11 Mayıs 2015 Pazartesi

12 Eylül hakkında üç yanlış inanış

12 Eylül hakkında üç yanlış inanış

12 Eylül'ün üstünden çok zaman geçti. Onun için özellikle bugünkü kuşağın bu travmatik süreci çok da sağlıklı değerlendirmesi kolay değil. Kenan Evren'in ölümünün ardından yapılan yorumlara bakıldığında bazı problemli ve ezber yargıların yaygın biçimde paylaşıldığı görülüyor. En başta "halka karşı gerçekleştirilmiş olan bu kanlı darbeye halkın tepkisi" doğru değerlendirilemiyor. Bazıları darbe anayasasına ve Evren'in cumhurbaşkanlığına halkın yüzde 92'sinin kabul oyu vermesini sorguluyor. Bazıları ise tam aksine halkın "bugün" 12 Eylül'le hesaplaşma talebinin olduğunu düşünüyor. İkisi de yanlış.

12 Eylül bizim tarihimizdeki darbelerin en kanlısı, en zalimi. Ama toplumun geniş çoğunluğunun nefretini üzerine çekmiş bir hadise olmadı hiçbir zaman. Bunun sebebi 12 Eylül'ün belirli bir toplumsal kesimi veya onların siyasetteki temsilcilerini değil, bir bütün olarak siyaset kurumunu ve aydınları hedef almasıydı. İkincisi, topluma kolayca kabul ettirebileceği bir meşruiyet iddiası vardı: Terörü önleyememiş sivil siyaseti devreden çıkararak sokaklarda akan kanı durdurmuştu bir günde.

Bir başka sebep 12 Eylül'ün belirli bir zümre hesabına yapılmış görünmemesiydi. Kenan Evren ve arkadaşlarının sağdaki partilerle birlikte soldaki partileri ve hatta CHP'yi de kapatmış olmaları bu algıyı geliştirmeye yaramıştı. İdamlarda bile sözüm ona "denge" aramıştı darbe rejimi. Biliyorsunuz, Kenan Evren "adaletli olsun diye bir sağdan bir soldan astık" demişti.

Ne var ki Evren'in ölümünün ardından sosyal medyada çıkan yorumlardan anlaşıldığı kadarıyla, "12 Eylül'ün sadece solu vurduğu" iddiası da solcularımızın ürettiği bir şehir efsanesi olarak dolaşımda hâlâ. Bunda da medyanın çoğunlukla solun veya sol kökenlilerin kontrolünde olmasının payı var. Dönem hakkındaki fikirlerini seyrettikleri TV dizilerinin şekillendirdiği kitlelerden söz ediyoruz ne de olsa.

Oysa 12 Eylül rejiminin Ülkücülere karşı daha acımasız olduğu bile söylenebilir. Çünkü 12 Eylül'den sonra yargılanan sol eylemciler kısa zamanda cezalarını çekip çıktılar ama onlarla aynı suçları işleyen sağcı mahkûmlar kolay kolay çıkamadılar. Peki, neden oluştu bu fark? Çünkü solcuların aksine Ülkücü eylemciler işledikleri suçlar "örgüt suçu" kabul edilmediği için solcu eylemcilere göre kat kat daha fazla ceza aldılar.

12 Eylül ve Kenan Evren dendiği zaman derhal gündeme gelen bir başka ezber "Güya darbelere karşıyız ama hâlâ darbe anayasasıyla yönetiliyoruz" lafları… Burada iki büyük yanlış var: İlki, 12 Eylül darbecilerinin hazırlattığı anayasayı baştan sona yeniden yazılmış, orijinal bir metin zannetmek. Oysa 1924 ve 1961 anayasalarının -belli başlı birkaç maddesi darbecilerin istedikleri şekilde değiştirilerek- tadil edilmiş şekli bu metin.

Bundan daha da önemlisi, her ne kadar siviller baştan sona yeni bir anayasa metni yazmaya muvaffak olamamış olsalar da, bugüne kadar 1982 metni üzerinde yapılan değişiklikler 12 Eylülcülerin bir önceki anayasa metni üzerinde gerçekleştirdiği değişikliklerden daha fazladır ve bunlar çok daha esaslı değişikliklerdir. Neredeyse 12 Eylül'ün metinde bir izi kalmamıştır. (YÖK'ün mevcudiyetinin devam etmesi gibi konular ise anayasayı değiştirmekten aciz oluşumuzla ilgili meseleler değildir, tercihtir. Keza Diyanet'in varlığı veya zorunlu din dersleri de sivil siyasetin tercihleridir; bunların darbenin devam eden etkileri diye gösterilmesi çarpıtmadır.) Dolayısıyla "hâlâ darbe anayasasıyla yönetiliyoruz" lafının aslında bir gerçekliği yok.

Görüyorsunuz, 12 Eylül darbesi daha üzerinden yarım asır bile geçmeden zihinlerde aslından çok farklı şekillere sokulmuş bir tarihî olay. Varın, asırlar öncesinde yaşananların bugüne yansımasının sıhhatini siz hesap edin.


a45UyF587661-150511111843 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/05/11  12:48 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Kendinizi ve karsinizdakini iyi taniyorsaniz sizin icin tehlike yok demektir. Kendinizi iyi bilmenize ragmen karsinizdakini yeterince tanimiyorsaniz yine de kazanma sansiniz vardir. Ancak ne kendinizi ve ne de karsinizdakini bilmiyorsaniz o zaman her savasta tehlike ile karsi karsiyasanizdir.

Sun Tzu dan Savas Sanati

Kisi, hep sihhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helaki icin kafi gelirdi

(I.Asakir)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Faydaci Safsata (Fallacy of Pragmatism) :
Bir seyin bazi insanlar uzerindeki yararli etkilerinden dolayi dogru olacagini varsaymak.
Ornek 1:
Fenerbahce nin 6 yabanci oynatmasindan dolayi ceza gormemesi Fenerbahce nin menfaatinedir.
Kulup menfaatlerini gozetmekle yukumlu federasyonun Fenerbahce ye ceza vermesi yanlistir.
Ornek 2:
Trolle avlanmayi yasaklamak, balikcilari ac birakmak demektir.
Ornek 3:
Findik taban fiyatini arttirmak gerekir, yoksa findik ureticileri perisan olurlar.
Ornek 4:
Emeklilik yasi 40 a indirilmelidir, yoksa memurlar magdur olurlar.
Guncel Ornek 1:
Bu arada, unutmadan ekleyelim, Suriye ye yeni atanan buyukelcimiz de firtinalar yaratti.
Hadi, kolu kirip yenin icinde tutalim ve firtinanin nedenini yazmayalim..
Bilen bildigi ile kalsin..
Ne de olsa, son tahlilde Disisleri Bakanligi nin, Turkiye nin gozbebegi bir bakanlik olmasi lazim.
Diplomatlarimizla 25 yili askin sure birlikte olunca, ister istemez yerlesiyor bu duygu..
(Sedat Sertoglu, 18.8.2000, Sabah)
Yazar, Turkiye nin Suriye Buyukelcisinin hakkinda bildigi bazi seyleri aciklamamanin Turkiye nin faydasina oldugu gerekcesiyle aciklamiyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder