2 Aralık 2025 Salı

Emekli bir askerin hatıralarında…


Tugaya katılışımı yapıp apar topar Silopi'ye gittim, taburumda görevime başladım.


Tugayın içinde taburun yeri,garajları nerdedir, nasıldır, görmek dahi fırsatım olmadı.


15-20 günde bir müsait olunur ise dönüşümlü olarak cuma günleri Urfa'ya gelir, Tugay Komutanımız ile görüşür, emirleri varsa alır ve ve eve gelirdim.

Pazartesi sabah da tekrar Silopi YHK ya dönüş olurdu.


Gel zaman git zaman bir ara fırsatını yakaladım, sanırım senelik izin zamanı idi.

Tugaya geldiğimde Tabur binasına girdim,dolaştım ve Tabur Komutanı odasına girdim.

Dolaştım odayı.

Büyükçe bir oda idi.

Benden önce o taburda komutanlık yapan rahmetli A. Mekiş düzeni ve intizamı vardı içeride.

İstemsizce masanın çekmecelerini açtım, albümler vardı.

Rahmetli Mekiş Yarbayım, bilirim çok meraklı idi bu konularda.

Albümlere bakmaya başladım.

Hepsi de tarih sırasına konuma, faaliyetlere göre tanzim edilmişti.

Hafızam yanıltmıyor ise 90 lı yılların sonuna doğru taburun faaliyetlerinin toplandığı bir albüm vardı.

Heyecan ile gözlerimi dolaştırıyordum.

Bu taburun kaderi idi, 2 sene ŞANLIURFA da ise, 4 sene KUZEY IRAK da, 1 sene ŞANLIURFA da ise 4 sene Zaho, Silopi, Dohuk da idi...


Bunların arasında bir resim vardı ki şimdilerde çalmadığıma, oradan onu kaçırmadığıma çok pişmanım...

Eninim şimdilerde kaybolmuştur.


Resim şu idi;

Bir dağbaşı belki Zaho idi bilemiyorum...


Tabur Komutanı plastik beyaz bir sandalyeye oturmuş, tabur karargahı sağında solunda ayakta, onların yanlarında,arkalarında bölük ve takım komutanları vardı...


Onlarında arkasında silik,sümsük ve esas duruşta mahçup ve utangaç biçimde dikilen iki kişi daha vardı;

Klasik peşmerge kıyafetleri ile.


Biri C. TALABANİ diğeri ise M. BARZANİ. ...


O zamanlar duyduğum bir söz de aklımdan hiç çıkmadı..."

Komutanım bu ikisi tabur komutanımızın yanına çıkabilmek için kapıda salavat getirerek beklerlerdi... !"


2017 de ölen Talabani de Irak'ın Arap olmayan ilk cumhurbaşkanı idi.

Şimdilerde ise çok çok özel korumaları ile ayaklarının altına kırmızı halılar serilip, karşılanıp, sözde bayrakları göndere çekiliyor!


Diyor ki "Tüm gücümüz ile barış sürecini destekliyoruz!""

Yüz verme yetime....." diye başlayan güzide sözlerimiz ne güzel de söylenmiş zamanında !

TANRI TÜRKKORUSUN!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder