İçişleri Bakanı Ala 'İçindekileri biliyor musunuz' demişti. Artık biliyoruz
İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar
* "İlaç taşıyordu" dediler
* "Türkmenlere yardım götürüyordu" dediler
* Silah iddiasını ısrarla reddettiler
* TIR'ı durduran savcıyı, arayan jandarma komutanını gözaltına aldılar
* Ama sonunda MİT'e ait TIR içinde Suriye'ye götürlen silahların görüntüleri ortaya çıktı
19 Ocak 2014 tarihinde Adana'da ihbar üzerine çevrilen ve içinde Suriye'ye götürülen silahlar olduğu söylenen TIR'ın savcılık dosyasındaki görüntülerine Cumhuriyet ulaştı.
MİT'e ait olduğu söylenen TIR'larda, iktidarın ısrarla yalanladığı silahların ve mühimmatın bulunduğu ve üç kamera tarafından görüntülendiği ortaya çıktı.
Jandarma görevlileri eşliğinde, savcının nezaretinde kapakları açılan çelik kasalardaki havan, top mermisi ve ağır makineli tüfek mermilerinin üstünün, antibiyotik dolu kutularla kapatıldığı anlaşıldı.
Nasıl durdurulmuştu?
Hatırlanacağı gibi, 11 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı'da bomba yüklü iki aracın patlaması sonucu 52 kişi ölmüş, bu olay, "Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemi" olarak kayda geçmişti. O günden sonra bomba yüklü araçların sınırdan geçebileceği kaygısıyla gümrüklerde teyakkuza geçirilmiş ve ihbarlar başlamıştı.
1 Ocak'ta Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde benzer bir ihbar üzerine bir TIR polis ekiplerince durdurulmuş, valiliğin devreye girmesiyle arama yapılması engellenmişti. TIR'ın yükü, tutanağa "insani yardım malzemesi" olarak geçerken, CHP'liler TIR'da silah bulunduğunu iddia etmiş, MİT ve hükümet kontrolünde Suriye'ye silah ve mühimmat sevk ettiğini söylemişlerdi.
Herkes işini bilecek
Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı, "Suriye'ye giden her şeyi x-ray'den geçiriyoruz. Bu durumun bizimle ilgisi yok" derken, o gün göreve başlayan ve Meclis'te yemin eden İçişleri Bakanı Efkan Ala, TIR'da Türkmenlere giden yardımlar olduğunu iddia etmiş ve gazetecileri tehdit etmişti:
"Herkes işini bilecek. Siz TIR'ın içini biliyor musunuz?"
Silah çekmişlerdi
Bu olaydan 18 gün sonra, bu kez 3 TIR yine ihbar üzerine Adana Ceyhan Sirkeci gişelerinde, jandarma tarafından durdurulmuştu. TIR'lara eşlik eden MİT görevlileri, sonradan gelen çevik kuvvet polisleri ve Adana İl Jandarma Komutanı'nın emrindeki 250 kişilik jandarma görevlileri arasında büyük gerginlik ve restleşme yaşanmış, karşılıklı silahlar çekilmişti.
TIR'ların aranması için izin veren Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, daha sonra mahkemede verdiği ifadede, olay yerine gittiğinde MİT görevlisi olduklarını iddia eden, hırpani tipli ve kirli sakallı birkaç kişinin bağırıp çağırdığını, küfür ettiklerini söylemişti.
İldeki mülki makamların, MİT bölge başkanının ve kolluk birimlerinin bilgisi dışında seyahat ettiği ortaya çıkan TIR'lar, savcının talimatı doğrultusunda Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı'na çekilmek istenmiş, bu sırada MİT personeli, araçlarını TIR'ların önüne kırarak bunu engellemeye yeltenmiş, şoförlerden anahtarları alarak araziye atmış ve TIR'ların hareketine engel olmuşlardı.
'Ağzına kadar silah'
Savcı Takçı, yaşananları şöyle aktarmıştı:
"Gidip malzemelere baktım. Ağzına kadar çakılı silah ve mühimmatı ben de gördüm. Olay yerine gelen jandarmaya, bunları tespit etmelerini, görüntülerini ve numaralarını almalarını söyledim. Bu esnada Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Emniyet Müdürü, yaklaşık 300-400 kişilik özel harekât ve çevik kuvvet polis ekibi ile olay yerine geldi. Konuyu çözmek için Adana Valisi ile görüştük. Bana bu TIR'ların MİT'e ait olduğunu, bırakılmaları için ölümüne her şeyi yapacağını, Sayın Başbakan'ın (Erdoğan'ın) arayıp 'Bu konuda yasa çıkaracağız, savcı bunları bıraksın' mealinde sözler söylediğini, aynı şekilde İçişleri Bakanı'nın da kendisini aradığını söyledi."
Bu uyarılar üzerine TIR'lardaki malzemeler hakkında bir işlem yapılamamıştı.
Devlet sırrıydı
Olaydan sonra önce hükümet cephesi, TIR'lardaki malzemenin "devlet sırrı" olduğunu söylemiş, Başbakan Erdoğan malzemenin Türkmenlere gittiğini iddia etmiş, ancak Türkmenler, kendilerine bir şey gelmediğini açıklamıştı.
Ahmet Davutoğlu ise "birileri"nin, Milli İstihbarat Teşkilatı'na "kumpas" kurmaya kalkıştığını, "Bunun hesabının sorulacağını" söylemişti.
Buna karşın, AKP'nin Siirt milletvekili adayı Yasin Aktay, geçenlerde, TIR'lar içinde silah bulunduğu iddialarını doğrulamış, "Onlar Özgür Suriye Ordusu'na gidiyordu" demişti.
RUS MENŞELİ VE İNFİLAK RİSKİ VAR
MİT TIR'larından savcılık talimatı ile alınan numunelerin jandarma laboratuvarında yapılan incelemesinde mühimmatın Rus menşeli olduğu ve infilak etme riski taşıdığı ortaya çıkıyor.
MİT TIR'INDAN ÇIKAN SİLAHLARIN DÖKÜMÜ
1000 HAVAN
1000 TOP MERMİSİ
50 BİN MAKİNELİ TÜFEK MERMİSİ
30 BİN AĞIR MAKİNELİ TÜFEK MERMİSİ
GÖRÜNTÜLERDE NE VAR?
Cumhuriyet'in ulaştığı görüntüler, MİT'e, jandarmaya ve polise ait olduğu tahmin edilen üç ayrı kamera tarafından tespit edilmiş.
TIR'ların durdurulmasından sonra, askeri araçların ve jandarmanın, çevreyi kontrol altına aldığı görülüyor. Olay yerine getirilen patlayıcı eğitimi almış köpeklerin havlamaları duyuluyor.
Savcılığın talimatıyla TIR'lara el koyan görevliler, ellerinde eldivenler olduğu halde 3 TIR'daki toplam 6 ayrı çelik konteynırın vidalarını kerpetenlerle sökmeye başlıyor.
Savcının nezaretinde çelik kapaklar açıldığında, altından karton kutular çıkıyor. Üzerinde "Dikkat kırılır" damgası bulunan kutulardaki kolilerde ilaç paketleri olduğu görülüyor. Çoğu antibiyotik olan bu ilaçlar da kameralarca tespit ediliyor.
Ancak asıl sürprizin, ilaç paketlerinin altında gizlendiği anlaşılıyor.
Kutular kaldırılınca, altına dizilmiş havanlar ortaya çıkıyor.
Görevliler çelik kasaları açıp saymaya başlıyor:
3 TIR'daki 6 kasadan, toplam 1000 adet 100mm'lik top mermisi, 50 bin adet makineli tüfek mermisi, 30 bin adet ağır makineli tüfek mermisi (12.7 mm) ve 1000 adet havan mühimmatı çıkıyor ve bunlar kayıt altına alınıyor.
Bazı mühimmatın üzerindeki tahta kutularda "Tripoli" yazdığı görülüyor.
Savcılık talimatı ile alınan numuneler, jandarma kriminal laboratuvarında inceleniyor ve mühimmatın Rus menşeli olduğu ve eski Doğu Bloku ülkelerinden temin edildiği ve herhangi bir çarpışma anında infilak etme riski taşıdığı ortaya çıkıyor.
Herhangi bir kaza anında bir şehri uçurabilecek malzemenin, hükümetin gizli bir operasyonuyla, devletin ilgili birimlerinden habersiz sınırdan geçirilmeye çalışıldığı böylece anlaşılıyor.
SONRA NE OLDU?
Olaydan sonra hükümet, TIR'larla Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD'e) yardım için silah ve mühimmat taşındığı iddialarını ısrarla reddetti. Bu konunun soruşturulması taleplerini reddederken, skandalın ortaya çıkarılmasını sağlayan kamu görevlileri hakkında soruşturma açtırdı.
Bu çerçevede Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, başsavcı vekili Ahmet Karaca, savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman ile eski Adana İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay görevden alınarak "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan tutuklandılar.
TIR'ları Adana'da durdurmakla suçlanan 13 askeri personel için de müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
MİT TIR'larının savcılık emriyle jandarma güçleri tarafından durdurulduğu görüntüler daha önce medyada yayımlanmıştı.
Cumhuriyet tarafından ele geçirilen görüntülerde çelik kutuların yetkililer tarafından nasıl açıldığı da yer alıyor.
Üç kamera tarafından yapılan çekimlerle açılan çelik kutuların içinde çok sayıda silah ve mühimmat olduğu ortaya çıkıyor.
MİT TIR'larının içinde yapılan çekimlerde, kutulardaki silahların ve mühimmatın seri numaraları açıkça görünüyor.
Çelik kasalar ilk açıldığında ilaç kutuları ortaya çıkıyor.
İlaçların altına gizlenmiş
MİT'e ait TIR'lardaki çelik kutuların içinden önce ilaç kutuları, bunların altından da çok sayıda havan, top ve tüfek mermileri çıkıyor
GÖRÜNTÜLERDE TIR'lardaki çelik kutuların içinden karton kutuların çıktığı görülüyor. Üzerinde "Dikkat kırılır" damgası bulunan kutulardaki kolilerden önce çoğu antibiyotik olan ilaçlar çıkıyor. Ancak asıl sürprizin, ilaç paketlerinin altında gizlendiği anlaşılıyor. Kutular kaldırılınca, altına dizilmiş havanlar ve diğer mühimmat ortaya çıkıyor.
Takçı: MİT'in böyle bir görevi yok
TIR'ları durduran savcı Aziz Takçı, gazetemizden Ahmet Şık'a verdiği röportajda, MİT'in silah ve patlayıcı taşıma gibi görevlerinin kesinlikle bulunmadığını ifade ederek "MİT, Türkiye içi nakil olduğunu söyledi. Erdoğan ise Türkmenlere gidiyor diyerek MİT'i yalanladı" demişti.
SAVCILAR NE DEMİŞTİ? 'Militan gibiydiler"
Adana'da MİT'e ait silah yüklü TIR'ları durdurarak arama yaptıkları için "hükümeti devirmeye teşebbüs" iddiasıyla tutuklanan 4 savcının mahkeme ifadesinde çarpıcı bilgiler yer aldı. Dönemin Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, ifadesinde, TIR'ların durdurulması üzerine dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek'in kendisine, "TIR'larda arama yapılırsa, aramayı yapanlar ve ben dahil hepimiz üzüleceğiz" dediğini aktardı.
Adana Savcısı Özcan Şişman "Bana olay yerindekilerin MİT görevlisi olduğuna yönelik beyanları dışında bir delil bulunmadığı, görünüşleri itibarıyla da El Kaide militanlarını andırır şekilde bulunduklarını söylediler" dedi. Şişman, bir TIR'da füze başlığı ve roketatar başlığı bulunduğuna dikkat çekti.
3 TIR'da arama yaptırdığı için önce sürgüne gönderilen, ardından da hakkında soruşturma başlatılan Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, gazetemizden Ahmet Şık'a verdiği röportajda "Bu olayda ben ve kolluk, kanunların verdiği görev ve yetkiyi kullandık. Yaptığı iş yasal zeminde olmayan MİT'ti. Zafen bu suçluluk nedeniyle suçlarının kapatılması için sadece yasaların verdiği görevlerini yapan savcıları açığa alıyorlar, kolluk görevlilerini hukuka aykırı olarak yargılıyorlar. • İSTANBUL/Cumhuriyet
AKP'LİLER: 'İhanet'
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: "Ey paralel yapının savcısı, iznim olmadan MİT'e müdahale edemezsin. Bu ne cesarettir. Bu millet, bunu affetmez. Bu ihanetin, ajanlık faaliyetinin, hesabını hepsinden soracağız."
AHMET DAVUTOĞLU: "Birileri, Brüksel'e, Cenevre'ye suçlu olarak gitmemizi istedi. Suriye'deki mazlumlara yardım için giden MİT TIR'larına operasyon yapma zilleti gösteren herkes hesap verecek."
EFKAN ALA: "Orada Türkmenler var. Onlara götürülen yardım. Herkes işini bilecek. Türkiye'yi Suriye'ye çevirmek istediler, ama elimizin tersiyle vurarak bertaraf ettik. MİT TIR'larını durdurarak Türkiye'yi dünyaya terörist ilan etmeye çalıştılar."
HAYATİ YAZICI: 'Türkiye'den Suriye'ye silah gönderilmedi. Sadece spor amaçlı yivsiz av tüfekleri ve kurusıkı ses ta-bancaları gönderildi."
'Yarın hükümet düşer'
Selam/Tevhid soruşturmasında usulsüzlük iddiasıyla 10 Nisan'da 17 subay "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından tutuklanmıştı. Tutuklanan Binbaşı Mehmet Fırat, MİT TIR'ları için konuşmuş ve MİT mensuplarının kendisine, "Bu TIR ağzına kadar silah dolu. Eğer açılırsa yarın hükümet düşer. Yer yerinden oynar. Dünya ayağa kalkar dediler. Altında kalırsınız, açmayın' dediklerini söylemişti. Tutuklanan Üsteğmen B.A. ise, "İncelediğimiz mühimmat tapası ve bir adet fişek idi. İncelediğimiz malzemenin Adana'daki MİT TIR'ları ile bağlantılı olduğunu malzemeler ile ilgili raporlamadan sonraki günlerde öğrendik" demişti.
NEDEN YAYIMLIYORUZ?
Patlaması halinde bir şehri yok edecek kadar çok silah, bu ülkenin hava limanına gizlice indiriliyorsa,
O silahlar TIR'lara yüklenip bu ülkenin şehirlerinden, topraklarından, sınırlarından geçiriliyorsa,
O silahlar, o ülkenin bütün denetim kumrularından, idari yetkililerinden, halkından habersizce, komşudaki bir savaşın taraflarından birine destek olmak için gönderiliyorsa,
Gönderilen taraf, bu ülkenin sınırları içinde silahlı eylem yapmış, bu ülkeyi sık sık tehdit etmiş, vahşi bir terör örgütüyse,
Gönderen hükümet, bu silahların mevcudiyetini ısrarla reddediyor, bu silahları durduran askeri yetkilileri görevden aldırıyor, bu silahlar hakkında soruşturma açan savcıları tutuklatıyor, yargılatıyorsa,
Bu ülkenin halkı, bu silahlar dolayısıyla karşı karşıya olduğu riskleri bilmiyor, bu sevkıyatın hayati, siyasi, hukuki, diplomatik sonuçlarından haberdar olamıyorsa,
Yapılan örtülü operasyon başlı başına bir suçsa ve hiçbir yasa, bir suç eylemini meşrulaştırmaya kifayet etmiyorsa,
Bir gazetenin, bir gazetecinin görevi okurunu bilgilendirmek, halkı bu tehlikeden, bu tehditlerden haberdar etmek, bu maceraya kalkışan yetkilileri ikaz etmektir.
Cumhuriyet, bu sorumluluğun bilinciyle bu görüntüleri yayımlıyor.
Cumhuriyet
MİT TIR'larındaki kutuların içinden çıkan silahlar.
TIR'ların yükü havan, top mermisi ve binlerce kurşun.
Tahta kutuların içindeki mühimmat Rus yapımı.
http://twitter.com/candundaradasi
a45UyF587661-150529134925 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/05/29 16:02 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
Daima ara, bugun altin ararken bakir bulursun, yarin bakir ararken altin.
Cenap sahabettin
Kur an da, Secde Suresi nde Tanri nin soyle konustugu yazilidir:
Biz dileseydik, herkesi dogru yola eristirirdik.
Ne var ki, An-dolsun ki, cehennemi, cinlerle ve insanlarla dolduracagim diye kesin bir soz cikmistir benden (Secde Suresi, ayet 13).
Bu ayeti okurken bir de Enam Suresi nin su ayetine goz atalim:
Allah kimi dogru yola iletmek isterse onun kalbini Islama acar; kimi de saptirmak isterse...
kalbini iyice daraltir... (Enam Suresi, ayet 125.)
Dikkat edilecegi gibi bu ayetlere gore Tanri, eger dilemis olsa butun insanlari Musluman yapabilecekken yapmiyor; bir kismini Musluman yapip bir kismini kafir kildigini bildiriyor.
Sebep olarak da cehennemi insanlarla dolduracagina dair kendi kendine kesin bir soz verdigini soyluyor.
Daha baska bir deyimle insanlarin tumunu dogru yola sokabilecekken boyle yapmadigini, cunku boyle yapmis olsa, bu takdirde cehennemi insanlarla dolduracagina dair kendi kendine verdigi sozu yerine getirememis olacagini apacik bir sekilde acikliyor!
Olacak sey midir bu?
Hic Yuce bir Tanri, hic yoktan insanlari cehenneme atmak gibi bir davranisa yonelmekten zevk aliyormus gibi konusabilir mi?
Yukaridakine benzer olmak uzere, Kur an in Hud Suresi nin 118.ve 119.ayetlerinde Tanri nin soyle konustugu yazilidir:
Rabbin dileseydi butun insanlari bir tek millet yapardi.(Fakat) onlar ihtilafa dusecekler.
Ancak, Tanri nin merhamet ettikleri mustesnadir.
Zaten Rabbin onlari bunun icin yaratti.
Rabbinin, Andolsun ki cehennemi tumuyle insanlar ve cinlerle dolduracagim sozu yerini buldu (Hud Suresi, ayet 118-119).
Goruluyor ki, bu ayetler anlasilmazliklarla, uyusmazliklarla ve birbiriyle celisir satirlarla, fakat butun bunlardan baska bir de Tanri nin yuceligi fikriyle bagdasmazliklarla dolu.
Kaynak: Ilhan Arsel (Kuranin Elestirisi s. 55-56)
Marx hataliydi.
Din insanligin afyonu degildir.
Afyon;uyusturucu, hissizlestirici,$ikici seyleri akla getiriyor.
Ama din,$iklikla korkunun afrodizyagi,gaddarligin anfetamini olmustur.
En iyi oldugu durumda ruhlari ayaga kaldirmis,can kuleleri dikmistir.
En kotu oldugu durumdaysa butun uygarliklari mezarliga cevirmistir.
PHILLIP ADAMS
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder