2 Nisan 2014 Çarşamba

"Çökmek Değil, Çözmek Gerek"

Can Dündar çok iyimser yazmış.
Doğru analiz yapacakmışız, ama ne olursa olsun halkı bir kenarda eleştiriden muaf tutacakmışız.
Halka hiç laf söz etmeyecekmişiz.

Peki ama halk kim?
Şu an başı kesilmiş bir tavuk gibi sağdan sola savurlan kalabalık halksa ben ve benim gibi olanlar nedir?
Misal AKP seçmeni olmayanlar halk değil midir?
Bizler Yunan, İngiliz, Fransız falan mıyız?
Halk kimdir arkadaş.
Birisi çıksın da söylesin ülkenin benim gibi olan nüfusu halk değilse nedir?

Ben itiraz ediyorum.
Halk benim gibi olanlardır desem ne olur?
Elbette birileri itiraz eder, ama akıl dışı mıdır?
Benim gibi olanların halktan sayılma ihtimali hiç yok mudur?
Biz illa ki, halkdan kopuk aydın sınıfından olmak zorunda mıyız?

Bir de şu kopuk olma konusu var.
Kim kimden kopmuş kardeşim.
Ben mi halkdan kopmuşum.
Halk mı benden kopmuş.
Kim doğru yerde?

Misal halkdan kopuk aydınlar yerine halkdan kopmuş cahiller desek terminolojik bir yanlış olur mu?

Çokluk mudur ölçü?
O zaman b_ku yedik demektir.
Bütün dünya en tabandaki cehalet ve fukaralık seviyesinde eşitlensin demektir

Sonra bir de halkın faziletleri konusu var.
Bu halk öyle bir halkmış ki, şöyle bir halkmış ki diye başlayan övgü cümleleri.
Buna da itiraz ediyorum.
Bu halkın zaman içinde ahlaksız, ilkesiz, seviyesiz, idraksiz, korkakça davrandığı çok örnek vardır.

Bu seçimlerden ders alacakmışız.
Peki alacağımız ders nedir?
Halk ne demiştir?
Çalın, büyük çalın, çaldıkdan sonra dik durun, inkar edin, çalmaktan utanmayın, yüzsüzlük yapın mı demiştir?
Hele birileri bir doğru dürüst tercüme yapsın.
Karnından konuşmadan, yiğitçe.
Halk taptığın ilahı, kendini ve etrafını aldatabilirsin, yalanın yakalandığında inkar etmek esastır mı demiş?

Halkı anlayacakmışız.
Güzel ne anlayacağız kardeşim.
Biz de mi yalan söyleyelim, biz de mi takkiye yapalım, biz de mi aferin pohpohçu olalım.
Çocuk kandırır gibi, biz de halkı kandıralım mı?

Bütün bu lakırdılar cahili, ahlaksızı, suçluyu yücelten, aydını, masumu, iyi ve güzeli aşağılayan bir noktaya bizi taşımamalı.

Benim düşüncemdir, halkı anlamak denilen şey, halkın bilmediğini, ve anlamadığını idrak etmek olmalı.
Bu lafın açılımı, asla halkın zaaflarını, kandırılabileceği noktaları keşfetmek şeklinde olmamalıdır.

Halka inmek denilen şey de irşat, aydınlatma, bilgilendirme, öğretme olmalıdır.
Bunun tersi ise halka hoşuna gidecek küçük(!), pembe yalanlar söylemek ve halk dalkavukluğu olmamalıdır.

Halkı kazanmak denilen şey ise gündelik yalanlar ve vaatlerle önümüzde duran bir seçimi kurtarmak değil.
Halka ulaşmak, öğretmek, anlatmak, bilgilendirmek, inandırmak için gereken bütün işlerin yapılmasıdır.
Bu konuda neyin ne olduğunu anlamak isteyenler mürtecileren yaklaşım ve yöntemlerini inceleseler fazlasıyla yeterli olur.
Eğitim için fikir kulüpleri, dernekler, yayın organları   olmalı.
Gençlere ulaşmak için öğrenci yurtları, halka pratik yararlar sağlayan eğitim ve dayanışma amaçlı sivil toplum kuruluşları olmalı.
Sosyal yardımlaşma için yardım kuruluşları olmalı.
Bütün bunları eşgüdümünü sağlayacak çatı örgütlenme olmalı.
Hepsinin de vakıf ve dernek şeklinde yasal yapılanması olmalı.
Hepsinin de kendi ayakları üzerinde durabilecek finansman kanalları olmalı.
Bu şekilde kalıcı seçmenler, inançlı kadrolar üretmek mümkün olacaktır.

Yoksa halkı anlamak, halka inmek denilen şey basit bir halk dalkavukluğu, sahtekarlık şeklinde kalırsa,
Bir seçim kazanır, bin seçim kaybedersiniz.
Asla kök salamaz, gündelik bir olgu halinde kalırsınız.
Ve her demokratik yenilginiz büyük bir hayal kırıklığı ve inanç kaybı şeklinde size döner.

Oraj POYRAZ.


On 01.04.2014 15:13, Yılmaz ARSLAN wrote:
"Çökmek Değil, Çözmek Gerek"
 

Bu tür durumlarda en kolayı halka çakmaktır.
O cahildir, yozlaşmıştır; katiline gönül vermiş, hırsızına "Daha çok soy" demiştir.
Bugün bu kafada bir sürü yazı okuyacaksınız.
Daha kolayı, CHP'ye çatmaktır.
Onun için de kalemler bilenmiştir çoktan...
Zor olansa, yenilginin nedenlerini doğru tahlil edebilmek ve bu koşullarda bile ayakta kalabilmektir
"Yenildin, yine yenil. Daha iyi yenil" diyebilmektir.
 
***
 
Seçimi "Haramiler kaybeder" umuduyla bekleyip dün sabah umutsuz uyananlarla, "Aç tavuk kendini darı ambarında zannedermiş" diye dalga geçiyorlar.
Onlara şunu söylemek lazım:
Bu ülkenin namuslu insanları, soyguncular gibi haramla doymaktansa aç kalmayı yeğledi hep; çocuklarını da öyle yetiştirdi.
Bu ülke hâlâ karanlığa direniyorsa, evladını yitirmiş babaları bile bölen zihniyete inat babalar hâlâ kol kolaysa, potansiyel AVM gözüyle baktığınız parklarda ağaçlar çiçek açıyorsa, bunca sansüre rağmen yolsuzluk, arsızlık duyuluyor, yayılıyor, belgeleniyorsa, onca baskıya rağmen sokaklarda, meydanlarda, parklarda zulme hâlâ korkusuzca direniliyorsa, onlar sayesindedir.
Ve bu direniş, önümüzdeki zorlu süreçte, ivmesini artırarak sürecektir.
 
***
 
Ambar meselesine gelince...
Özeleştiri yaparak söyleyeyim:
Bizim kuşak, ütopyalarla büyümüştür.
Godot'ları beklemiş, imkânsızı istemiş, hep mucize beklemiştir.
Halkın sağduyusuna güvenmemiz, belgelenmiş soygunu
hemen cezalandıracağını zannetmemiz, ülkemiz için bir "darı ambarı" hayal etmemiz doğal...
Ama bu, halkı tanımadığımız anlamına gelmez.
Yalanın gücünü biliyoruz; o gücün parayla buluşunca nelere kadir olduğunu da...
Bundan ibaret değil elbet:
Başbakan'ın her gittiği kentte, muhaliflerine bir güzel giydirdikten sonra, illa ki yerel sorunlardan ve oraya yapılan yatırımlardan söz etmesi, buna karşın muhalefetin sadece şikâyetle yetinmesi, daha iyisini yapacakları ümidini vermemesi...
Büyük Şehir Yasası'nın kentlerin çeperlerinden AK Parti'ye oy devşirmesi...
Önce cemaat çatışmasında "Dinimize saldırıyorlar" öcüsünün, son anda da Dışişleri kaydıyla "Milli güvenliğimiz tehlikede" paniğinin tetiklemesi, bu paniğin "Hırsız var" feryadını örtmesi...
Hükümetin bu paniği bayraklı reklamlarla desteklemesi...
"Çöpümüz daha iyi toplansın" diye yapılan bir yerel seçimi referanduma dönüştürüp kutuplaşmayla kitlesini tahkim etmesi...
Birçok başka etmenle birlikte bu sonucu hazırladı.
 
***
 
Ağlaşmanın vakti değil.
Bundan da ders alıp "önümüzdeki seçimlere bakacağız."
Gücümüzü yabana atmayacağız:
Parkımızı yıkmak istediler; yıkamadılar.
Mezhep ayrımcılığını kışkırttılar, kandıramadılar.
Twitter'a saldırdılar, kapatamadılar.
Hırsızlıklarının ortaya saçılmasına engel olamadılar.
Başbakan köpürdükçe, muhaliflerini de köpürttü.
İtiraz damarı sinmedikçe, iktidarı iktidarsızlaştıracak güce kavuştu.
"Sandık sonucu yolsuzlukları örtmeye yetmez" diyorduk ya...
Direnişi susturmaya da yetmeyecektir.
 
Balkon
Hayatımda izlediğim ilk seçim, 1977 seçimiydi.
Haziran'dı.
Lisedeydim.
Sonuçlar açıklandı:
CHP yüzde 41'i aştı.
Solun bu topraklarda gördüğü en büyük seçim zaferiymiş, sonradan anlaşıldı.
Atatürk Bulvarı'ndan seller gibi Çevre Sokak'a aktık. Genel Merkez'in balkonuna çıkıp zaferini ilan eden Ecevit'e baktık.
"İktidar oluruz demiyorum, iktidar olduk diyorum" dedi CHP lideri...
İnandık.
2 hafta sürdü zafer havası...
Peşinden, daha beter bir faşizm dalgası geldi.
O günden beri, balkondan konuşan liderlere kulak asmam pek...
Neyse ki dün konuşan, daha gerçekçiydi.
Eskisi gibi, "Hepinizin Başbakanıyım" filan diye lafı çevirmedi; "Savaşa girdik. Canınıza okuyacağım" dedi.
Hadi bakalım, kolay gelsin. 
Can Dündar:
--
--
BU GRUBA EMAİL GÖNDERMEK İÇİN:
ADAMLIK<adam-gibi-adamlar@googlegroups.com>ADRESİNE;
ÜYELİĞİNİZİ İPTAL ETTİRMEK İÇİN:
ADAMLIK<adam-gibi-adamlar-unsubscribe@googlegroups.com>
ADRESİNE;
SANAL AİLEMİZLE İLGİLİ GENİŞ BİLGİ İÇİN:
http://groups.google.com/group/adam-gibi-adamlar?hl=tr?hl=tr
LİNKİNE TIKLAYIP BİZİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ.
 
BİZ; SEVGİNİN, HOŞGÖRÜNÜN VE KARDEŞLİĞİN
EGEMEN OLDUĞU, ÇOK SESLİLİĞİ İLKE EDİNMİŞ
ONURLU, ERDEMLİ, İLKELİ, NAMUSLU, DÜRÜST-
BİR AİLEYİZ. ÖZÜNDE TÜM ÜYELER KARDEŞİZ....
SÖZCÜKLERİN, İSİMLERİN BİLE ÇALINDIĞI SANAL
ALEMİN ERDEMİ EGEMEN KILMA YARIŞINDAYIZ.
 
GRUP YÖNETİMİMİZDE ÜYELERİN KARDEŞLERİ :
SEYHAN O. SÜZER: EMEKLİ KAMU BÜROKRATI
N.YARENSU AKAL : EV KADINI-BÜRO ELEMANI
ARZU YILDIZAR : EMEKLİ KAMU YÖNETİCİSİ
ONUR ÖZKURT : KAMU BÜROKRATI
SALİH ÖZGENÇ : KAMU GÖREVLİSİ
 
BU GRUPTA ÖZELLİKLE KADINLARIMIZI İNCİTİCİ,
AŞAĞILAYICI, HORLAYICI, KÜÇÜLTÜCÜ HİÇ BİR
YAZINSAL VE GÖRSEL ÖĞEYE YER VERİLMEZ.

---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "ADAMLIK<adamgibiadamlar>" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için adam-gibi-adamlar+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.


--
zaryop:jaro
Hak ettigini dusundugunde maasina zam iste!

Anonim Nasihat
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder