5 Mayıs 2015 Salı

Re: Yüzbaşıya akıl almaz dava

Asker yargılanır.

Ama bilmek gerek askerlik boktan bir iştir.
Kimselerin elini sokmak istemediği, istemeyeceği pis işlerin sorumluluğunu alırsınız.
İşin içinde ölüm, öldürme, yaralama, sakatlama vardır.
İyi ve kötü arasındaki mesafe çok azdır.
Baktığınız yere göre katil, ya da kahraman sayılırsınız.
Bir subay her zaman ardında milletin gücünü, güvencesini hissetmeli.

Görev diye kibarca söylenen şey insanları ölüme götürmek, ölesiye savaştırmaktır.
Görev aynı zamanda düşmanın gözlerini oymak, kafasını patlatmak, barsaklarını ve ciğerini deşmek, kollarını, bacaklarını budamaktır.
Kısacası görev öldürmektir.

Kimse subayların zarif, nahif, kibar, nazlı kişiler olmasını beklemesin.
Bu olmaz, hayaldir.
Subay sert, katı, acımasız, katı olmak zorundadır.
Savaş meydanlarında uyuyan asker askeri mahkemenin hakkında vereceği kararı bekleyemez.
Savaş meydanlarında duruşta, intikalde, gecelemede yakın emniyetini almayan sere serpe dağılan asker.
Çatışma alanında itaatsizlik yapan, kaçan, ihanet edenler elbette bunlar da askeri mahkemede yargılanmak isteyecektir.
Ama biliyoruz, gerçek savaş böyle değil.
Suriye, Irak, Somali, Afganistan hep örneklerle dolu.

Ve kimse son otuz yıldır ülkemizin güney doğusunda cereyan eden olayların gayri nizami savaş olmadığını öne süremez.
Bizim askerimiz kışladayken tüfeği tüfek deposunda değil, koğuşunda tüfekliğe dayalı olarak durur.
Bizim askerimizin kütüklüğünde mermi her zaman bulunur.
Hatta roket, el bombası gibi mühimmat bile askerin üzerinde bulunur.

Oysa hazarda askerin tüfeği kışla deposunda bulunur.
Hatta çoğu zaman nöbetçiler ve devriyeler dahi mermi taşımaz.
Ya da sadece onlara sayıyla ve kontrollü olarak mermi verilir.
Bütün bunlar askerimizin aslında hazarda değil seferde olduğunun işaretidir.

Misal; Saratoga uçak gemisinin Muavenet Muhribini roketle vurduğu olayda, bütün şehitlerimiz ve gazilerimiz ortada kalmıştır.
Bunlar haklarını bireysel müracaat yollarını kullanarak Amerikan adli sisteminde aramak zorunda kalmıştır.
Konuyla ilgili belgeseller mevcuttur, izlemenizi öneririm.

Misal; Güney Doğumuzda gerçekleşen çatışmalarda elini taşın altına koymuş pek çok kahraman cinayetle suçlanmıştır.
Her çatışmadan sonra savcılık çatışma bölgesine gelmiş, portakal sandığı üzerine konulmuş daktilolarla ifadeler alınmıştır.
Çok fazla uzamış davalar, bazen de haksız mahkumiyetler olmuştur.
Mahkumiyetler haksızdır, çünkü çoğu durumda savaş şartları içinde yaşayan birliklere olağan dönemin yasal mevzuatı uygulanmıştır.

Balyoz, Ergenekon ve benzeri safsata, komplo davaları çok büyük zarar vermiştir.
Burada en önemli zarar hala daha ordu saflarında olan muharripler arasında savaşma azmi ve iradesinin kırılmış olmasıdır.
Bu etki on yıllarca daha sürecektir.

Siz  de dahil olmak üzere çoğu insan farkında değildir.
Türk ordusunun en savaşçı unsurları tasfiye edilmiştir.
Özel Harp Dairesi, SAS/SAT birlikleri, komando sınıfından kalbur üstü subaylar, pilotlar, eğitimli, kalifiye denizciler.
TSK kağıttan bir kaplan haline sokulmuştur.
Hiçbir ordu böylesi bir yıkımı kolayca atlatamaz.

Tıpkı Balkan Savaşı öncesinde İttihat Terakki ve Hürriyet İhtilaf Cephesi arasında gidip gelen iktidar mücadelesi sırasında yaşanan ağır tasfiyeler gibi olmuştur.
Hala daha kimse sormaz, neden Çanakkale Savaşında, Filistin Cephesinde ve diğer Osmanlı cephelerinde yarbaylar tümenlere komuta etmiştir?
Neden?

Doğrusu ben bildim ve tanıdığım bütün subaylara, özellikle de güney doğuya gidenlere sıkı sıkıya tembihliyorum.
Her şeyden çok yaşamınız değerlidir, aileleriniz ve çocuklarınız için siz her şeyden daha kıymetlisiniz.
Devlet sizi korumaz, millet sizi korumaz, ölürseniz, yetimleriniz ortada kalır, eşinizi hemen lojmandan çıkarırlar.
Meslekte yeterli yıl doldurmadığınız için gazi maaşlarınız, şehitlik maaşları yetersiz kalır.
Çocuklarınız, eşiniz mağdur olur.
Hep bunları söylüyorum.

Sonra şunu söylüyorum.
Ama evladım, ama oğlum atak, cesur olmayın.
Siz vatan kurtardığınızı zannedersiniz, böyle düşünürsünüz.
Ama, başkaları sizi katil, cani ilan eder.
Kamu oyunda teşhir edilirsiniz.
Canınız tehlikeye girer.
Sizi dava etmeye kalkarlar.
Ordudan atmaya kalkarlar.
Ortada kalırsınız.
Kahramanlık yapılacak bir ülke, bir halk, bir devlet değildir.
Diyorum.

Asker yargılanır elbette.

Unutmayın kışlalar kadrosuz, sahipsiz köpek doludur.
Bu köpekler aslında sıfır maliyetli devriye nöbetçisidir.
Asker beslediği için, askerden başka herkese havlar.
Hemen her taburun, her bölüğün etrafında dolaşan sabit köpekler vardır.
Eğer intikal yaya ise bunlar timlerle bir kışladan çıkar, ve onunla birlikte geri döner.

Köpek beslemek bu anlamda manevi bir menfaat olamaz.
Manevi menfaat diye bir şey de olmaz.
Fındık kadar aklı olan bunu görür ve anlar.

Bu dava da şarlatanca, haksız, art niyetli bir davadır.
Bu gün imkan olsa, benim elimde müdahil olma imkanı olsa, derhal o savcının orduyla ilişiğini keserdim.
Dahası o subayı aslanların önü atan bütün sıralı amirlerini de kapının öne koyardım.

Böyle takım oyunu olmaz.
Her oyuncu takım arkadaşlarına güvenecek.
Ekip ruhu olacak, kardeşlik, dayanışma olacak.
Böyle saçma sapan entrikalarla tasfiye zincirleri doğru düzgün bir orduda yaşanmaz.
Bizim ordumuz artık bir şaklabanlar ordusu olmuş.
Bu çok açık.

Bu tabloya göz yuman bütün sıralı amirler, generallar suçludur.

Doğrusu subaylara karşı bu kadar düşmanca hislerle donanmış geniş kitlelerin olduğu bir ülkede hiçbir subay kendini emniyette hissetmemeli.
Herkes bırakın düşmanı önce kendi halkına karşı kendini emniyete almalı.
Bu ülkede artık hiçbir subay ardını sağlam bir kayaya dayamadan yaşamını sürdüremez.

Ne olur, nasıl olur onu da söyleyeyim.
Güvensizlik, güvence arayışlarını körükler.
Subaylar kendilerini güvende hissedecekleri yapıları, yöntemleri bulacaktır.
Guruplaşmalar olacaktır.
Kapalı örgütlenmeler olacaktır.
Biz bunların etkilerini on yıl sonra göreceğiz.

Ve en son olarak suç kişiseldir.
Kim yanlış yaptıysa hesabını bizzat kendisi verir.
Eskiden birileri bir şeyler yaptıysa, bunun ceremesini bu günün subayları çekemez.

Hala daha eski darbelerin bedelini o yıllarda portakalda c vitamini dahi olmayan yeni nesile ödetmenin çok normal bir şey olduğunu söylüyorsunuz ya, Allah da sizi davul etsin.
Bakın Allah dedim.
Ama faydası yok bundan da eminim.
Bir ağız alışkanlığı işte.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc)            L2fSIJNoA0xfSNxA    

On 05.05.2015 12:29, Ali YÜCEL wrote:

Oraj Bey, askerler yargılanmaz gibi bir düşünce ile mi yazıyorsunuz, bilemiyorum ama, askerlerin, yaşı 20 ve küsür yaşlardaki delikanlılara bazı kereler köle muamelesi yaptıklarını biliyoruz. Nizamiye içinde kalan toprak üstünde namaz kılan askere; devlet malını amaçları dışında niçin kullanıyorsun diyen tb komutanlarının varlığı bilinirken, karargah içinde köpek kulübesi yapan kişi hangi yetki ile yapmış olabilir sizce?

Ayrıca Mayıs Ayı itibariyle izinsiz e-posta göndermeyi düzenleyen durumla ilgili görüşün nedir? Allah sana hidayet versin.

 

      A. YÜCEL

P Çevreye olan sorumluluklarımızı dikkate alarak gerekmedikçe çıktı almayın.

From: Oraj Poyraz [mailto:murte@emaildodo.com] Sent: Tuesday, May 05, 2015 9:44 AM
To: Ali YÜCEL
Subject: Yüzbaşıya akıl almaz dava

Yüzbaşıya akıl almaz dava

Mayıs 4, 2015 |

Askeri Savcılığın, bir Yüzbaşı hakkında 2 yıla kadar hapis istemiyle hazırladığı iddianame akıllara durgunluk verdi.

ASUMAN ARANCA/ANKARA

Çorlu 5. Kolordu Askeri Savcılığı'nın, bir Yüzbaşı hakkında 2 yıla kadar hapis istemiyle hazırladığı iddianame akıllara durgunluk verdi. Askeri Savcılık, sokak köpeğine kışla içinde kulübe yapan Yüzbaşı'nın "Maddi olmasa bile hayvan sevgisini tatmin etmek suretiyle manevi olarak menfaat sağladığını" öne sürdü.

2 YIL HAPİS

Çorlu 105. Topçu Alayında görevli Yüzbaşı, kışlaya dışarıdan gelen ve sahibi olmayan bir köpeği alarak beslemeye başladı. Köpek için kışladaki malzemeleri kullanarak kulübe yapan Yüzbaşı'ya, olaydan 3 yıl sonra "Askeri eşyayı hususi menfaatine kullandığı" gerekçesiyle 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, Yüzbaşı'nın, "Kışladaki depoda bulunan tahtalardan köpek için kulübe yaptığı, askeri aracın haki renkli brandasını da kulübenin üzerine örttüğü" belirtildi ve şöyle denildi:

"Şüpheli köpeğin sahibi değilse de, kışlada kalmasına ve bakımına müsaade etmesi, kulübeye izin vermesi ve etrafındaki tel örgüyü kendisinin alması, köpeğin bakımıyla ilgilendiğini, dolayısıyla maddi olmasa bile hayvan sevgisini tatmin etmek suretiyle manevi olarak menfaat sağladığını göstermektedir. Müsnet suçu konusunda kamu davası açılması için yeterli şüpheyi oluşturacak delilin elde edildiği kanaatine varılmıştır"


a45UyF587661-150505093653 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net2015/05/05  09:41 1  39  1 undefined turancatli9@googlegroups.com

Basari cesaret ister, baslangictaki cesaret sonradan inanca donusur. Inanc insanliga daha iyi hizmet arzusuna donustugunde, firsatlar yelpazesi yukari bir seviyede tekrar acilir.Sun Tzu

Peygamber, Medine de bir yahudi tarafindan buyulendi.Gunlerce ne yaptigini bilmez durumda ortalikta dolasti.Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367

Asla kabahat ve suc ustlenmeyin.Joseph GOEBBELS(Hitler in Propaganda Bakani)

 

Grup eposta komutlari ve adresleri

:


Gruba mesaj gondermek icin

:

ozgur_gundem@yahoogroups.com

Gruba uye olmak icin

:

ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com

Gruptan ayrilmak icin

:

ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup kurucusuna yazmak icin

:

ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com

Grup Sayfamiz

:

http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz

:

http://orajpoyraz.blogspot.com/


This eMail was sent by Oraj Poyraz at cimcime@neomailbox.net. For questions and changes contact the Group Administrator: at cimcime@neomailbox.net.If you want to unsubscribe from this murte@emaildodo.com Group click hereTo file a complaint please send an eMail to: complaints@emaildodo.com

Iteatsizlik serlerin en kotusudur.

Anonim

Yemin olsun, icinizden Cumartesi gununde azginlik yapanlari siz bilirsiniz.
Onlara soyle dedik: Asagilik maymunlar oluverin.

BAKARA SURESI: 65

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Faydaci Safsata (Fallacy of Pragmatism) :
Bir seyin bazi insanlar uzerindeki yararli etkilerinden dolayi dogru olacagini varsaymak.
Ornek 1:
Fenerbahce nin 6 yabanci oynatmasindan dolayi ceza gormemesi Fenerbahce nin menfaatinedir.
Kulup menfaatlerini gozetmekle yukumlu federasyonun Fenerbahce ye ceza vermesi yanlistir.
Ornek 2:
Trolle avlanmayi yasaklamak, balikcilari ac birakmak demektir.
Ornek 3:
Findik taban fiyatini arttirmak gerekir, yoksa findik ureticileri perisan olurlar.
Ornek 4:
Emeklilik yasi 40 a indirilmelidir, yoksa memurlar magdur olurlar.
Guncel Ornek 1:
Bu arada, unutmadan ekleyelim, Suriye ye yeni atanan buyukelcimiz de firtinalar yaratti.
Hadi, kolu kirip yenin icinde tutalim ve firtinanin nedenini yazmayalim..
Bilen bildigi ile kalsin..
Ne de olsa, son tahlilde Disisleri Bakanligi nin, Turkiye nin gozbebegi bir bakanlik olmasi lazim.
Diplomatlarimizla 25 yili askin sure birlikte olunca, ister istemez yerlesiyor bu duygu..
(Sedat Sertoglu, 18.8.2000, Sabah)
Yazar, Turkiye nin Suriye Buyukelcisinin hakkinda bildigi bazi seyleri aciklamamanin Turkiye nin faydasina oldugu gerekcesiyle aciklamiyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder