3 Nisan 2015 Cuma

Vahşet! Hayatta kalmak için birbirlerini yediler!

Açıklık getireyim, yanlış olmasın.
Açlıktan birbirini yiyenler hayvan oluyor, ve onları oraya hapsedenler de insan.

Köpekler, kediler, inekler, keçiler, koyunlar, mandalar, tavuklar, hindiler ve diğerleri.
Bunları insan doğadan aldı, on binlerce yıl içinde kendisiyle birlikte ayrı bir şekilde evrimleşmesini sağladı.
Bu süre içinde bu hayvanların vahşi türle bağı kesildi.
Büyük bölümü artık doğada yaşayamaz hale geldi.
Şimdi insanın bir bir bu hayvanlarla işi bitmeye başladı.
Artık kedi, köpek insana yük olmaya, külfet olarak görülmeye başladı.

Şimdi insan doğadan kopardığı bu hayvanlar yok olsun istiyor, türünün kurtulmasını istiyor.
Kedilerin ve köpeklerin sağlık, güvenlik gerekçeleriyle kentlerden ayıklanmaları, sahipsiz olarak var olmamaları, kısırlaştırılarak sayılarının yok mertebesine kadar indirilmesi isteniyor.
Oysa hem onların insandan ayrı olarak doğada yaşaması mümkün değil.
Hem de böyle bir yetenekleri olsa dahi artık doğada insanda artan boş alan kalmadı.

İnsanın halen et, süt ve yumurta için başka hayvanlara ihtiyacı var.
Yarın doğrudan et, süt, yumurtaya benzer sentetik gıda maddeleri üretirse aynı son onları da bekliyor.
İnsanoğlu büyük bir vefasızlıkla doğadan koparıp, onları doğada yaşayamaz şekilde evrimleştirdikten sonra onların yok olmasını istiyor.

Bir de bu hayvanların vahşi türleri var.
Dünya nüfusu 7,5 milyarı aştı.
Kentler, otoyollar, tarım arazileri büyüyor, yayılıyor.
Dünyada insan ayağı basmadık yer kalmadı.
Güney Kutbunun en umulmadık, en ücra yerlerinde dahi buzdan sahiller üzerine birikmiş plastik artıklar, yüzen çöpler görülüyor.
Dünyanın endüstriyel usullerle değerlendirilmeyen her santimi boşa gitmiş bir kaynak olarak görülüyor.
Köpekbalıkları, köstebekler, kurt, ayı, aslan ve diğer her türden hayvan zararlı kabul ediliyor.
Eti, postu, kılı, tüyü, barsağı, dışkısı herhangi bir şeyi işe yaramayan hayvanlar yok edilmeli.
Sahipsiz kalmış bütün denizler insanlık için hayrat gibi.
Sınırsız, engelsiz tüketimi önünde bir engel yok.
Her ağ atışında elli ton balık çeken fabrika gemiler Kuzey ve Güney Kutbunun en üçra yerlerinde balık nüfusunu eradikasyon düzeyinde yok etmeye çalışıyor.

Bu dünya gerçekten bunu kaldırmaz.
Bu dünya sadece bizim, insanların değil.
Bu dünya sadece bu gün yaşayan insanlara da ait değil.

Diğer türler var, gelecekte yaşayacak olanlar var.
İnsanlık adeta yamyamlaştı.
Artık kendi kendini yemeye başladı.

Bir belgesel seyretmiştim.
Beni çook etkilemişti.
Size de öneririm.

Belgesel Paskalya adalarında artık soyu tükenmiş bir kabile, bir halk üzerine.
Paskalya Adası, (İspanyolca Isla de Pascua, Rapanui dilinde Rapa Nui) Büyük Okyanus'un güney doğusunda Şili'ye bağlı bir ada.
Şili sahillerinden 3700 km, Tahiti'den ise 4000 km uzaktadır.
Çok izole kalmış bu ada, üzerinde yaşam olan en yakın yer olan Pitcairn Adası'nın bile 2000 km doğusundadır.


Ahu Tongariki üstünde Moailer
Büyük olasılıkla Polinezya, Malinezya kökenli bir halkın deniz yoluyla buraya ulaştığı sanılıyor.
Bu halk sınırsız bir tüketimle adada tekne üretimine elverişli ağaçları tüketiyor.
Ağaçlar tükendiğinde artık  adada gemi yapmak ve adadan uzaklaşma imkanı kalmıyor.
Adada açlık baş gösteriyor.
Var olan birkaç kabile giderek yamyamlaşıyor.
Yamyamlık için yapılan uzun savaş ve çatışmaların sonunda ada nüfusu hiç mertebesine iniyor.
Adaya 16ncı yüzyılda adaya gelen batılı denizciler geride bir avuç vahşi insan buluyorlar.
Ve o meşhur tarihi Moai heykelleri eski şanlı medeniyetin geride bıraktığı bir muamma olarak geride kalıyor.

Arkeologlar bu adada yaşanmış ekolojik ve insanlık felaketini son on yıl içinde çözümledi.
Bu ada ve üzerinde yaşanmış olanlar insanlık için büyük ibrettir.

Korkarım çok uzun olmayan bir gelecekte dünyanın bütün kaynaklarını tükettikten sonra yaşanacak büyük bir çöküş sonrasında birbirimizi yiyeceğiz.
Ben doğrusu bizim kentlerimizde yaşanan sürek avının, dünyanın tüketilmesi için bir sürü başka işaretten birisi olduğunu düşünüyorum.
İnsan artık diğer türleri yok ederek kendine yer açmanın sınırına dayanmıştır.

Hesaplara göre bu dünyanın bütün kaynakları en çok 2,5 milyar insanı sürdürülebilir şekilde taşıyabilir.
Ya insanlık dünyanın çok daha verimli şekilde kullanımının yolunu bulacak.
Ve bununla eş zamanlı olarak yaşanan geometrik nüfus artışını dizginlemenin bir yolunu bulacak.
Belki de güneş sistemini kolonize etmeye başlayacak.
Ya da insanlık tıpkı Polinezya yerlileri gibi bir kötü sonla kendi türünün sayısını sınırlayacak.

Sonuncu Dan Brown romanı olan Kıyamette senaryo buydu.
Gizli bir grup, ELİTLER dünya nüfusunu 2,5 milyara çekmek üzere büyük bir komplo içindeydi.
Ve tıpkı diğer Dan Brown romanlarında olduğu gibi bu senaryonun da gerçeğe uygun temelleri vardı.
Evet, gerçekten de ELİTLER denilen küresel ölçekte zenginliği olan insanların oluşturduğu bir gruplaşma vardır.
Bu grupların kontrol ettikleri küresel örgütler vardır.
Ve bu insanların kendi aralarında böylesi konuşmalar yaptığının dedikoduları da konuşulur.

Ve işin tuhafı ben böylesi bir planın gerçekten de yürütülmekte olduğuna inanıyorum.
İnsanlık zincirinde en zayıf halka müslümanlardır.
En aciz olanlar, en kolay feda edilebilecek olanlar Müslüman halklardır.
Ve önünüze dünya haritasını alın yoğun katliamlar, etnik arındırmalar, savaşlar, işgaller, açlıklar, politik, ekonomik, açlık sebebiyle göçlerin olduğu ülkeleri bir bir bulun ve işaretleyin.
Bakalım işaretli harita dünyanın hangi halkıyla eşleşecek?
Görünen o ki, Müslüman halklar yamyamlaşmış bir dünya kabilesinde yenmek üzere sırasını bekleyen çok yaşlı, çocuk, hasta ya da bir sebepten aciz olan üyesi.

Benim şu haber üzerine aklıma gelenler bunlar.
İnsanlar diğer türleri yok ederek kendine yer açıyor.
Aslanların yaşayacağı yerleri işgal ediyoruz.
Fillerin artık sadece rezervasyon alanlarında yaşaması mümkün.
Kediler ve köpekler artık kent sokaklarında istenmiyor.
Korkarım Müslüman halklar da istenmiyor.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc)            L2fSIJNoA0xfSNxA    

Vahşet! Hayatta kalmak için birbirlerini yediler!

İHA | 03 Nisan 2015 Cuma - 7:56

Avcılar'daki Sokak Hayvanlarını Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde aç kalan bazı hayvanların hayatta kalabilmek için birbirlerini yedikleri ortaya çıktı.

Vahşetin görüntüleri Avcılar Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü'ne bağlı Sokak Hayvanlarını Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde kaydedildi. Kısırlaştırma ve bakım için toplatılan sokak hayvanlarının kaderine terk edildikleri ortaya çıktı. Rehabilitasyon merkezinde çalışan bir personelin kaydettiği görüntüler vahşetin boyutlarını gözler önüne serdi.

HAYATTA KALMAK İÇİN BİRBİRLERİNİ YİYORLAR

Aç bırakılan ve bakımı yapılmayan sokak hayvanlarının içler acısı görüntüsü merkezin bulunduğu Gümüşpala'da kaydedildi. Görüntülere, sokak hayvanların son derece kötü koşullarda barındırıldığı ve aç bırakıldıkları yansıdı. Uzun süre aç kalan bazı hayvanların hayatta kalabilmek için son çare olarak birbirlerini yedikleri görüldü. Saldırdıkları hayvanları öldürdükten sonra yiyen sokak hayvanlarının görüntüsü, barınağın ne derece güvenli olduğu sorusunu akıllara getirdi.



a45UyF587661-150403110347 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/04/03  12:32 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Calisma ahlakinin gelistigi toplumun refah duzeyi;
bu ahlakin zayif ya da mevcut olmadigi toplumlara kiyasla daha yuksek olacaktir.

James M.Buchanan

Tanim: Resulullah (sav) ve Hz.Ebu Bekr (ra) zamaninda bir avuc hurma ve un mukabilinde birkac gun boyu devam eden mut a nikahi yapardik.
Bu hal, Hz.Omer (ra) in Amr Ibnu Hureys hadisesi vesilesiyle mut ayi yasaklamasina kadar devam etti.

Muslim, Nikah 16, (1405)
Hadis No : 5635

Uzun zamandir senato, meclis, hukumet binalari ve belediyelerin sahipleriler.
Hakimler arka ceplerinde.
Butun buyuk medya ve haber sirketlerinin sahipleriler.
Her sene milyarlarca dolari lobilesmek icin kullaniyorlar.
Onlar tek birsey istemiyorlar.
Elestirel dusunen vatandas istemiyorlar.
Iyi derecede bilgilendirilmis ve egitim gormus insanlar istemiyorlar.
Cunku onlarin cikarlarina aykiri.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder