Ne alakası var demeyin. Geçmiş, şimdi ve gelecek zamanlar. Hep birbiriyle bağlantılıdır. Herşeyin bir evveli vardır. Evvelini bilelim, şimdisini anlarız, sonrasını da tahmin ederiz. Alakası budur işte.. |
AKP'li Nazlı ILICAK'ın soy kütüğü
Başına bağladığı türbanla tv ekranlarına çıkmasından, andıçlanmasına, evliliği dolayısıyla basın dünyasına adım atmasından, milletvekilliğine kadar çok renkli hayatı olan bir insan Nazlı ILICAK
Ancak Nazlı ILICAK'ın hayatında yaşadıkları kadar renkli bir kişilik daha var; Sabetaycı olan annesi İhsan KAPANLI.
Gazeteci Leyla UMAR anlatıyor;
Tercüman Gazetesi hiçbir zaman kendime yakın hissettiğim bir gazete olmamıştı.
Ve o nedenle bir gün Kemal Ilıcak beni bizzat arayıp Boğaz'da bir yat gezisine davet edince doğrusu şaşırmıştım.
Churchill'in eşinden Onassis'in yatında terslendiğim gün beni kurtaran ve ölünceye kadar en yakın dostlarımdan biri olan Lady Barrows âşık olduğu İstanbul'a tatile 2 yılda bir gelirdi.
O haftayı bizde geçirdiği için Kemal Ilıcak nezaketen beni de davet etmişti......
Türkiye'de Barrows'lardan önce elçilik yapan Sir Kelly'nin hayli yaşlı eşi Lady Kelly de Türkiye'nin en renkli büyükelçilerinden Muharrem Nuri Birgi'nin Salacak'taki yalısında kalıyordu.
Hep birlikte "Nazlı" adlı motora bindik.
Nazlı'nın annesi İhsan Hanım eski dostları iki sefireyi ağırlarken Nazlı'ya niçin kızdığını anlayamadığım bir nedenle Kemal Ilıcak birdenbire bana herkesin duyabileceği yüksek sesle;
"Bakın, Leylâ Hanım ben nasıl İstanbul'a geldiğimden başlayım" diyerek;
Amasya'nın bir köyünde, eşek sırtında dolaşırken İstanbul'da Sanat Okulu'nu bitirdikten sonra Gece Postası Gazetesi'nde çalıştığım v.s. anlattıktan sonra: "Tercüman'ın sahibi olunca itibarım arttı.
Bir gün İhsan Hanım beni arayıp evine davet etti.
Kızı Nazlı'nın mutsuz, kısa evliliğini bitirdiğini, benim damadı olmamdan duyacağı mutluluğu dile getirdi."
Kemal Ilıcak'ın Nazlı ile annesinin ısrarıyla evlenmesini ve pişmanlığını Türkçeyi çok iyi bilen iki İngiliz sefiresi ve Muharrem Nuri Birgi dinledikçe dehşete düşüyorlardı.
Nazlı da sürekli ağlıyordu.
O gün tanışmama rağmen Kemal Bey'in kulağına eğilip daha fazla konuşmamasını rica ediyordum.
O büsbütün yüksek sesle, "Bırakın, içimi boşaltayım" diyordu.
Bir ara İhsan Hanım'ın kulağına; "Lütfen araya girin, bu duruma bir son verin, Nazlı'nın durumunu görmüyor musunuz" diyordum.
İhsan Hanım benim telaşımı: "Siz aldırmayın; karı koca kavgası yatak odasında biter" diyerek yatıştırmaya çalışıyordu.(1)
Buraya kadar güzel ama Nazlı ILICAK'ın annesi İhsan ÇAVUŞOĞLU'nun neresi önemli diyebilirsiniz.
Peşinen cevabımızı verelim; soyu.
Evet yanlış okumadınız soyu.
Çünki İhsan hanım israiloğullarından/ Sabetaycı bir ailenin kızı.
İsterseniz biraz açalım ve Türkiye'nin demokrasi havarisi Nazlı ILICAK'ın akrabalarını biraz tanıyalım.
Muammer ÇAVUŞOĞLU: Babası.
1954 yılında DP listesinden A.MENDERES tarafından İzmir milletvekili yapıldı.
Muammer bey bu milletvekilliğini Adnan MENDERES ile olan akrabalığına borçluydu.
Ancak meclisteki tek akrabası
Osman KAPANİ: İzmir milletvekili.
Osman KAPANİ Muammer beyin meclisteki akrabalarından biriydi.
Akrabalığı İhsan hanımın akrabası olmasından kaynaklanıyordu.
İhsan hanım KAPANLI'ların kızıydı.
Osman KAPANİ Demokrat Partinin Devlet Bakanlığınıda yaptı.(2)
Turhan KAPANLI: İzmir milletvekili ve bakan.
Turhan KAPANLI 1965-1969 yılları arasında Tarım Bakanı, 1969-1971 yılları arasında Köyişleri Bakanı, 1977 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 1977-1978 yılları arasında ise Milli Savunma Bakanlığı görevlerinde bulundu.
Turhan KAPANLI çalıştığı bütün bakanlıklarda dönmelerin yükselmesini sağladı.
İhsan KAPANLI'nın ağabeyi, yani Osman KAPANİ'nin kayınçosu, yani Nazlı ILICAK'ın dayısıdır.(2)
Ömer ÇAVUŞOĞLU: İşadamı.
FenerBahçe Spor Klubünün eski yöneticisi.
Nazlı ILICAK'ın kardeşi.
Dikkatinizi çektiyse hep bir KAPANİ/KAPANLI adı geçiyor.
Peki kim bu KAPANİ ve KAPANLI'lar.
İsterseniz biraz daha açalım.
Her şey 17.yüzyılda ortaya çıkan ve mesih olduğunu iddia
Sabetay Sevi (1622-1676) İzmirli bir yahudiydi.
Kabbala mistisizmine büyük ilgi duydu.
Mesih olduğunu bildirdi.
1660'larda bu açıklama üzerine Avrupa'nın her yerinden yahudiler heyecanla gözlerini İzmir'e diktiler.
Yahudi dünyasının bu müjdeyle altüst oluşunu, Claude Gutman ''İzmir'in Çılgın Dedikoduları'' (Çev: Meral Gaspıralı, Cep Yay., 1994) adlı romanında anlatıyor.
Ancak Osmanlı yönetimi işe el koydu; Sabetay Sevi'yi müslüman olmaya zorladı.
Sevi müslümanlığı
birlikte sürgüne gitti.
O günden sonra ''dönme'' denilen bu cemaat Selanik ve İzmir gibi Türk şehirlerinde yüzyıllarca yaşadı.
Sabetay'ın ölümü ile birlikte Kapancılar, Yakubiler, Karakaşlar adıyla üç ayrı gruba bölündüler.(3)
Her üç grupta iç evlenmelerle bütünlüklerini korumayı başarsalarda 20. yüzyılında başından itibaren dış evlilikler yapmaya başladılar.
1934 yılında çıkan soyadı kanunun ile birlikte her üç grup mensupları arasında kökeninden utanan yada tanınmak istemeyenler farklı soyisimleri alırken etnik şuurunu yitirmeden saklamak yanlısı olan aileler ise kendi gruplarının adını soyadı olarak aldılar.
İşte adını andığımız KAPANİ ve KAPANLI'LAR DA bunlardandı.
Yani Sabetaycı Yahudi dönmelerinin KAPANCI grubundan.
Peki ama ÇAVUŞOĞLU soyadı nereden geliyor diyorsanız oda Muammer beyin soyadı.
Yani İhsan KAPANLI'nın evlilik yoluyla elde ettiği soyadı.
Nazlı hanımın taşıdığı ILICAK soyadı ise eski eşi Kemal beyin soyadı.
Halen inanmakta zorluk çekiyorsanız Nazlı hanıma sorabilirsiniz.
KAYNAKLAR:
(1)_Leyla UMAR_Vatan Gazetesi_03.03.2003
(2)_Soner YALÇIN_Efendi_DoğanKitapAŞ._2005_55.Baskı
(3)_Ilgaz ZORLU_Evet Ben Selanikliyim_2004
Kaynak:
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Misafirlikte yemeği övmeyi unutma! Anonim Nasihat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder