Ülke acılar içinde Erdoğan nerde?
Savaş Süzal
B |
ugüne kadar hiç değişmedi.
Ne zaman Türkiye'den bir Başbakan ya da Cumhurbaşkanı ABD'ye gelse eteğindeki çakılları önceden döker ve içerde bir iki hoş beşten sonra da gene bir şeyler alamadan bazı sözler vererek çıkar gider.
Bizim giderek kötüleşen haberci kadrolarımız ise sürekli Türk tarafının açıklamalarına baktığı içinde ağzından bal damlayan günün lideri neyi görüştük derse onu yazar, soruşturma gereği bile duymaz.
Oysa durum hiçte öyle değildir.
Bir zamanlar Washington'da gazetecilik yapılırken, biz bizimkinin değil Beyaz Saray'ın basın toplantılarını izlerdik.
New York'ta da gene öyle olmuş.
Tayip bey Waldorf Astoria otelinde Obama'ya girerken tüm dünya sorunlarını görüşeceğim diye konuşmuş, ama kimse de gidip Beyaz Saray'ın brifingine katılmamış.
Kuraldır, ABD Başkanı kimle konuşsa Ulusal Güvenlik danışmanları dışarı çıkar gazetecilere görüşme hakkında özet bilgi verir.
Eğer şaşıp yanıp bizimkiler bu brifinglere katıldıysa yazamayacak kadar kötü şeyler söylendi anlaşılan.
Sonuçta anladığımız kadarı ile görüşmeden Suriye konusunda karşılığında bir şey almadan taviz vererek çıkmış Erdoğan.
Başbakan, Ali Babacan ve Davutoğlu, Egemen Bağış'ın katıldığı Obama görüşmesi sonrası basın toplantısını dikkatle izleyin.
Hepsinde beşuş ifade var.
Sanki azar işitmiş çocuklar gibi.
Başbakan Obama'yla görüşmeye, neler isteyerek girdi sıralayalım.
- İsrail'i şikâyet edecekti.
Nasihat aldı.
- Kıbrıs Rum kesimini şikâyet edecekti nasihat aldı.
- Filistin konusunda ve Gazze olayında durum değişmedi.
Geleneksel olarak konular konuşulurken karşı taraf not alır.
Bu bile bir ilginin ifadesidir.
Anladığımız Beyaz Saray'ın yaptığı açıklamalardan Obama nasihat bile etmemiş cevap bile vermemiş.
Obama'dan geleneksel içi boş teröre karşı mücadele destek lafları ve nezaket kaideleri çerçevesinde Ankara'daki terör saldırısı konusunda geçmiş olsun temennisi.
Hepsi o.
Bu konuşmalarda Erdoğan'ın havada bıraktığı konu insansız keşif uçakları Predatorler.
Bu konuda da Başbakan açık açık alacağız diyemiyor, bir sıkıntı yaşamayacağız gibi yuvarlak laf ediyor.
Oysa seçim yılı içindeki Obama, daha önce Ankara'ya dolaylı yoldan İsrail ile savaş tamtamları çalarken bu uçakları vermek istemediğini duyurmuştu.
Reuter haber ajansı, Beyaz Saray'a dayanarak verdiği haberde, görüşmede Obama'nın Erdoğan'a İsrail ile gerginliği tırmandırmama konusunda baskı yaptığını yazıyor.
Ayrıca diyelim ki ABD, şaştı yanıldı Türkiye'ye bu uçakları vermeye kalktı.
O zaman ABD Kongresi'nin onayını almak zorunda.
Siz şu anda ABD Kongresi'nin böyle bir işleme onay vereceğine inanıyor musunuz?
Hele hele Ermeni soykırımı yasa tasarısı ve Ermenilerin Türkiye'den toprak taleplerinin olduğu bir dönemde.
Neyse, yakın bir tarihte göreceğiz kim haklı.
Gelelim siyasette liderlik yetenek ve meziyetlerine.
Bakın Afganistan'daki beğenmediğimiz kukla hükümetin başında bulunan Karzai, Rabbani öldürüldü diye görüşmelerini yarıda kesip ülkesine döndü.
Başkenti bombalanan bizimki New York'ta Obama dışında ikinci sınıf ülkelerin liderleri ile görüşmeye devam ediyor.
Geri gelme gibi bir tavır yok.
Doğru, Filistin ve Arap halkı Türklerden daha önemli.
Görüşme listesinde bir Fransız, İngiliz ya da İtalyan lider görebiliyor musunuz?
New York'ta kendilerinin kurdurduğu bir düşünce üreten kurumun hazırladığı panele katılacak Erdoğan ve orada konuşup soruları yanıtlayacakmış.
Bakın Amerikalılar panel bile düzenlenmiyor.
Ben Suudi Kıralı veya Libya lideri içinde böyle bir şey düzenlendiğini bugüne kadar görmedim.
Bizde artık Araplaştığımız için anlaşılan ABD'de öyle hareket ediyor.
Gelelim soyu sopu karanlık teröre.
Bu örgütle pazarlık yapan istihbarat örgütü yazarçizer takımının telefonlarını bırakıp örgütün saldırıları konusunda istihbarat toplasaydı, Ankara'da yapılan saldırı önlenirdi.
Hatırlarsanız, El Kaide'nin 11 Eylül saldırıları sırasında Pentagon'a yani ABD'nin askeri karargâhı kalbine yapılan saldırı derin iz bırakmıştı.
Aslında PKK terör örgütü de ne yazık ki El Kaide'nin izlediği yolu izledi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kalbine saldırdı.
Hem de en insafsız en acımasız şekilde.
Yüz metre ötede ilkokul çocukları ve yer Başbakanlık ve hükümet binalarına çok yakın.
Erdoğan ne diyor.
Maalesef terörü derhal sonlandırmak imkânsız.
Bence APO denen ticaniye af yolunda bir açıklama bu.
Hayırlı olsun.
Haklı Basın ve ifade özgürlüğünü susturmak daha kolay.
22/Eylül/2011
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ TUTSAM ELLERİNDEN AĞLARSIN Tutsam ellerinden ağlarsın. Benek benek büyür karanlığım. Nokta nokta korkutur seni. Tutsam ellerinden ; ağlarsın Toprak kokar avuçlarım , kan kokar. Ben hoyrat gecelerde boy atmış fidan, Boz bulanık sularda yıkanmış , arınmışım. Geceleri çok yakınım yıldızlara, Işığa çıkınca bir karışım. Tutsam ellerinden ağlarsın. Doğduğum köyü bir bilsen. Gece gecemden büyük, Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden , üşür ellerin! Cahit Sıtkı TARANCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder