15 Eylül 2015 Salı

M. Şevket Eygi : Islam’a Göre Kurtuluş Reçetesi

A) Temel İlkeler :
1 - Cumhuriyetçilik
2 - Milliyetçilik
3 - Halkçılık
4 - Laiklik
5 - Devletçilik
6 - İnkilapçılık

B) Bütünleyici İlkeler :
1 - Ulusal egemenlik (Cumhuriyetçilik – Egemenligi milletin kullanmasi)
2 - Ulusal birlik, beraberlik ve ülke bütünlügü (Milliyetçilik)
3 - Ulusal bagimsizlik
4 - Yurtta baris, dünyada baris (Dis siyaset, kalkinma amaçli)
5 - Bilimsellik ve akilcilik (Rasyonalizm)
6 - Çagdaslik ve batililasma (Inkilapçilik)
7 - Insan ve insanlik sevgisi (Dünya milletleri akrabadir)
M. Şevki Eygi çocuksu bir saflık içerisinde tespitlerini ve belirlediği tedbirleri söylemiş.
Hem eksik, hem yanlış söylemiş.
Toplam altı temel artı yedi tamamlayıcı ilkeden sadece bir ikisini söylemiş.
Laiklik var. O kadar.
Evet, şapka, harf devrimleri, çağdaş hukuk mevzuatına geçiş, eğitim sisteminin batı tarzı modern eğitime dönüştürülmesi falan.
Bunlar vardır, gerçektir.
Ama işin ana damarı bunlar değil ki?

Temel ilkelerin her birisi aslında Osmanlının temel hastalıklarından birisinin alternatifi içindir.
Monarşiye karşılık cumhuriyetçilik.
Pan İslamizm, ümmet kardeşliği, çok ulusluluk yerine ulusçuluk.
Oligarşinin, sömürünün karşısında halkçılık.
Teokrasi yerine laiklik.
Yerel ya da küresel oligarkların sömürüsünü önlemek için devletçilik.
Çağdaş ve çağın ötesindeki derlere ulaşmak için inkilapçılık.
.
Çağdaş bir Türk vatandaşı altı okta ifadesini bulan ilkelere karşı olacak da, neye taraf olacak.
Monarşist mi olacak?
Yeniden padişah sultası olsun, ülke varlıkları hanedanların hükmünde olsun, buna mı taraf olacak?
Gerçeküstü tek ve Büyük İslam Devleti idealinin mi peşine takılacak?
Yerle ya da küresel oligarklardan yan mı olacak?
İmamlara, ayetullahlara mı tabii olacak?
Halkın ve ülkenin kaynaklarının hanedanlara, zengin ailelere, kişilere peşkeş çekilmesini sineye mi çekecek?
Taş devri örf ve adetlerine sadakat gösterip, her türlü gelişmeye direnecek mi?

Müslümanlık nedir, nasıl birşeydir?
Bunu uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok.
Müslümanlık günümüz dünyasında ne görüyorsanız o'dur.
Gerisi laf salatasıdır.
Kemalizme karşı olan bir kişi, ulusal egemenliğe, birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğüne karşı mı olacak?
Devletin ve milletin bağımsız olmasına mı karşı olacak?
Emperyalist, sömürgeci mi olacak?
Diğer milletlerin varlıkların zor kullanarak elde etmeyi şeref, şan vesilesi mi sayacak?
Bilimsel ve akılcı olmayacak da, safsatadan, birilerinin kişisel sanrılarının peşinden mi gidecek?

Tamam Kemalist olmayacaksınız, peki onun yerine ne olacaksınız?
Onu bir söyleyin hele.
Söyleyin, ve açıklayın insanlık ve halk bu şekilde nasıl daha mutlu ve huzurlu olacak?

Ve gelelim İslama göre kurtuluş reçetesine.
Tedbirlerin büyük bölümü tanrıyı okkalamaya, hoşnut etmeye yönelik.
Allahın hoşnutluğunu kazanmak yetecek mi?
Bilimselliğin ölçütleri nelerdir?
  1. Gözlenebilirlik:
    Bilimsel bilgi görgül (emprical) olandır.
    Görgül, gözleme dayalı olandır.
    Bilimsel bilginin görgül olması, gözlemler yoluyla bilginin doğruluğunun ya da yanlışlığının kanıtlanabilir olması demektir.
  2. Ölçülebilirlik:
    Ölçme; herhangi bir değişkenin niteliğini,niceliğini ya da derecesini saptama ve sayısal olarak belirtme işidir.
    Ölçme, gözlemleri, bu gözlemlerdeki farklılıkları yansıtacak şekilde sayılarla temsil etme, sayılara dönüştürme işlemidir.
  3. İletilebilirlik:
    Aktarılmak istenenin tam olarak anlaşılmasını, ifade edilmek istenenden başkasının anlaşılmamasını içerir.
    İfadelerin iletilebilir olmasını sağlamanın yolu ise, işevuruk tanımlar kullanmaktır.
    İşevuruk tanım, soyut ve öznel olan kavramların anlaşılabilmesi için somut ifadeler kullanılmasıdır.
  4. Tekrarlanabilirlik:
    Hipotezlerin ya da olaylar arasında var olduğu düşünülen ilişkilerin doğruluğu araştırılabilmeli, sınanabilir nitelikte olmalıdır.
    Diğer bir deyişle sonuçların, öne sürülen hipotezi ve iddia edilen ilişkileri destekleyip desteklemediği gösterilebilmelidir.
    Bunun için de uygun analiz teknikleri kullanılmalıdır.
  5. Sağdanabilirlik:
    Gözlenebilirlik ve ölçülebilirlik temel nitelikte ölçütler olarak gözükmektedir.
    Çalışmaların iletilebilmesi, tekrarlanabilmesi ve sağdanabilmesi/sınanabilmesi için, bunların gözlenebilir ve ölçülebilir olması gerekmektedir.
    Tekrarlanabilirlik ve sağdanabilirlik/sınanabilirlik ise, iletilebilir olmaya bağlıdır.
Neredeyse 1500 yıldır, yüzlerce farklı ülkede Allahı hoşnut ederek kalkınma denemesi yaşanmış ve sonuçları ortada.
Peki bunca tecrübe hava mı, cıva mı?
Yüzyılları, milyonlarca insanın topluca yaşadığı bu toplumsal deneyimleri görmezden mi geleceğiz?
Milyonlarca Müslüman zaten her namaz vakti alnını secdeye vuruyor.
Yeterli eşgüdüm sağlansa ve bütün müminler aynı anda başlarını vursalar belki de bir büyük mega depreme dahi sebep olabilirler.
Fakat, bunca namaz, niyaz, kurban, hac ve daha başka ibadet neye yaramış?
Allah yeteri kadar hoşnut olmamış mı?
Yapılan ibadetler yetersiz mi kalmış?

Sonra dünyevi işleri halletmeye yönelik tedbirlere bir bakın.
Sadece zekatın adaletle dağıtılması sosyal adaleti sağlamada ne kadar faydalı olacak?
Fukaranın zenginlerin insafına terk edilmesi nasıl bir sosyal adalettir.
Zengin imansızsa, sahtekarsa, yalancıysa ne olacak?

Netekim şimdiki mürteciler tam olarak böyle.
Kurban kesen kaç kilo et çıkarırım onu hesaplıyor.

Dünya işlerinde dosdoğru ve adil olunacakmış.
Peki nasıl dosdoğru, nasıl adil olacağız?
Sünnete göre mi?
Bu durumda hiç umut yok.
Çünkü İslamın adaletinin ayetlere ve hadislere bakarak anladığımızda başımız fena halde derde giriyor.

Ara ara, her yazımın altına birer ayet, birer hadis ekliyorum.
Çoğu zaman yorum da yapmıyorum.
Ayetler şakası yok doğrudan ilahın kelamıdır.
O cümlenin her kelimesini ve harfini Allah dilediği şekilde bir araya getirmiştir.
Değil kelimesinin, bir harfinin dahi hatalı olması kabul edilemez.
O halde insanları katliamlara sevk eden ayetleri nasıl açıklayacağız?
Bir değil, on değil, yüzlerce ayet var.
Başında söylediğini sonradan yanlışlayan, bir yerde, bir iş için şöyle, başka bir iş için böyle diyen, bilinen gerçekler, doğanın ve insanın gerçeklerine aykırı ayetler ve hadisler.

Sonra kadınlar, kadınları jiletle kazısanız, yok etseniz, bütün sorunlar bitecek mi?
Bunları kapatıp, soğan cücükleri haline soksanız ne olacak?
Bu bir kalkınma reçetesi mi?
Kadınların kukuları ve erkeklerin pipilerine odaklanmış bir politikanın kalkınmaya yarayışlı olmasını kim hangi mantıkla bekler?
Bir neden sonuç ilişkisi olmalı, nedir bu?
Kadının giyimi ve toplumun kalkınması.

Bir halife bulacak ve ona biat edecekmişiz.
Bu nasıl olacak?
Allah bu işin nasıl yapılmasını önermiş?
Muhammedi Allah seçmiş, bunu biliyoruz.
Peki Muhammedin yerine 2015 yılı itibariyle birinin oturmasını kim söyleyecek?
Allah'tan tekrar vahiy mi gelmeli?
Allah değilse kimler seçecek?
İmamlar, Ayetullahlar mı?
İmam ya da Ayetullah olmanın liyakat kriterleri nelerdir?
Sahabe bu ileri nasıl pişirip kotarmış?
İlk halifeleri, Ali olayını, Haricileri falan düşünürsek, onların da bu işleri hiç de iyi götüremediklerini söylesek insafsızlık yapmış olur muyuz?

Sonra neymiş şu İslam ahlakı?
Önceki bin yıllarda insanoğlunun ürettiği ahlaka hiç mertebesine indiren, yepyeni, çığır açan özelliği neymiş?
İslam ahlakı öldürmeyin diyormuş da, öncekiler öldürün mü diyormuş.
İslam ahlakı çalmayın diyor da, öncekiler çalın, sevaptır mı diyormuş.
İslam ahlakı başkalarının karısına kızına yan bakmayın diyormuş da, öncekiler birbiriniz düzün mü diyormuş?

Milyon yıllık bir kültürel evrim sonucunda ortaya çıkan uzlaşma ahlakını kenarda bırakıp İslamın hangi ahlakını benimseyeceğiz?
Sonra İslam ahlakı denilen şey günümüz İslam aleminde, 1,5 milyar Müslümanın yaşadığı şey değil mi?
İslam ahlakı, ölmüş karımızı, yerine göre altı, yerine göre dokuz yaşındaki kız  çocuklarını düdükleme hakkı mıdır bu?
Anamızı, kız kardeşimizi cinsel nesne olarak görme korkularıyla karışık heyecan yaşamamız mıdır?
Kendi mezhebimizce, imamımızın söylediğine göre kimler diğerleriyse onların malını, canını, ırzını helal saymak mıdır?
Dar-ül harp mıdır?
Cihat mıdır?

Çocuksu hayallerdir bunlar.
Büyük bir şansızlık ve bahtsızlıktır.
Bizlerin 2015 yılı itibarile bu sözleri çocuksu bir saflıkla söyleyenlerin akil adam, bilge kişi sayıldığı bir toplumda doğmuş olmamız .
Göztepe taraftarı olup da, takımını UEFA kupalarını bırakın birinci ligde dahi göremeyen ve bunu umut dahi edemeyen bir fanatiğin acıklı halini yaşıyorum.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / mehmet_yazici@runbox.com / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


M. Şevket Eygi : Islam'a Göre Kurtuluş Reçetesi

15.09.2015 04:00 msevketeygi@gazetevahdet.com

ÇEŞİTLİ beşerî dinlerin, felsefelerin, ideolojilerin, sistemlerin kurtuluş reçeteleri vardır.

Meselâ Paşa'nın ölümünden sonra Dönmeler tarafından formüle edilmiş Kemalist ideolojinin kurtuluş reçetesi şudur:

1.Dinle devleti, dinle hayatı birbirinden ayırıcı laiklik ve sekülerlik…

2. Fesi, sarığı, İslamî serpuşları bırakıp şapka giymek…

3. Japonların tam tersine, bin yıllık millî yazımızı yasaklayıp, onun yerine Latin ve Frenk yazısını kullanmak…

4. Millî hukukumuzu bırakıp Batı hukukunu, mesela İsviçre Medenî Kanununu tercüme edip, üzerine Türk Medenî Kanunu diye yazarak uygulamaya koymak…

5. Kadın ve kızları açmak, serbestleştirmek…

6. İslam medreselerini kapatmak…

7. Tasavvuf tarikatlarını ve tekkelerini kapatmak…

8. Ezanı Türkçe okumak…

9. Moiz Kohen Tekin Alp'in Türkçülüğünü benimsemek ve benimsetmek…

10. Ayasofya'yı camilikten çıkartıp müze yapmak… ve bunlara benzer mukallitlikler.


Ehl-i Kur'an ve Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığının da bir kurtuluş reçetesi bulunmaktadır. Bunun belli başlı maddeleri şunlardır:

1. Allah'ın razı olduğu, Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) tebliğ etmiş olduğu sahih bir itikat.

2. Günde beş vakit namazın dosdoğru kılınması.

3. Hür ve mükellef erkeklerin, şer'î bir özürleri yoksa, farz namazları cemaatle kılmaları.

4. Zekatın Kur'ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde, temlik suretiyle dağıtılması.

5. Bütün dünya işlerinde dosdoğru ve âdil olunması.

6. Allah ile olan işlerde, ibadetlerde ihlas.

7. Çocukların ve genç nesillerin İslam mekteplerinde ve medreselerinde iyi Müslüman, iyi insan olarak yetiştirilmeleri.

8. İslam kadın ve kızlarının iffet ve haysiyetlerinin korunması. Tesettüre ve hicaba riayet edilmesi

9. Müslüman halka İslam'ın en doğru şekilde iyice anlatılması ve öğretilmesi.

10. Ümmet birliğinin sağlanması.

11. Her türlü holiganlıktan, cemaat ve parça militanlık ve fanatizminden uzak durulması.

12. Mü'minlerin birbirlerini sevmesi, desteklemesi.

13. Müslümanların başında râşid, ehliyetli, liyakatli, muttaqi, faziletli, muktedir ve âdil bir Halife bulunması ve halkın ona biat ve itaat etmesi.

14. Müslümanların ilim ve silah bakamından İslam düşmanlarından üstün ve güçlü olması.

15. Bütün kötülüklere ve azgınlıklara karşı emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılması.

16. Bütün işlerin (Başkanlıklar, makam ve mevkiler, müdürlükler, memuriyetler, vazifeler, hizmetler) ehil olanlara verilmesi, ehliyetsizlere peşkeş çekilmemesi.

17. Adaletin ve insafın hâkim olması; zulm ve gadr edilmemesi.

18. İslam toplumlarının ve İslam aleminin ahlak, fazilet, temizlik, şeffaflık, adalet bakımından gayr-i Müslimlerden üstün ve önde olması.

19. Ribanın, zinanın, açıkta ve açıkça işlenen büyük günahların, her türlü azgınlığın önlenmesi.

Bu yazımda bir ön proje takdim etmiş bulunuyorum. Keşke bir ulema heyeti bunu incelese, gereken ilaveleri ve tâdilâtı yapsa ve ortaya çıkacak metni veya yeniden hazırlanacak yepyeni bir metni Ümmete ilan etse.

http://www.gazetevahdet.com/islama-gore-kurtulus-recetesi-3545yy.htm


a45UyF587661-150915104039 Oraj Poyraz oraj_poyraz@alpinaasia.com
2015/09/15  12:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Ben basardim sizde basarabilirsiniZ.

OGUZ SAYGIN

BAS HIRSIZDAN OGUL A

Ey ogul!...

El verdim emek verdim!.
Muteber evlat ol.
Surdur babanin hunerini.
At bin kilic kusan, hunerin gorunsun...gemicikler yurusun!..

Ey ogul; unutma, ulu sozune bakmayan ulur kalir!.

Ya Allah!...Ya Fettah!...

Yol buldum, tezgah kurdum.
Ortak oldum, ortak buldum...
Bas oldum; bas koydum.
Engelleri kirdim, yasalari ayarladim..

Babadan ogla gecer dedim.
Bilirsin; bu sozumle neyi kastettim.

Sen benim eserimsin!...
Ac gozunu uyar canini.
Firsatlari degerlendirmeyi bilmelisin.
Tembihlerimi kulagini acip dinlemelisin.
Satici ol, alici ol, kalici ol, bulucu ol ama salak olma!

Yol verdim Emek verdim, kulak verdim, bilgi verdim, bos vermedim,
Sen de gunlerini say, servetini say, buyuklerini say ama, yerinde sayma!

Hurilerle oyaladim, Cennet ile avuttum,
Cehennemle korkuttum.
Yol buldum, yoluna koydum

Durmak yok!..
Yol a, yol maya, soy maya devam!...
Duran duser!...

Ey ogul;

Ofken kabarik, Ihtirasin simarik olsun!...
Iki gucten besle ihtirasini: din ve kin!..
Kulaklarin duysun; ihtirasin doymasin.
Her yerde bulun, gorunme...
Masa kullan, surunme.
Is yurusun, kervan yurusun...,
ihtirasin buyusun, oyun sursun.
Aldirma, tebaa surunsun.
Yeter ki; olmeyecek kadar, eli ekmek gorsun.
Ac ayi oynamaz deseler de; yari ac insan sadakatin eridir.

Ey ogul;

Unutma; en iyi yutan; yutturmasini bilendir!...

En uygun yan das, agzi laf yapan, acindirip aglayan,
mazlumu oynayan, dumeni tutan, deveyi hamuduyla yutan, fitrata uyandir.
El versin ele vermesin!...
Bas bilsin; bas olmaya yeltenmesin.

Ey ogul;

Unutma, her dun bu gune, her bu gun yarinlara gebedir.

Tersten de estigi olur ruzgarlarin.
Sen dedin ben yaptim diyenlerden uzak dur!..
Baktin oyle diyenler kesti yolunu, hic bekleme, cekinme, durma, duraklama...
tas at, camur at, trenden at, tuzak kur!...
Dovdur; sovdur!..
Hapislere attir, surundur.
Dun kil di, kul du, tuy du; yun du deme!...

Haddini bilsin!...
Uslanmayi ogrensin-yaslanmayi bellesin!...

Ayni bagin gulu, ayni dagin bulbulunden olsun yol daslarin...
Yandas, yalaka donek, binek, dalkavuk yarasa olsun,
akilli vicdanli, izanli, dusunen, konusan, soran lardan olmasin.

Ilken iyi belle.
Soy daslik degil; kul daslik olsun.
Ayni yoldan gecmis, ayni sudan icmis olsun.
Hintli olsun demiyorum ama, hin olsun; cin olsun!...
Leb den anlasin, nem kapsin.
Ama, utanmasin!.
Illa edep desin; amma arlanmasin!...
Hani demem o ki; ey ogul;
El versin de, ele vermesin!..

Ey ogul!..

Gozun hem ac hem acik olsun.
Doymasin.
Ucun bes, besin yuz olacaksa, sondurme ihtirasin isigini.
Hic bir makam, hicbir mal, mulk, para tatmin etmesin seni!..
Hic bir saraya sigmayasin!..
Elindekilerle doymayasin; insafa gelip uyanmayasin!..
Sag ol; kul ol; kil ol; yandas ol; paydas ol, ama saf olma.

Hazirdan yeme!...
Hirsizin aptali kesesinden yiyendir!..

Sabirli ol; kibirli ol...tedbirli ol!...
Her daim, karsina, bir minare cikabilcekmis gibi hazir tut kilifini, ...

Ey ogul;

Tek, coktan gucsuzdur.
Yol das al, yandas bul!..
Paylas!...
Her paydas biada erdir.
Bu is icin muteberdir.
1 onlarin 3 senin!...
Cok verip azdirma, az verip kizdirma!...

Gayretinin bedeli say alip goturduklerini.
Sen buyuksun!..
Buyuk dusun!...
Fenerini buyuk olsun, masken saglam.

Caldiklarinla guc, paylastiklarinla gonul al!...
Caliyo...calisiyo!...sozu teslim edilmis milyarlarin anahtaridir.
Salvarin ipi sende oldukca, tek sahibi sensin icindekinin!..
Unutma ki; hirsizin paylastigi gonlunun bereketidir.

Aklin esir almasin ofkeni ve nefsini.
Vicdani ugratma semtine.
Caldiklarin ham armut olur dizilir bogazina, sokup atmazsan vicdani.

Ihtirasin oylesine buyusun...ki, bir lokmada yutulacak kadar kuculsun gozunde dunya.

Ey ogul!...

Insaf, vicdan, edep dusmanidir calanin.
Ilkeni kaybedersen; yesilken corak olur; collere donersin.

Su uc kisiye; yani cahiller arasindaki alime, zengin iken fakir dusene ve hatirli iken, itibarini kaybedene acima!
Acirsan acinacak olursun.
Unutma ki, yuksekte yer tutanlar, asagidakiler kadar emniyette degildir.
Ofken korkuna delil olmasin.

Ey ogul;

Durmak yok, yola devam sozumuzun altindaki o derin muhabbeti unutma ki; gucunu kaybedip yakalanmayasin!...

Haftan kutlu olsun!...

17-25 ARALIK
Mehmet Halil ARIK
Emekli Egitimci
Denizli-Turkiye

Marx hataliydi.
Din insanligin afyonu degildir.
Afyon;uyusturucu, hissizlestirici,$ikici seyleri akla getiriyor.
Ama din,$iklikla korkunun afrodizyagi,gaddarligin anfetamini olmustur.
En iyi oldugu durumda ruhlari ayaga kaldirmis,can kuleleri dikmistir.
En kotu oldugu durumdaysa butun uygarliklari mezarliga cevirmistir.

PHILLIP ADAMS


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder