26 Haziran 2013 Çarşamba

15-Fwd: POLİS, KANUN ORDUSU MU? BİR EGEMENİN ORDUSU MU?

Görünen tabloya bakarsak teşhis kolay.
Sıralı silsile için kimlerin kimlere amir olduğuna bakacağız.
Polisin amiri Emniyet Genel Müdür.
Onun amiri AKP hükumeti.
Onun amiri RT.Erdoğan.
Her ikisinin amiri Barack Hussein Obama.
Onun amiri kendisin oraya oturtan Amerikalı zenginlerin oluşturduğa koalisyon.
Demokrat Parti adayı olmasına bakarak Püriten Hristiyan WASP zenginlerin adamı olduğunu anlıyoruz.
Bu durumda Rockefellerin başını çektiği bir hanedan topluluğu karşımıza çıkıyor.
Evet son tahlilde sokaklarda gençlerimizi döven, gazlayan, genç kızları soyup çırılçıplak üstünü arayan, Kanije Savunması yaptığını sanan, yiğit ve kahraman polislerimizi.
Toplamda sayısı yirmi kadar hanedandan oluşan Amerikalı WASP zenginlerden oluşan bir topluluğun polisidir.
Eski ama doğru bir tabirle kendini Türk ve Müslümanların polisi sanan polisimiz, OLİGARŞİNİN POLİSİDİR.

PURITANS WERE MORE JEWISH THAN PROTESTANTS
https://en.wikipedia.org/wiki/Puritan
Bir ekleme yapmak istiyorum.
Püriten Hristiyan konusunu da inceledim.
Bunlar dinin karıştığını düşünen, sadeleşme ve Eski Ahide sadık kalmayı savunan koyu Hristiyan bir grup.
Eskiden ben de bunları Hristiyanlar arasında düşünüyordum.
Ancak gördüm ki, bunlar  JudeoHristiyanlar denilen Eski Ahidi de çok önemseyen ve Yahudilere çok daha yakın duran gruplardan.
Evangelesitler, ve diğer siyonist Hristiyanlar gibi.
Aslında Anglikan Kilisesinin de benzer bir yapıda olduğu anlaşılıyor.
Evet, anlaşılıyor ki, Amerikanın kurucu WASP Hristiyanları da judeoHristiyan.
Aslında İngiliz zenginler ve aristokratların da durumu aynı.
Çünkü Anglikan kilisesi de judeoHristiyan bir kilise.
Dolayısıyla bu durumda ortada büyük bir ayırım yok.
Al birini vur ötekine durumu söz konusu.
Yahudilere ve İsrail'e  yakın olma konusunda siyonist zenginlerle WASP zenginler arasında,  bir fark yok.
Anglikan İngilizler ya da Yahudi İngilizler arasında da siyonist olma açısında bir fark yok.

Farklı olanlar sadece protestanlar ve katolikler.
Onlar da çoğu yerde marjinalize edilmiş durumda.
Hatta tepe kardinallerin de elde edildiğini düşünüyorum.

Bu nedenle ARTIK, Amerikan ve İngiliz iç politikasını, ve bunların küresel siyasetlerini WASP zenginler-Siyonist Zenginler ayrımından yola çıkarak inceleme durumunda değilim.
Aslında birbirinde çok da farklı olmayan siyonist ailelerin kendi arasındaki tepişmelerden bahsediyoruz.
Ortak nokta hepsi de siyonist.
Hepsi de İsrail idealine sadık.
Dünyanın her yerinde tepişmelerine rağmen İsrail konusunun ortak olması bu yüzden.
Biraz daha çok Hristiyan ya da saf Yahudi.
Birşeyleri değiştirmiyor.

Oraj POYRAZ


-------- Original Message --------
From:     AHMET AVCI <ahmetavci3@gmail.com>

POLİS, KANUN ORDUSU MU?

BİR EGEMEN'İN ORDUSU MU?

Taksim Gezi parkında başlatılan; "demokratik taleplerde bulunma ve demokratik tepki gösterme eylemleri" ne yazık ki polisin hukuk dışı uygulamaları ile toplumsal bir direnişe dönüşmüştür…

Polis duruma hâkim gibi görünse de;

·        HALK ARTIK TEHLİKENİN FARKINA VARMIŞTIR.

·        DEMOKRATİK TALEPLERİNİN HAKLILIĞINI GÖRMÜŞTÜR.

·        VE EN ÖNEMLİSİ DEMOKRASİ DIŞI TUTUM SERGİLEYEN BİR İKTİDARLA NASIL MÜCADELE EDEBİLECEĞİNİ ANLAMIŞTIR…

Taksim Gezi Parkı'nın boşaltılması talimatını veren Başbakan,  polis Akademisi mezuniyet töreninde, ülkenin yarısını 'düşman' olarak göstermiştir.

 Tayyip Bey'in Partisine oy vermeyenler, direnenler, demokratik isteklerini ortaya koyanlar, nerdeyse düşman olararak gösterilmektedir…

Bu ülkenin gençlerine ve onları destekleyen halka, biber gazı, basınçlı su sıkılması, plastik mermi atılması, coplanması, dövülmesi, hakaret edilmesi, yerlerde sürüklenmesi, "KAHRAMANLIK DESTANI" olabilir mi?

Halkın ve gençlerin büyük çoğunluğu; yaşamlarında ilk kez, devletin polisiyle bu eylemler sırasında karşı karşıya geldi…

Bu insanlar yaşadıklarıyla, gördükleriyle, duyduklarıyla polise olan güvenlerini önemli ölçüde yitirdiler…

Polisleri, "İkinci Çanakkale destanını yazdınız" sözleriyle kutlayan, Çevik Kuvvet Şube Müdürü ve onun kafasında olanlardan, hukuk devleti polisi davranışı beklemek elbette mümkün değildir…

Kameralar önünde; cinayet işleyen bir polisin yargı yardımıyla korunmasını, "POLİSE YÖNELİK SORUŞTURMALARIN" durdurulmasını, bu halka kim anlatabilir…

Biz, polisimizi; KANUN ORDUSU OLARAK BİLİRDİK…

Ona güvenirdik, ona sığınırdık…

Çünkü devlet te, onun GÜVENLİK gücü olan POLİS TE HALKIN HUZURUNU VE GÜVENİNİ SAĞLAMAK İÇİN VARDIR…

Ne yazık ki halk; ya da halkın yarısı; KENDİSİNİ DEVLETTEN VE POLİSTEN KORUMAYA ÇALIŞMAKTADIR!

Polise, "BENİM POLİSİM" demek; "BENİM MİLİSİM" anlamındadır…

Polis, GÜCÜNÜ DE, GÖREVİNİ DE, SORUMLULUĞUNU DA KANUNDAN ALIR…

Bunun için ayrı bir emir verilmesine de gerek yoktur…

Polis yasal yetkisi kullanmamışsa, SUÇ İŞLEMİŞ DEMEKTİR…

BUNUN HESABI DA hukuk devletinde; SORULUR…

Polise, fazladan emir vermek, onun işine karıştırmak ve kanunsuz İŞE YÖNELTMEK DEMEKTİR…

Resmi kayıtlara göre; 4ölü, 60'ı ağır 7832 yaralı vardır…

TÜRKİYE, TOPLUMSAL BARIŞTAN, TOPLUMSAL ÇATIŞMAYA DOĞRU HIZLA YOL ALMAKTADIR…

Öncelikle iktidar, aklını başına almalıdır…

Ve TÜM MİLLETİN İKTİDARI OLDUĞUNU, BU MİLLETİN BİRLİK VE BERABERLİĞİNİ, HUZURUNU VE GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK ZORUNDA OLDUĞUNU ORTAYA KOYMALIDIR…

EN AZINDAN KENDİ MİLLETİNE KARŞI MİTİNG YAPMAMALIDIR…

Tüm kesimler, toplumsal gerilimi azaltmanın yolunu aramalıdır… 

25 HAZİRAN 2013

Ahmet AVCI

 

 

 

 

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder