Erzurum Cephesi'ndeki Aziziye Kahramanı
Nene Hatun
'Yılın Annesi'
seçiliyor
9 Kasım 1877 gecesi Aziziye Tabyası'nı basan Ruslar'a karşı direnişin simgesi haline gelmiş olan Nene Hatun; 98 yıllık yaşamı sona ermeden 13 gün önce, 1955'te, ilk 'Yılın Annesi' seçilmenin sevincini de yaşadı.
Ertan Ünal / Popüler TARİH / Mayıs 2002
Türkiye de ilk 'Anneler Günü'
Türkiye'de 'Anneler Günü' yaşamımıza, 1955 yılının Mayıs ayında, Türk Kadınlar Birliği'nin bir açıklamasıyla girdi. O günlerin Türkiye'sinde; ne böyle bir özel günü ABD'de başlatan Philadelphialı Arma Jarvis'ten söz edilirdi ne de anneler gününün tüm Avrupa ülkelerinde nasıl kutlandığı bilinirdi.
Böyle bir ortamda, Türk Kadınlar Birliği'nin 'Anneler Günü'ne ilişkin açıklaması fazla yankı yapmadı, gazeteler de konuya pek yer ayırmadılar... Türk Kadınlar Birliği yöneticileri, her yıl Mayıs ayının ikinci pazar gününün 'Anneler Günü' olarak kutlanacağını bildirmişti bildirmesine; ama olayın esas ilgi çeken yanı, 'Yılın Annesi' konusuydu... Tüm Türk annelerinin simgesi olarak bir de 'Yılın Annesi' seçilecekti.
Böylece Türkiye'deki ilk 'Anneler Günü' 9 Mayıs 1955'te, günümüze oranla çok düşük bir popülarite içinde, geniş bir katılım olmadan, adeta 'sessiz sedasız' kutlandı.
'Annelerin Annesi'
İstanbul'da Darülaceze'de yaşayan yaşlı kadınlar ziyaret edildi, bu yorgun annelere çiçekler verildi. Bu arada Türk Kadınlar Birliği yöneticileri, 'Yılın Annesi'ni de seçti ve üstelik birlik, bu anneye 'Annelerin Annesi' sıfatını da verdi! 'Yılın Annesi', Nene Hatun idi. Bu seçim gerçekten ilginçti.
Nene Hatun kimdi?
Hangi özellikleri nedeniyle 'Yılın Annesi' seçilmişti?
Bu sorunun yanıtını vermek için, önce 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Erzurum halkının yaşadığı günlere dönmek gerekir.
8-9 KASIM GECESİ
Savaş sırasında, Erzurum'u Anadolu içlerine doğru yürümelerine tek engel olarak gören ve de ne pahasına olursa olsun kenti ele geçirmek isteyen Ruslar, 8 Kasım'ı 9 Kasım 1877'ye bağlayan gece, işbirlikçi Ermenilerin kılavuzluğunda, Aziziye Tabyası'na baskın yapmış, Türk askerinin kahramanca savunmasına rağmen ilk mevzileri aşarak içeri girmişlerdi. Tabyada boğaz boğaza bir savaş, adeta kıyamet günü yaşanıyor, her geçen dakika şehit olanların sayısı hızla artıyordu. Yarbay Bahri Bey, komutasındaki askerlerle bu şiddetli saldırıya karşı koymaya çalışırken, bir taraftan da bir haberciyle durumu komutan Ahmet Muhtar Paşa'ya bildirmişti.
İşte bu sırada Erzurum'da camilerin minarelerinden:
"Ey ahali, Moskof Aziziye'ye girdi. Vatanını seven askerimizin yardımına koşsun"
çağrıları yükselmeye başladı. Günlerden beri heyecan içinde Rus saldırısını bekleyen Erzurum halkı; önce Ayaspaşa daha sonra da kentin bütün camilerinden yükselen bu çağrıyı duyunca, kadını, erkeği, çocuğuyla birlikte, evlerinden boşalıverdı.
Bendini yıkmış su gibi ateşe rağmen ön saplarda
Herkes balta, yatağan, kılıç, bıçak, satır ne bulursa kapıp dışarı fırlıyor, bendini yıkmış su gibi Aziziye Tabyası'nın bulunduğu Topdağı'na doğru akıyordu. Bunlar ara- sında Nene Hatun da vardı.
Satırı kapıp Ruslarla savaşa koşmuştu
Nene Hatun, kısa bir süre öncesine kadar Erzurum'un Pasinler İlçesi'nin Çepelli köyünde yaşarken, bulundukları yerin Ruslar tarafından işgaline dayanamayarak küçük çocuğu ve eşiyle birlikte Erzurum'a göç etmiş, camilerden yükselen çağrıyı duyunca üç aylık çocuğunu bıraktığı gibi, satırı kapıp Ruslarla savaşa koşmuştu.
Kara Fatma, Hürmüz ve Name adlarındaki kadınlarla birlikte
Nene Hatun, üzerlerine açılan ateşe rağmen en ön safta ilerliyor; Kara Fatma, Hürmüz ve Name adlarındaki kadınlarla birlikte, erkeklerin yanı sıra dövüşüyordu. Baltalar, satırlar; ata yadigarı kılıçlar birer ikişer inip kalkıyor, her iniş kalkışta birkaç Rus askeri cansız yere seriliyordu.
Ruslar önce şaşırdılar; daha sonra da panik içinde geri çekildiler
O gece orada, Erzurum halkı, askeri, kadını, erkeğiyle birlikte bir kahramanlık destanı yazdı. Böylesine şiddetli bir karşı koyma beklemeyen Ruslar önce şaşırdılar; daha sonra da panik içinde geri çekildiler. Olay, 'Aziziye Zaferi' adıyla kayda geçti ve Nene Hatun'un adı da 'Aziziye Kahramanı' olarak ebedileşti.
Yıllar sonra, 'soğuk savaş’ta
"Türk Jan Dark'ı", "Dişi Aslan" gibi sıfatlarla anılır oldu
Türk kadınının 'kahramanlık simgesi' olarak öne çıkan Nene Hatun'un öyküsü, Soğuk Savaşı'ın en sıcak yıllarında, Türkiye de NATO'ya girdiğinde, dünya basınına yansıdı: Kimi gazeteler tarafından, "Türk Jan Dark'ı", "Dişi Aslan" gibi sıfatlarla anılır oldu. O yıllarda, Nene Hatun’u ziyaret edip elini öpenlerden biri de NATO Başkomutanı Orgeneral Ridgway idi.
'Soğuk Savaş' şartlarında, 1952 yılında Sovyet tehdidine karşı Erzurum'da yapılan NATO manevraları sırasında Türkiye'ye gelen General Ridgway, Nene Hatun'u Erzurum'da ordu tarafından kendisine tahsis edilen evinde ziyaret etti ve 'yeni bir savaş olduğunda' Nene Hatun'a, bu savaşa katılıp katılmayacağını sordu.
Artık feri yavaş yavaş sönmeye yüz tutmuş gözlerinde bir an Aziziye Savunması'nın anıları beliren 95 yaşındaki Nene Hatun, kararlı bir şekilde, "Tabii giderim" diye yanıtladı NATO Başkomutanını.
Bu yanıt üzerine heyecanlanan General Ridgway, yanındaki gazetecilere şunları söyleyecekti:
"Aziziye mucizesinin sırlarını Nene'nin sözünden ve yüzündeki çizgilerden öğrendim. Nene efsane değil, bir hakikattir."
Yine 1952 yılında, Aziziye Şehitleri'ni anmak için yapılan törende kendisiyle görüşen gazetecilere Nene Hatun şunları anlatacaktı:
"Muharebe gürültüleriyle uyandık. Kocam baltasını kaptığı gibi dışarı fırladı. Az sonra dönerek, 'Nene, Rus tabyalara girmiş. Sen çocuğumuza bak, arkamdan gelme. Biz Rus'u durdururuz. Eğer durduramazsak, düşman şehre girerse siz kendinizi boğun' diyerek gitti. Biz 15 gün önce Pasinler'in Çepelli Köyü'nden köyümüzün Ruslar tarafından istilasına tahammül edemediğimizden dolayı Erzurum'a gelmiştik. Bütün memleketin boşaldığı, herkesin Rus'a karşı koymaya, vatanı kurtarmaya gittiği bugün, ben nasıl evde kalabilirdim? Ufak yavrumu öpüp, Allah'a emanet ederek evde bulunan satırı aldım ve sel gibi akan kalabalığa karışarak tabyaya doğru koşmaya başladım..."
Yılın annesi seçildikten 13 gün sonra hayat gözlerini yumdu
O günlerin gazetelerinde yer alan bu sözlerinin ardından Nene Hatun, 1955'in Mayıs'ında Türkiye'deki ilk 'Yılın Annesi' seçilecek ve 13 gün sonra da geçirdiği rahatsızlık sonucu, 22 Mayıs 1955'te Erzurum Numune Hastanesi'nde hayata gözlerini yumacaktı.
98 yaşında ölen Nene Harun'un cenazesi, tüm Erzurumluların katıldığı askeri bir törenle Aziziye Şehitliği'nde toprağa verilirken o artık, kahramanlığının yanı sıra Türkiye'deki 'Yılın Annesi' geleneğinin de öncüsü olmuştu.
Anneler Günü nasıl yaygınlaştı?
Türkiye'de toplumun gelenek ve göreneklerine uygun düşen 'Anneler Günü' kamuoyu tarafından kısa sürede benimsendi. Günün simgesi ise şefkat, soyluluk ve tahammülü dile getiren 'Beyaz Karanfil' oldu. 1956 yılında 'resmi' bir kabul de gören 'Anneler Günü'nün yaygınlık kazanmasının bir nedeni de basının konuya ilgisiydi. Özellikle Hürriyet gazetesi, bu güne sahip çıkarak, düzenlediği şiir, fotoğraf ve resim yarışmalarıyla konuyu gündemde tutmaya çalıştı. Gazetenin ressamı Faruk Geç'in çizdiği vinyet (üstte), Anneler Günü'nün simgesi oldu. Bu yayına daha sonra diğer gazeteler de katılınca, gelenek güçlendi. Özel televizyonlarla birlikte 'Anneler Günü' iyiden iyiye zihinlere kazındı. Reklam ve çiçekçilik sektörünün yanı sıra hediye sektörünü de hareketlendiren 'Anneler Günü' bir süre sonra kimi ticari kuruluşların özel kampanyalar düzenlemelerine de olanak sağladı. Türk Kadınlar Birliği'nin başlattığı; daha sonra Türk Anneler Derneği'nin sürdürdüğü 'Anneler Günü' kutlamalarında başlangıçta 'tüm annelerin simgesi olacak' bir kişi seçiliyordu. Ancak daha sonraları, çeşitli kadın dernekleri, vakıflar, öğretim kurumları, belediyeler, sendikalar, markalaşmış ticari kuruluşlar da kendilerine özgü nedenlerle 'Yılın Annesi'ni seçmeye başladı. Türk Anneler Derneği de 1975'ten başlayarak 'tek bir ismi simge olarak seçmek yerine' belli meslek gruplarındaki annelere bu sıfatı verdi. Öğretmenler, hemşireler, şehit anneleri, emniyet görevlilerinin anneleri ve 'tüm anneler' gibi...
Kaynak : Popüler Tarih Dergisi / Mayıs 2002 / Ertan ÜNAL "Nene Hatun yılın annesi seçiliyor" başlıklı yazıdan alınmıştır. Resim ve başlıklar yazıya eklenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder