29 Mayıs 2015 Cuma

[OzgurGundem] AKP'nin "Kumpas soruşturması bize uzanır" korkusu

Türkçe harf sorunu olanlar için word dosyası ektedir

AKP'nin "Kumpas soruşturması bize uzanır" korkusu

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat 28 Mayıs 2015

Ergenekon- Balyoz kumpaslarını soruşturan Savcı Mesut Bayhan, 1 aylık izin kullanıyor. İzin dönüşünde dosyayı bırakacağı ve tayinini isteyeceği söyleniyor.

AKP'nin "Soruşturma bize uzanır" korkusu ile Savcıya baskı yaptığı, bu nedenle dosyanın kapsamlı olarak ele alınamadığı öğrenildi.

Ergenekon mağduru E. Tuğg. Veli Küçük'ün kızı ve aynı zamanda avukatı olan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Küçük:

"Bu kumpas davaları Cemaat ve AKP'nin işbirliği ile yapıldı. Şimdi AKP kumpasların üzerine gidiyormuş gibi yapıyor. Ancak fazla üstüne gittiği taktirde de suç ortaklığının ortaya döküleceğinden endişeleniyor. Bu maksatla da Savcıya yeterli eleman verilmeyerek, teknik donanım sağlanmayarak dosya savsaklanıyor. Yüzlerce kişinin kurduğu kumpası yalnız başına tek bir savcının çözmesi mümkün değil. AKP ne yaparsa yapsın, biz bu işin peşini bırakmayacağız."

Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı, Vatan Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi Ergenekon mağduru Korgeneral İsmail Hakkı Pekin:

"Cumhurbaşkanı, Harp Akademileri'nde TSK'ya yönelik komplo ve kumpaslardan bahsetti ama bununla kendisini kurtarması mümkün değil. Eğer TSK'ya yönelik bir komplo varsa, kumpas varsa bunun siyasi sorumluluğu kendisine aittir. İktidar o hakimleri, savcıları meslekten ihraç etmekle bu işten kurtulamaz."

Barış Yarkadaş:

"Ergenekon ve Balyozcuları serbest bırakmanın şartlarından biri de şuydu: Çıkınca sadece Cemaati sorumlu tutun, AKP'ye laf etmeyin."

Yeni CHP fedaisi aslan sosyaldemokrat Yarkadaş, nereye kadar hem kendisini hem de milleti aldatmaya devam edecektir? Gazetecilik bu mudur? Buna gazetecelik değil, gaz tenekeciliği denir. Ayıptır.

"Cemaate karşı mücadelede AKP'yi destekliyor" diye başta Doğu Perinçek olmak üzere Vatan Partisi yöneticilerini suçlayanlar, AKP'ye karşı Cemaati destekleyenler, kumpaslarla ve Cemaat ile mücadelenin nereye uzanacağını acaba şimdi görebilecekler mi?

"Cemaat ile mücadele sonunda AKP'ye uzanacaktır" demiş olan Perinçek'in o sözlerini o günlerde duymamayı tercih edenler, acaba şimdi hatalarını anlayacaklar mı?

Ne gezer...

Aydınlık, 24 Mayıs 2015

arşiv:

Bir Barış Yarkadaş klasiği: Atmasyonda sınır tanımam

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat 27 Mayıs 2015

Y-CHP fedailerinden Barış Yarkadaş "Atmasyondan kim ölmüş" özlü sözüne uygun olarak şöyle yazıp duruyordu:

Eh, y-gazeteci dediğin de böyle olur. Esaretten kurtulan yurtseverlerin kumpastan AKP'yi sorumlu tutan demeçlerini görmezden gelirsin olur biter.

Bir de, böyle bir şart olduğunu Yarkadaş nereden biliyor? Kulağına Tayyip mi fısıldamış?

Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı, Vatan Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi Korgeneral İsmail Hakkı Pekin "Galiba Yarkadaş Aydınlık okumuyor, Ulusal Kanal'ı dinlemiyor, ona okuduğu bir gazeteden cevap vereyim de duysun" diye düşünmüş olacak ki (!), Fethullahçı ZAMAN gaz tenekesine demeç vererek kumpastan sorumlu olanın Tayyip Erdoğan olduğunu bir kere de oradan açıkladı. Şöyle dedi:

"Cumhurbaşkanı, Harp Akademileri'nde TSK'ya yönelik komplo ve kumpaslardan bahsetti ama bununla kendisini kurtarması mümkün değil. Eğer TSK'ya yönelik bir komplo varsa, kumpas varsa bunun siyasi sorumluluğu kendisine aittir. İktidar o hakimleri, savcıları meslekten ihraç etmekle bu işten kurtulamaz."

Bakınız:

http://www.zaman.com.tr/gundem_ismail-hakki-pekin-eger-kumpas-varsa-siyasi-sorumlusu-erdogandir_2295314.html

Korg. Pekin, aynı söyleşide, AKP iktidarının MİT kanalı ile Suriye'deki teröristlere yardım ettiğini, silah gönderdiğini, sevkıyatı ortaya çıkaran savcıların başına neler gelidğini şöyle anlattı:

"MİT'in yapacağı işler belli. MİT, Suriye'de bir harekât yönetemez. Bir komşu ülkeye MİT aracılığı ile terör ihraç ediyoruz. Üstelik MİT bunu yaparken paralı askerler kullanıyor. O silahların yarın nereye gideceği belli değil."

"Muhaliflerin silahlarının bir kısmı MİT aracılığıyla gidiyor. MİT cihatçı gruplara silah gönderiyor. Katar aracılığı ile kurulan naylon şirketler var. Onlar aracılığı ile IŞİD'e, El Nusra'ya paralı asker sevkiyatı yapılıyor. Türkiye'deki bu şirketlerin tespit edilmesi lazım… Mesela emekli bir tuğgeneralin kurduğu bir şirket Suriye'ye paralı asker gönderiyor. Şirket MİT adına çalışıyor, başka türlü çalışamaz çünkü… Hükümetin buna mani olması lazım ama… MİT'in de bunları takip ediyor olması lazım. Ama bakın bu sevkiyatı ortaya çıkaran TIR savcıları ne oldu?"

Korg. Pekin, açılım ve PKK ile müzakere konusunda şunları söyledi:

"Kürt meselesinde de yanlış gidildi. PKK'ya silah bıraktırdıktan sonra siyasi çözüm üretmek, müzakereye öyle başlamak lazımdı… Özerklik taraftarı değilim ama her şey konuşulabilir. Yoksa buradan yürüyelim, olmazsa geri döneriz olmaz. O zaman risk çok büyür, çatışma başlar. Seçimden sonra müzakere sürse bile iktidar vaatlerini tutamaz. Çıta çok yukarıda tutuldu çünkü. Özerklik vaadi bu ülkede çatışma çıkarır. PKK'nın da silah bırakacağı filan yok. PKK, ABD ve Batı ile müttefik oldu."

Yarkadaş bunları okumuştur, ama zannımca "anlamamıştır" yine... Sen ne kadar anlatırsan anlat, Tayyip'in "Kabataş'ta türbanlı bacıma..." inadına benzer şekilde "Şartlı tahliye de şartlı tahliye" demeye devam edecektir. Bir yandan da kendisi ile çelişkiye düşme pahasına "ZAMAN'a demeç verdiler, bunlar Fethullahçı" demeye bile kalkabilir.

Aslan sosyaldemokratlar böyle...

Söyleşinin ikinci bölümü:

http://www.zaman.com.tr/gundem_ismail-hakki-pekin-yine-bunlarla-ugrasiyorsun-dursun-basimiz-belaya-girmesin_2295132.html

*********



-      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -      -
a45UyF587661  35 29.05.2015 11:30:52 From: oraj.poyraz@openmail.cc To: aliserdarbolat@yahoo.com
2015/05/29  14:02 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com


Insaf ve merhamet dilenmekle millet isleri gorulemez; millet ve devletin seref ve bagimsizligi elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur.
Turk milleti ve Turkiyenin cocuklari, bunu bir an akildan cikarmamalidir.

K.Ataturk

Zina yapan evlilerin taslanarak oldurulmesini emreden ayet, Ayse nin doseginin altindaki sahifede yazili bulunuyordu.
Peygamber olunce Ayse onun defin islemleriyle mesgul iken, evin acik kapisindan iceri giren bir keci o sahifeyi yedi ve boylece taslama cezasi Kuran dan cikti; ama hukmu devam ediyor.

Ibni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Sahte Acmaz Safsatasi (Fallacy of False Dilemma) :
Gercekte cok secenek olmasina ragmen, karsidakini iki secenek arasinda birakmak suretiyle yapilan hata.
Ornek 1:
Beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir.
Ornek 2:
Ya bana karsisin ya da benim yanimdasin.
Ornek 3:
Insanlar ya melektir ya da seytan.
Ornek 4:
Ulkeni ya sev ya da terket.
Ornek 5:
Hakan:
Ben Liselere din dersinin konulmasini destekliyorum.
Koray:
Ben boyle bir seyin faydasina inanmiyorum.
Hakan:
Sen ateist misin yoksa Koray?
Guncel Ornek 1:
Komunist-Kapitalist catismasi nasil asildi, asiliyor?
Ozellikle son 2 yuzyili kapsamis olan bu catismanin temeli, su 2 sorunun degerlendirilme biciminde yatar:
1. Insan beyni Doga nin, yahut Kainat in, yahut Evren in, yahut Kozmos un genel butunu icinde ve onun bir parcasi olan bir olgu mudur?
2. Insan beyni Doga nin, yahut Kainat in, yahut Evren in, yahut Kozmos un genel butunu disinda ve kendine ozgu ayri bir olgu mudur?
Birinci soruya evet diyenler, Monist bir degerlendirmenin dusunurleridir;
ikinci soruya evet diyenler ise, Dualist bir degerlendirmenin..
Bu 2 ayri degerlendirme yuzunden son 2 yuzyilda milyonlarca ve milyonlarca insan oldu...
(Cetin Altan, 28.8.2000, Sabah)
Yazar son iki yuzyili kapsayan Komunist-Kapitalist catismasini iki tur degerlendirmeden ciktigi yorumunu yaparak insanlarin birine evet digerine hayir cevabini vermek zorunda olduklari cikarimini yapiyor.
Guncel Ornek 2:
Devlet kuculmez...
Ya anarsistlerin dedigi gibi havaya ucurulur , ya Engels in dedigi gibi vakti geldiginde eriyip, tukenip gider.
Memur atarak, tuttugunu yaparak, her buldugunu ozellestirerek olmaz.
(Kurthan Fisek, 5.9.2000, Hurriyet)
Yazar, aradaki kararlari iki secenekten birine indirgeyerek iddiasini kanitlamaya calisiyor.
Guncel Ornek 3:
Bu ulkede Peyami Safa isminde bir adam yasamis.
Onu biraz taniyan her gun ne yazilir? diyemez.
Sunu, yadirganacagini bildigim halde, inanarak soyluyor ve iddia ediyorum ki, Peyami Safa nin kose yazilari, romanlarindan daha onemlidir.
Vaktiyle genclere romanlarini degil, once objektif serisini tavsiye ediyordum.
Belki munasebetini ilk bakista gorebilmek zordur;
ama, burada bir Islam aliminin bir sozunu hatirlatmak istiyorum:
Ya her seyi biliyorum, ya da hicbir sey bilmiyorum. Bir cumleyle vuzuhlandirmaya calisayim:
Butunu bilmeyen parcanin butun icindeki yerini bilemez.
(Ahmet Selim, 9.10.2000, Zaman)
Yazar, her seyi bilmeyenin hicbir seyi bilemeyecegini one suruyor.

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder