4 Eylül 2015 Cuma

Soner Yalçın : Levent Kırca neden sevilmez

Soner Yalçın : Levent Kırca neden sevilmez

4 Eylül 2015

Tespit 1)

Karolin Fişekçi, Orhan Pamuk'tan ayrıldıktan sonra -kendi ifadesiyle- Türkiye'nin ilk fendom erotik romanını yazdı; İtaatkar!

Romanın erkek kahramanı ünlü bir sanatçıydı.

Romanda ilgimi bu ünlü sanatçının özel hayatındaki konuşma ses tonuyla dışarıda konuştuğu ses tonunun farklı olduğu bilgisi çekti!

Roman kahramanı imaja çok önem veriyordu…

Tespit 2)

"Dişi Orhan Pamuk" olmak için çırpınıp duran Elif Şafak kitabının İngilizce çevirisine adını "Elif Shafak" diye yazdı! Evet, onun için de imaj her şeydi…

Biliyoruz ki: "İmaj imalatçısı" Cihangir-Nişantaşı medyası bu iki ismi yere göğe koyamıyor.

Ne ilginçtir, aynı çevre Levent Kırca'yı sevmiyor! Niye?

Çünkü:

Levent Kırca gerçek/sahici.

Diğerleri imalat ürünü naylon!

Levent Kırca sevincini, üzüntüsünü, eleştirisini, siyasi rengini hiç saklamıyor. Rol yapacaksa bunu sadece tiyatro sahnesinde-beyazperdede yapıyor.

Levent Kırca çoğunluğa uyup iktidarın gölgesinde var olmayı kabul etmiyor.

O, her dönemin muhalifi.

O, "Hoca Nasreddin gibi ağlayan, Bayburtlu Zihni gibi gülen" halkın sanatçısı.

Bu nedenle dobra dobra konuşuyor ve yazıyor.

Beğenmediğine "olmamış" diyor.

İkiyüzlülük yapanlara sözünü sakınmıyor "sahtekar" diyor.

Sığ olanlara "cahil" diyor. Ve….

Diktatöre "zorba" diyor.

Çünkü:

Aydınının en büyük özelliğidir; ülkesini, halkını karşılıksız sevmek. Halkı uyandırmak isteyen bir sanatçının dilinin ve kaleminin sivri olması kim için şaşırtıcı olabilir?

Peki ya diğerleri… Kendilerine bile yabancıdırlar; serbest piyasaya düşmüşlerdir; alınır ve satılırlar!

Ve bunlar her daim insanlığın büyük yıkımlarında ortaya çıkarlar…

Fark budur.

Biri halk sanatçısıdır, diğeri tüketim endüstrisi projesidir…

Biri ölümsüzdür, diğeri ölümlü…

Partili sanatçılar

F. Engels der ki: "İnsanlar yaşadıkları gibi düşünür!"

Popüler kültüre yenilmiş kimi meslektaşlarım için üzülüyorum.

Magazin gazeteciliği zor iştir; haber ile özel hayat dirsek dirseğedir. Hele habercilik adı altında piarcılık yaparsanız gazetecilik kimliğinizi yok edersiniz.

Hürriyet gazetesi Kelebek ekinde yazan Cengiz Semercioğlu beni şaşırtan arkadaşlarımdan. Zekası ve bilgisiyle gazeteciliğini çok iyi yerlere taşıyabilirdi.

Nedense Levent Kırca'yı sevmiyor. Önceki gün yazdıklarına inanamadım; Levent Kırca hastalığına karşı zorlu bir mücadele verirken, -sevgisizliğini öyle bir noktaya getirdi ki- sanatçının özel hayatına dair tamamen gerçek dışı satırlar kalemi aldı.

Magazin gazeteciliği zor derken bunu kastediyorum.

Tanığım Cengiz'in hatasını anlayıp düzeltme yapacağına inanıyorum.

Konu açılmışken…

Levent Kırca'nın "siyasete bulaşması" Cengiz Semercioğlu gibi kimi arkadaşlar tarafından küçümseniyor; bunun "marjinallik" olduğunu yazıyorlar!

Ne çocukça?

Sanat; bilincin eylemi değil mi; düşüncenin dışa vurumu değil mi?

Sanatı ideolojiden-siyasetten farklı düşünmek mümkün olabilir mi?

Nazım Hikmet partisiz miydi?

Picasso partisiz miydi?

Frida Kahlo partisiz miydi?

Neruda, Lorca, Brecht, Can Yücel...

Charlie Chaplin… Hangini yazayım; meslektaşlarım bunları bilmez mi?

"Olacak O Kadar" politik değil miydi?

Arkadaşlarımız nerelere savruldu böyle?

Ne diyordu Engels?..

BKM sineması

Hürriyet Kelebek ekinin, Yılmaz Erdoğan-Necati Akpınar ikilisinin sahibi olduğuBKM'nin bülteni gibi çıktığı bilinen bir gerçek.

Sanırım Kelebek ekini çıkaran yöneticilerin cumartesi sabahları Necati Akpınar ile kahvaltı yapmaları buna sebep oluyor!

Biliyoruz ki…

BKM yaptığı piar çalışmalarıyla film sektöründe hızlı tırmanışa geçti.

Sadece yapımcı değiller aynı zamanda dağıtımcılar.

Vizyona giren/girecek Türk filmleri BKM desteğini alamazlarsa işleri zor.

Peki…

BKM hangi kıstaslara göre filmlere destek veriyor?

Can alıcı soru budur. Yanıt için bir anekdot yazmalıyım…

Namık Kemal Zeybek Kültür Bakanı iken sinema salonlarında yüzde 25 oranında Türk filmi gösterimini zorunlu yapmak ister ve bunu yasa teklifi olarak TBMM'ye gönderir. Teklif, Plan ve Bütçe Komisyonu'na geldiğinde, dönemin Başbakanı Özal'a, ABD'de Başkanı Bush'tan telefon gelir; "ABD filmlerine kota koyamazsınız!" Teklif hemen geri çekilir.

Kamuoyunu yönlendirmede sinema önemli bir araçtır.

Ve ABD, uyduruk filmleriyle Türk insanını aptallaştırmaya devam eder!

BKM'nin yaptığı da farklı değildir. "Siyasi- ideolojik film yapmıyoruz" diyerek alasını yaparlar. Düşünen, yaratan-üreten, özgür gençliği filmleriyle yozlaştırır ve buna "siyasetsizlik" derler!

Açılımlarda boy gösterirler; akil adam olurlar ama terör nedir, açılım nedir, şehit nedir gençlik bunlara kafa yormasın, umursamasın isterler!

Evet.. BKM, çok ciddi iş olan muhalif mizahı öldürmek için elinden geleni yapar ve bunu siyasete karşı olduğunu söyleyerek gerçekleştirir! Yerseniz.

Bu nedenle…

Levent Kırca'nın çektiği "Sarhoşum Gel Beni Al" filmini görmezlikten gelirler.

Hiç şaşırtıcı değil…

Şaşırtıcı olan: Levent Kırca gibi…

Ustaların mizahıyla baş etmenin zorluğunu bilmemeleridir.

Evet…

Sanatçı filozoftur; tıpkı Levent Kırca gibi…

Anlaşılmaması, sevilmemesi ne kadar yozlaştığımızın sonucudur.

NOT: Büyük sanatçımız Müjdat Gezen, ustamız Uğur Dündar'ın yazdığı "Yalandan Kim Ölmüş" oyununu sahneye koydu. Bugün; Bornova Aşık Veysel Açıkhava Tiyatrosu ve yarın; Karşıyaka Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu'nda saat 21.00'de karşınızda olacaklar. Kaçırmayınız derim; yukarıda bir örneğini yazdığım medyanın acıklı halini görmeniz için…


a45UyF587661-150904102154 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/09/04  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Bir kahve icmek icin oturdugunuzda patronunuz sizden bir gorev ister ve bu gorev suresi kahve soguyana kadardir.

Starbucks Kurali
Murphy Kurallarindan

Baskinlar
1021 - Abdullah Ibnu avn anlatiyor: nafi ye yazarak savastan once (musrikleri Islam a) davet etme hususunda sordum.
Su cevabi verdi: bu Islam in basinda idi.
Resulullah (Aleyhissalatu Vesselamesselam) beni mustalik e ani baskin yapti.
Adamlari gafildi, hayvanlari su kenarinda sulanmakta idi.
Savasabilecekleri oldurdu, kadin ve cocuklarini da esir etti.
O gun cuveyriye (Radiy Allahu anha) validemizi esir almisti.
Bunu bana Abdullah Ibnu Omer (Radiy Allahu anhuma) rivayet etti.
Abdullah bu orduya asker olarak katilmisti
Buhari, itk 13; muslim, cihad 1, (1730); ebu davud, cihad 100, (2633).

Hayvanlarin dinin ve buyunun boyle absurd ve genellikle korkunc aptalliklarini yaptiklarini asla goremezsiniz.
Sadece insan boyle mantiksizca davranir.
Bu onun zeki, ama yeterince zeki olmamasi yuzunden odemesi gereken bedeldir.

Aldous Huxley


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder