UYUK ONDERIMIZI SEVGI, SAYGI VE MINNETLE ANIYORUZ!!!
VAHDETTİN'İN ABD BAŞKANI'NA MEKTUBU
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi'nde 86700/1788 numarada kayıtlıdır.
Cok önemli bir belge.
Arsivinizde mutlaka bulunsun!
(Özgünü için:İhsan Güneş, "Vahdettin'in Amerikan Başkanı'na Mektubu",
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/33/254.pdf)
VAHDETTİN'İN ABD BAŞKANI'NA MEKTUBU
(Vahdettin's Letter to the President of U.S.A)
Vahdettin, San-Remo'da bulunduğu günlerde ABD Başkanı'na bir mektupyazmıştır.
Bu mektup, Halis Reşat Bey tarafından Paris'te bulunan Amerikanelçiliğine teslim edilmiştir.
Elçilik de bu mektubun orijinalini veİngilizce çevirisini I5 Nisan 1924 tarihli yazısıyla Washington'agöndermiştir.
Vahdettin'in mektubu Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi'nde86700/1788 numarada kayıtlıdır.
İşte o ibretlik, tarihi mektup:
"Amerika Cemahir-i Müttefikiye Reisi Mösyo Coolidge Cenablarına
Siyasi olayların ve gelişmelerin tüm iç yüzünü, hangi nedenlerden dolayıSaltanat merkezimi geçici bir süre için terk etmek zorunda kaldığımıbiliyorsunuz.
Bu konuda ayrıntılı bilgi sunmayı gereksiz görüyorum.
Bu süresiz uzaklaşmanın, babadan kalma sahip olduğum Saltanat ve Hilafetmakamından vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır.
Ankara meclisi gibi birisyancı fitnenin bu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağınıbildiririm.
Şöyle ki;
İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatı'ndan soyutlanması ve ayrılması veHilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışıkaskerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmenzorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonlukTürk kavminin yetki alanı içinde değildir.
Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisintoplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararı ile çözümlenecek büyük birevrensel sorundur.
İslam bilginlerinin bildiği üzere şeriata aykırı kararlarherhangi makamdan olursa olsun sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
Bundan başka bu durumun, içinde bulunulan koşullarda İslam dünyasındasonuçları pek vahim olabilecek büyük bir heyecana yol açacaktır..
Ayrıcagelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine de büyük bir etki yapacaktır.
Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara meclisi tarafından kabuledilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksızkararları hanedanım bireylerini, insan ve kişilik haklarından soyutlarmahiyettedir.
Bu konuda yüce kişiliğiniz ve cumhuriyet hükümetiniz tarafından olanaklarölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli sayacağımı açıklamaya gerekyoktur.
Bu vesile ile sağlıklı olmanızı yüce haktan niyaz eylerim.
13 Mart 1924.Mehmed Vahideddin"
(İhsan Güneş, "Vahdettin'in Amerikan Başkanı'na Mektubu",
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/33/254.pdf)
Vahdettin'in 1924 yılında ABD Başkanı'na yazdığı bu mektup, Vahdettin'iaklayıp "Büyük vatan dostu!" yapmaya çalışanların fena halde yanıldıklarınıgözler önüne sermektedir.
Bu belge, Vahdettin'in Kurtuluş Savaşı sırasındakihıyanetleri bir yana, asıl büyük "hıyanetini" San Remo'daki sürgüngünlerinde yaptığını göstermektedir.
Vahdettin'in ABD Başkanı'na yazdığı mektuptaki bazı ifadeleri "hıyanetin"yazıya dökülüş, belgelenmiş halidir.
Bakın ne diyor Vahdettin:
Vahdettin'in mektubundaki, "TBMM, dini, ırkı, vatanı belirsiz ve karışıkaskerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresidir" ve"Beş-altı milyonluk Türk milleti bilgisiz ve gafildir!" biçimindeki ağır hakaret içeren cümleleri, Vahdettin'in her şeyden önce Türk milletine düşman olduğunu ve adeta kendisini ve hanedanını Türk milletinden soyutladığını göstermektedir.
"Türk milletine hakaret etti!
" diyerek Aziz Nesin'e saldıranların, Tükmilletine hakaret eden Vahdettin'e nasıl davranacaklarını merak ediyorumdoğrusu.
"Hilafetin kaldırılması gelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine büyük etkiyapacaktır!" diyen Vahdettin'in Türk milletinin iç güvenliğini değil degelişmiş milletlerin iç güvenliğini düşünmesi, "Hilafetin kaldırılmasıgelişmiş milletlere zarar verir" diyerek ABD'yi kışkırtmaya çalışması,kelimenin tam anlamıyla "hainliktir".
Çünkü Vahdettin, "gelişmiş milletler"derken Müslüman sömürgelere sahip İngiltere gibi emperyalist Batı ülkelerinikastetmektedir.
Halifeliğin kaldırılmasının bu ülkelerdeki Müslümanlardahuzursuzluk yaratacağını ve bu huzursuzluğun Müslüman sömürgelere sahip(gelişmiş milletlerin), emperyalist Avrupa'nın iç güvenliğini bozacağınıdile getirmekte, yani Halifeliğin kaldırılmasının emperyalist Avrupa'ya dazarar vereceğini belirtmekte ve ABD'den, Hilafeti geri getirmek için yardımistemektedir.
Vahdettin'in mektubunda dikkati çeken en önemli noktalardan biri de"kaçak padişahın" gelişmeleri doğru tahlil edememesi ve adeta hayaldünyasında yaşamasıdır.
"Saltanat merkezini geçici bir süre terk etmekzorunda kaldım!", "Saltanat ve Hilafet makamından vazgeçmiş değilim"diyerek bu durumun geçici olduğunu düşünmesi, yeniden saltanat düşlerigörmesi, Vahdettin'in siyasi ve toplumsal gelişmeleri doğru analiz etmeyeteneğinden yoksun bir "mecnun" olduğuna işarettir.
"Kurtuluş Savaşı sırasında Sivas Kongresi'nde Amerikan mandası kabul edilmiştir!" diyerek akıllarınca Atatürk'ü ve milliyetçileri "ABD mandacısı" diye damgalamak isteyen Cumhuriyet Tarihi yalancıları, 1924 yılındaVahdettin'in ABD Başkanı'na "Aman bana yardım et!" diye yalvarıp yakarmasını nasıl açıklayacaklardır acaba?
İşte, yurt dışında bulunduğu sırada Türkiye ve Atatürk aleyhine hiçbir olumsuz işe girişmediği söylenen Vahdettin'in Türkiye karşıtı bazı marifetleri!
Ayrıca İngiliz arşivlerinde ele geçirilen bazı belgeler, Vahdettin'inAvrupa'dayken İngiliz yetkililerine yazdığı bazı mektuplarda Atatürk için,"küfre varan derecede ağır ifadeler" kullandığı görülmüştür.
İşte Necip Fazıl'ın ifadesiyle, "Büyük vatan dostu Sultan Vahdettin! "
Bugünkü Vahdettincilerin, "din", "iman" diyerek, "halkçı görünerek"çocuklarını ABD'de okutmalarının, ABD vatandaşlığına geçmelerinin veyaABD'de ikamet etmelerinin sırrını bulduk sanırım!
Bugün Türkiye öyle bir hale getirildi ki, Türkiye'de yıllardır beyniyıkanan insanların bir kısmı bu Vahdettin'i "kahraman", "halk adamı""dindar" zannederken; bu milleti bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşturanAtatürk'ü "hain", "halk düşmanı", "dinsiz!" zannetmektedir.
Ne diyelim, çok yazık!..
Sinan MeydanNE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ En büyük Sıddık benim. Hz.Ali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder