AKP'den Yargı'ya güz müdahalesi
Yargıda AKP'ci dönüşüm hız kesmiyor.
Geçtiğimiz gün HSYK'nın 'Güz kararnamesi' ile 529 hâkim ve savcının görev yeri değişti.
Görev yeri değişen yargıçların 129'unun Yargıtay'dan olması, AKP'nin sıradaki hedefinin Yargıtay olduğunu gösteriyor.
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında yapılan son seçimle AKP'nin enstrümanlarından biri haline gelen HSYK'nın dünkü kararnamesiyle yargıda önemli bir değişim daha yaşandı.
529 hakim ve savcıya yeni görev yerleri belirlenmesiyle AKP yargıdaki önemli sayıda kritik noktaya yandaşlarını yerleştirmiş oldu.
Yargıtay'dan 129 gibi yüksek bir sayıda yargıcın görev yerinin değişmesinin yanında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki memur suçlarına ve siyasi partiler sicillerine bakan savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi de dikkat çekti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda memur ve bürokrat suçlarına bakmakla görevli Savcı Zafer Ediş Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nda görevlendirilirken, yine Başsavcılıkta siyasi partilerin sicillerini inceleyen Savcı Mehmet Ali Yeniay Antalya Hâkimliği'ne atandı.
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı'nda görevli savcılar Gökhan Sayın, Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığı'nda, Erkan Buyruk ise Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı'nda görevlendirildi.
Bu veriler Yargıtay'ın, başkan koltuğundan sonra, üye koltuklarının da AKP için hedef olduğunu gösteriyor.
HSYK seçimlerini "eşek"ler kazanmıştı
Özellikle 12 Eylül 2010 anayasa referandumuyla hız kazanan yargıda dönüşüm sürecinde önemli değişiklikler yaşandı.
Bu değişikliklerden biri de geçtiğimiz yıl Ekim ayında yapılan son HSYK seçimlerinde AKP listesinin kazanması idi.
AKP HSYK'yı ele geçirmek için seçim sürecinde her türlü skandala imza atmaktan çekinmemişti.
Geçtiğimiz Mayıs ayında yayınlanan, Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Beypazarı Hakimi Orhan Gazi Ertekin'in kitabı bu süreçte yaşananları ortaya koymuştu.
"Yargı Meselesi Hallonuldu - Yargının 'Eşekli Demokrasi' ile İmtihanı" adlı bu kitabında Ertekin, hem Bakanlık'ın bu süreçte nasıl AKP'ci olmayan hakim ve savcıları çeşitli asılsız söylentilerle karalama çalışması yürüttüğünü, hem de AKP yanlısı hakim ve savcıların sırf YARSAV'ı tasfiye etmek için "Bakanlık eşeği aday gösterse eşeğe de oy veririm" demeye varacak kadar AKP yanlısı bir tavır takındıklarını açığa çıkarmıştı.
Ertekin, Bakanlığın, kendi listesinden aday olmayanlara yönelik elindeki bilgileri kullanarak "Türbanlı karısının başını açmış", "İçki içiyormuş" türünde bilgilerle insanların linç edilmek istendiğini de öne sürmüştü.
HSYK seçimini Adalet Bakanlığı listesi kazanmış ancak dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve bakanlığın tüm yetkilileri listenin bakanlığın listesi olduğunu reddetmişlerdi.
Ancak Ertekin'in kitabında yer alan tutanaklar, HSYK seçim sürecinin bakanlık tarafından yürütüldüğünü ve listenin de Bakanlığın listesi olduğunu açıkça ortaya koydu.
Yargıtay ve Danıştay başkanları Arınç'ın arkadaşı
Geçtiğimiz Haziran ayında Yargıtay ve Danıştay'da gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinde kazanan AKP'li adaylar olmuştu.
Danıştay başkanlığına Danıştay Birinci Daire üyesi Hüseyin Hüsnü Karakullukçu, Yargıtay başkanlığına ise 6.
Hukuk Dairesi Başkanı Nazım Kaynak seçilmişti.
Yargıtay'ın yapısını değiştiren yasanın çıkmasından sonra HSYK'nın seçtiği ve blok halinde hareket ettiği öne sürülen 160 yeni üyenin adayı olması sebebiyle Nazım Kaynak'ın başkan seçilmesi sürpriz olmamıştı.
Nazım Kaynak için "benim güzel arkadaşım" diyen Bülent Arınç, Karakullukçu'nun Danıştay Başkanı seçilmesinin ardından da "Şimdi bir şey söylerim 'bütün arkadaşları bir yerlere geldi' derler.
Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor" ifadelerini kullanmıştı.
AKP'ye kapatma davasının savcıları mercek altında
AKP, yüksek yargıya yandaşlarını yerleştirirken bir yandan da kendisine muhalif olanları herhangi bir hukuki açıklama olmaksızın mercek altına alıyor ve bu yargıçları baskı altına almaya çalışıyor.
Bu sürecin bir örneği de geçtiğimiz hafta yaşandı.
İkinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, AKP'ye ilişkin Anayasa Mahkemesi'nde açılan parti kapatma davasıyla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturmada görev alan savcıların kimler olduğunun bildirilmesini istedi.
Heyet ayrıca, söz konusu savcıların soruşturmanın hangi aşamasında soruşturmaya katıldıklarının ayrıntılı olarak sorulmasını da hükme bağladı.
Deniz Feneri e.V davasının eski savcılarına kovuşturma izni
Geçtiğimiz ay Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında HSYK tarafından yapılmakta olan incelemeyi (HSYK, soruşturmayı yürüten üç savcı hakkında 'usulsüz soruşturma yürüttükleri' iddiasıyla inceleme başlatmıştı) gerekçe göstererek Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkarslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz'ü görevden almıştı.
Hatırlanacağı üzere görevden alınan savcılar geçtiğimiz Temmuz ayında soruşturmayı başlatmış, ve bu süreçte dokuz kişi tutuklanmıştı.
Tutuklananlar arasında eski RTÜK Başkanı Zahit Akman ve Kanal 7 televizyonunun ortakları bulunuyordu.
Savcıların görevden alınmasından kısa bir süre önce soruşturmanın Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'ne de uzanması kararı alınmıştı.
Ve dün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2.
Dairesi görevden alınan Cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkında kovuşturma izni verilmesine karar verdi.
"Yargı bitmiş, midem kaldırmıyor"
Yargıda AKP'ci dönüşüm süreci hız kesmeden devam ederken, iki gün önce Yargıtay'dan tepki istifası geldi.
Yargıtay Tetkik Hakimi ve YARSAV Yönetim Kurulu üyesi Celal Çelik, "Türk yargısı bitmiş" dedi ve Yargıtay'dan istifa ettiğini açıkladı.
HSYK 'nın olumsuz tasarrufları nedeniyle artık yargıç ve savcıların sağlıklı karar verebileceğine ihtimal vermediğini belirten Çelik, Yargıtay'da 20 civarında hakim ve savcının yakın zamanda kendisinin istifa etmesine neden olan gerekçelerle emekliye ayrılacağını söylemiş, "Biat, bedelli ikbal beklentileri, blok oy uygulamaları, koltuk ve yaranma hesaplarının varlığı midelerimizi kaldırmıştır" demişti.
(soL - Haber Merkezi)
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ SABAHA KADAR.. . Şu şairler sevgililerden beter; Nedir bu adamlardan çektiğim? Olur mu böyle, bütün bir geceyi Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek?Dinle bakalım, işitebilir misin Türküsünü damların, bacaların Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını Yuvalarına?Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını Kullanılmış kafiyeleri yollamak için, Kapıma gelecek çöpçülerle, Deniz kenarına?Şeytan diyor ki: Aç pencereyi; Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder