Benim zaman içerisinde guruplarda yayınlamış olduğum epostalardan bir demet bulacaksınız
28 Mayıs 2013 Salı
15-Türker Ertürk: SAVAŞIN UZAMASI
Türker Ertürk: SAVAŞIN UZAMASI
28 Mayıs 2013
Anadolu, tarihin hiçbir döneminde üzerinde barındırdığı toplumlara bu kadar düşmanlık yapan bir iktidar tarafından asla yönetilmedi. Hainlikler bir değil, beş değil, on değil.
Erdoğan liderliğinde Türkiye, ABD ve İsrail'den aldığı vekaletle Suriye'ye ve diğer bölge ülkelerine karşı örtülü olarak savaşmaktadır. Bu kapsamda Reyhanlı'da terör saldırısı olur ve 51 yurttaşımız yaşamını kaybeder. Bu köşeyi takip edenler bilirler böyle bir saldırıyı beklediğimizi yazmıştık.
Saldırının arkasında kimin olamayacağı aşikarken iktidar yetkilileri bu saldırının arkasında olamayacak olanı Suriye'yi gösterdiler. Hiçbir araştırma yapmadan sıcağı sıcağına bu açıklamanın nedeni ABD ile beraber bir an önce Suriye'ye müdahale etme ve Beşar'ı devirme arzusundan kaynaklanıyordu.
Yani bizim gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlardı! Çocuklarımızı, kendi çıkarlarıyla bütünleştirdikleri emperyalizm adına Suriye'ye ölüme göndermek için bile bile yalan söylüyorlardı! Evet, biz bu yalanı biliyorduk ama ele geçirilmiş mütareke basınımız bunu halkın gözünden kaçırmaya çalışıyordu.
Bir başbakan düşünün böyle bir terör saldırısından sonra yaklaşık yüzde 70 oy aldığı Reyhanlı'ya gidemiyor ve tam anlamıyla söylemek gerekiyorsa ABD'ye patronunun yanına kaçıyor. Çünkü Reyhanlı, terör saldırısının arkasında Suriye'nin olmadığını esas sorumlunun Erdoğan ve AKP iktidarı olduğunu biliyor ve infial halinde! İşte Erdoğan Reyhanlı halkının kendisini sorumlu tutan bu kızgınlığından korkuyor maazallah ellerinde kalırım diye tabanları Atlantik ötesine doğru yağlıyor.
Yas ilan edilmeliydi
Reyhanlı Cumhuriyet tarihimizin bugüne kadar tanık olduğu en kanlı terör saldırısıdır. Dünyanın neresine giderseniz gidiniz işgal altında olmayan ve düşmanları tarafından yönetilmeyen tüm ülkelerde böyle bir olay karşısında ulusal yas ilan edilir ve bayraklar mezestre ( yarıya indirmek ) edilir. Bu konuyu atlanmasın diye sıcağı sıcağına da yazıp ilgililere hatırlatmıştık ama işgal altında olduğumuzu unutmuştuk!
Sonra öğreniyoruz ki ülke olarak Suriye'ye karşı arkasında olduğumuz El Nusra terör örgütünün 3 araca bomba yüklediği ve Türkiye'de bir saldırı peşinde olduğu istihbaratını Jandarma üretmiş ve yetkililere takdim etmiş.
Fakat yetkililerimiz olayın sorumluluğunu Suriye'yi yıkma peşinde olduğu için bunu dikkate almamışlar.
Soruyorum size ülkemize bundan daha büyük düşmanlık olabilir mi? Ülkemize karşı bir terör saldırısı yapacağı istihbaratı almışsınız, hiçbir önlem almıyorsunuz ayrıca arkasında kim olduğunu bildiğiniz halde Suriye'nin üstüne yıkmak için halkınıza yalan söylüyorsunuz!
İçişleri Bakanı " Jandarma'nın bu istihbaratını sızdıranı yakaladık " diyor. Demek istiyor ki bizim yalancı olduğumuzu, halkı aldattığımızı, vatan ve millet düşmanı olduğumuzu ifşa eden ve bizi suçüstü yapan adamı yakaladık! Aferin size! Bu düşmanlıklar ve hainlikler mutlaka yargılanmalıdır!
Başbakan Erdoğan yürüttüğü işbirlikçi politikalar nedeniyle sorumlu olduğu terör saldırısını ve bir dizi Suriye'ye ABD ile birlikte müdahale tekliflerini cebine koyarak çoluk çombalak ABD'ye gider ama eli boş geri döner.
Çünkü ABD, Rusya ve Çin vetoları nedeniyle stratejisinde değişiklik yapmıştır. Ama ABD'nin nihai hedefi olan Beşar'ın yıkılması, Suriye'nin etnik ve mezhepsel olarak ayrışması, kukla Kürt devletinin kurulması, Türkiye'de rejim değişikliğinin yapılması planlarında bir değişiklik yoktur.
Vekaleten savaşa devam
ABD ve İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar eliyle sürdürdüğü vekalet savaşına uzun soluklu olarak devam edecektir. Savaşın uzun sürmesi, bölgenin daha fazla istikrarsızlaşmasına ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin gerçekleşmesine yönelik elverişli koşulların daha fazla oluşmasına yardımcı olacaktır.
Suriye'de vekaleten savaş uzadıkça etnik ve mezhepsel koalisyon olan bu ülkede her geçen gün beraber yaşamanın koşulları ortadan kaldırılmaktadır. Savaşın uzun sürmesi Suriye'de alt yapıyı tahrip etmekte ve taş taş üstünde kalmamaktadır. Bu durum savaş sonrası yeni inşa programı içinde aynen Irak'ta olduğu gibi Batı için iş ve yatırım olanakları sağlayacaktır.
Savaşın uzaması Irak'ı ve Lübnan'ı da çok yakından etkilemekte, bu ülkelerdeki iç barışı dinamitlemekte ve hatta Arapların en az yüzyıl daha bir araya gelmesini engelleyecek Şii-Sünni çatışmasını tetiklemektedir.
Savaşın uzaması İran'ı da muhtemel bir müdahale öncesi istikrarsızlaştırmakta, altını oymakta ve İslam dünyasını birbirine karşı kamplaştırmaktadır.
Savaşın uzaması bölgede ikinci bir İsrail olacak Kürt devletinin parçalarını birleştirebilmenin fırsatını yakalattıracaktır.
Savaşın uzaması bölgenin en büyük taşeronu olan Türkiye'yi rejim değişikliğine, bölünmeye ve çözülmeye yönelik olarak istikrarsızlaştıracak ve AKP iktidarını daha fazla ABD'ye mahkum ettirecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder