11 Temmuz 2013 Perşembe

15-Avukatlardan o savcıya suç duyurusu!

Bilmeyenler olabilir, avukatların statüsü farklıdır.
Onların soruşturulmaları, ifadelerinin alınmaları, yargılanmaları yasa gücüyle tahkim edilmiştir.
Bunların hepsinin usulleri vardır.
Avukatların, müvekkilerinin, savcı ve mahkeme heyetinin, infaz kurumlarının ve görevlilerinin birbirine karşı konumları ince ince belirlenmiştir.
Bunları sokaktaki vatandaş bilmeyebilir, ancak hakimler bunları it gibi bilirler.
Bile bile mevcut mevzuatın çiğnenmesinin tek izahı vardır.
Yasaları umursamıyorlar, aşırı şekilde cesaret verilmiş, arkalanmış insanlar bunlar.
Kendilerini yargılanmaz zannediyorlar, onlara böyle söyleniyor.

Peki bir bölüm hukukçunun yasadışı işlerini kim arkalar, kim bu suçlara yardım ve yataklık eder?
Bunu yapmaya muktedir tek kurum Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'dur.
Bu kurul hakim ve savcıların tayin, terfi, yargılanma, açığa alınma, memuriyetten atılma gibi her türlü işini yapar.
Tamamı hükumetin atadığı cemaat kökenli, uzaktan kumandalı memurlarından oluşan bir kuruldur bu.
Hükümet bu kurulu ele geçirmek için neredeyse bir savaş vermiştir.
İşte bu kurul düşünce, bunun sonuçlarından birisi de budur.
Hükumete ve cemaate bağlı keyfi, hukuka aykırı işlerin himaye görmesi, arkalanması.

Aynı durum Yargıtay ve Danıştay için de geçerlidir.
Bunlar da dizleri üzerine çökertilmiş, ele geçirilmiş kurumlardır.
Bunlarda mahkemelerin kurgusu, hakimelerin dağılımı hep bu gözle yapılmıştır.
Bu vakitten sonra siz bu ülkede temyiz ve içtihat kararlarında adalet beklemeyin.
Özellikle Balyoz, Ergenekon ve bu türden davaların mağdurları, sizlere sesleniyorum.
Yargıtay sizi mağdur eden kararları onayacaktır.
Eğer ömrünüz vefa ederse adalet arayışınız ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'de karşılık bulacaktır.
İşler bu kadar vahimdir.

Bana sorarsanız, bu ülkede halen üç seçim dönemidir iktidarda olan cemaatler+bölücüler+Amerikan koalisyonunun ettiği herzeleri temizlemek öyle kolay olmayacaktır.
Ve devletin bütün katlarına ve kademelerine sızmış olan bölücü, cemaatçi memurlar bulundukları yerlerden sökülüp atılmadan bu ülke, bu halk rahat huzur yüzü görmeyecektir.
Elbette, bahsettiğim şey normal bir siyasi ortamda, normal işleyen bir rejimde yapılabilecek bir şey de değildir.
Ve merak etmeyin mevcut durumu sürdürülebilir bir durum değildir.
Ülkede yaşayan bütün taraflar işin doğası nedeniyle derin tercihler yapma noktasına doğru hızla ilerlemektedir.

Açmaz bir durum söz konusu.
Ya kırk katır, ya kırk satır.
Seçim sizin.
Ama kimseleri de suçlayın, suçun büyüğü bu koalisyonu iktidara taşıyan, onu üç dönem orda tutan seçmenlerindir.
Elbette ülke türlü türlü sıkıntılar yaşarken, herkes kadar bunlar da paylarına düşeni yaşayacaktır.

Oraj POYRAZ

Avukatlardan o savcıya suç duyurusu!

10.07.2013 - 14:15

DHA

ANTALYA'da Çağdaş Hukukçular Derneği'ne (ÇHD) mensup avukatlar, Gezi Parkı olaylarında gözaltına alınan 3 meslektaşlarıyla avukatlarının görüştürülmemesi talimatını veren savcı Osman Şanal hakkında 'görevi kötüye kullanma', 'görevli memura mukavemet' ve 'hürriyetten yoksun bırakmak'tan soruşturma açılmasını istedi.

Geçen ay Gezi Parkı olayları nedeniyle Antalya'da gözaltına alınan meslektaşlarıyla görüştürülmediklerini belirten ÇHD Antalya Şubesi üyesi avukatlar, bugün adliye önünde açıklamada bulundu.
Avukatlar adına açıklama yapan Münip Ermiş, savcı Osman Şanal'ın talimatı nedeniyle gözaltına alınan meslektaşları Nusret Gürgöz, Evrim Çelik, Özge Kurşun ile görüştürülmediklerini dile getirdi.
Gözaltındakilerin avukatlarıyla görüşünü engellemenin sadece bir suç değil, ağır bir insan hakkı ihlali olduğunu belirten Ermiş, şöyle dedi:

"Kolluk kuvvetleri tarafından tutulan tutanakta savcı Osman Şanal'ın talimatı belirtilmektedir.
Kanun dışı emir verenin de bunu uygulayanın da bundan sorumlu olacağı hukukun genel ilkesidir.
TCK'nın 265/2 maddesi görev yaptırmamak için direnme suçunun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde bu suçu ağırlaştırıcı halde düzenlemiştir.
Şikayetçi olunan savcının karakol binası içerisinde görevini yapmak için gelen avukat için gözaltı talimatı veya kolluğa fiili müdahale için emir vermesi, görevli memura direnme suçuna azmettirme suçunu oluşturur.
Müvekkil meslektaşlarımın yaklaşık yarım saat boyunca hürriyetlerinden yoksun bırakılması TCK'nın 109'uncu maddesinin açıkça ihlalidir."

Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 68/B maddesinde yaptıkları işler veya davranışlarıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı konusunda tutum ve davranış sergileyen hakim veya savcı hakkında yer değiştirme cezası verilebileceğini ayrıca, 69'uncu maddede ise meslekten çıkarma cezasının uygulanabileceğini belirten Ermiş, "Osman Şanal hakkında ceza soruşturması açılması için Adalet Bakanlığı'na dilekçe hazırladık.
Bir an önce soruşturmanın başlatılmasını, sadece gezi olaylarında değil, tüm organize suçlarla ilgili olayların gözaltı sürecinde, avukatın görevini yapmasını engellediği ve bunun artık alışkanlık haline getirilmesi nedeniyle ilgili savcının görev yeri değiştirme cezasıyla cezalandırılmasını talep edeceğiz"
diye konuştu.

Avukatlar, alkışlarla girdikleri adliye binasında, dilekçelerini Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim etti.

a45UyF587661-201307111543-15
^^^^^ - vvvvv


--

zaryop:jaro

Dostluga ve arkadasliga onem verin.

Sakip SABANCI
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder