Evet, Amerika'yla ilişkilerimiz bir yol ayrımında.
Peki bu yeni bir olay mı?
Hayır, bu işler çok eskidir, taaa Keşif Güç/Çekiç Güç zamanlarına kadar uzatabilirsiniz.
Belki de daha öncesine kadar.
Ama, ben çok net olarak bu dönemde zıt yönlere düştüğümüzü belirlemiştim.
Aslında çok basitti.
Demirel, Çiller, Ağar, Mesut Yılmaz falan.
Bunlar hep korktular.
Hep top çevirerek sorunu ötelemeyi tercih ettiler.
Aslında RTE'da aynısını yaptı.
Başlangıçta ve uzun süre.
Taaa ki, kalemi kırılana, ipi çekilene kadar bu böyle sürdü.
Şimdi RTE'nın başka çıkar yolu yok.
Mücadele etmek zorunda.
RTE bu gün yok olsa, AKP, İyi Parti, MHP ve CHP hemen Amerika ile balans ayarına girecekler.
Bundan emin olabilirsiniz.
Mesajları bu yöndedir.
Bu nedenle maalesef RTE vazgeçilmez bir kimlik kazanmış durumda.
Yaşamı buna bağlı.
İktidarı da buna bağlı.
Oysa Türkiye Amerika'yla yüzleşmek zorunda.
Biz Amerikanın yolunda değiliz bunu belirtmek isterim.
Amerika bizim üzerimize direksiyon kırmış, bizi kovalıyor.
Kaçacak yerimiz kalmamış, ezileceğiz.
Ya da dik duracak mücadele edeceğiz.
Evete, ülkemize ciddi şekilde bir askeri ambargo uygulanıyor.
Her sene hedef ülke olarak bizi gösteren büyük askeri tatbikatlar yapılıyor.
Amerika, Mısır, İsrail, Yunanistan ve diğer batılı ülkelerin donanmaları ve hava kuvvetleri bizi düşman gösteren ortak tatbikatlar yapıyorlar.
Ekonomik operasyonlar da yapılıyor.
Elbette, bunca olup biten arasında olmadık insanların olmadık insanlar ardında durması tuhaf.
Ve belirtmek isterim ki, RTE ve şürekasının yaptıkları yolsuzluklar boyut olarak öyle İSKİ, Horzum, İlksan yolsuzluklarına benzemez.
Bütün cumhuriyet tarihinde yapılmış yolsuzlukları üst üste koysanız...
Yetmedi Osmanlı tarihi boyunca yapılmış olanları da koysanız ancak bunları tutabilirsiniz.
Milyar dolarlık yolsuzluklardan bahsediyoruz.
Ancak, ben her zaman söylediğim gibi, böyle başa böyle tarak diyorum.
Yedi genel seçim, hatırlayamadım kadar yerel seçim, iki referandum, bir Cumhur-başkanı(!?) seçimi halk hep aynı tercihi yaptı.
Hırsızı, arsızı, namussuzu seçti.
Yapacak bir şey yok.
Haaa, şunu da belirteyim.
Kahpe felek öyle bir oyun etti ki, biz ulusalcıları RTE'nın ardında durmak zorunluluğuna getirdi.
Bu ideolojik bir tercih değil elbette, bu tamamıyla pragmatik, taktik bir tercih.
Gittiği yere kadar gidecek.
Elbette bu tercihin de gidemeyeceği bir an var.
Çok da zorlamaya gerek yok.
RTE iki yanı keskin bir bıçak gibi bir yanıyla işimize yarıyorsa da, diğer yanıyla zarar da vermektedir.
Zannediyorum, artık ulusalcıların artık RTE sonrasına hazırlanmaları lazım.
RTE bir fani kişidir, doğal sebeplerle ölebilir, ya da beklenmeyen bir suikast olabilir.
Ama, tarih hiçbir zaman bitmez.
NECDET BULUZ : AMERİKA İLE İLİŞKİLERİMİZ YOL AYIRIMINDA…
Türkiye ile Amerika ilişkileri her geçen gün gerginleşerek daha da çıkmaza giriyor. Başkan Trump'un ABD Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararından sonra bu ilişkiler daha da sıkıntılı bir döneme girdi.
Özellikle Amerika'nın Suriye'deki terör örgütlerini silahlandırarak Türkiye'ye karşı tehdit oluşturmasına neden olacak adımları atması daha önce iki ülke ilişkilerine gölge düşürmüştü. ABD'li yetkililer bu konuda "Artık PYD'ye silah verilmeyecek verilenler de toplanacak" demelerine rağmen tam tersi hareket ederek bu örgütleri silahlandırmayı sürdürüyor.
Bütün bu gelişmeler Türkiye ile Amerika ilişkilerini yol ayırımına taşıdı.
Suriye'de PKK'lı teröristlere binlerce TIR silah gönderen IŞİD'ı kurup işgal için kullanan Afganistan'da El Kaide'yi yaratan ABD Türkiye'yi radikal örgütleri desteklemekle suçlamaya başladı. Özetle Türkiye'yi teröre destek veren ülke olarak görüyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı General H. R. McMaster "Radikal İslam"ın hayır kurumları medreseler ve diğer sosyal organizasyonlar aracılığıyla yükseldiğini öne sürdü.
Müslüman Kardeşler konusundaki bir soru üzerine on yıllar önce Suudi Arabistan'ın bu tip örgütlere destek verdiğini söyleyen McMaster bugün bu rolün Katar ve Türkiye tarafından üstlenildiğini öne sürdü. Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığını iddia etti.
Müslüman Kardeşler örgütü Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu tarafından terör örgütü listesine alınmış ancak konu Temsilciler Meclisi ve Senato'da görüşülmemişti.
Öte yandan ABD'li General Çin ve Rusya'nın ABD'nin çıkarlarına küresel tehdit oluşturduğunu belirtti. Moskova'nın ABD'nin müttefiklerini kendi tarafına çekmeye çalıştığını savundu.
"Rusya yepyeni bir savaş yürütüyor" diyen McMaster İran ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti için "haydut devlet" ifadelerini kullandı. Açıklamaya Rusya'dan yanıt gecikmedi. Kremlin'den yapılan açıklamada "suçlamaların hiçbir dayanağı yok" denildi. .
Bu açıklamadan sonra Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada McMaster'in açıklamalarını yumuşatmaya yönelik açıklama geldi. Türkiye ile terörle mücadelede ortak harekete devam edileceği vurgulandı. Ancak Amerika'lılıarın Türkiye düşmanlığının izlerinin silinmesi mümkün görünmüyor.
Şu konuyu hep vurguladık bugün yineleyelim:
Başkan Trump ile Pentagon farklı düşünüyor ve çelişkili açıklamalar yapıyor. Aslında askerler daha sert ve dış politikada belirleyici oluyor. Trump'un iş başına geçtiğinden bu yana bu politikalarda bir değişikliği göremedik.
Amerika Başkanları da değişmiş olsa bile her dönemde kendi çıkarlarını ön planda tutuyor. Bundan da hiçbir şekilde taviz vermiyorlar. Başkan Trump geçenlerde yaptığı açıklamada Amerika'nın çıkarlarını her şeyin üstünde gördüklerini bir kez daha açıklamıştı.
Trump'ın yeni doktrini dört maddeden oluşuyor.
Bunlar; ABD devletini ve halkını korumak Amerikan refah seviyesini arttırmak barışı güç kullanarak korumak ve ABD'nin nüfuzunu arttırmak olarak özetleniyor.
Hüseyin Vodinalı Aydınlık'taki köşesinde "ABD Türkiye'ye savaş açtı" başlıklı yazısında son gelişmeleri nasıl değerlendiriyor yazısının sonunu birlikte okuyalım:
"Türkiye ile İran'ı bölgede bir kader birliği bekliyor.
Rusya ve Çin ile de benzer bir durum var.
Kafkasya'da Gürcistan Doğu Avrupa'da Ukrayna üzerinden Rusya'ya Myanmar ve Afganistan üzerinden de Çin'e karşı terör dalgası planlanıyor.
Ancak tüm bu ülkelerin içinde ABD'nin en etkili ve can yakabileceği olanı Türkiye.
Çünkü çok yakın zamana kadar "yarı sömürgesi" konumundaki bir ülkenin elinden çıkması ve tüm hesaplarını bozması ABD'yi fazlasıyla öfkelendiriyor.
Bir de tabii FETÖ'ye karşı ne kadar operasyon yapılırsa yapılsın halen pek çok ajanı aktif durumda.
Siyasetten basına askeriyeden istihbarata kadar.
Bu alanlarda alınmayan her önlem ülke güvenliğinde büyük zafiyetlere yol açacaktır. "
Özetleyecek olursak bölgemizde bizi ve diğer bazı ülkeleri sarsabilecek yeni gelişmeler gündeme bomba gibi düşebilir. Önlemleri şimdiden almak ve dış politikamıza yeni yön vermek durumundayız.
a45UyF587661-171218232810 Oraj Poyraz At Neomailbox 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/12/18 22:20 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder