20 Ağustos 2015 Perşembe

D.Ali Ercan : Türkiye'nin 75 yıllık gelişimi (?)

D.Ali Ercan : Türkiye'nin 75 yıllık gelişimi (?)

1940' tan 2015' e bir arpa boyu yol aldık...

Değerli arkadaşlar, Doların TL karşılığı 2000-2002 yılları arasında 3 katına çıkınca, zamanın (DSP+MHP+ANAP) koalisyon Hükumeti apar-topar seçime gitmiş ve kendi planladığı ekonomik önlemler paketinin uygulanmasını da yeni AKP yönetimine bırakarak, iktidardan çekilmişti. Tek Parti iktidarının piyasalara verdiği 'istikrar' güvencesini de arkasına alarak, yeni Hükumetin uyguladığı bu önlemler paketi sayesinde 2004-2010 arası yaklaşık 6 yıl boyunca enflasyon hayli düşmüş, kararlı bir döviz dengesi sağlanabilmişti; ama 2011 den itibaren işler tersine gitmeye, Dolar tekrar yükselmeye başladı. 2011-2015 arasında Dolar TL karşısında tam 2 kat değer kazanmış durumdadır ve yükseliş trendi devam ediyor. Bu gidişat nereye varır, onu görmek için geçmişe bakalım.

Dolar'ın TL karşısında yükselişi... Çıkış trendi bu hızla devam ederse, 2016 sonunda 1 dolar ~ 4 TL olur. Piyasalar bunun farkında; o nedenle, 'Siyasi istikrar' aranışı sürecek.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk parası ABD Doları karşısında değerini hep korumuştu; Bağımsızlık savaşından yorgun argın çıkmış olmasına rağmen, müthiş bir Kalkınma ve Üretim hamlesine girişen genç Türkiye,1929 yılındaki büyük küresel ekonomik krizden de fazla etkilenmemişti, nitekim, 1940 yılına gelindiğinde 1 $ ≈ 1,10 TL idi.

Türk parası 1940 tan bu yana ABD Parası karşısında sürekli değer kaybediyor. 1940-1980 arasında 6 defa 'devalüe' edilen TL 1980 den itibaren Demirel-Özal ikilisinin meşhur ve meş'um 24.Ocak kararlarıyla 'rijid' (katı) durumdan 'likit' (akışkan) duruma serbest bırakılmıştı; yani paranın değeri günlük kur uygulamalarıyla (dalgalı kur) belirlenmeye başlamıştı. Para da artık alınıp-satılan bir piyasa malı haline gelmiş ve küresel Finans sisteminin ağına girilmişti. 24 Ocak 1980 gecesinde Döviz sahibi olanlar bir gecede servetlerini ikiye katlamışlardı.

1940 tan sonraki 75 yıllık dönemde Paramızın Dolar karşısında değer yitim serüvenini aşağıdaki tabloda özetlemeye çalıştım; Enflasyon oranı ve Paranın değer yitim oranı birebir eşit olmasa da yakındır. Bu tabloda, Paradan 6 sıfırın silinerek yeni TL oluşu ve Doların öz-değer yitimi de göz önüne alınarak, TL' nın dolara kıyasla yıllık ortalama net kaybı hesaplanmıştır. 1940 yılındaki 1 dolar 2015 yılında 16,8 dolara eşdeğerdir... (Dolardaki enflasyon yitimi 75 yıl boyunca ortalama %3,8/yıl olmuş)

1940 yılında 1 $ ≈ 1,10 Lira iken, 2015 yılında 1 $ ≈ 2,9 TL ≈ 2,9 milyon Lira oldu. Dolardaki enflasyon farkını da hesaba katarsak paramızın değeri 75 yılda, 2900000/(1,1x16,8)=156926' da birine düşmüştür; yani 1940 tan bu yana, 75 yıl boyunca, yıllık ortalama %17 lik bir enflasyonla yaşamışız. Bir başka ifade ile, her yıl Yurt içi milli hasılamızın ortalama altıda birini küresel kapitalist sisteme kaptırmışız demektir. Bunun iktisat jargonundaki adı sömürüdür.

***

ABD ve Türkiye kıyaslaması yapalım; 1940 yılında ABD de adam başı gelir 500 $ idi, 2015 yılında 56400 $ oldu; yani 75 yıl içerisinde ABD yurttaşının geliri net 56400/(500x16,8)= 6,7 kat artmıştır; yani, ABD'nin Yıllık (nüfus artışı ve enflasyondan arındırılmış) net gelişim hızı ortalama %2,5 olmuştur.

Türkiye'de 1940 yılı adam başı gelir 430 TL ≈ 390 $ idi. 2015 rakamı ile ~ 8500 $ oldu; 75 yıl içerisinde adam başına net gelirimiz sadece 8500/(390x16,8)= 1,20 kat artmıştır; ABD her yıl net %2,5 gelişirken, biz her yıl ABD'nin onda biri hızla, net %0,25 gelişmişiz... 'Yerimizde saymışız' demek daha doğru olur. (Tüm sömürge Ülkelerde olduğu gibi, ölmeyecek şekilde su üzerinde tutulmuşuz)

Tablo. Türk Parasının yıllık ortalama net değer yitimi

1923-1940 döneminde enflasyon yok; Paramızın değerinde düşüş yok ve 'Denk bütçe' ilkesi geçerli. Atatürk'ün ölümünden sonra, 1940-1950 döneminde 'savaş ekonomisi' uygulanıyor; üretimde düşüş var. Ortalama yıllık enflasyon %5 kadar. 1950-1960 arası Liberal ekonomi uygulamaları ve yurt dışından borçlanma dönemi başlıyor; Türkiye'de enflasyon ilk defa 2 haneli oluyor. 1960-1980 dönemi Devrim sonrası tekrar denk bütçe ve planlı kalkınma disiplinine dönüş, restorasyon dönemi, Paranın değeri korunuyor; enflasyon tek haneli. Devlet yeniden yapılandırılıyor. Yeni bir Anayasa, Anayasa Mahkemesi (AYM) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye Bilim ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) kuruluyor.

1980 den sonra 24.Ocak kararlarıyla ipler kopuyor; 1980-2000 dönemi Türkiye'nin her anlamda ağır darbeler aldığı dönemdir. Hızlı nüfus artışı, büyük kentlere göç akını, pahalılık, gelir dağılımındaki adaletsizliğin enflasyona paralel artışı, askeri darbe, PKK eylemleri vs. vs. Yıllık enflasyon %50 lerde geziniyor. Ülkede siyasi istikrar kalmamış; 1960-2002 arasında 42 yılda 24 Hükumet kurulmuş, Hükumetlerin ortalama ömrü 21 ay olmuş. Ülke, Üretime dayalı planlı ekonomik gelişim felsefesinden tamamen kopmuş durumda. 1980-2000 dönemi Cumhuriyet Tarihinin en sıkıntılı, en zavallı dönemidir.

2002-2015 dönemi AKP nin tek Parti iktidar dönemidir... Gerçi Paranın değeri kısmen korunmuş görünüyor, ama başka yönlerden çok sıkıntılı dönem. 1980-2000 döneminin sosyal-ekonomik problemleri aslında çözülmüş değil, sadece görüntüden uzaklaştırılmış, hasır altı edilmiş durumda. Şeri-at-dolu dizgin koşturuyor; Ülkede her 8 kişiden biri IŞİD sempatizanı olmuş, PKK doğuda özerklik peşinde; yolsuzluk, işsizlik, çevre problemleri, gençliğin sosyal sıkıntıları tavan yapmış durumda...Üstüne üstlük, Cumhuriyetin bin bir emekle elde ettiği kamusal kazanımları, ulusal varlıklar da 'özelleştirme' adı altında çar-çur edildi.. Ve 400 milyar doları geçen Borç yükümüz her gün artıyor.

Kaygılarımla. æ

--------------------------------------------------------------

-internetten alıntı-

DEVALÜASYON

Devalüasyon, millî paranın dış değerinin, yabancı paralara göre Devlet tarafından düşürülmesidir.

Bir ülkenin milli parasının değeri düşünce, dış ülkelere sattığı ihraç mallarının değeri de ucuzlamaktadır. Bu durum görünürde ihracatı arttırsa da, esasta milli ekonomiye büyük bir yara açmakta ve zarar vermektedir; çünkü Devalüasyon sonucu ülkede üretilen mallar eskisine oranla daha ucuz ve düşük fiyatlarla dışarıya gidecektir. Devalüasyon, üretim maliyetini artırır, yatırımları zorlaştırır ve hayatı pahalılaştırır. "Sir Thomas Gresham (1519-1579) kuramı" olarak bilinen ekonomi söylemine göre; "Kötü para iyi parayı kovar" Bu sebeple millî paranın değerinin yabancı paralara göre düşürülmesi, kötü paranın iyi parayı kovmasına yol açar. Ancak Devalüasyonun bütün ekonomik dengeleri alt üst ettiği de aşikârdır. Bundan dolayı Devalüasyon yapan ülkeler için pek faydası olmaz; uluslararası ekonomik sömürü aracı olarak kullanılır. Çünkü Devalüasyonu dayatan ülkeler, büyük kârlar elde etmektedirler. Devalüasyona başvuran ülkeler de, hayat pahalılaşır, ithal malların fiyatları yükselir. Böylesi bir durumdan Finans Kurumları ve Çok Uluslu Şirketler avantajlar sağlayarak büyük kârlar elde ederler; kısacası, Devalüasyon, modern ekonomik sömürü için, sömürgeci güçler tarafından bulunmuş bir tuzaktır.

TÜRKİYE'DE DEVALÜASYONLAR

Türk parasının ABD doları karşısındaki değeri Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihi olan 1923 yılında 1 dolar 0,75 Lira idi. Fakat Türkiye ekonomisinin zaman içinde geçirdiği sarsıntılar ve gittikçe döviz taleplerinin karşılanmasında çekilen güçlükler devalüasyon olgusunu kaçınılmaz hale getirmiştir. Böylece Türkiye'de hükümetler için devalüasyona başvurmak tek çare olarak görülmüştür. 1923'den itibaren ekonomik dengeleri temelden çökerten ve hakikaten kalıcı etkileri olan büyük devalüasyonlara başvurulmuştur.

Türk parası 1923'den 1940 yılına ABD doları karşısında hiçbir değer kaybına uğramadan ve değişmeden gelmiştir. Ancak 1940 yılından sonra dış satımı artırmak ve dış kredi taleplerini gidermek üzere sürekli devalüasyonlar gündemde yer almıştır. 1940 yılında resmi kura ek olarak döviz satışlarında yüzde 48 oranında prim uygulanmaya başlamış olup, 1 dolar 1940'da 1,11 TL olmuştur.

  • Türkiye'de ilk büyük devalüasyon 7 Eylül 1946 tarihinde yapılmıştır. 7 Eylül Kararları olarak adlandırılan ve Recep Peker Hükümeti'nin gerçekleştirdiği bu devalüasyonla yüzde 116 oranında bir artışla ABD dolarının fiyatı 2,83 liraya çıkarılmıştır.

  • İkinci devalüasyon Adnan Menderes Hükümetince 4 Ağustos 1958 tarihinde yapılarak 2,83 TL olan ABD doları 9 liraya çıkarılmıştır.

  • Üçüncü büyük devalüasyon Süleyman Demirel hükümeti tarafından 10 Ağustos 1970 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bu devalüasyonla 1 ABD doları 9 liradan 15 liraya çıkarılmıştır. Daha sonra 1978 yılına kadar değişik zamanlarda mini devalüasyonlar uygulamasına gidilmiştir. Türk Lirası küçük çaptaki devalüe işlemleri ile dolar karşısında bir miktar daha değer kaybına uğrayarak 1978 yılı öncesinde ABD dolarının fiyatı 19 liraya ulaşmıştır.

  • Bülent Ecevit hükümeti tarafından IMF ile "Niyet Mektubu"nun imzalanmasından önce, 1 Mart 1978'de dördüncü kez büyük devalüasyon yapılmıştır. Bu devalüasyonla doların fiyatı 19 liradan 25 liraya çıkarılmıştır. Turistik döviz ise 1 dolar 38 lira olmuştur.

  • Beşinci büyük devalüasyon da yine Bülent Ecevit hükümeti tarafından gerçekleştirilmiştir. 11 Haziran 1979 tarihinde yapılan yüzde 43.6 oranındaki devalüasyon ile doların değeri 35 liraya çıkmıştır. Ancak tarım ürünleri dış satımı, petrol ve gübre gibi ürünlerin girdilerine 35 liralık kur uygulanırken, diğer konular da doların fiyatı 47 lira olarak belirlenmiştir.

  • Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki altıncı büyük devalüasyon Süleyman Demirel hükümeti tarafından alınan "24 Ocak Kararları"nın uygulamaya konmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu tarihte Turgut Özal Başbakanlık Müsteşarı idi. "24 Ocak 1980 Kararları" olarak adlandırılan bu uygulama ile 24 Ocak 1980'de doların fiyatı 47,10 TL'den 71,40 liraya çıkarılmıştır.(artış %51,6 !) Gübre ve zirai ilaç ithalatında kur 55 lira olarak belirlenmiştir.

Günlük Kur Ayarlamaları

"24 Ocak Kararları"ndan sonra devalüasyon yerine "ayarlamalar" a gidilmiş olup, 1980 yılı içerisinde Türk Lirası'nın değeri 14 kez ayarlanmış ve 31 Aralık 1980'de dolar 89.25 TL'ye çıkmıştır. 1 Mayıs 1981 tarihinde günlük serbest kur uygulamasına geçilmiştir. 1 Mayıs 1981'de 99.80 lira olan ABD doları 4 Mayıs 1981'de 100 lira olmuştur. 1 Eylül 1981 tarihinde ise 1 dolar 123,06 liraya yükselmiştir. Bu dönemde günlük kur ayarlamaları sürdürülerek süreklilik kazanmıştır. Zaten "24 Ocak Kararları"nın temelini devalüasyon ve günlük kur ayarlamaları oluşturmaktadır. ... Şevki Çobanoğlu

__._,_.___



Posted by: "D.Ali Ercan" <daliercan@gmail.com>




a45UyF587661-150820134630 Mehmet Yazici <mehmet_yazici@runbox.com>
2015/08/20  14:00 1  39  1 undefined turancatli9@googlegroups.com

 

Vay canina ...
Demek artik interneti bilgisayarlara da koydular !

Hommer SIMPSON
Postmodern cagin buyuk dusunuru.

Gunesin balcikli suya batmasi
KEFH 86
Nihayet gunesin battigi yere varinca, onu kara bir balcikta batar buldu.
Onun yaninda (orada) bir kavme rastladi.
Bunun uzerine biz: ey Zulkarneyn!
Onlara ya azap edecek veya haklarinda iyilik etme yolunu sececeksin, dedik.

Tabiatin herseyden buyuk ve hersey oldugu anlasildikca tabiatin cocugu olan insan kendinin de buyuklugunu ve haysiyetini anlamaya basladi

ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Medeni Bilgiler kitabi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder