15 Eylül 2011 Perşembe

POLITIK - LAİKLİK NE DEĞİLDİR MÜSLÜMAN KARDEŞ? Yazarını bilmiyorum...

LAİKLİK NE DEĞİLDİR MÜSLÜMAN KARDEŞ?

 

Dünya basının ilgiyle izlediği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün (15 Eylül 2011), Arap Baharı turu da denilen üç ülkeyi kapsayan Kuzey Afrika turunun ikinci ayağı Tunus'ta temaslarına başladı.

Kuzey Afrika turunun ilk durağı olan Mısır'da iki gün kalan Erdoğan'ın bundan sonraki son ziyareti Libya olacak.

Ancak; Milliyet Gazetesinde "Müslüman Kardeşlerin Erdoğan Tepkisi" başlıklı bir haber yayınlandı.

Haberde; Arap Baharı turuna devam eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İslam dünyasının gündemine oturan laiklik mesajlarına, Müslüman Kardeşler Hareketinin tepki gösterdiği belirtiliyordu.

"Atatürk'ün Türkiye'si laik olabilir ama Mısır, Türkiye'den farklıdır.

Biz İslami kurallara dayalı bir devlet yönetimi istiyoruz.

Erdoğan'ın sözleri Mısır'ın içişlerine karışmaktır." şeklinde konuşan Hareketin sözcüsü Dr.

Mahmoud Ghozlan'ın, Erdoğan'ın sözlerinin Türkçe'den Arapça'ya çevirirken bir hata olmuş olabileceğini ve "Onun gibi çok saygı duyduğumuz bir kişinin bu sözleri söylediğine inanmak istemiyoruz" diye açıklamada bulunduğu iddia edilmektedir.

Gerçi; Arapça orijinal adı İhvanü'l Müslimin olan Müslüman Kardeşler'in İngilizce web sitesine (www.ikhwanweb.com) baktığımda, bu açıklamaları bulamadım.

Esasen; yaklaşık 80 yıllık geçmişi olan Müslüman Kardeşler Hareketi, 31 yıllık Hüsnü Mübarek rejiminin yıkılmasından ardından, Arap Dünyasının lideri konumunu elde edecek yeni bir devlet kurma aşamasındaki Mısır'da söz sahibi olmak istemektedir.

Hareket; Hasan el-Benna'nın, 1928'de, Mısır'ın İsmailiye kentinde kurduğu dinsel siyasi bir örgüttür.

Modern bir İslam toplumu kurulabilmesi için Kuran ve Sünnetin (Peygamberimiz Hz.

Muhammed'in yaşam tarzı) kılavuzluğuna dönülmesini savunan Hareket, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da geniş taban bulmuştur.

Ancak; Mısır'da, 1938'den sonra siyasi nitelik kazanmaya başlamıştır.

Özellikle; 1980'lerden itibaren Müslüman Kardeşler Hareketinin şiddet yanlısı uzantıları, Hüsnü Mübarek yönetimince hep sert önlemlerle bastırılmıştır.

En son siyasi olarak yasaklanmış olmasına rağmen, bağımsız adaylarla katıldığı 2005 yılı parlamento seçimlerinde 88 sandalye kazanmıştır.

Bugün; yıllarca yasaklı bir muhalif hareket olarak varlık gösteren Müslüman Kardeşler, artık Mısır'da Özgürlük ve Adalet Partisi adında yasal bir parti olarak faaliyet göstermektedir.

Uzmanlar; Kasımda planlanan genel seçimlerde, Hareketin büyük bir zafer elde edeceği görüşünde birleşmektedirler.

Geçtiğimiz Mayıs ayında, Müslüman Kardeşler'in üst düzey yöneticilerinden, popüler bir reformcu olarak tanınan Abdül Moneym Ebul Fotuh da, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağımsız aday olarak katılacağını ilan etmiştir.

Nitekim; Partinin Genel Başkan Yardımcısı, ileri gelen bir Hıristiyan aydın olan Refik Habip'tir.

Yani Parti, bugüne kadar kendi içinde laik görüntü vermekte ve kamuoyuna da bu yönde demeçler vermektedir.

Dolayısıyla; Hareketin, Başbakan Erdoğan'ın yeni devletin teşkilinde yaptığı laiklik vurgusuna bu kadar aşırı tepki vermesine bir anlam veremiyorum Eğer doğruysa; o Müslüman Kardeş'e; "Laiklik Ne Değildir?" diye seslenmeyi gerekli görüyorum.

600 senelik Cihan Devleti unvanına sahip Osmanlı İmparatorluğunun adı Türk İslam Devleti değil, sadece Devlet-i Osmani (Osmanlı Devleti) idi.

Yönetimde kullandığı hukuk; doğrudan Kuran'ın ve Sünnetin veya bu kaynakların toplamı olan Şeriatın hükümleri yerine, yine anılan kaynakları esas alan günün iktisadi ve sosyal koşullarına uygun Mecelle hükümleriydi.

Mecelle; Ahmed Cevdet Paşa başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından oluşturulmuştur.

Dolayısıyla; laiklik bireysel bir ilke olarak düşünülmemelidir ancak devlet laiktir, devletin dini yoktur, yani bütün vatandaşlarına adil ve eşit davranır ama bireyler, dindar veya ateist olma hakkına sahiptir, din ve inancını da seçmekte ve yaşamakta özgürdür.

Kaldı ki; Başbakan Erdoğan, laiklikten en muzdarip bir parti lideridir, öyle ki partisi laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiğinden aleyhinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kapatma davası açılmıştır.

Öyle ki; davanın incelenmesi sonucunda, 30 Temmuz 2008 saat 18:05'de, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Partinin kapatılmayacağını açıklayana kadar, değil sadece Erdoğan, bütün Türkiye diken üstündeydi.

 

(*): http://siyaset.milliyet.com.tr/musluman-kardesler-in-erdogan-tepkisi/siyaset/siyasetdetay/15.09.2011/1438749/default.htm

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Düşman sinirli yapıda ise onu daha çok sinirlendirin.  Sun Tzu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder