Bir linç olayı olmuş.
Herkes, yani bir gurup polis el birliği yapmışlar, hep beraber adam öldürmüşler.
Sonra herkes birbiri lehine yalancı şahitlik yapmış.
O görmedi, ben görmedim, şu görmedi diye.
Mahkeme bu yalancı dolmayı yemiş.
Afiyet olmuş.
Biraz daha açarsak, hükumet emriyle yürütmenin yani, polisin linci yine hükumetin emriyle yargı tarafından aklanmıştır.
Hani şu çocukların masalı var ya onun gibi.
Bu tutmuş, bu kesmiş, bu pişirmiş, bu da yemiş...
Size de hani bana hani bana, pardon...
Yok mu imdada koşan demek düşmüş.
Şimdi demokrasi nasıl olmazmış, kuvvetler ayrılığı olmazsa neler olurmuş anladınız mı?
AKP'nin bu ülkeye belki de en büyük faydası bu olmuştur.
Nasıl Müslüman olunmaz, nasıl insan olunmaz, nasıl demokrat olunmaz, devlet adamı olunmaz..
Özetle nasıl olunmaz...
Oraj POYRAZ 2fSIJNoA0xfSNxA
Savcılıktan garip karar: Evet polisler dövdü ama dövenleri seçemiyoruz
Gezi Parkı eylemleri sırasında çevik kuvvete bağlı polislerin 8 genci feci şekilde dövdüğü görüntülere ulaşıldı ama savcılık, "suçu işleyen şüphelilerin tespit edilemediği" gerekçesiyle şüpheli polisler için takipsizlik kararı verdi.
Haber: İSMAİL SAYMAZ - ismail.saymaz@radikal.com.tr / Arşivi
RADİKAL – Eskişehir'de, Gezi Parkı eylemlerinin devam ettiği 1 Haziran 2013 sabahı, ikisi avukat sekiz genci dövdükleri iddia edilen 30 polis memuru hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Kararda, "Müştekilerin Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polislerce süpürme hareketi ve sonrasında orantısız güç kullanılarak darp edildikleri anlaşılmışsa da suçu işleyen şüphelilerin tespit edilemediği" belirtildi.
SOKAKTA KISTIRIP DÖVDÜLER
Eskişehir'de Gezi Parkı gösterilerine katılan ve aralarında avukatlar Ayşegül Kumaş ile Alper Aykaç'ın da bulunduğu bir grup genç , 1 Haziran 2013 sabahı sığındıkları İbrahim Karaoğlanoğlu Caddesi'nde yüzü aşkın polis tarafından kıstırılmıştı. Kamera kayıtlarına göre, kaçamayan ve duvar diplerinde biriken gençler polislerce dakikalarca cop, tekme ve yumruklarla dövülmüştü. Beş dakika süren bu dayak sırasında ayağı kırılan bir genç baygınlık geçirmiş, bu genç aynı sokağa çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Bu feci dayaktan sonra yüzleri duvara dönük şekilde bekletildikleri görülen gençler, aradan yaklaşık bir saat geçmesinin ardından sokağa gelen polis aracına bindirilerek, gözaltına alınmıştı. Bu sokakta ve çevrede gözaltına alınan 176 gence 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet iddiasıyla dava açılmıştı. Daha sonra bu gençler hakkında beraat kararına hükmedilirken, mahkeme şüpheli polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuş, bunun üzerine mağdurların ifadesi alınmıştı.
İŞKENCE GİBİ DAYAK
Avukat Ayşegül Kumaş, ifadesinde, polislerce apartman boşluğunda sıkıştırılarak coplarla dövüldüğü, bir polisin sağ gözüne yumrukla vurduğunu, yüzleri duvara dönük haldeyken kelepçe takılmak istendiğini anlattı. Kumaş, meslektaşı Alper Aykaç'la birlikte, avukat oldukları için kenara alındıklarını, ağır yaralanan Aykaç için ambulans çağrıldığını söyledi.
Alper Aykaç ise cop darbesiyle yere yığıldığını, sonra 20-30 cop daha vurulduğunu, başına ve boynuna ayakla basıldığını, ardından hastaneye kaldırıldığını söyledi.
Nazım Can Çakar, sokak arasında dövüldükten sonra 30-35 kişi halinde yüzleri duvara dönük şekilde tutulduklarını, yere yatırılıp kelepçelendiklerini, araçta da coplarla vurulduğunu ileri sürdü.
Mehtap Kelleci sığındığı apartman boşluğunda copla dövüldüğünü, bir polisin "Kaldırma lan kafanı, o..." diyerek hakaret ettiğini ve yerde sürüklendiği sırada bayıldığını savundu.
Deniz Dilek, Muhip Hiloğlu, Gözde Pınar Akpınar ve Ebru Ak da aynı şekilde ifade vererek şikayetçi oldu. Mağdurlar şüpheli polisleri teşhis etti. İfadesi alınan 30 polis, o gün ya belirtilen noktada olmadıklarını ya izinli olduklarını ya da cop kullanmadıklarını ve kimseye müdahale etmediklerini öne sürdü.
'DARP EDİLMİŞLERSE DE...'
Dayak görüntüleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde ise "Gösterici grup ile polisin karşılaştığı anda arbede yaşandığı, ancak kameraya olan uzaklık ve kamera çözünürlüğünün düşük olması gibi nedenlerden dolayı kimin kime vurduğunun çıplak gözle tespitinin mümkün olmadığı" savunuldu.
Bu rapor sonrası Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Kararda, "Müştekilerin Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polislerce süpürme hareketi ve sonrasında orantısız güç kullanılarak darp edildikleri anlaşılmışsa da suçu işleyen şüphelilerin tespit edilemediği" belirtildi.
30 polis hakkında suçu işlediklerine dair delil bulunmadığı ifade edilirken, kasten yaralama suçu yönünden kimliği belirsiz şüpheliler için soruşturmanın sürdüğü anlatıldı. Dolayısıyla "soyut iddialar dışında işkence, kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz, mala zarar verme ve görevini kötüye kullanma suçlarına ilişkin" kovuşturmaya yer olmadığına hükmedildi.
a45UyF587661-150630144414 Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
2015/06/30 21:40 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
Bu gece alkolle sabahla; ona de ki: ben kanima kirmizi rengi veren kisiyi kaybettim.
Kucuk Iskender
Sana gelen kotuluk, kendindendir, (gunahlarin yuzundendir)..
(Nisa, 4/79)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.
Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Yanlis Neden Safsatasi (Fallacy of False Cause Non Causa Pro Causa) :
Iki olayda, yeterli delil olmaksizin birinin digerinin meydana gelisine neden oldugu seklindeki akil yurutme.
Ornek 1:
Televizyon seyretmek siddete neden olmaktadir.
Cunku televizyonun evlere girmesinden sonra toplumdaki siddet orani artmistir.
Ornek 2:
Torun sahibi olmak kalp krizi olasiligini arttirir.
Cunku torun sahibi kisilerde kalp krizi gecirme orani yuksektir.
Ornek 3:
Nine:
Evlenmek insanin boyunu uzatiyor.
Cunku ben evlendikten sonra boyum cok uzadi.
Torun:
Kac yasinda evlendin?
Nine:
13 yasinda.
Ornek 4:
5 Mayis ta gezegenler ayni hizaya geleceginden deprem olacakmis.
Guncel Ornek 1:
Ama biz isin ozunu bir yana biraktik, sorunu Sezer Ecevit i aramali,hayir Ecevit Sezer i aramali inatlasmasina indirgedik.
Bunu bir onur meselesi haline getirdik.
Sanirim genlerimizdeki Sarklilik kompleksinden bir turlu kurtulamamizdan kaynaklaniyor bu komik durum.
(Tufan Turenc, 14.8.2000, Hurriyet)
Yazar Ecevit le Sezer arasindaki olayin bir onur meselesi haline gelmesinin nedenini ortaya delil koymadan sarklilik kompleksinden kurtulamamiza bagliyor.
Guncel Ornek 2:
Sahanin profesyonellerine bakiyorsunuz, rol degistikce kari veya koca degistiriyorlar.
Nikah ve talakin dince sakasi olamayacagi icin, gercek hayatlari da ekseriya kimin elinin kimin cebinde olup olmadigi mechul bir sekle burunuyor.
Irzlari yol gecen hanina donmus san at yildizlari (!) kimsenin malumu degil mi yoksa?
Kah Musluman kah gavur rollerine burunenlerin, sahsiyetleri de cogu zaman corbaya benzemiyor mu?
(Mustafa Kaplan, 24.8.2000, Akit)
Yazar sanat yildizlarinin, kah Musluman kah gavur rollerine burunmeleriyle ahlaksizlastiklarini iddia ediyor.
Guncel Ornek 3:
Bu dedigimiz turden olanlar dostluk, mostluk grubu degil sadece birtakim uyanik milletvekillerinin bedavadan yurtdisi gezisi yapmalari icin uydurulmus formullerdir.
Nitekim Amerikalilar kimseye bedava gazoz bile ikram etmedikleri icin olsa gerek milletvekillerimiz ABD icin dostluk grubu kurmamislar.
(Oktay Eksi, 18.8.2000, Hurriyet)
Yazar millet vekillerimizin ABD icin dostluk grubu kurmamalarina neden olarak Amerikalilarin kimseye bedava gazoz bile ikram etmediklerini gosteriyor
Guncel Ornek 4:
Deve surusu kadar Arap ulkesi, aralarinda kalmis bir avuc Israilliyle bas edemiyor.
Cunku; bu cagda artik ilkellik sayilan savaslari kazanmak icin bile cagdas ve uygar olmak gerek.
Uretime katilmayan, kara ortulere hapsedilmis kadinlarla...
Hurafe-yalan ezberletilerek buyutulen cocuklarla...
Bin yil onceden kalma bir hukukla...
Yasaga ve korkuya dayali bir ilkel sosyal yapiyla, ne cagdas olunur, ne de guclu...
Savas da kazanilmaz...
Baris da..
(Bekir Coskun, 14.10.2000, Hurriyet)
Yazar, Araplarin Israil le bas edememesini kara ortulu kadinlara, hurafeyle buyutulmus cocuklara ve bin yil onceden kalma hukuka bagliyor.
Halbuki, Israil de teokratik bir ulke oldugundan, Bin yil onceden kalma bir hukukla yonetilir
Guncel Ornek 5:
Siz hic olimpiyat sampiyonu oldunuz mu?
Ben olmadim.
Olmayi cok isterdim ama olamadim.
Cogunuz da olmamissinizdir.
O yuzden de Naim i elestirmeyelim.
(Fatih Altayli, 18.9.2000, Hurriyet)
Yazar, Naim i elestirmememiz gerektigi sonucuna, cogumuzun olimpiyat sampiyonu olamamamiz onculunden yola cikarak variyor.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder