oldurmustu ...
- Hic sesi cikmiyor, galiba senteyi siyirdi, kendi kendine almanca bir seyler soyluyor.
- Beter olsun. Bu daha ne ki, sopayi yiyince butun dilleri bulbul gibi sakimaya baslar.
- Simdi ne yapiyoruz, Tanrim ?
- Sen git beni anons et, ben ortaya cikarim. Bak kendime soyle bir sekil yaptim, nasil, urkutucu gorunuyor muyum ?
- Super olmus Tanrim, yani bunca zaman yaninda calismasam ben bile tirsardim.
- Iyi, hadi git, bitirelim su isi ...
***
- EEEY MAHSER HALKIIII ...EEEY GUNAHKARLAR ... ISTE BUUU INKAR ETTIGINIZ GUNDUUUUR
SIMDIII YUCE TANRI SIZLERE SESLENECEK
VEEE ... TANRIIIII
Ayni anda Mikail bir kac olu gezegeni patlatir, gozleri kor eden isiklar sacilir, Israfil yeri sallar, kalpleri durduran korkunc sesler duyulur ve Tanri sahneye cikar.
- Dunya halki, yedikce doymayanlar, gunahkarlar, isyankarlar ! Sizlere elcilerimi gonderdim, sizlere kitaplar gonderdim, dogruyu ve yanlisi ogrettim ama siz yine de bana karsi ciktiniz. Soyleyeceginiz bir sey var mi ?
Kimseden ses cikmaz, herkes basini onune egmis, bundan sonra neler olacagini dusunmektedir, etraf oyle sessizlesir ki bir tek melegin bile kanat sesi isliklar cikararak yankilanmaktadir.
Tanri yeniden konusur.
- Fazlasi ile hak ettiginiz azabi uzerinizden kaldirmak icin size tek sans verecegim. Icinizden biri, butun insanligin adina bana bir soru sorabilir. Eger cevabini benim dahi bilmedigim bir soru sorabilirse hepinizin gunahlarini affedecegim. Kim, icinizden kim, insanlik adina soz almak ister ?
Sessizlik daha da derinlesir. Elciler ve nebiler Tanri'ya boyle bir sey sorulamiyacagini bildikleri icin susarlar. Felsefeciler tereddut icinde kalirlar ... herkes kendi aklina gore bir seyler dusunur ama kimse one cikmaya cesaret edemez.
Tam yuce Tanri sorgulama icin emir verecekken, mahser kalabaliginin arka siralarindan bir el kalkar.
- Benim Tanri'ya soracak bir sorum var ! Soz almak istiyorum !
Tanri yanindakilere danisir:
- Cebrail, kim bu adam ... baksaniza sunun kayitlarina.
- Tanrim, bir saniye, arkadaslar kimligini tesbit etmis, getiriyorlar. Hah, geldi.
- Evet ?
- Mulayim Ozturkoglu diye biri, kiyamet koptugunda hala hayatta imis. Dunyalilarin Asya dedigi cografyada yasiyormus. 33 yasinda.
- Haydaaa, kim bu yaaa, yani ne ozelligi var ?
- Anlayamadim Tanrim, cok vasat biri gibi gorunuyor.
- Neyse ... cagirin gelsin.
Getirirler.
- Sor bakalim sorunu, ya kulum. Bekliyorum.
- Yuce Tanrim, kiyameti hangi gun kopardiniz, kuyrukta ite kaka gelirken gunleri karistirdim ...
- Eee, senin cografyana gore Cumartesi, ne olmus ? Bunu mu soracaktin ?
- Yok, daha sormadim. Sey ... keske Pazar gununu bekleseydiniz de oyle kiyamet yapsaydiniz ...
- Ne diyorsun sen yahu ...
- Yuce tanrim, simdi benim kayinco askerde, iyi cocuktur, donunce evlenecekti ..
- ???
- "Vakit Bu Vakit" gazetesi 29 kupona mutfak robotu veriyordu ...
- Robot ? Mutfak ?
- Yani, Pazar gunu butun kuponlarim tamam oluyordu. Simdi yarim kaldi. Yani, benim kayinco askerden donunce evlenecek de, ona hediye edecektim.
- Ne ?
- Kayinco. Benim kayinco, iyi cocuktur, simdi askerde ..
Aniden yuce Tanri katilir, tum evren sarsilmaya baslar, melekler apar topar soruyu soran kisiyi kalabaligin arasina atarlar, fakat evren giderek gerilmekte ve zincirleme bir cozulmeye dogru gitmektedir. Melekler telaslanir:
- Mikaiiiil su getirin, katildi galiba, gulmeye basladi ....sirtina vurun sirtina. Tanrim lutfen, kasma kendini, cok kotu seyler olacak
- Tamam ... tamam ... iyiyim ... alin su herifi. Ohooo ohooo, neyse ... tum bu kalabaligi alin, en uzak galaksiye gonderin, ne yaparlarsa yapsinlar.
- Tanrim, peki ya hesap, sorgu ?
- Vazgectim, istemem ... beni yalniz birakin, dusunmek istiyorum. Bunlari artik gozum gormesin !
- Nasil isterseniz Tanrim.
Yuce tanri cekilir, insanlar surulur, melekler ayrilir.
Kiyamet sorgusu, baslamadan sona erer.
***
Saygilar
levent
_
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder