18 Mayıs 2015 Pazartesi

Rıfat Serdaroğlu: DEVLET KABADAYILARI

Rıfat Serdaroğlu: DEVLET KABADAYILARI

Altında devletin uçağı-helikopteri-arabası, emrinde devletin Valisi- Kaymakamı- Polisi, cebinde devletin parası, karşısında devlet zoruyla getirtilmiş devlet memurları- devlet işçileri, yine ön tarafta haremlik-Selamlık şeklinde yerleştirilmiş, kumanyası ve yol parası verilmiş, ceplerine para konmuş cemaat-Tarikat ve parti militanları…

Dalton Kardeşlerin Avarel ve Joe karakterleri gibi ikisi birden, Anayasa-Yasa-Edep-Gelenek-Görenek gibi, bizi biz yapan tüm değerlerimizi çiğneyip meydanları turluyorlar…

Devletin-Türk Milletinin parasıyla, utanmadan parti propagandası yapıyorlar!

Bununla da yetinmeyip, muhalefet parti liderlerine ve özellikle bazı işadamlarına hem hakaret ediyorlar, hem de onları tehdit ediyorlar…

Bu Bademlerin üzerindeki "Dokunulmazlık Zırhını", ellerindeki "Devlet Gücünü" alın, bunlar ayazda çırılçıplak kalakalmış alkolikler gibi, sığınacak yer ararlar.

Maalesef, Avarel ve Joe bulundukları makamlara şeref-güç-itibar katanlardan değildirler. Bu Bademler, bulundukları makamdan şeref-güç-itibar almaya çalışan sığ bilgili kişilerdir…

Allah insanlara "BEYİN" vermiş. Sadece beyin size yetmez, deyip üstüne "ZİHİN, ZEKÂ, BELLEK" ile donatmış. Beyin, vücudun toplam ağırlığının %2' sini oluşturmasına karşın, vücuda alınan oksijenin %18-20' sini, glikozun %17' sini ve vücutta dolaşan kanın %15' ini kullanmaktadır.

Beynimizdeki nöron(sinir hücreleri) ve destek hücrelerinin toplam sayısı yaklaşık olarak 1,5-2 trilyon kadardır. (Dünya nüfusunun 250 katından fazlası)

Yaşamsal fonksiyonlarımızın komuta merkezi olan beyni kullanmayan, kullanamayan insan ya hastadır, ya da aptaldır…

Beynini, zihin-zekâ-bellek nimetleriyle birlikte kullanan herkes bilir ki;

Türk Milletinin geçici olarak ve belli bir süre için verdiği "Yönetme Yetkisi", kimsenin babasının malı değildir. Bu makamlarda iken kullanılan devlet yetkilerini, koltuktan ayrılırken kimse cebine koyup götüremez.

Tüm bu yetkiler, emanetin sahibi olan Türk Milletinde kalır.

-Devleti yönetenler, bu işi Türk Milleti adına vekâleten yönettiklerini asla unutmamalıdırlar.

Devleti yönetenler, namuslu-dürüst adil milletine saygılı ve hesap verebilir olmalıdırlar.

-Devleti yönetenler, Dini siyasete alet etmezler, etmemelidirler. Bunu yapanlar, insanları Allah adını kullanıp aldatmaya kalkanlardır ki, günahların en büyüğünü işlemiş olurlar.

-Devleti yönetenler, hiç kimseye hiçbir şekilde hakaret edemezler. Bunu yapanlar yani devletin gücünü sopa ve tehdit aracı olarak kullanmaya kalkanlar, dünya üzerindeki en zavallı yaratıklardır.

-Devleti yönetenler, kibar-zarif-nezih bir üslup kullanmalıdırlar. Bunlar, eğer bitirimhane bıçkınları gibi her cümlelerinde hakaret ve küfür sözleri sarf ederlerse, semt karakolundaki Polis de, tapu dairesindeki memur da, köydeki Jandarma da aynı şeyi yapar. Olan vatandaşa olur.

-Devleti yönetenler, devletin-milletin malını korumak zorundadırlar. Kendileri yolsuzluk yapmamak, yaptırmamak zorundadırlar. TC Başbakanı Davutoğlu, gazete manşetlerini çarpıtıp, mağdur rolü oynadığını sanıyor!

Böyle yapan adama şunu sormazlar mı?

-Be arkadaş, Başbakan olarak sen hangi hak ve yetkiyle gazetelere müdahale ediyorsun? Şikâyetin varsa, Yargıya git. Hem sen önce, kaynağı HARAM olan Havuz Medyasına ve oradan yapılan iftira ve hakaret çamurunu görsene!

Sahibi kim bu haram havuz medyasının? Bunu Türk Milletine açıklar mısın?

-Senelerce Türk Dış Politikasını sen yönettin. Niçin şu an YEMEN-İSRAİL-SURİYE-MISIR-LİBYA da Büyükelçimiz yok? Bu ülkelerle savaş mı yaptık?

-Yılarca Yüksek Askeri Şura kararlarını eleştirdiniz. İrticaya bulaşanların ihraç kararlarına muhalefet şerhi koydunuz. Üstelik ordudan atılanları AKP' li Belediyelerde istihdam ettiniz.

Şimdi niçin Paralel-Paralel diye feryat ediyorsunuz? Bunları devlete siz yerleştirdiniz. Şimdi de bu kişileri, işe aldığınız belediyelerden niçin atıyorsunuz?

-Sen gazeteleri bırak da, Başkanlık sisteminden yana mısın, değil misin, hele onu bi anlat…

Değerli Okurlar;

Tüm bu densizlikler, çırpınışlar yolun sonuna gelindiğinin belirtileridir. Bademlerin gidişleri de muhteşem olacak! Hele eldeki dosyalar teker-teker açılmaya başlasın, seyreyleyin siz gümbürtüyü!

Kaçan kaçana, kaçan kaçana!

Ama kim nereye kaçarsa kaçsın, kulaklarından tutulup "Vatana Hoş Geldin Badem" tezahüratıyla geri getirilecek ve o haram lokmaların hesabı mutlaka Bağımsız Türk Yargısında sorulacaktır…

Not;

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İslam ve Kur'an Kültürü kitabının yazarı ve 'Kur'an'ı Kur'an'ca Anlamak' yönteminin sahibi Değerli Aydın, Sedat Şenermen dostumun, "AKLIN KAYNAĞI İSLÂM'DA BEYİN" isimli kitabını okuyorum.

Büyük bir titizlik ve araştırma sonucu ortaya çıkan bu eser, NERGİZ Yayınları tarafından basılmış. Din bezirgânlarının ve seccade şeytanlarının türediği günümüzde, önümüzü açan bu eseri okumanızı öneriyorum. Ne mutlu bizlere ki, böyle din bilginlerimiz var…"

 


a45UyF587661-150518115842 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/05/18  15:11 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

YUREK
. . . . . .
Yumruk biciminde bir sey
Kan kirmizi et parcasi
Gumbur gumbur atar durur
Gogsumun sol tarafinda
Hayat, ask, iyilik, cesaret
Ne varsa bu yurektedir
Bu yurek durmayagorsun
Kodunsa bul dunyalari
Yuregim benim bir tanem
Velinimetim, efendim
Durma, carp, vur, ses ver aman
A$ik kulagim sendedir.

Cahit Sitki TARANCI

Muftu Hilmi Efendi, Selimiye camii inde hurriyetin ve adaletin saygi deger temsilcisi olan Venizelos hazretlerinin sagligi icin guzel bir dua okumus ve hazir bulunanlar sukran duygularini belirterek duaya katilmislardir.

Edirne Tem in gazetesinden -8.1920

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Ortak Tutuma Basvurma Safsatasi (Fallacy of Appeal to Common Practice) :
Oneriyi kabul ettirmek icin, buyuk cogunlugunun ortak bir davranisi oldugu dusuncesine basvurarak dogru oldugunu iddia etme.
Ornek 1:
Ne olmus kopya cektiysem yani?
Kopya cekmeyen var mi?
Ornek 2:
Yemek yapmak erkeklerin gorevi degildir.
Cunku evlerde hep kadinlar yemek yapar.
Guncel Ornek 1:
Yine televizyonlarda Hakan Sukur un dedikodulari yapiliyor.
Cikiyor Hincal Uluc, Hakan muthis paragoz diyor.
Bir baskasi apayri seyler konusuyor.
Gorun iste, bunlar spor
Yazari!
Halbuki Hakan Sukur un Galatasaray a neler kazandirdigini sagir sultan bile biliyor.
Para canlisi olmayan kaldi mi memlekette?
Hakan a paragoz diyenler, adeta bedava degil
Yazarlik yapmak, selam verirler mi insana?
Insan biraz dusunur, hele yasini basini almis adamlarin biraz daha yutkunmasi lazim konusurken.
Cocuk gitmis Italya ya, kendini ispatlama pesinde, rahat birakin garibi.
(Sami Ozey, 29.8.2000, Akit)
Yazar Hakan Sukur u paragozlukle suclayanlara karsi savunurken, memlekette zaten para canlisi olmayan da kalmadi diye Hakan in paraya duskunlugunun normal oldugu cikarimin yapiyor..


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder