CİDDİ politikaya hazırlıksızlığın her türlü fantezisini yaşadı bu toplum. Politika, yani toplumun yönetimi için iktidar ya da söz sahibi olabilme. Yani, laf olsun diye değil, ulusun daha iyi yaşaması için.
Fanteziler, demokrasilerde politikanın asıl özneleri olan siyasal partilerle değil, sivil toplum kuruluşları, dernekler, platform, hareket falan denen oluşumlarla oynandı, izlendi ve seyredildi. Bir yanda, iddiasından vazgeçmeyen ve ona hırsla sarılacağını belirten bir başbakan ve arkasında büyük iktidar partisi. Karşılarında ise ana muhalefet partisi ile irili ufaklı muhalefet partileri.
Önlerinde, yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler; büyük partilere prim veren d'Hondt sistemli ve küçük partileri dışlayan yüzde on barajlı bir seçim sistemi.
İktidarın tutumundan memnun olmayan ve sürekli eleştiren bir muhalefetin iktidar olup durumu değiştirmek için seçim sistemi konusunda daha etkili çalışması beklenir değil mi?
Ana muhalefet partisi tek başına etkili olamıyorsa benzer ve yakın güçleri birleştirmek için türlü yollar denemesi, o yollarda çaba harcayanlara yardımcı olması ya da öncülük etmesi gerekmez mi? Böyle bir tutum yerine, kendiliğinden başlayan bir gençlik tepkisinin yöntemlerini ve dünyada başkalarını bile etkileyip harekete geçiren buluşlarını seyretmekle yetinmek doğru mudur? Seyircilik, olsa olsa medyanın, özellikle de televizyon kanallarının reyting kazanmalarına hizmet eder.
Dikkat ederseniz, AKP'nin lideri, karşısındaki güçler için parti ya da kurum adı zikretmeksizin"Bunlar" diye "çoğulcu" ama "belirsiz" hatta kimliksiz bir"sözcük" kullanmakta. Ne bir ad ne bir terim.
Karşısındakiler bu denli kimliksiz, sıfatsız, niteliksiz, ideolojisiz sayılmayı niçin kabulleniyorlar? İdeoloji kavramı onları kendi ideolojilerini dile getirmekten bunca çekinecek kadar ürkütebilir mi? "Cumhuriyetçiyiz, Kemalistiz" bile diyemiyorlarsa, o halde neyin nesidirler? Yoksa, eylemleriyle mest olarak boşlukta kaybolup gidecekler mi? Cumhuriyetçi partilerini seçseler ya da kursalar daha etkili olmazlar mı?
İşiniz Başbakan'a yanıt yetiştirmek değil. AKP'nin rotasında siyaset yapıyorsunuz. Geç kalıyorsunuz. Topluma öncülük yapma refleksleriniz zayıf.
Gezi Parkı için neden bir projeniz olmadı?
Siz, CHP olarak Gezi Parkı'nda ne yapacaktınız? Atatürk Kültür Merkezi için projeniz neydi? Ya yoktu ki yanlıştır. Ya duyuramadınız ki eksikliğinizdir.
Çok değerli kadrolarınız var ama çalışmalarınız toplumsal heyecan yaratamıyor. Topluma öncülük edemiyorsunuz. Aldığınız oy oranında temsil yetkinizi kullanamıyorsunuz.
Aslında çok güçlüsünüz ama farkında değil gibisiniz.
Eğer şu dönemde bu toplum öncülüğünü gerçekleştiremezseniz önümüzdeki seçimlerde başarılı olamazsınız.
Oysa? Bu iktidar değişebilir.
***
Evet, bu iktidar değişir.
AKP iktidarı zayıflamıştır. Başbakan bilinen şeyleri tekrarlayıp duruyor. Sözlerini pekiştirmek istiyor ama artık toplumun beklediği rotanın dışında kaldı. Sadece kendi çekirdek seçmeninin beklentileriyle baş başa. Yanılmayın. Toplumda büyük bir hayal kırıklığı var. Olayları doğru okuyun.
Özgürlükçü demokrasiyi getireceğinizi açıklayın.
Ayrımcılık yapmayacağınıza toplumu inandırın.
Her yurttaşın güven içinde olacağını vurgulayın.
Atatürk Cumhuriyeti'nin temel ilkelerine sahip çıkın.
Laikliğin ne olduğunu bıkmadan, yılmadan anlatın.
Bağımsız, barışçı dış politikayla neler yapacağınızı açıklayın.
Gelir dağılımı dengesizliğini nasıl önleyeceğinizi anlatın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder