Aslında ekip hep aynı, nerede ABD bir halk karıştıracaksa bunları topluyor, Libya, Afganistan, Çeçenistan, Bosna-Hersek falan.
Taliban değil bunlar, Taliban mürtecinin ABD muhalifi olanı.
Bunlar paralı asker, müslüman görünümlü profesyoneller.
Bu kadar it kopuk hangi ülkeye salınsa o ülkede ciddi rahatsızlık olur.
Misal bunları toplayıp İngiltereye salsanız, ortaya öyle çatışmalar çıkar ki, zannedersiniz İngilterenin müslümanları kalkışma halinde.
Arkasına bir de medya desteği koydunuz mu tamam.
İngiliz hükümeti bunlara mezalim ediyormuş da, halkın direnişi haklıymış da falan.
İngiltere üzerinden örnekledim ama, fena fikir de değil.
Misal ABD'nin canını yaktığı ülkeler de aynı şekilde yapsa misal bütün dünyanın itini kopuğunu silahlandırıp ABD'ye, İngiltere'ye, Avrupa'ya salsa nasıl olur?
Misal Fransızlar Cezayir asıllı Fransızların itişkakışıyla meşgulken uçak gemileri Lübnan açıklarında gezer mi?
Ya da İngiltere'ye bütün eski sömürgelerinden kopup gelmiş ve vatandaş olmuş müslümanlar arasına sızmış ideolojik psikopatlar kıpraşmaya başlasa ne olur?
Şu meşhur HMS Illustrious Basra körfesinde eskisi kadar rahat olur mu?
Bence batılılar tarafından canı yakılan milletler işin bu yanını da bir düşünmeli.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
Mehmet Ali Güller - LİBYA GEMİSİNİN GİZEMİ
Haber önce 21 Ağustos tarihli Aydınlık'ta "İnsani yardım gemisiyle Libya'dan militan getirdiler" başlığıyla çıktı. El Entisar isimli bir gemi Libya'dan İskenderun'a gelmiş ve gemiden inen 24 militan bir otele yerleşmişti.Sonra 19 Kasım'da biz bu köşede, geminin sadece militanları değil, uçaksavar füzesi, RPG ve MANAD tipi füzeler içeren 400 tonluk kargoyu da getirdiğini yazdık. 24 militan karaya çıkmıştı ancak İHH'nin teslim alacağı "tıbbi malzeme" görüntülü yük, "izin" nedeniyle boşaltılmamıştı. Gemi bir süre açıkta beklemişti.
Sonra 2 Eylül'de CIA Başkanı David Petraeus Türkiye'ye geldi ve El Entisar'daki yük 6 Eylül'de "yasallık" kazandı!
Bu süreçte Bingazi Konsolosu Ali Sait Akın, Başbakan Erdoğan'ın görevlendirmesiyle ABD Büyükelçisi Chris Stevens'le görüşmüştü. Hatta bu görüşme, Stevens'ın öldürülmeden önceki "son yemeği" olarak basında yer almıştı.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DOĞRULADI
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu bu konuyu TBMM'ye taşıdı ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.
Önergeyi yanıtlayan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in açıklamaları olayı, yükün cinsi dışında doğruluyor.
Bakan Şahin, Libya bandıralı geminin, 14 Ağustos'ta İskenderun Limanı demir sahasına gelerek demirlediğini, 29 Ağustos günü İskenderun limanına yanaşıp, Bingazi'den getirdiği 353 ton giyecek, yiyecek ve tıbbi malzeme boşalttığını, alıcının da İHH Vakfı olduğunu açıklıyor. Bakan Şahin, geminin boş ve yolcusuz olarak 3 Eylül günü Türkiye'den ayrıldığını söylüyor.
İÇİŞLERİ TOPU DIŞİŞLERİ'NE ATTI
Yükün silah değil tıbbi malzeme olduğunu savunan Bakanlık, 24 Libyalının (hatta 26 Libyalının) varlığına itiraz edemiyor. İdris Naim Şahin gemideki 24 Libyalının izni konusunda da topu Dışişleri Bakanlığı'na atıyor:
"Gemiden indirilen 26 yabancı uyruklu şahıs hakkında gerekli incelemeler yapıldığı sırada 17 Ağustos 2012 tarihli Dışişleri Bakanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na hitaben yazdığı yazının İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne intikal ettiği ve Dışişleri Bakanlığı'nın söz konusu 24 Libya uyruklu şahsa ülkemize girişte çift transit giriş-çıkış izni verilmesinin bildirilmesi üzerine şahısların yurda girişlerine 18 Ağustos 2012 tarihinde müsaade edilmiştir."
Bakan'a göre bu 24 kişiden 23'ü, 19 Ekim 2012 tarihine kadar farklı zamanlarda yurt dışına çıkmışlar, biri ise hala Türkiye'deymiş!
Bu arada 23 kişinin çıkış yaptığı "yurt dışı" acaba Suriye midir, diye soruyoruz elbette…
HATAY CASUS KAYNIYOR
Öte yanda Bakan İdris Naim Şahin soru önergesine yanıtta son 6 ayda Hatay'a giriş yapan yabancıların bilançosunu da veriyor: 158 ABD'li, 40 Yemenli, 46 Afgan, 32 Mısırlı, 174 Faslı, geri kalanı da AB vatandaşları olmak üzere toplam 3 bin 210 kişi!
Resmisi bu kadarsa, Hatay'a gelen gayrı resmi yabancı sayısını siz düşünün artık…
GEMİ NEDEN DENETLENMEDİ?
Görüldüğü gibi İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, yükün cinsi dışında, yazdığımız her şeyi doğruluyor. İşin bam teli de burası zaten.
Bakan Şahin soru önergesine yanıtında bakın ne diyor: "Adı geçen El Entisar isimli geminin cinsinin 'Balıkçı' olması nedeniyle Uluslararası Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi SOLAS kuralları gereği denetimden muaf tutulması, ayrıca insani yardım amaçlı yük getirmesi nedeniyle herhangi bir denetime tabi tutulmadığı…"
Yani Türk Devleti, Libya bandıralı tekne "Balıkçı" olduğu için gemiyi denetlememişti.
Tamam, uluslararası kural öyle; Balıkçı tekneleri SOLAS'tan muaftır. Ancak, bu gemi Balıkçı teknesi midir?
Eğer 26 kişinin tamamı mürettebatsa, tekne Balıkçı'dır! Ancak 24 kişinin mürettebat olmadığı anlaşılıyor. Zira öyle olsaydı, gemi 3 Eylül'de Hatay'ı terk ederken, 24 mürettebatını 40 günlüğüne (19 Ekim'e kadar) Hatay'da bırakamazdı!
Dolayısıyla 24 kişi mürettebat değil, yolcudur!
O zaman da kural şöyle der. Eğer Balıkçı gemisi, mürettebatı dışında 12'den fazla yolcu taşıyorsa, artık Yolcu gemisi statüsündedir! Yani denetlenmeyi gerektirir!
Artık soru şudur: AKP Hükümeti, Libya Bandıralı bu gemiyi neden denetlememiştir?!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
11 Aralık 2012
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kadin kendi basina ne gul goncasidir ne de diken.
Koklamasini bilirsen gul, tutmasini bilmezsen diken olur.
Refik halid karay
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Rum, Ermeni gibi unsurlardan ayri ayri olusan bir takim ceteler, adi hirsizlikla, ara sira da oldurmelerle mesgul olmuslar, Rum ve Ermeni surgunu esnasinda bu unsurlardan ortaya cikan bazi ceteler ise siyasi bir huviyet kazanmistir. Ruslarin istilasi baslayinca, memleket icinde karisiklik meydana getirmek icin bunlar, Ruslar tarafindan da tesvik ve denizden de desteklenmislerdir.
(22 Mayis 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Istiklal diye bagiranlar kotu niyetlidir.
Yazar Refi Cevat Ulunay - 31.08.1919
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.
Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmusoldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,ManeviMiras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...
K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder