14 Eylül 2015 Pazartesi

Gülen: Yemin bile edebilirim, fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, devrilecekler

Bir din tepeden tırnağa bütün boyuyla politikalın içine batınca işte böyle olur.

İslamiyet zaten oluşundan politik bir din, bir ideoloji.
Kişiyle tanrı arasında kişisel bir akit değil, çok daha fazlası.
İslam yepyeni bir ahlak, yepyeni bir hukuk, yeni bir ekonomik model, yeni bir bilim, yeni vizyon getirdiğini, kısacası kendinden önce insanlığın üretmiş olduğu bütün birikimi sıfırladığını ve yerine yenisini koyduğunu söyleyen, büyük iddialar sahibi bir din.

Doğal olarak bu dinin çeşit çeşit yorumu, pratiğinin neredeyse tamamı da dinin politik temellere dayalı doğasına uygun.
Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity), Menzil Tarikatı, Nurcular ve diğer bütün cemaatler.
Keşke bunların hepsi de kendi müstakil partilerini kursaydı.
Halk bilirdi, düşünür, karar verirdi.
Bunlar ise daha sinsi bir yol takip ediyor.
O çok eleştirdikleri küresel Siyonist gizli yapılanmaya benzer şekilde başka şeylerin içine sızıyor, gizleniyor, toplumu bu şekilde kuşatmaya, ele geçirmeye çalışıyor.

Namertçe bir yaklaşım.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / mehmet_yazici@runbox.com / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

Gülen: Yemin bile edebilirim, fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, devrilecekler

14.09.2015 08:15

Hükümete yönelik sert göndermelerde bulunan Fethullah Gülen, "Yemin bile edebilirim. Şiddetli bir fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, üst üste devrilecekler" dedi.

Gülen sözlerinin devamında ise isim vermeden bazı kişilerin öleceğini ima etti ve şunları söyledi: "Hazana maruz yapraklar gibi savrulup gidecekler. Kendilerini bir şey görenler, yapraklar gibi toprağa gübre olarak dökülecekler!..

Keşke onlar giderlerken, sizin içinizde kendilerine bir Fatiha okuma ve bir "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn" deme duygusu oluştursalardı!.. Keşke bu kadar kalbî irtibat köprülerini kursalardı ve siz onları hayırla yâd etseydiniz!.."

Fethullah Gülen, Herkul.org sitesinde yayınlanan haftalık sohbetinde isim vermeden hükümete yüklendi.

Yaşanan terör olaylarına ve sokaklarda yaşanan karışıklıklara da değinen Gülen, "Yemin bile edebilirim. Şiddetli bir fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, üst üste devrilecekler. Hazana maruz yapraklar gibi savrulup gidecekler. Kendilerini bir şey görenler, yapraklar gibi toprağa gübre olarak dökülecekler!.." ifadelerini kullandı.

İşte Gülen'in açıklamalarından öne çıkanlar:

ÇOK YAKIN BİR GELECEKTE KADERİN ŞİDDETLİ TOKATLARIYLA DERBEDER OLUP GİDECEKLER

  • Bugün bu zulüm tablolarını hazırlayanlar, insanları birbirlerine karşı zulme sevk edenler, birbirine musallat edenler; kanda, irinde, gözyaşında kendi istikballerini imar etmeye çalışanlar… Bu mimar bozuntularının çok yakın bir gelecekte derbeder olup gittiklerini, kaderin şiddetli tokatlarıyla onlara "yeter artık!" dendiğini göreceksiniz. Entelektüel buna "yeter" demedi; birkaç tane elit bunlara "yeter" demedi; kendi içlerinden inanan gibi görünen bazı kimseler de "Bu kadarı fazla!" demedi. Onlar demedikleri için, dediği hora geçen ve mutlaka olan "Kün fekân" Sultanı dediği zaman zîr ü zeber olacaklarında tereddüdünüz olmasın.

  • Fakat o zaman da şu anda içinizde yaşattığınız o şefkat duygusuyla belki onlara acıyacaksınız, ızdırap duyacaksınız; "Keşke" diyeceksiniz "vaktinde iyiyi, güzeli, doğruyu keşfetselerdi; doğru yolda kaybedenlerden olmasalardı; sırât-ı müstakimde trafik kazası yapmasalardı; sırât-ı müstakimde şeytanın oyuncağı haline gelmeselerdi."

FIRTINAYA MARUZ KALMIŞ AĞAÇLAR GİBİ YIKILIP GİTTİKLERİNDE ONLAR İÇİN ÜZÜLEN YİNE SİZ OLACAKSINIZ!..

  • Size "rahat olun" diyemem, çünkü size dünyada rahat mukadder değil. "Her âkıle bir dert bu âlemde mukarrer / Rahat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan." (Ziya Paşa) Şimdi birileri sizi rahatsız ediyorlar. Bunu aşabilirsiniz, hem bunu aşmak da sizin için kolaydır.

  • "Ey Yüce Rabbimiz, biz yalnız Sana güvenip Sana dayandık. Bütün ruh u cânımızla Sana yöneldik ve sonunda Senin huzuruna varacağız." (Mümtehine, 60/4) dersiniz. İçinize inşirah akar. Gönlünüzde bir itminan hâsıl olur.

  • Fakat sizi bekleyen bir ızdırap var ki, bugün kötülük yapanlar, yarın birer mezar-ı müteharrik gibi peşi peşine devrildikleri zaman, saltanatları başlarına yıkıldığı zaman; -yazık- kitle psikolojisi ile kandırılıp sokaklara dökülen o gençler heder olup gittikleri zaman, "Yazık oldu!" diyeceksiniz; tedavisi, tamiri kâbil olmayan bir ızdırabı vicdanlarınızda duyacaksınız. Üzüleceksiniz!..

  • Evet, şimdi çektiklerinizi aşacaksınız Allah'a tevekkül, teslimiyet, tefviz ve sikâ ile. Her şeyi O'na bağlamakla itminana ereceksiniz ve bu bâdireleri, bu gâileleri yok gibi göreceksiniz. Kendinize bir çarpı çekeceksiniz, "ene"yi atacaksınız; meseleyi "Hüve"ye bağlayacaksınız. "Madem Seni bulduk, her şeyden kurtulduk!" diyeceksiniz. Fakat size kötülük yapanlar birer birer, bir fırtınaya maruz kalmış ağaçlar gibi yıkılıp gittiğinde bu defa onlar için üzüleceksiniz.

ÖLMÜŞ GİTMİŞLERİNİZİN İYİ VE GÜZEL YANLARINI YÂD EDİN

  • İsterseniz yemin bile edebilirim. Neden? Çünkü Allah'ın adaletine inanıyorum! Ne kadar inanıyorum? O'nun varlığına inandığım gibi.. Hazreti Ruh-u Seyyidi'l-Enâm'ın nübüvvetine inandığım gibi.. Kur'an'ın Allah'tan geldiğine inandığım gibi.. Râşid Halifeler'in hak olduğuna inandığım gibi inanıyorum!.. Yemin bile edebilirim. Şiddetli bir fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, üst üste devrilecekler. Hazana maruz yapraklar gibi savrulup gidecekler. Kendilerini bir şey görenler, yapraklar gibi toprağa gübre olarak dökülecekler!..

  • Keşke onlar giderlerken, sizin içinizde kendilerine bir Fatiha okuma ve bir "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn" deme duygusu oluştursalardı!.. Keşke bu kadar kalbî irtibat köprülerini kursalardı ve siz onları hayırla yâd etseydiniz!.. Yâd etseydiniz de İnsanlığın İftihar Tablosu'nun şu beyanına uygun içinizden gele gele hareket edebilseydiniz. Edemeyeceksiniz, zorlanacaksınız. "Ölmüş gitmişlerinizin iyi ve güzel yanlarını yâd edin, kötülüklerini sayıp dökmekten sakının!" Fakat çok zorlanacaksınız!.. Sövmüşler, saymışlar, üzerinize zift püskürtmüşler. Bunları birer birer gördüğünüz zaman bir kere daha, muktezâ-yı beşeriyet, tabiatınızdaki tepki, harekete geçecek. Sürekli içinizde reaksiyon hissi duyacaksınız. İşte o zaman iradenin hakkını kullanarak, bütün o olumsuz, negatif duyguları baskı altına almakta zorlanacaksınız."

Odatv.com



a45UyF587661-150914104858 Oraj Poyraz oraj_poyraz@alpinaasia.com
2015/09/14  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Calisan iki el, dua eden binlerce elden daha cok is yapar.

Risale-i Nur u sadece kuslar degil, gokte ve havada bulunan tum varliklar alkislar

Said-i Nursi
Islam dinine gore basta insan olmak uzere, butun yaratiklar kendi dillerince Tanrinin adini anarlar.

Levent Erturk : UNDERGROUND

Su aralar Underground (yeralti) yazarlarini okuyorum ve onlarin igneli, saldirgan, ahlaksizca, aykiri yazim tarzlarini cok seviyorum. El birligi ile, Dunya nin icine etmeye devam ediyoruz. Bu oyunda herkes -kendince- hakli. Muslumanlar, Yahudiler, Hristiyanlar, Ruslar, cinliler ecinniler vs herkes hakli. Dunya nin icine edenler ise, cok akilli insanlar . Onlari gordukce aklima Buzlar cozulmeden piyesinde kasaba kaymakami olan delinin soyledikleri geliyor. Size benim gibi deliler uymaz. Size coook akilli idareciler lazim! Evet, bunlar cok saygin insanlar. Bunlarin hepsi en ust seviye universiteleri bitirmis, en ust duzey yonetici konumlarina gelmis insanlar. Hemen hepsi, iclerindeki cocugu geberttikten sonra, finans ve silah yolu ile Dunya yi yeniden design etmeye kalkisan tipler. Alayi toplum icinde ornek ve model olan kisiler. Bunlar milli ve manevi degerlere cok bagli.

Tarihe bakin; insan kani icmeye doyamayan ne kadar sadist varsa, hepsi kucaklarina bir cocuk alip devlet ve milletinin menfaatlerini koruyan ornek lider pozlari vermislerdir. (Hayati ve insanlari gercekten seven kisiler ile bunun sadece edebiyatini yapan kisiler arasindaki farklari bulmayi da sizin idrakinize birakiyorum.)

Underground edebiyat demistim. Ne yapiyor yeralti edebiyati? Bence cok guzel bir gorevi yerine getiriyor. Ahlakli, efendi olmayi bir kenara birakip dogrudan saldiriyor, isiriyor, tekmeliyor, sirasinda kufur ediyor ve bizim bu akilli dunyamizin arka planindaki yozlasmisligi cok guzel sergiliyor.

Ama yeralti yazarlarini bizim dinibutun ve ahlak ve dahi maneviyat sahibi cici cocuklar sevmez, oyle degil mi ? Mesela Charles Bukowski bizimkilere gore degildir. Adam sabahin korunde icmeye basliyor, ABD nin ve onun isbirlikcilerinin duzenine bir araba dolusu kufur ediyor, soyle makyaji akmis ucuz bir hatun bulursa geceyi onunla birlikte geciriyor ve Mac in basina gecip memeler ve kalcalar uzerine dusunduklerini yaziyor. Bu arada, kendisini imana davet eden iki katolik rahip e ve bir Zen budist ozentisi geri zekaliya kalayi basiyor. Ay ne ayip !

Peki, ahlak ve maneviyat sahibi cici liderlerimiz ne haltlar ediyorlar ? Neler yaptiklari meydanda degil mi ? Dunyanin yarisindan fazlasini kana boyayan bu tipleri mi kutsayacagiz ? Sirf ceketli gravatli ve saygin gorundukleri icin mi ?

Bir alkolik size ne yapabilir ? Bir tinerci kac kisiye zarar verebilir ? Yolun kenarinda seks pazarligi yapan bir fahise kac kisinin ahlakini bozabilir ? Oturun hesaplayin ! Bizim cici cocuklar bunun binlerce kat fazlasini yapiyorlar. Her sene, milyonlarca insan katil veya soyguncu olmaya mecbur ediliyor. Milyonlarca kiz, hem de oz aileleri tarafindan fuhus sektorune satiliyor. Arastirin, basta Asya ve Latin Amerika olmak uzere, Dunya daki fuhus sektorunu. Kim suclu ? Vucudunu satan mi, onu bu satisa mecbur eden mi? Direnci kirilana kadar dovuldukten sonra, vucuduna uyusturucu zerkedilen ve bir barakada erkeklerin begenisine sunulan bir genc kiz ahlaksiz oluyor, oyle mi ? Fitrati geregi ... abiler, ablalar....!!!

Ha,bir de bu durumu kutsayan ilahiyatcilar var ...Tum bu sistemi kutsal sulari ile yikamaya kalkisanlar.

Sistemin tum parcalari, birbirlerini destekleyecek sekilde oylesine guclu durumda ki, sisteme karsi cikmaya calismak bile onu daha guclendirmekten baska ise yaramiyor. Iste bu durumun farkina varan Bukowski gibi bir insan, dunya kurtarma receteleri falan yazmayi bosverip sunlari yaziyor: Yeniden dunyaya gelsem kedi olmak isterdim. Butun gun yer, icer, sonra kicimi yalayip uyurdum! cok mu bayagi bir tesbit? Bence iyi dusunun, burda muthis bir analiz var.

Yeralti edebiyati namuslu hanimlari, milli ve muhafazakar beyleri rencide edecektir elbette. cunku hicbir namuslu hanim o namusunu kac bin kizin satildigi bir ticaret sayesinde koruyabildigini dusunmek istemez. Ona bu gercegi hatirlatirsaniz suratini eksitir. Ramazan sofrasinin basinda vaktin gelmesini bekleyen mumin kardeslerimiz de kendi dinlerinin sosyal yonunu bosverip Tanri ile sevap pazarligi yapmanin huzuru icinde yasarlar. Ah ne kadar fakirdi sahabeden Ubeyd bilmemne hazretleri. Agla ya mumin agla. Gelsin devlet ihaleleri ve medyanin dolarlari ...

Yeralti edebiyatini bu yuzden seviyorum. Bu dunyada; Hristiyan, Musluman, Budist vs demeden bu sistemi kim guclendiriyor ise, onlara kalayi basanlari seviyorum. Peki bir ise yarayacak mi, yani, bir seyler degisecek mi ? Zannetmem. Ama en azindan, su cop tenekesinin kapagini kaldirip kendi pisligimiz ile biraz yuzleselim. Belki ilerde birileri gercekten temizlik yapmaya baslayabilir.

Neyse, bu kadar kafa utulemek yeter. Sizler icin Chuck Palahniuk un bazi sozlerini alintiliyorum. Hakli mi, degil mi, siz karar verin. Saygilar

***

Alintilar:

Binlerce yildir insanoglu bu gezegendeki her seyin icine etmis, her seyi boka cevirmisti ve simdi tarih benden herkesin pisligini temizlememi bekliyordu. Bos konserve kutularini suyla calkalamali ve yassiltmaliydim.

Kullandigim her benzin damlasinin hesabini vermeliydim.

Artik sizi yargilamak uzere bekleyen Tanri degil, piyasa.

Bir arada olmaktan nefret ettikleri ama yalniz kalmaktan da korktuklari icin insanlar telefon denilen bir alet kullaniyorlarmis.

Eger ne istedigini bilmezsen, bir bakarsin istemedigin bir suru seyin olmus.

Butun kimliginiz bir anda yok olursa ne yaparsiniz? Butun hayat hikayeniz bir yanlistan ibaret oluverirse, bu durumla nasil basa cikarsiniz?

Terbiyemi takinarak bir yere varamayacagimi anladim; artik ortaligi karistirma zamani geldi.

Ve istedigim halde degistiremedigim o kadar sey var ki...

Hayatin da porno filmlerin de sonu bellidir; tek fark, hayat orgazmla baslar.

Cok yakinda ayni anda ayni seyleri dusunmeye baslayacagiz. mukemmel bir uyum icinde olacagiz. senkronize. birlesmis. esit. kati. karincalar gibi. bocekler gibi. koyunlar gibi.

O kadar cok sey ogrenmistik ki, dusunecek zamanimiz kalmamisti.

Dunya nufusu arttikca insanlarin sayisi azaliyor.

Hiclige yapacagimiz inis baslamistir,lutfen kemerlerinizi baglayin ; )

Cahillik bir zamanlar sonsuz mutluluktu...

Levent Erturk


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder