3 Haziran 2015 Çarşamba

Vahşi Doğadaki Omurgalılarda ''Bakire Doğumu'' (Partenogenez) Örneği: Testere Balıkları

Vahşi Doğadaki Omurgalılarda ''Bakire Doğumu'' (Partenogenez) Örneği: Testere Balıkları

02 Jun, 00:18

Omurgalı hayvanların bugüne kadar istisnasız olarak hepsinin, ana üreme tipi olarak eşeyli üreme ile çoğaldığı bilinmekteydi: yani erkek ve dişi olarak tanımlanabilecek iki adet cinsiyet ve bunların seks yapması sonucu oluşan bir bebek... Her ne kadar halk arasında "bakire doğumu" olarak bilinen, bilimsel terminolojide eşeysiz üremenin bir çeşidi olan partenogenez olgusuna dair izlere koruma altındaki hayvan örneklerinde rastlanmış olsa da, bu örneklerin ait olduğu türler de dahil olmak üzere, bazı kertenkeleler hariç hiçbir omurgalı hayvanda eşeysiz üremenin ana üreme biçimi olduğu tespit edilememişti. Ta ki şimdiye kadar...

Bugüne kadar eşeysiz üremenin omurgalı hayvanlarda görüldüğüne dair bazı efsanevi anlatımlar görülmekteydi ve "nadir istisna" olarak görülen örneklere rastlanmıştı. Örneğin Hıristiyan mitolojisinde İsa'nın insani babasız bir şekilde doğduğu ileri sürülmektedir. Bunun haricinde zaman zaman bazı köylerde ve kayıtların düzgün tutulmadığı yaşam alanlarında "babası olmaksızın" yavruların meydana geldiği haberlere konu olmuştur. İnsan harici omurgalı hayvanlarda ise eşeysiz üremeyle ilgili tüm kayıtlar, hayvanat bahçesi gibi koruma alanlarında barındırılan nadir hayvanlardan gelmektedir. İlginç bir örnek olarak, yeryüzünde yaşayan en büyük sürüngen olan Komodo Ejderi'nin belli koşullar altında eşeysiz olarak ürediği tespit edilmiştir. Benzer şekilde, bazı kertenkelelerin vahşi yaşamda da belli koşullarda eşeysiz olarak üreyebildiği raporlanmıştır. Bunun haricinde köpekbalıklarında, çıngıraklı yılanlarda ve boa yılanlarında eşeysiz üremeye dair izler bugüne kadar tespit edilmiştir. Fakat bunların hepsinin ortak noktası, erkeklerin katkısı olmaksızın, doğrudan yumurtadan oluşan yavrular aracılığıyla üremenin çok nadir olması ve ana üreme yöntemi olarak kullanılmıyor oluşudur. Bu nadir eşeysiz üreme ürünü olan yavruların da hayatta kalıp kalmadığına dair güvenilir miktarda veri bulunmamaktadır. Dolayısıyla bilim insanları, omurgalı hayvanlarda eşeyli üreme üzerinde pek durmamaktaydı.

Bu beklentileri yıkacak bir şekilde, Florida'da yaşayan ve elektrikli testereye benzer ağız/burun yapılarıyla meşhur olan testere balıklarındaysa ilk defa ana üreme yöntemi olarak eşeysiz üremenin gerçekleştiği tespit edildi. Küçükdişli Testere Balığı olarak bilinen bu canlılar, testere dişli balıkların 5 türünden birisidir ve köpekbalıklarının çok yakın bir akrabasıdır. Bu canlıların ağız/burun yapısı evrimsel süreçte testere benzeri bir şekilde uzamıştır ve bunu kullanarak ufak balıkları parçalarlar. Tıpkı köpekbalıkları gibi kıkırdaklı bir iskelete sahip olan ve 7.6 metreye kadar büyüyebilen bu ilginç canlıların soyları ne yazık ki aşırı avlanma ve yaşam alanlarının tahribi nedeniyle tükenme tehdidi altındadır. Stony Brook Üniversitesi'nden deniz biyologu Demian Chapman şöyle söylüyor:

"Vahşi doğada sadece seks yoluyla üremek zorunda olduklarını düşündüğümüz omurgalı hayvanların, seksi içermeyen bir üreme alternatifi olduğunu tespit ettik. Bazı türler belli koşullar altında, örneğin yepyeni bir yaşam alanını işgal etmeye başladıklarında, bu şekilde üremeye başvuruyor olabilirler. Yaşam, bir yolunu buluyor."

Aslında bu ilginç keşfi tetikleyen araştırma, bu canlıların insanlar yüzünden soylarının tükenme tehdidi altında olması nedeniyle yapılmaktaydı. Son asır içerisinde neredeyse tüm ortak yaşam alanlarında yok olan bu canlıların çok küçük popülasyonları bulunmaktadır ve bunlarda akrabalar arası üremenin yok oluş ile ilişkisinin ne olduğu araştırılmaktaydı. Stony Brooks Üniversitesi'nden baş yazar Andrew Fields şöyle anlatıyor:

"Sıradan DNA izi araştırmaları yapmaktaydık. Amacımız, ensest olarak da bilinen akraba çiftleşmelerinin etkisini tespit etmekti. Ancak DNA'nın bize söyledikleri, beklediğimizden çok daha şaşırtıcıydı. Dişi testere balıkları, kimi zaman erkeklere ihtiyaç olmaksızın ürüyor!"

2004-2013 yılları arasında araştırmacılar 190 farklı küçük dişli testere balığını etiketledi ve DNA'sını topladı. Sonrasında doğaya geri bırakılan bu hayvanların göç yolları da gözlendi. Bu örnek popülasyon içersinde bile tam 7 adet eşeysiz üreme sonucu oluşmuş yavru (partenojen) tespit edildi. Bunlardan 5 tanesi aynı yaşlarda olan akrabalardı ve muhtemelen tek bir anneden gelmekteydi.

Eşeysiz üreme, erkeklerin bulunmasının zor olduğu ve seçilim baskısının yüksek olduğu zamanlarda soyun tükenmesini önleyici bir mekanizma olması muhtemel gözükmektedir. Çünkü gözlenen birçok partenogenez örneğinde popülasyonlarda ortam koşulları normale dönüp, kaynaklar bollaştığında erkeklerin yeniden sayıca çoğaldığı ve dişilerle normal bir şekilde çiftleştiği görülmektedir. Ancak kaynaklar azaldığında ve erkekleri üretmek bir "israf" olduğunda, tür içi çeşitlilik azalacak olsa bile dişiler kendi başlarına üremektedirler ve böylece kaynakları daha fazla korumaktadırlar.

Tabii ki, yukarıda da değindiğimiz gibi eşeysiz üremenin en büyük sıkıntısı, eşeyli üremenin sağladığı çeşitliliği büyük oranda kısıtlamasıdır. Buna bağlı olarak popülasyonlar tektipleşmektedir. Bu sınırlı çeşitlilik, olası bir tehdit unsuruna daha zor direnebilecektir ve popülasyonun yok olması hızlanabilecektir. Dolayısıyla burada ilginç bir evrimsel denge gözükmektedir: eşeyli üreyen hayvanlarda eşeysiz üremeye geçmek, kaynak sarfiyatını azaltmak bakımından yok oluşu yavaşlatan bir adaptasyon olsa da, çeşitliliği de azaltması bakımından soyu tehdit altına sokmaktadır. Bu nedenle, bu iki olgunun etkileşimi ve çatışması, bir türde ne çeşit bir üreme sistemi evrimleşeceğini belirliyor gibi gözükmektedir. Bu ilginç konu üzerine halen birçok araştırma yürütülmektedir ve heyecan verici sonuçlar alınmaktadır. Buradaki de, bunun örneklerinden birisidir.

Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)

Kaynaklar ve İleri Okuma:


a45UyF587661-150602115036 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/06/03  11:47 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

BEKLIYORUM
. . . . . .
Bekliyorum
Oyle bir havada gel ki,
vazgecmek mumkun olmasin!

Orhan Veli KANIK

Suikast
Resulullah (sav) yahudi ebu rafi e, ensar dan bir grup adam gonderip, baslarina da Abdullah ibnu atik i koydu.
Ebu rafi resulullah (sav) a eza veriyor ve aleyhinde calismalar yapiyordu.
Ebu rafi hicaz bolgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu.
Kaleye yaklastiklari zaman gunes batmisti.
Halk artik suruleriyle donuyordu.
Abdullah arkadaslarina: siz burada oturun ve yerinizden ayrilmayin.
Ben gidip, kapicilara biraz iltifat edip, iceri girme imkani arayacagim dedi ve ilerledi.
Kapiya kadar geldi.
Kazayi hacet yapiyormus gibi elbisesini toparladi,i insanlar iceri girmisti.
Kapici seslendi ey Allah in kulu, girmek istiyorsan gir.
Kapiyi kapatacagim (cabuk ol)! dedi.
Ben de girdim ve (bir koseye) gizlendim.
Halk tamamen girince kapiyi kapatti.
Sonra da anahtarlari bir kaziga takti.
Ben (musait bir anda) kalkip anahtarlari alip kapiyi actim.
Ebu rafi evinde gece sohbeti yapiyordu.
Ve hususi bir koskte idi.
Sohbet arkadaslari dagilinca, yanina ciktim.
Her bir kapiyi acip girdikce iceriden uzerime kapadim eger halkin haberi olur da beni oldurmeye azmederlerse, ben ebu rafi i oldurmeden ona ulasamasinlar diye boyle yaptim.
Sonunda yanina kadar geldim.
Koskun ortasinda yer alan karanlik bir odadaydi.
Ancak, odanin neresinde oldugunu bilemiyordum ebu rafi diye seslendim kim o? dedi.
Sese dogru yoneldim.
Heyecan icerisinde bir kilic darbesi indirdim, ama bosa gitti.
Adam bir ciglik atti.
Hemen odadan ciktim.
Azicik bekleyip tekrar girdim, [sesimi degistirip, yardima gelmis gibi:] o ses de ne?
Ey ebu rafi dedim kahrolasi, odada biri var az once bana kilic vurdu dedi.(yerini iyice kesfetmistim), bir darbe daha indirdim.
Yaraladim, fakat olduremedim.
Sonra kilicin ucunu karnina sapladim, sirtina kadar dayandi.
Oldurdugumu anladim.
Geri donup, kapilari teker teker acmaya basladim.
Merdivene kadar geldim.
Ayagimi bastim.
Yere kadar ulastigimi zannettim.
Ay isigiyla aydinlik bir gecede dustum.
Bacagim kirildi.
Sarigimla sardim.
Sonra gidip kapinin onune oturdum.
Onu gercekten oldurdum mu, ogreninceye kadar bu gece kaleden disari cikmayacagim dedim.
Horozlar otunce, surlarin uzerinden olum ilan edildi.
Olum habercisi: hicaz ahalisinin tuccari ebu rafi in olumunu duyuruyorum! diye bagiriyordu.
Ben hemen arkadaslarimin yanina gittim zafer! dedim, Allah ebu rafi in canini aldi! resulullah (sav) a geldim, olup biteni anlattim.
Bana: uzat ayagini! buyurdular.
Ben de ayagimi uzattim.
Meshediverdi.
Sanki hicbir sey olmamis gibi hicbir rahatsizlik kalmadi.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4232 ravi: bera
Resulullah (sav), ebu rafi e bir heyet gonderdi.
Abdullah ibnu atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken oldurdu.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4231 ravi: bera

Yaratiliscilar, bir teoriyi, butun gece sarhos olduktan sonra hayal ettigin bir seymis zannediyorlar.

Isaac Asimov


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder