Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! | |
Mustafa Kemal Atatürk |
Biraz yalama olmuş laftır.
İşte bu yasadışı.
Yasaya muhalefet eden bir mahkeme.
Böylece yasadışı oluyor.
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 178.maddesine göre; mahkeme bu kişileri tanık olarak dinlemek zorundadır.
Heyet reddetmiş.
Yargılamalar sırasında birçok kez avukatları ve zanlıları çıkarmış, tek başına yargılama yapmış.
Bal gibi yasa dışı bir mahkeme var.
Artık bu mahkemeyi hangi mahkeme yargılar, onu da uzmanları bilir.
Üstelik düşünceme göre bunlar örgütlü ve kasıtlı bir şekil bu işleri yaptıklarından, meslekte ehil olmama, tedbirsizlik ve ihmal demek de mümkün değil.
Bunlar doğrudan ceza davası konularıdır.
Tazminatlar, mağduriyetelerin giderilmesi falan bunlar ayrı.
BU MAHKEMELRE MUTLAKA YARGILANMALI.
Beni düşüncem, kanaatim böyledir.
Oraj POYRAZ
İlker Başbuğ, Işık Koşaner ile kuvvet komutanlarını tanık sıfatıyla dinlememesini değerlendirdi. Ergenekon tutuklusu eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, mahkemenin eski Genelkurmay başkanlarından Işık Koşaner ile kuvvet komutanlarını tanık sıfatıyla dinlememesini değerlendirdi. Başbuğ'un, "Teröristler Muteber Tanık, Ülkenin Genelkurmay Başkanı Değil" başlıklı mektubu şöyle: HUKUK GARABETİ"Türk Ordusu'nun Komutanı olarak, beraber çalıştığım üst düzey devlet yöneticilerini tanık olarak gösterdim ve mahkeme tarafından dinlenmesini istedim. BAŞBAKAN'IN SÖZLERİ İSYANSayın Başbakan'ın suçlandığımız konulara ilişkin çeşitli zamanlarda konuşma ve beyanları olmuştur. DİNLEMEYE MECBURLARÖzellikle, 2008–2009 yılları arasında beraber görev yatığımız üst düzey silah arkadaşlarımı da 30 Mayıs 2012 tarihinde resmen tanık olarak gösterdim ve mahkeme tarafından dinlenilmesini talep ettim. MAHKEME İZAH EDİLEMEZBuna rağmen mahkeme tanık dinleme taleplerini büyük bir cesaretle reddetmiştir. YÜCE TÜRK MİLLETİYüce Türk Milleti; |
^^^^^ - vvvvv
http://haber.gazetevatan.com/basbugdan-cok-sert-mektup/516206/1/gundem
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Adalet ve esitligi gozetme, siyasetlerin en iyisidir.
Hz.Ali
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,Manevi Miras olarak, Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Nazim Hikmet Ran | "Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu? | Kurmus oldugum gruba uye olun |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder