27 Şubat 2013 Çarşamba

15-Re: <<TuranCatli>> 12-Pentagon büyük kesintilere hazırlanıyor

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Atatürk'ün Bursa Nutku

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur

 

Kişilerin iflası, devletlerin iflası.
Dangalak işadamının iflası, kurt işadamının iflası.
Amerikanın iflası, Osmanlının iflası.
Şöyle düşünelim.
Bir iş adamısınız.
İşler kötüye gidiyor.
Fark ettiniz ne yaparsınız?
İş adamının namuslu, ya da dangalak olanı son ana kadar önüne gelen alacaklılara borçlarını ödemeye çalışır.
Ödeyemediği borç onun batık durumu idrak ettiği andır.
Kafasına sıkar, eşine ve çocuklarına abuk sabuk bir borcu miras bırakır.
Kendisi kurtulur, geride kalanların da ağzına sıçılmış olur.
Osmanlı'da durum böyle oldu.

Diğer seçenekte, işler çıkmaza girmeden önce batacağınızı tahmin edersiniz.
Baktınız tedbirle falan olacak iş değil, kesin batacaksınız.
O zaman da iflasınızı planlarsınız.
İngiliz İmparatorluğunun batışı böyle oldu.

Amaç bu işten en az zararla çıkmak, belki de yeni bir başlangıç yapabilmek için bir şeyleri kurtarabilmek, en kötü durumda eş ve çocukları ağır bir borç yüküyle başbaşa bırakmamak.
Bunun için önce olabildiğince nakit kurtarmanız gerekir.
Çünkü iflas ettiğinizde gayri menkulleriniz icra takibinde elden nasıl olsa çıkacak.
Bütün duran varlıklarınızı nakde çevirirsiniz.
Raflardaki malları ucuz pahallı demeden satarsınız.
Ev, bark, fabrika, şu bu varsa onları da satarsınız.
Geriye hiçbir mal varlığınız kalmaz.

Elinizde olanlarla herşeyden önce kamu alacaklarını ödersiniz.
Bunlar önceliklidir, eğer kamuya borcunuz kalırsa sırf çocuklarınızdan değil, yedi ceddinizden alırlar.
Vergi, sigorta prim borçlarını falan hep ödersiniz.
Devlet alacağına kartaldır, alacaklıları önceliklidir.
İflas masasında ne zaman gelirse gelsin önceliklidir.
Kamu alacakları sadece şirket varlığından değil, kişisel varlıktan da tahsil edilir.
Hatta aşamalı olarak mirasçılara kadar uzanır.
İşte intihar böyle bir melanete de sebep olur.

Bir de mafya vardır.
Onlar alacaklarını öyle mahkemeyle falan almaz, alnınızın çatından sizi vururlar.
O yüzden ya tamamen ortadan kaybolacaksınız,
ya kendiniz mafya olacak silahlanacaksınız,
ya da birilerinin himayesine gireceksiniz.
Elbette ücreti mukabili.
İşte başta kaçırdığınız nakit varlıklar bu işe yarayacak.

Sonra da iflas davası açarsınız, iflasınızı istersiniz.
İşte şimdi avukata ihtiyacınız var.
Yine para lazım..
Ama siz zaten başta bunu ayarlamıştınız değil mi?

Kamu alacaklarını zaten ödemiştiniz, onlar yok.
Diğer alacaklılar iflas masasına gelir, önce gelen listenin önüne kendini yazdırır.
Mahkeme şirket varlıklarına el koyar, kayyuma devreder.
Kayyum da tasfiye yapar.
Ancak, siz zaten şirketin içini boşaltmıştınız.
İşyeriniz kiradır, şirket araçları filo kiralamasıdır, şirkete ait hiçbir mal yoktur.
Bir gece kamyonu dayadığınız da geride hiç birşey kalmaz.
Çalışanlar ortada kalır, çeker gider.
Dün dağ gibi duran şirket bu gün toz olmuştur.
Alacaklılar bir halt alamazlar.
Çünkü alacak bir şey yoktur.
Şirketin içini boşalttığınız için zimmet davası açılır.
Ancak siz daha önceden kişisel varlıklarınızı da boşalttığınız için o taraftan da birşey çıkmaz.
Tek sıkıntı mafyadır.
Onu da hallettiyseniz sizden kralı yoktur.

Aslında daha başka puştluklar da var.
Şirketin adını değiştirirsiniz.
Muvazzalı icra takipleri yaptırırsınız.
İmzalara itiraz edersiniz.
Daha numaralar çoktur.
Onlara daha fazla girmeyeyim.

Uzanlar, Horzum, Yahya Demirel falan hep böyle yaptılar.
Planladılar, uçakların koltuklarında çuval çuval parayı İsviçre'ye gönderdiler.
Geriye içi boşaltılmış şirketler bıraktılar.
Bunlar da TSMF'unun kucağına düştü.

Şimdi Amerika'da böyle yapmaya çalışıyor.
İflasını planlıyor.

Silahlanmaktan geri durmuyor.
Böylece alacaklılar icra takibi yapamayacaklar.
Osmanlı son yıllarında yeterli askeri harcama yapmadığı için alacaklılarla zayıfken karşı karşıya geldi.
Duyun-u Umumiye falan böyledir.
Alacaklılar rahatça, icra takibi yapabildiler.

Amerika Birleşik Devletleri sürekli olarak piyasaya kağıtlar sürüyor.
Hazine bonoları sürüyor, dolar emisyonunun artırıyor.
Aslında bunlar kağıt.
Gerçek değerler ise mallar.
Mallar ya Amerika'da, ya da malların yanında Amerikan ordusu var.
Petrol kuyuları, madenler, araziler, şirketler falan.
Başka ülkelerin altın stokları da elinde.
Bilirsiniz iflas edince kağıtlar değer taşımaz.
Senetler, çekler karşılıksızdır.
ABD kağıtları da böyle.

O yüzden son günlerdeki altın hareketliliğini iyi izleyin derim size.
Üç gün evvel de Sorus altından çıkıyormuş diye bir dedikodu yaydılar.
Ve spekülatif olarak altın birkaç gün düşermiş gibi oldu.
Bazı sazanlar satış yaptı, bazıları da aldı.
Adı üstünde dünyaca ünlü spekülatör, adı Saros.
Elbette spekülasyon yapacak.

Sonraki dönem için planları da hazır.
Kendilerine bağımlı ekonomiler de ABD'yle birlikte çökecek.
Ve daha sonra da yola yine beraber devam edecekler.
Yeni para birimleri, yeni bölgesel ittifaklar falan.
Adını bile koymuşlar adı Amero.
Paranın bütün serisinin örneklerin dahi hazırlamışlar.

Elbette bunca yaşanandan sonra batı ekonomilerinin köpüğü gidecek.
Kof olan büyüklük yerini gerçek olan daha küçük bir boyut alacak.
Kazık yemiş olan ekonomiler ise bu bize ders olsun diyecek.
Ve batının kağıtlarından uzak duracak.
Sonuçta dünya ekonomik olarak birkaç büyük kompartmana bölünmüş olacak.

Bu aslında Amerikalıların savaşmaya cesaret edemedikleri iyi senaryo.
Bir de bunu daha kötüsü var.
Küresel oligarkların yatırımlarını öbekleştirdiği ulus devletler arasında bir süre sonra omuz atmalar görülebilir.
Yani tahrikler, savaş çıkartıcı girişimler.
Tonkin körfezi, olayı gibi, ya da ölüm topu, kimyasal silah iddiaları, bahaneler falan.
İşte o zaman bazı ülkeler cephe ülkesi olacak.
Tıpkı soğuk savaş yıllarının Kore, Vietnam, Laos, Kamboçyası gibi.
Ya da kara Afrika'da, Güney Amerika'da çeşitli ülkelerde olduğu gibi.
Ya ülkeler arasında, ya da iç savaşlar şeklinde çatışmalı bir döneme de girebiliriz.

Her iki bloğun doğrudan çatışmaya gireceğini sanmam.
Olan cephe ülkelere olacak.

Aslında olacak dediklerim ya kısmen oldu, ya da olmaya devam etmekte.
Bütün Turuncu Devrimler, Arap Baharları, Irak, Afganistan, Somali, Suriye falan bunları hep böyle okumak lazım.
Ve dikkat edin dünyada var olan bütün su yollarında, geçitlerde Amerikan donanması var.
Malakka, Makatta Boğazaları, Bab-ül Mendep, Basra Körfesi, Süveyş, Panama kanalları falan.
Bunlar aslında bir kuşatma, çevreleme hareketini göstergeleri.
ABD, Çin-Rusya-Hindistan'ı kuşatıyor.
İleride bir sıcak çatışma olursa diye.
Yani çok da uzak bir ihtimal değil.

Son tahlilde ne olur, derseniz.
Çin, Rusya ve Hindistan'ın jeopolitik üstünlüğü vardır.
Ham madde kaynakları zengindir, iç ulaşım yolları vardır.
Bunları ablukaya almak gerçekte imkansızdır.
Petrol konusu bile böyledir.
Kıta içinde enine, boyuna uzanan onlarca petrol ve doğalgaz boru hattı şimdiden vardır.
Kıtayı içten bağlayan demir yolları ve otoyollar da vardır.
Günden güne de kıta içi iletim imkanları artmaktadır.

O yüzden BRICS ülkelerinin ulus devlet, buralara yatırım yapan siyonist zenginlerin de oligark sendikası olarak başarılı olacaklarını, muzaffer çıkacaklarını düşünüyorum.
Buna göre biz batan tarafa oynamış durumdayız.

Ve halen hapiste olan ulusalcıların görüşü doğru görüş.
Türkiye BRICS ülkeleriyle ekonomik bağlarını sıkılaştırmalı diyoruz.
Ve eş zamanlı olarak da batıyla olan siyasi bağlarını da gevşetmeli diyoruz.
Zaten giderek Tayyip Erdoğan bile Şangay Ekspresine binmekten bahsediyor.
Bakın.

Oraj POYRAZ

On 26.02.2013 19:58, Akkartal wrote:
"Elinde, alacaklıların, alacak takibi yapamayacağı kadar, bir askeri güç tutacak."



 Sayın Poyraz, 
Burada, esasen ne demek istediğinizi
 (her halde ve umarım, kendiniz dahi, biliyorsunuzdur) şahsen, anlıyorum...
Öyle ise, dünyanın (biz dahil) önünde, yapacağı bir hayli iş daha var, demektir...
ve selam...


26 Şubat 2013 16:03 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:
Kesinlikle, evet.
Ben bunu en az bir yıldır yazıp duruyorum.
Amerika dünyaya olan borcunu ödemeyecek.
Planlı bir iflas hedefliyor.
Elinde, alacaklıların alacak takibi yapamayacağı kadar bir askeri güç tutacak.
Alacaklılar kocaman büyük bir bardak soğuk su içecek.
Amerika ekonomik olarak küçülecek, içe kapanacak, korumacılık duvarları kuracak.
Kanada, Meksika'yı da yanına alarak Amero adlı yeni bir para birimiyle yola devam edecek.
Dolara bağımlı batılı ekonomilerde ciddi bir küçülme yaşayacaklar.
Bunlar da kendi aralarında ekonomik dayanışma içine girecekler.
Herkesin elindeki kağıtlar elinde patlayacak.
Başka hazinelere teslim edilmiş altın stokları geri gelmeyecek.
Millet kayıplarına ağlayıp zırlayacak, ama geri almanın da bir yolunu bulamayacak.
Çin, Hindisdan, Rusya kısacası BRICS ülkeleri giderek büyüyen kendi iç pazarlarına ve dünyanın kalanına üretim yapacak.
Amerika dışında Amerikaya dayanarak var olmuş devletler, oluşumlar çökecek.
Hepsinin de vasisi, sahibi değişecek.
Amerika savaşmaya cesaret edemeyecek.
Bu nedenle Çin, Rusya gibi ülkeler daha pervasız, daha emperyal olacaklar.
Falan, filan, daha da uzatabilirim.
Adeta görüyor gibiyim.

Oraj POYRAZ


On 26.02.2013 15:28, Akkartal wrote:
YANI BU DURUMDA AMERIKA SONUN BAŞLANGICINA MI GELDI ?    26 02 2013 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazmış:  
Çok önemlidir.  Bütün bölgesel ve küresel olayları etkileyecek bir gelişmedir.  Aslında yaklaşan küresel dolar krizinin bir işaretidir.  Şimdi bütün iç ve dış politik aktörler durumu bu veriye göre okumalı.  Amerika Birleşik Devletlerinden güç alan, varlığını buna borçlu olan  herkes, her kesim yeni dönem için hazırlık yapmalı.  K.Irak, Suriye ve Türkiye Kürtleri.  Arap Baharı nedeniyle iktidarı eline geçirmiş olan mürteciler.  Turuncu Devrim ürünü rejimler.  Fitnebaz Cemaat, AKP.  Suudi Araplar ve ABD müttefiki Araplar.  Ve denklemin öbür tarafında yer alan İran, Rusya, Çin.  Oraj POYRAZ        Pentagon büyük kesintilere hazırlanıyor    Pentagon büyük kesintilere hazırlanıyor          Amerika Savunma Bakanlığı, Kongre bütçe üzerinde anlaşmaya varamazsa      1 Mart'ta çok büyük kesintiler yapmak zorunda kalacak. Kesintiler,      federal hükümetin tümünü etkileyecek.     22 Şubat 2013 Cuma * Air News Times  Pentagon'daki kesintilerin ilk habercisi geldi bile. Bakanlık, Şubat  başında, uçak gemisi Harry Truman'ı Basra Körfezi'ne göndermeyeceğini  açıkladı.    Kesintiler bakanlık açısından kötü bir zamana rastlıyor. Bakan Leon  Panetta görevi devretmeye hazırlanıyor. Bakan olmak için Kongre'den onay  bekleyen Chuck Hagel, ciddi bir bütçe krizi devralacak.    Panetta, "Kesintiler yapılırsa, savunma programları ciddi bir darbe  alacak, Amerika, askeri hazırlılık açısından çok zayıflayacak.  Çalışmalarımızı nasıl sürdürebileceğimizi gözden geçiriyoruz ama bunun  için iyi bir seçenek olmadığı da ortada," şeklinde konuştu.    Eğitim çalışmaları, uçak ve gemilerin bakımı ertelenecek veya iptal  edilecek. Savunma Bakanlığı önümüzdeki 7 ay içinde 46 milyar dolarlık  kesinti yapmak zorunda. Savunma Bakanı Panetta, zararın etkisinin çok  büyük olacağını söylüyor: "Bütün ülkede 800 bine yakın sivil bakanlık  personeline 22 güne kadar ücretsiz izin vermek zorunda kalacağız.  Maaşlarında yüzde 20 kesinti olacak. Bunun ekonomimize etkisi olmaması  imkansız."    Yeni kesintiler, bakanlığın 10 yılda 500 milyar dolarlık kesinti  programına eklenecek. Kesinti planı henüz uygulamaya konmadı.    Yeni bakanın daha küçük bir askeri güç ve daha az fonla Ortadoğu, Kuzey  Afrika ve Kuzey Kore'de büyüyen tehditlerle mücadele etmesi gerekecek.    Anthony Cordesman, Washington'daki Uluslararası ve Stratejik  Araştırmalar Merkezi uzmanı. Cordesman, "Temelde bu Kongre kesintilerden  vazgeçinceye kadar ciddi bir imha operasyonu. Bundan sonra ne olacağı da  belli değil. Bütçe mevcut haliyle devam mı edecek yoksa harcamalar eski  düzeyine mi dönecek, kimse bilmiyor," şeklinde konuşuyor.    Herşey, Kongre'yle Beyaz Saray arasında ne zaman bütçe anlaşmasına  varılacağına bağlı. Buarada Washington'da savunma ve güvenlik uzmanları,  kesintilerin ülke savunmasına vereceği zararın boyutundan ciddi kaygı  duyuyor.    a45UyF587661-201302261318-12  ^^^^^ <#BAS> - vvvvv <#SON>      --  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dusunmeden ogrenmek faydasiz,ogrenmeden dusunmek tehlikelidir.    Konfucyus    - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -    Ben,Manevi Miras olarak,  Hicbir Ayet, hicbir Dogma,  Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.  Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...    K.Ataturk      Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.  Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.  Saflari siklastirin cocuklar,  Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.    Nazim Hikmet Ran    	    "Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?  Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?  Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.  Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?  Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.  O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?  O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.  O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?  O zaman kotuluk nereden geliyor?"    (Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)  EPICURE    	    Kurmus oldugum gruba uye olun  Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com    Ayrilmak isterseniz de:  Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.    --  --  Dikkat : Dikkat : Sayin  Turan Catli uyeleri..    - Gruptaki yazıların sorumlulugu ilgili yazının yazarına aittir. Grup  kurucusu, moderatörler ve diger üyeler sorumlu tutulamazlar. Gruba üye  olanlar üye olduklarında yazılarından sadece kendilerinin  sorumlu  olduklarını kabul etmis olurlar. Bu ifadeler her mesajin altinda yer  almaktadir. Bu nedenle üyeler bu kosullarin varligindan haberdar  olmadiklarini iddia edemezler.        Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "TURAN CATLI"  grubu.   Bu gruba posta göndermek için , mail atın : turancatli@googlegroups.com   Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin:  turancatli-unsubscribe@googlegroups.com   Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/turancatli?hl=tr    adresinde bu grubu ziyaret edin    ---  Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "TURAN CATLI" adlı gruba abone olduğunuz  için aldınız.  Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için  turancatli+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.  Daha fazla seçenek için, https://groups.google.com/groups/opt_out adresiniz  ziyaret edin.        

--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bilginin efendisi olmak icin calismanin usagi olmak gerekir.

Honore de balzac


- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"

(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.




--

 

                                 KARADENİZ MARŞI


Çırpınırdın Karadeniz
Bakıp Türk'ün bayrağına
Ah ölmeden bir görseydim
Düşebilsem toprağına

Sırmalar sarsam koluna
İncirler dizsem yoluna
Fırtınalar dursun yana
Yol ver Türk'ün bayrağına.

 
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder