Benim zaman içerisinde guruplarda yayınlamış olduğum epostalardan bir demet bulacaksınız
11 Mart 2013 Pazartesi
15-Rifat Serdaroğlu: NASIL MÜSLÜMANLIK BU?
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927
Atatürk'ün Bursa Nutku
"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.'diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'
İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"
*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur
Din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, işbirliği ve ihanet. İşte böyle bir müslümanlık.
Oraj POYRAZ
Rifat Serdaroğlu: NASIL MÜSLÜMANLIK BU?
Evyap Firması, Van'da adı "Atatürk" olan okulun yerine, yeni bir okul yaptırdı. Adı, Türkiyeli Başbakan'ın annesinin adı olan "Tenzile Ana İlkokulu" oldu.
İş Adamı Özen Kuzu, Siirt'te bir okul yaptırdı. Okulun adı Türkiyeli Başbakan'ın eşi Emine Hanımın annesinin adı olan "Hayriye Gülbaran" oldu.
Fethi Evyap ve Özen Kuzu, Türkiyeli Başbakan'ın ve eşinin akrabası mıdırlar?
Bu kişilerle Başbakan'ın veya eşinin her hangi bir ticari ortaklığı var mıdır?
Bunlarla Başbakan'ın Gemici ve Pırlantacı olan çocuklarının ortaklığı var mıdır?
Bu üç soruya bildiğimiz kadarıyla "Hayır" diye cevap veriyoruz.
Evyap ve Kuzu adlı şirketlerin AKP'li Belediyeler ve Devletle işleri var mı?
Bunlar, İSKİ'ye Arıtma Tesisi Yaparlar mı?
Bunlar, T.C Devletinden Toplu Konut Hastane inşaatları alırlar mı?
Bunlar, Havayolu ve Hava Kargo Taşımacılığı yaparlar mı?
Bunlar, Malezyalı ismi bilinmeyen kişilerle ortak mıdırlar?
Bu soruların tamamının cevabı, belgeli şahitli "Evet"tir.
Önce Ulema'ya sorduk, bu hayır makbul müdür, diye;
Adlarına okul yapılan kişilerin çocukları maddi açıdan çok düşkün müdürler?
Adlarına hayır yapılan rahmetliler, âlimbilginulema veya din ehli midirler?
Bu hayırları yapanlar, Devletten iş almadan mı zengin olmuşlardır?
Bu soruların cevabı gönül huzuru ile"Hayır"dır.
Ulema hükmünü şöyle verdi;
"Bu yapılanlar hayır değil, Müslümanların verdiği yetkinin kötüye kullanılmasıdır ki, çok günahtır. Ne yapanlara ne de yapılanlara bir faydası yoktur."
Bir siyasetçi olarak benim yorumum;
u yapılana siyaset dilinde "Nüfuz Kullanma" denir. Bu suçtur. Bu kişilerin aldığı tüm ihaleler, tüm servetleri, gizli ortaklık yapıları araştırılıp, Türk Milletine açıklanmalıdır.
Çok parası olduğu halde, başkasının parasıyla yapılan tesislere aile büyüklerinin isimlerinin verilmesini kabullenmek, halk dilinde "GörgüsüzlükAçgözlülük" olarak bilinir.
Onurlu bir siyasetçi, şunu söyleyebilmelidir;
"Belediye Başkanıİl Başkanı Milletvekili İktidar Partisinin Genel Başkan YardımcılıklarıBakanlıklarBaşbakanlıkCumhurbaşkanlığı yaptım. Hangi adlîdenetim kurumu, babamındedemim ve tüm akrabalarımızın servetleri ile ilgili araştırma yapmak isterse her devlet kurumuna, noterden "Genel Vekâletname" vermeyi şimdiden kabul ve taahhüt ediyorum."
Deniz Fenerini, çocukların ansızın süper zengin olmalarını, Barzani ile olan ilişkileri, Öcalan ile kucaklaşanları görmeyen cici bademler, var mı içinizde böyle biri? Ben hazırım. İsterseniz bir de Sultanınıza bir sorun bakalım, ne diyecek?
Aklin guzelligi dil ile, dilin guzelligi soz ile, kisinin guzelligi yuz ile, yuzun guzelligi goz ile belli olur.
Yusuf has hacip
Ben,Manevi Miras olarak, Hicbir Ayet, hicbir Dogma, Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...
K.Ataturk
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir. Saflari siklastirin cocuklar, Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.
Nazim Hikmet Ran
"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu? Fakat bunu yapmaya gucu mu yok? Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir. Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi? Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir. O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu? O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur. O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu? O zaman kotuluk nereden geliyor?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder