"Diyorlar ki 'otele polis saldırdı'. Durup dururken saldırmadı. O meydanlarda polisle çatışanlar oraya gitti. Oranın sahipleri de onlara güzel bir ev sahipliği yaptı. Onların peşinden polis oraya gitti. Biliyorsunuz yasalarda yataklık etmek de suçtur. Bu bir yataklık etme suçudur aslında."
Gezi eylemcilerine"terörist" suçlaması yapıp ardından da cadı avını başlatan "Muhteşem", sahibi olduğu Divan otelinden dolayı Koç Grubu'nu teröristlere yardım ve yataklık yapmakla suçladı.
"Faiz lobisi" feryatlarının başka bir söylem boyutu..
"Muhteşem"in ancak üstü kapalı şekilde hedef almaya cesaret edebildiği Koç Grubu ile ilgili olarak önemli bir iddia atıldı siyasi kulislere. AKP'liler de kendi aralarında konuşup tartışıp parti büyüklerinden teyit almaya çalışıyorlar. İddia şöyle;
"Tayyip Erdoğan ABD'den döndükten sonra, Koç Grubu'ndan çok önemli bir isim Pensilvanya'ya gidip Fethullah Gülen Hoca'yla uzun uzun görüştü. Görüşmeden gelen bilgiler Başbakan'ı çok rahatsız edecek mahiyette."
İddiası bile AKP'lilerin panik kat sayısını artırdı.
Aklıma Sezar'a atfedilen şu söz geldi;
"Kılıçla yatan kılıçla kesilir" …
Aslında, ne mutlu bize...
Her yere müdahil olabilen, 7/24 çalışabilen muhteşeem bir Başbakanımız var...
İmamın, müezzinin atamasını o yapıyor..
Şube Müdürlerini, Daire Başkanlarını, Genel Müdür Yardımcılarını, Genel Müdürleri, Müsteşar Yardımcılarını, Müsteşarları görevden alıyor yerine yenilerini atıyor..
Hakimler ve Savcılar dudağının ucunda..
Başhekimlerin ne kadar iyi doktor olduğunu da en iyi o biliyor..
Emniyet Müdürleri, Kaymakam ve Valilerin tek tek ondan onay alınmadan atanması imkansız..
Hangi AVM nereye inşa edilirse daha iyi para kazanır konusundaki dehasını tartışmak gaflet ve delalete düşmekle eş değer..
Apartman için yapılacak böcek ilaçlama ihalesi bile ondan soruluyor..
Köprü inşaatlarında kamulaştırılacak arsaların büyüklüğünü bile kanunlara kulak asmadan değiştirebiliyor..
Tarihi ondan iyi bilen yok..
Müslümanlığı da Tayyip Erdoğan kriterlerine bağladı..
Ailemizin değişmez danışmanı..
Geçen Salı, Danıştay tarihinde bir ilk yaşandı.
Hüseyin Karakullukçu'nun yaş haddi sebebiyle emekliye ayrılması yüzünden boşalan Danıştay Başkanlığı için seçim yapılamadı. Çünkü aday yoktu..
Ortada Anayasa Mahkemesi'nin Danıştay için çıkarılan kanun hükmündeki bir kararnameyi bozup yasal düzenleme istemesi gibi teknik gerekçe de olsa, oldukça tuhaf bir durum.
Neden?
Çünkü; Danıştay Başkanlığı'na adaylık için müracaat yoktu..
Danıştay kulislerine baktım; "Başbakan Danıştay Başkanlığı için işaret vermedi. Aday kim, o bekleniyor. Onun için muhalifler de hareket edemiyor" dediler.
Bakalım! Bugün ne olacak...
Aslında hata tebaa da...
Kaldırın şu "seçim" denen anti-demokratik uygulamayı adı geçen her yerden...
MGK 'Pirinç'in taşını ayıkladı mı...
Milli Güvenlik Kurulu'nun Salı günü, 5 saatlik toplantısından sonra yapılan basın açıklaması öncekiler gibi aynı rutinlikte. Ama açıklamada gözüme çarpan iki husus var;
1- Gezi eylemlerine yer verilen tek cümle; "Ayrıca, son günlerde gerçekleşen toplumsal olaylar değerlendirilmiştir."
2- "Toplantıda son olarak, ülkemizde hassasiyetle takip edilen 'gıda güvenliği' konusunda alınan ve alınması planlanan tedbirler görüşülmüştür"cümlesi..
Hafızam beni yanıltmıyorsa "gıda güvenliği" MGK gündeminde bir ilk.
Herhalde MGK toplantısında GDO'lu pirinç ihaleleri ve yaşanan skandallar gündeme geldi.
Bu iki maddenin de MGK açıklamasına yansımasına "Muhteşem"in onay verdiğini hiç düşünmüyorum.
MGK'dan sonra yapılacak basın açıklamasında kaleme alınacak cümlelerde noktasına virgülüne kadar eğer görüş birliği de yoksa son noktayı Cumhurbaşkanı koyar.
Abdullah Gül'ün koyduğu bu nokta içerideki hararetin ve sonrasının da bir işareti bence..
"Haşlanmış kurbağa"…
Terör örgütü PKK'nın Şırnak'ta fiilen özerkliğini ilan etmesi ve kamuoyuna yansıyan fotoğraflara sizin de gördüğünüz gibi Hükümet kanadından "tık" yok.
"Acı" nitelemesinin bile yetersiz kaldığı tablo karşısında MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın önemli bir tespit yaptı. Aydın önce şu soruları gündeme taşıdı;
* Türk milletine çözülmeyi, çözüm diye takdim eden AKP iktidarı, bu süreçte PKK'ya belli illerde asayiş birimi kurma sözü mü vermiştir?
* Gelişmeleri esefle izleyen Türk Milleti adına Sayın Başbakan'a soruyoruz: PKK Türkiye'de polis teşkilatı mı kurmuştur?
* Gezi diye diye, tam 3 haftadır cepheleşme, kamplaşma ve gerilim pompalayan Sayın Başbakan, Cizre'deki ihanet, bilginiz dahilinde midir?
* Sayın Başbakan son grup konuşmasında Şırnak'ta havaalanı açacağını söylerken, Cizre'deki kampa ne diyecektir?
* AKP-BDP-PKK süreç ortaklığı kapsamında, Türkiye'nin asayişinin sağlanmasında da bir rol, görev ve bölge paylaşımı mı söz konusudur?
* Şimdi esas soruyu soruyoruz: Şırnak'ta havaalanı açacağını açıklayan Sayın Başbakan, Cizre'deki kampı ne zaman kapatacaktır?
Koray Aydın'ın bu tahliline de dikkat;
"Bölünmenin bütün emareleri açıkça görülmekte ,ülke hızla Sevr şartlarına sürüklenmekte, iktidar cambaza bak taktiğiyle milleti aldatmaktadır.
Kaynamış suya atılan kurbağa, tehlikenin farkına varıp, sıçrayıp kurtulabilir. Ancak su yavaş yavaş ısıtılırsa haşlanmaktan kurtulamaz.
İşte Türk milleti, türlü oyun ve tezgahlarla kurbağa misali yavaş yavaş haşlanmakta ve sindire sindire etkisiz hale getirilmektedir.
Hükümet PKK'ya kör, sağır ve dilsiz rolünü Oskarlık bir şekilde oynarken, Türk milletine ise 'haşlanan kurbağa' oyunu oynamaktadır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder