Gülse Birsel : PKK, HDP'nin ağzını burnunu kırıyor!
PKK, HDP'nin ağzını burnunu kırıyor!
PKK'nın lider kadrosundan Duran Kalkan, HDP'nin yaptığı ateşkes çağrılarına tepki göstermiş.
"Kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar?" demiş. HDP'nin buna karşılık verdiği cevabı "Kem küm, yani, ee" şeklinde özetleyebiliriz kanımca: "Üzerimize aldığımız yükün farkındayız, kapatılma baskısı da var, akan kanın durması için daha yoğun çalışmalıyız, önümüzdeki seçimde toplumun verdiği kredi yükselebilir" vs. vs.
Bana göre bir terör örgütü, barajı geçmiş, milyonlardan oy almış bir siyasi partiye çan çan konuşup nasihat vermeye kalkıyorsa, onlara verilecek tek cevap vardır:
Sana ne? Sen kimsin ki?
Bir partinin görevini iyi yapıp yapmadığına seçmen karar verir, oyuyla da bunu gösterir. HDP'nin yok efendim PKK'ya "sırtını dayaması", PKK tarafından performansının değerlendirilmesi, ne yapması gerektiğinin söylenmesi filan, bunlar:
1- Silah vesayetidir, terör saltanatıdır, bence bir rezalettir.
2- Bunlar devam ettiği sürece, HDP'nin demokrasi ve özgürlükle ilgili edeceği hiçbir laf ciddiye alınmayacak, fasa fiso olarak görülecektir.
PKK, elinde silah, ülkenin, milletin ihtiyaç ve istekleriyle ilgili HDP'nin burnunun doğru koku almasını, ağzının doğru sözler söylemesini engellemektedir.
Yani PKK her gün resmen HDP'nin ağzını burnunu kırmaktadır!
Böyle devam ederse, HDP, kampanyasında el ele halay çektirdiği, bu toprakların farklı kesimlerini birbirine bağlama amacını hiç gerçekleştiremeyecek ve hikâyeden geriye sadece bir bağlama kalacaktır...
Vıdı vıdı etmeyin, oy verin!
SEÇİM tarihi belli oldu, 1 Kasım'da yine sandık başındayız.
Şu tesadüfe bakın ki, 29 ve 30 Ekim'le birlikte tam da 4 günlük tatilin sonuna denk geliyor seçim günü!
Bu konu çok konuşulacak. "Kıyılara gidenler oy vermesin" diye yapılıyor denecek. Sonra "Ne alakası var, esas köyüne kasabasına gidenler oy veremez o tarihte" yorumları yapılacak. Bazıları "Kendi memleketinde okumayan üniversite öğrencileri oy veremesin diye mi bu tarih seçildi?" diye şikâyet edecek.
Bu kadar konuşacağınıza oy verin! Cep telefonunun başında, ofiste kedi videosu seyrederken, sigara içerken, kötü diziler izlerken ne kadar vakit harcadığınızı düşünün. Hah, toplayın o saatleri, bir 29 Ekim tatili etmeyecektir!
O hafta sonu seyahate gitmeyin, çay bahçesine gidin; kasabadaki yakınlara SMS atın, fotoğraf yollayın, şimdiden kaydınızı okuduğunuz şehre aldırın...
Ama hangi partinin seçmeni olursanız olun, gidip oy verin.
Sonra öyleydi böyleydi, oy veremedim çünkü şeyin şeyi şey oldu diye vıdı vıdı etmeyin!
Yağmur yağdı, kaç kaç kaç!
ARTVİN'de selde 7 vatandaşımızı yitirdik, 3 kişi de kayıp.
Siz bu felaket yağmurdan mı oldu sanıyorsunuz?
- Olmadık yerlere imar izni verilmesinden ve çarpık yapılaşmadan oldu.
- Karadeniz otoyolu gibi teoride faydalı bir projenin, pratikte, derelerin denize nasıl ulaşacağını hesaba katmayan, çevreyi göz önüne almayan bir kafayla yapılmasından oldu.
- HES'lerle temiz enerji elde edeceğiz niyetiyle, yine doğayı hiç takmadan dere yataklarının değiştirilmesi ve daha çok su taşımak için kurulan regülatörler sebebiyle oldu.
- "Biz yaparız olur, kimseye bir şey sormayız; itiraz eden, farklı fikir söyleyen de vatan hainidir" zihniyetinden oldu.
Yağmurun ne suçu var? Yüzlerce yıldır orada yağıyor o yağmur...
Kimse sorumluluktan kaçmasın! Kimse "Tabiatın cilvesi, ne yapabiliriz" filan demesin! Bizim yüzümüzden oldu. Yağmurdan değil.
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/gulse-birsel_488/pkk-hdp-nin-agzini-burnunu-kiriyor_29904978
a45UyF587661-150826150709 Oraj Poyraz <cimcime@neomailbox.net>
2015/08/27 00:00 1 39 undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com
Hirs ve tamah, yorgunluk ve mesakkatin anahtaridir.
Hz.Ali
Suikast
Resulullah (sav) yahudi ebu rafi e, ensar dan bir grup adam gonderip, baslarina da Abdullah ibnu atik i koydu.
Ebu rafi resulullah (sav) a eza veriyor ve aleyhinde calismalar yapiyordu.
Ebu rafi hicaz bolgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu.
Kaleye yaklastiklari zaman gunes batmisti.
Halk artik suruleriyle donuyordu.
Abdullah arkadaslarina: siz burada oturun ve yerinizden ayrilmayin.
Ben gidip, kapicilara biraz iltifat edip, iceri girme imkani arayacagim dedi ve ilerledi.
Kapiya kadar geldi.
Kazayi hacet yapiyormus gibi elbisesini toparladi,i insanlar iceri girmisti.
Kapici seslendi ey Allah in kulu, girmek istiyorsan gir.
Kapiyi kapatacagim (cabuk ol)! dedi.
Ben de girdim ve (bir koseye) gizlendim.
Halk tamamen girince kapiyi kapatti.
Sonra da anahtarlari bir kaziga takti.
Ben (musait bir anda) kalkip anahtarlari alip kapiyi actim.
Ebu rafi evinde gece sohbeti yapiyordu.
Ve hususi bir koskte idi.
Sohbet arkadaslari dagilinca, yanina ciktim.
Her bir kapiyi acip girdikce iceriden uzerime kapadim eger halkin haberi olur da beni oldurmeye azmederlerse, ben ebu rafi i oldurmeden ona ulasamasinlar diye boyle yaptim.
Sonunda yanina kadar geldim.
Koskun ortasinda yer alan karanlik bir odadaydi.
Ancak, odanin neresinde oldugunu bilemiyordum ebu rafi diye seslendim kim o? dedi.
Sese dogru yoneldim.
Heyecan icerisinde bir kilic darbesi indirdim, ama bosa gitti.
Adam bir ciglik atti.
Hemen odadan ciktim.
Azicik bekleyip tekrar girdim, [sesimi degistirip, yardima gelmis gibi:] o ses de ne?
Ey ebu rafi dedim kahrolasi, odada biri var az once bana kilic vurdu dedi.(yerini iyice kesfetmistim), bir darbe daha indirdim.
Yaraladim, fakat olduremedim.
Sonra kilicin ucunu karnina sapladim, sirtina kadar dayandi.
Oldurdugumu anladim.
Geri donup, kapilari teker teker acmaya basladim.
Merdivene kadar geldim.
Ayagimi bastim.
Yere kadar ulastigimi zannettim.
Ay isigiyla aydinlik bir gecede dustum.
Bacagim kirildi.
Sarigimla sardim.
Sonra gidip kapinin onune oturdum.
Onu gercekten oldurdum mu, ogreninceye kadar bu gece kaleden disari cikmayacagim dedim.
Horozlar otunce, surlarin uzerinden olum ilan edildi.
Olum habercisi: hicaz ahalisinin tuccari ebu rafi in olumunu duyuruyorum! diye bagiriyordu.
Ben hemen arkadaslarimin yanina gittim zafer! dedim, Allah ebu rafi in canini aldi! resulullah (sav) a geldim, olup biteni anlattim.
Bana: uzat ayagini! buyurdular.
Ben de ayagimi uzattim.
Meshediverdi.
Sanki hicbir sey olmamis gibi hicbir rahatsizlik kalmadi.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4232 ravi: bera
Resulullah (sav), ebu rafi e bir heyet gonderdi.
Abdullah ibnu atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken oldurdu.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4231 ravi: bera
Bolseviklere Azerbaycan da muhalifler vardi.
Onlar bir karsit hareket yaptilar.
Azerbaycan da bizim kendi arkadaslarimiz vardi.
O arkadaslarimiza Ingilizler dediler ki:
Bolseviklerle muharebe ediniz.
Turkiye bizimle anlasti.
Orada bulunan arkadaslarimiz da ellerindeki kuvveti carptirdilar ve tabii maglup oldular.
Maglup olduktan sonra biz de isittik.
Haber gonderdik, filan ettik.
Halbuki Bolseviklerle bu muharebe baslayinca ahali-i Islamiyenin katline baslanildi.
Ermeniler bundan istifade etti ve hudutlarda bulunan ahali-i Islamiye de bundan istifade etti.
(3 Temmuz 1920)
K.ATATURK
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder