2 Ocak 2013 Çarşamba

11-Naci BEŞTEPE - ÇUVALDAN BİN BETER, BENİM GENELKURMAY BAŞKANIM !

Subayımızı Amerikalı subaya sorgulatma işi olmuş mudur?
Bana sorarsanız evet olmuştur derim.
İçimi parçalar, ruhumu daraltır ama eminim ki olmuştur.

Olayın başı nedir? Partiya Karkerên Kurdistan militanı üzerinde Javelin adlı gelişmiş bir uçaksavar roketin çıkması.
Peki daha önceleri de buna benzer işler olmamış mıydı? Yüzlerce kez.

Amerikan helikopterlerinin Partiya Karkerên Kurdistan kamplarına, militanlarına yardım paketleri attığını ben de birçok kez kulaklarımla konuya birinci elden göz şahitliği yapanlardan duydum.
Peki sorarım size, Türk Silahlı Kuvvetlerinin subayları yıllardır bu ihanetleri görecek, duyacak, şahit olacak ve Amerikan düşmanı olmayacak, mümkün mü?
İşte yıllardır yaşanan bu tecrübeler TSK içinde şimdilerde ulusalcılık diye marjinalize edilmeye çalışılan fikirleri ateşlemiştir.
Şimdi mürteci, bölücü koalisyonunun, Amerikan işbirliğinde devletten koparıp attığı şey yani ulusalcılık nedir?

  • Herşeyden önce Amerikan aleytarlığıdır. Çünkü, neredeyse otuz yıldır Amerikan güçlerinin Türk devletinin temellerini oyduğunu, ülkenin parçalanmasına ve rejiminin değiştirilmesine güç verdiğini, ülkenin rejimiyle kavgalı olanları beslediğini görenler için Amerikan karşıtlığıdır.

  • Başka nedir? Amerika'nın husumetiyle mücadele edebilmek için yeni müttefikler, yeni denge arayışlarıdır. Burada düşmanımın düşmanı benim dostumdur prensibi devreye giriyor.

  • En önemli hedefi nedir? Ülkenin bütün kaynaklarıyla tam bağımsız, çağdaş, milli olmasıdır. Bu anlamda elbette mürteciler ve bölücülerle ve onların yardakçısı Amerikayla mücadele etmek şarttır.

Birden ordaya çıkmamıştır, herşeyin sebepleri vardır. NATO kurumlaşması içinde, batı bakışıyla yetişen subaylar dahi yaşadıkları tecrübeler sebebiyle eninde sonunda Amerikan karşıtı alevlenmeler yaşamaktadır.

Halen bölücü ve mürteciler iktidarı paylaşmaktadırlar.
Her iki koalisyon ortağının ajandalarında çakışan maddeler bir bir gerçekleştirilmektedir.
Daha sonra da her iki ortağın ayrı ayrı hedeflerine karşılıklı yardımlaşmayla ulaşılmaya çalışılacaktır.

  • İlk olarak her iki tarafında önünde engel olan anayasal kurumlar, TSK ayıklanmış, diz çöktürülmüştür.

  • Şimdi sırada bölücülerin federasyon, konfederasyon, otonom bölge, tam bağımsızlık aralığında dalgalanan talepleri karşılanacaktır.

  • Bununla eş zamanlı olarak milli esaslara dayanmayan devlet yönetiminin sünni şeriatı esaslarına göre tanzimi yapılacaktır.

Şu vakitte kimse bana komplo teorisinden falan bahsetmesin. İnsanın zekasıyla alay etmektir.

Her iki ortak da taleplerini ve iş planını alenen ikrar etmekte, kamuoyuna bir zaman çizelgesi duyurmaktan da çekinmemektedir.

Ancak şunu da belirtelim.
Bu planlar ülkede yaşayan önemli bir kesimi de dışlamaktadır.
Bunlar milliyetçi Türklerdir.
Birgün mutlaka müdedeyyin milliyetçiler, milliyetçi dindarlar bir tercih noktasına gelecektir.
Aslında daha bu günden ülkücü denilen partiler bu kavşağı görmüşler ve tercihlerini yapmışlardır.
Milliyetçilerin genel olarak kümelendiği düşünülen her iki parti de mürtecilerden yana görüşler bildirmekte, ya da parlamento aritmetiğinde güçlerini onlardan yana koymaktadır.
Kısacası bilinen milliyetçiler milliyetçi değil, ümmetçi olduklarını herkesden önce kendileri ikrar etmektedir.
Bu nedenle Türk milliyetçisi olduğunu düşünenlere sesleniyorum.
Yanlış yerdesiniz.
Milliyetçiliği ilkel bir kavmiyetçilik olarak görenler islam enternasyonalizmi peşinde koşan hayalperestlerdir.
Duruşunuzu, temel değerlerinizi bir kez daha gözden geçirmeye davet ediyorum.
Partiler ve kesimleri için sloganlar, demeçler elbette önemlidir.
Ancak bu gün itibariyle geleneksel olarak milliyetçi olduğu düşünülene partiler slogan milliyetçisi olmuştur.
Herşeyden önemlisi icraatlarıdır.
Ayinisi iştir kişinin lafa bakılmaz diyorum.

Saygılar.
Oraj POYRAZ.

Naci BEŞTEPE - ÇUVALDAN BİN BETER,   BENİM GENELKURMAY BAŞKANIM !

4 Temmuz ABD'nin bağımsızlık günüdür.
4 Temmuz 2003, ABD 'nin TSK'nın başına çuval geçirme günü.
TSK'nın onurunun, Türk Ulusu'nun gururunun kırıldığı gün.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden yapılandırılmasında, iş birlikçilerle anlaşarak eyleme geçişin kırılma noktası ya da dönüm günü..
Türk olana, Türk askeri olana ömür boyu unutulması olanaksız bir gün.
Kapkara, çirkef pisliğinde bir gün.

Peki ya 22 Aralık 2012?
Medyada çok sınırlı yer aldığı için pek çok kimsenin haberinin bile olmadığı, yürekler acısı bir olayın yaşandığı gün.
Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi açıklamasına göre; bir olayın yaşanmadığı, yazılanların hayal ürünü olduğu gün.

Okumayan ve duymayanlara haberi özetleyeyim.
21 Aralık 2012  günü Şırnak-Ilıcalar'da arama-tarama yapan JÖH timi; terörist grupla çatışmaya girer, iki teröristi ölü olarak,  ABD yapımı FGM 148 tanksavar silahı ve cephanesiyle birlikte ele geçirir.
Söz konusu silah; sadece ABD ordusu envanterinde vardır. 5km. menzile sahiptir. Hava araçlarına karşı da etkilidir.
Tim, olayı kayda alır ve görüntü kaydı savcılığa da verilir.

Ulusal facia 22 Aralık'ta yaşanır.
Sabah saat 05 00'te tim uyandırılır.
İncirlik'ten US helikopteri ile gelen beş ABD'li subay timi sorguya çeker.
Tugay Komutanı, Gnkur.Bşk.lığı emriyle sorgulama yapılacağını bildirir.
Sorgulamada, çatışmada canlı olarak başka terörist ele geçirilip geçirilmediği üzerinde durulur ( teröristlerin içinde ABD'li olduğu ve silahın kaynağını açıklayacağından şüphe edildiğinden).
Sorgulamada, Türk Üsteğmen silahın açıklanmasını istediğinde, deneme uçuşu yapan bir US helikopterinden düştüğü gibi uydurma bir yanıt alır.
Sorgulama saat 1100'de biter.

Olayın basında yer almasından iki gün geçtikten ve TBMM'nde gündeme geldikten sonra, Gnkur.Bşk.lığı resmi sitesinden haberin tamamen asılsız ve hayal mahsulü olduğu açıklandı.

Bazı subay arkadaşlarıma düşüncelerini sordum.
Çoğunun yanıtı, "GERÇEKTİR, OLMUŞTUR"  kanısını içeriyordu.
Bir arkadaşım, "TSK'yı YIPRATMA AMAÇLI" olarak yorumladı.

Haber kaynaklarına baktım. 
Hiç te TSK'yı yıpratma amacına hizmet eden kuruluşlar değillerdi.
THE TARAF, FAZ SABAH, F-ZAMAN, US- STAR, Y-AKİT'e benzemiyorlardı.
Bazı haber kaynaklarına dönüp sordum. Emin olduklarını belirttiler.

Ben de haberin hayal ürünü ve gerçekleşmemiş olmasını candan diliyorum.
Ancak olmamıştır diyemiyorum. 
Bu yüzden de kahroluyorum.
Burası bizim bağımsız, hür, egemen yurt topraklarımız değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sömürge mi?
Türk Ordusu ABD'nin emrinde mi?

Çuval Irak'ta geçirildi başımıza. ABD orada egemen güç idi. 
Sözde dost ve müttefikti aynı zamanda.
"Askerimiz olayın büyümesini istemediği için karşılık vermedi" diye teselli bulmaya çalıştık.
Ya şimdi?
Ne diyeceğiz?
Yüreğimizin yangınını nasıl söndüreceğiz?
İşgal ordusuna selam vermediği için sorguya çekilmeyi yediremeyip rütbelerini söken Türk subayına nasıl anlatacağız yaşanan  ÇUVALDAN BİN BETER sefilliği.


Böyle bir olay yaşanmışsa (Aralık 1991'de ABD helikopterlerinin PKK'ye malzeme attığı haberi üzerine yapıldığı gibi) eşit rütbe ve makamdaki personelden oluşan müşterek bir inceleme heyeti teşkil edilebilirdi.
ABD'nin dahil olacağı tek seçenek de bu olabilirdi.
Türk ordusunun komutanları ABD'lilerin askerimizi doğrudan sorgulamasına nasıl EVET der?
Bu EVET, bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze, gururumuza, onurumuza HAYIR demek değil midir?
Hangi Türk subayı buna cesaret edebilir?
Yasalarımıza göre suç değil midir?
Buna izin verme yetki ve sorumluluğunu taşıyan Genelkurmay Başkanı'na ben birilerinin dediği gibi "BENİM GENELKURMAY BAŞKANIM!" diyemem.
Hala böyle bir şey olmadığından emin olmaya can atıyorum.

Naci BEŞTEPE


201301021358-58766111

--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Buyuk beyinler fikirleri, orta beyinler olaylari, kucuk beyinler ise kisileri konusur.

Hyman Rickover
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir Ingiliz subayi Igdir'dan Bayezit'e gelerek, Mutassarif'a: Ingiltere himayesinde tesekkul eden Ermenistan'a Bayezit havalisinin de birakildigini bir aya kadar on bes bin Ermeni muhacirinin Ermeni duzenli birlikleri himayesiyle eski yurtlari olan Bayezit sancagina sevk edilecegini bildirmistir.

Dogu vilayetlerinden bir karis topragin bile Ermenistan'a birakilmasinin mumkun olmayacagi, bir tek Ermeni askerinin sinirimizin bu tarafina gecmesinin atesle karsilik gorecegi

(12 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Yunanistan kisa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen capulculari tamamen tepeleyecektir.

Yazar Refi Cevat Ulunay - 08.09.1920
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder