Prof. Dr. Hacısalihoğlu : IŞİD istihbarat örgütleriyle bağlantılı terör örgütüdür
Son olarak UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'ne dahil ettiği Palmira'yı ele geçiren ve adından sıkça söz ettiren IŞİD'e katılım sürüyor.
Prof. Dr. Hacısalihoğlu: IŞİD istihbarat örgütleriyle bağlantılı terör örgütüdür
Hem Ortadoğu'nun hem de tüm dünyanın aylardır gündemine oturan IŞİD'e katılım tüm hızıyla devam ediyor. Suriye'ye giden erkeklerin yanı sıra, kadınların da örgüte katılma oranı bir hayli yüksek. İlgiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, bu yıl içerisinde 550 batılı kadın IŞİD kamplarına gitti. Peki, insanlar neden güvenli evlerini, eşlerini, ailelerini ve hatta çocuklarını arkalarında bırakıp terör örgütüne katılıyor?
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu bu konuda çarpıcı bir tespit yapıyor:
"Ben öteden beri IŞİD yorumu yaparken şunu söylerim: IŞİD içinden istihbarat örgütünün geçtiği, yapılandırılmış bir terör örgütüdür. Kendisi her ne kadar bir devlet olduğunu söylese de devlet desteklidir. IŞİD, ihale verilmiş bir kalemdir ama o kalemi tutanların yönlendirdiği bir mızrak ucudur"
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı İİBF Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, merak edilen soruları AjansHaber için yanıtladı...
"BİRDEN FAZLA BAŞLIK ALTINDA DEĞERLENDİRİLMELİ"
Her sosyal olgunun birbiriyle etkileşimli birden fazla sebebi vardır. IŞİD'e katılım kanalının oluşmasının hangi nedenlerle beslendiği sorulduğunda bunun birden fazla başlık altında incelenmesi gerekiyor. Elbette siyasi nedenler vard. İnanç, finans, psikolojik problemler gibi nedenleri de var.
"İSLAM TERÖR VE ŞİDDETLE ANILDI"
11 Eylül saldırılarından sonra İslam, özellikle Avrupa cenahında terör ve şiddetle anılmaya başlandı. Bu, bir süre sonra toplumsal yüzeyde dışlanmışlığı ve ayrımcılığı körükledi. Bu çok önemli bir faktör. Bir yandan cihata çağıran ve Müslümanlara kendi özgür yaşam biçimini yaşayabileceğini sağlayan bir devlet kurduğunu iddia eden bir örgütün bu propaganda dilini kullanıyor olması batıda dışlanmışlık yaşayan müslümanlar tarafından beslenebiliyor.
"16-17 YAŞINDA KIZ ÇOCUKLARI IŞİD'E KATILIYOR"
Aileleriyle sorun yaşayan 16-17 yaşında kız çocuklarının katıldığını da görüyoruz. Benliğini, kimliğini, aradığı sosyolojik varlığını bu çizgide bulanlar, ailelerinin haberi olmadan kaçak yollarla IŞİD'e katılıyor. Bu çocukların aileleri durumdan haberdar değil ve çoğu zaman kayıp ilanlarıyla çocuklarına ulaşmaya çalışıyorlar. Bu, aslında Batı dünyasında çok yaygınlaşan toplumsal iklimden beslenen bir şey.
"YOKSUL GENÇLERE PARA VERİYORLAR"
IŞİD, yoksul, dışlanmış, itilmiş ve kendine kimlik edinememiş insanların içine düştüğü buhrandan da beslenen bir örgüt. Silahlı bir terör örgütü olarak en zengin örgüt. Günlük 1 milyon dolarlık bir gelirleri var ve rafineri işletiyorlar. Böyle bir noktada da broşürlerle eleman devşirilmeye çalışıldığında bir gelir kaynağı gibi gözüküyorlar. Kredi borcu olanların borçlarının kapatıldığı, fatura ödeyemeyecek kadar yoksul olan gençlere maddi destek verildiği raporlarla takip ediliyor. Bütün bu yaşam mücadelesi içinde bunalım yaşayan, benlik duygusunu kaybeden, yetişkinliğe henüz geçememiş ve ergenlik bunalımı yaşayan, yaşam enerjisini kaybetmiş kişilerin ikliminden de besleniyor, buradan da önemli bir insan devşirmeliği yapıyorlar.
"IŞİD BİR KALEMDİR"
Ben öteden beri IŞİD yorumu yaparken şunu söylerim: IŞİD içinden istihbarat örgütünün geçtiği, yapılandırılmış bir terör örgütüdür. Kendisi her ne kadar bir devlet olduğunu söylese de devlet desteklidir. IŞİD, ihale verilmiş bir kalemdir ama o kalemi tutanların yönlendirdiği bir mızrak ucudur.
a45UyF587661-150531130732 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/05/31 14:57 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
Payina dusenden memnun olan her kisi zengindir.
Resulullah sav buyurdular ki:
Allah tan baska ilah olmadigina ve benim de Allah in Resulu bulunduguma sehadet eden kimsenin kani, uc hal disinda helal degildir:
Zina yapan dul.
Cana can kisas.
Dinden cikip cemaatten ayrilan.
Buhari, Diyat 6; Muslim, Kasame 25, 1676
Ebu Davud, Hudud 1, 4352
Tirmizi, Diyat 10, 1402
Nesai, Tahrim 5, 7, 90, 91
Kasame 5, 8, 13
Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Sahte Acmaz Safsatasi (Fallacy of False Dilemma) :
Gercekte cok secenek olmasina ragmen, karsidakini iki secenek arasinda birakmak suretiyle yapilan hata.
Ornek 1:
Beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir.
Ornek 2:
Ya bana karsisin ya da benim yanimdasin.
Ornek 3:
Insanlar ya melektir ya da seytan.
Ornek 4:
Ulkeni ya sev ya da terket.
Ornek 5:
Hakan:
Ben Liselere din dersinin konulmasini destekliyorum.
Koray:
Ben boyle bir seyin faydasina inanmiyorum.
Hakan:
Sen ateist misin yoksa Koray?
Guncel Ornek 1:
Komunist-Kapitalist catismasi nasil asildi, asiliyor?
Ozellikle son 2 yuzyili kapsamis olan bu catismanin temeli, su 2 sorunun degerlendirilme biciminde yatar:
1. Insan beyni Doga nin, yahut Kainat in, yahut Evren in, yahut Kozmos un genel butunu icinde ve onun bir parcasi olan bir olgu mudur?
2. Insan beyni Doga nin, yahut Kainat in, yahut Evren in, yahut Kozmos un genel butunu disinda ve kendine ozgu ayri bir olgu mudur?
Birinci soruya evet diyenler, Monist bir degerlendirmenin dusunurleridir;
ikinci soruya evet diyenler ise, Dualist bir degerlendirmenin..
Bu 2 ayri degerlendirme yuzunden son 2 yuzyilda milyonlarca ve milyonlarca insan oldu...
(Cetin Altan, 28.8.2000, Sabah)
Yazar son iki yuzyili kapsayan Komunist-Kapitalist catismasini iki tur degerlendirmeden ciktigi yorumunu yaparak insanlarin birine evet digerine hayir cevabini vermek zorunda olduklari cikarimini yapiyor.
Guncel Ornek 2:
Devlet kuculmez...
Ya anarsistlerin dedigi gibi havaya ucurulur , ya Engels in dedigi gibi vakti geldiginde eriyip, tukenip gider.
Memur atarak, tuttugunu yaparak, her buldugunu ozellestirerek olmaz.
(Kurthan Fisek, 5.9.2000, Hurriyet)
Yazar, aradaki kararlari iki secenekten birine indirgeyerek iddiasini kanitlamaya calisiyor.
Guncel Ornek 3:
Bu ulkede Peyami Safa isminde bir adam yasamis.
Onu biraz taniyan her gun ne yazilir? diyemez.
Sunu, yadirganacagini bildigim halde, inanarak soyluyor ve iddia ediyorum ki, Peyami Safa nin kose yazilari, romanlarindan daha onemlidir.
Vaktiyle genclere romanlarini degil, once objektif serisini tavsiye ediyordum.
Belki munasebetini ilk bakista gorebilmek zordur;
ama, burada bir Islam aliminin bir sozunu hatirlatmak istiyorum:
Ya her seyi biliyorum, ya da hicbir sey bilmiyorum. Bir cumleyle vuzuhlandirmaya calisayim:
Butunu bilmeyen parcanin butun icindeki yerini bilemez.
(Ahmet Selim, 9.10.2000, Zaman)
Yazar, her seyi bilmeyenin hicbir seyi bilemeyecegini one suruyor.
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder