22 Nisan 2013 Pazartesi

15-Müyesser Yıldız yazdı: “Sen Önce Bir Kürt Ol Bakalım...”

Silivride esir bir gazeteci, kendini bırakmış bakın hala daha gazetecilik yapıyor.
Halkı uyarıyor, kafa karışıklığı yaşayanlar için ortamı berraklaştırıyor.
Ne demiş?
BDP Kürtlerin temsilcisiyse, AKP kimlerin temsilcisi?
Ve BDP %5''le nasıl Kürtlerin temsilcisi oluyor.
Ve de BDP'liler Kürt mü gerçekten de?
Saygılar.

Oraj POYRAZ.

Müyesser Yıldız yazdı: "Sen Önce Bir Kürt Ol Bakalım..."

Başbakan Erdoğan, "terörle mücadele, siyasi uzantılarıyla müzakere" diyordu.
Terörden kastı PKK, siyasi uzantıdan kastı BDP'ydi tabii.

Artık terse döndü, terörle doğrudan müzakere edilirken, siyasi uzantılarına sadece "postacılık-kuryelik" yaptırılıyor...

İş o denli şirazesinden çıktı ki;
PKK-BDP bir anda Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi konumuna getirildi…
Buna kim, nasıl karar verdi, kim onları temsilci tayin ettiyse...

"Terör örgütü ve uzantıları Kürt kökenlilerin temsilcisi değil, olamaz" diyorsun, dinleyen yok.
O zaman şöyle soralım:

PKK-BDP Kürtlerin temsilcisi ise onlarla masaya oturan AKP iktidarı kimleri temsil edip, kimler adına pazarlık yapıyor?
Ya da CHP, MHP ve diğer partiler kimlerin temsilcisidir?

Bir de rakamlarla konuşalım.
İşte pek güvendikleri Tarhan Erdem'in son araştırması açıklandı.
Rakamlar, CIA'nın tespitleriyle örtüşüyor.
56 milyon Türk, 13 milyon Kürt kökenli varmış.
Yüzde itibarıyla da yüzde 74 Türk, yüzde 17 Kürte tekabül ediyormuş.

Oranların doğru olduğunu varsayıp, devam edelim.
Kürt kökenlilerin temsilcisi payesi verilen PKK-BDP'nin oyu kaç;
Yüzde 5.

Geçtik yüzde 5'in, yüzde 95'e hükümran olmasını, dayatma yapmasını, Kürt kökenliler için dahi yüzde 5, yüzde 12'den büyük öyle mi?
Amma hesap, kitap, demokrasi anlayışı yahu...

Bu gerçekleri dillendirenler, "anaların ağlamasını isteyen, barış karşıtı" , hatta hatta "çapulcu" sayıldığına göre, en iyisi Başbakan Erdoğan'a kulak verelim.

2010 Anayasa referandumu için Eylül başında Diyarbakır'da düzenlediği mitingten dönerken, Akşam Gazetesi'nden İsmail Küçükkaya'ya şunları söylüyordu:

"BDP zaten parlamentoda.
Ne yaptıkları ortada.
Estek köstek dışında, kavga çıkarmanın dışında bir katkıları yok.
Bunlar maalesef bir türlü parti olamadılar.
Türkiye'nin partisi olamadılar…"

"BDP'liler Kürtlerin tek temsilcisi olduklarını iddia ediyorlar, asla… Selahattin Demirtaş…
Sen önce bir Kürt ol bakalım.
Sen Diyarbakırlı değilsin bir defa.
Galip Ensarioğlu söyledi bunu.
Akın Birdal Niğdeli.
Kürtlükle ne ilgisi var?
Ufuk Uras aynı şekilde…
Birçok şey şirazesinden çıkmış durumda.
Oysa Türkiye bunları aşmış.
Kız alıp vermiş.
İngiltere-IRA, İspanya-ETA örnekleri ile karıştırmasınlar.
Onlar apayrı.
Çok yanlış düşünüyorlar.
Yanlış yere kanalize oluyorlar.
Dünyadan yanlış örnekler veriyorlar.
Çok konuşmayayım, ama bunun faturasını da öderler.
Kendileri öderler."


Bugün;

Yanlış yere kanalize olanlar, yanlış örnekler verenler, asla Kürtlerin temsilcisi olamayacaklar baştacı, adil adam, muhatap…

Fatura, bedel ödemekle tehdit edilenler ise "çapulcular" ile MHP Lideri Bahçeli...

Gerçekten "kayış kopmuş", her şey şirazesinden çıkmış durumda.

Başbakan, "Biz ne diyorsak, milletimiz ona baksın, ona güvensin, ona inansın" diyor da;

Keşke...
Ve sözlerin hangisine?

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer'e kucak dolusu sevgiler

a45UyF587661-201304211506-15
^^^^^ - vvvvv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder