10 Ekim 2015 Cumartesi

Armağan KULOĞLU : TÜRKİYE, SURİYE POLİTİKASINI YENİDEN DÜZENLEMELİ

Armağan KULOĞLU : TÜRKİYE, SURİYE POLİTİKASINI YENİDEN DÜZENLEMELİ

Esad'ın gitmesindeki ısrar
Küresel ve bölgesel güçler kendi çıkarları peşinde
Suriye'deki dengeler değişti
Sınır ihlalleri ve Suriye politikası


10 Ekim 2015 Cumartesi 00:00

Türkiye'nin Suriye politikası, Esad yönetiminin gitmesi, Suriye'nin bütünlüğünün korunması, kuzeyde kesintisiz bir Kürt koridorunun oluşumuna engel olunması şeklinde belirlenmiş, uygulamalar buna göre düzenlenmiştir. Bu politika, Esad yönetiminin gitmesi hariç, ulusal güvenliğimiz açısından uygundur.

Esad'ın gitmesindeki ısrar

Türkiye, Esad yönetiminin gitmesini, insan haklarının ihlali, kötü ve zalim yönetim, demokrasi çerçevesinde değerlendirmektedir. Bu konuda ısrarlıdır. Ancak bunda, mezhepsel yaklaşımların rol oynadığına ilişkin bir algı da bulunmaktadır. Fakat bu ısrarın, Türkiye'nin güvenliği ve ulusal çıkarlarıyla uyum sağladığı söylenemez.

Hangi yönetim olursa olsun, komşumuzun bütünlüğü ve yönetimin ülke üzerindeki kontrolü, dağınıklık ve kaostan iyidir. Ülke sizin ulusal güvenliğinizi tehdit etmiyorsa bir sorun olmaz, ancak düşmansa, en azından muhatabınızı bilir, ona göre davranırsınız.

Esad yönetiminin gitmesi bize bir şey kazandırmayacaktır. Ancak bu politikadan dolayı, ulusal çıkarları Esad yönetimiyle birleşen ülkelerle ters düşülmesi bizi sıkıntıya sokar. Özellikle bu ülkelerin küresel ve bölgesel güç olması, onlarla kurulan başta enerji olmak üzere ekonomik bağlantılar ve onların bölgede etkinlik kurma çabaları sıkıntıyı daha da artırır.

Küresel ve bölgesel güçler kendi çıkarları peşinde

ABD ve Batı, IŞİD'in kendi tasarladıkları sınırlar dışına çıkmasını istememektedir. IŞİD sınır dışına çıktığında, kuzeydeki Kürt oluşumunun engelleneceğini ve El Kaide benzeri terörün kendilerine kadar uzanabileceğini düşünmektedirler. IŞİD'le mücadeleye terörle mücadele çerçevesinden bakılmakta, bu nedenle IŞİD'le mücadeledeki koalisyona yapılacak katkılar kabul edilmektedir.

ABD, IŞİD'e müdahalesinde PYD'nin hava destek unsuru gibi hareket etmektedir. PYD'yi, PYD'nin içinde olan ve onu takviye eden PKK'yı müttefik olarak kabullenmektedir. ABD'nin, çıkarını, bölgede bir Kürt devleti kurulmasında gördüğü inkâr edilemez. Bu yaklaşımın sebebi, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'da etkinlik sağlama ve İsrail'in güvenliğini teminat altına alma düşüncesidir. Bu nedenle, Esad yönetiminin meşruiyetini kaybettiğinin söylenmesine rağmen, yönetimin gitmesini bir öncelik olarak görmemektedir.

Rusya ise Suriye'nin, sebepleri geçmişe dayanan bir müttefikidir. Suriye krizinin başından beri Esad yönetimine politik, ekonomik, askeri ve diplomatik desteğini sürdürmektedir. Suriye'yi Doğu Akdeniz ve Orta Doğu stratejisinin ve çıkarlarının ayağı olarak kabul etmekte, Tartus'taki deniz üssünün devamlılığının, ancak Esad yönetimiyle olacağına inanmaktadır.

İran da Suriye'yi, Akdeniz'e açılan bir müttefiki, Irak'la birlikte oluşturduğu Şii ittifakının ve Orta Doğu'da sağlamaya çalıştığı etkinliğin bir parçası olarak görmektedir.

Bu durumda, küresel ve bölgesel güçlerin politikalarını ve davranışlarını kendi çıkarları doğrultusunda gerçekleştirmeye çalıştıkları aşikârdır.

Suriye'deki dengeler değişti

Suriye yönetimi, varlığını devam ettirebilme mücadelesindedir. Ancak sadece batı bölgelerinde ve Şam dolaylarında kontrol sağlayabilmektedir. Rusya'nın ve İran'ın desteği, Suriye yönetiminin ayakta kalmasına yetmediğinden, Suriye yönetiminin de davetiyle Rusya, doğrudan müdahale etmeye başlamıştır. Bunun hazırlık ve yığınağını da önceden yapmıştır. Operasyonların asıl amacı Esad rejimini korumaktır. IŞİD, Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi için iyi bir bahane teşkil etmiştir.

Müdahalenin IŞİD'le mücadele kapsamında yürütülmesi gerekirken, yönetime muhalif unsurlar da hedef alınmaktadır. Müdahale, IŞİD'le mücadele eden Kürt gruplarına da yaramaktadır. Ancak ABD ve Batı, Rusya'nın bölgede etkinlik gösteren bir aktör olmasından hoşnut değildir. Suriye'de dengeler değişmiş durumdadır.

Sınır ihlalleri ve Suriye politikası

Rusya bu müdahalede Türkiye sınırında ihlaller yapmaktadır. Uçaklarımız taciz edilmektedir. Bu durum, Türkiye tarafından tepkiyle karşılanmış, çeşitli uyarılar yapılmıştır. Ancak NATO ve müttefiklerin, PKK terörüne göstermedikleri tepkiyi burada göstermeleri, Suriye krizi çıktığında Patriotlar konusundaki isteksizliği de dikkate alındığında, sanki kraldan fazla kralcı bir tutum içine girdikleri intibaını yaratmaktadır. Rusya'ya karşı hoşnutsuzluklarını Türkiye üzerinden sergilemeye çalıştıkları anlaşılmaktadır.

Suriye füze radarlarının, Rusya'nın müdahalesinden güç alarak şımarıklık içinde, Türk uçaklarını taciz etmeleri de kabul edilemez. Güvenliğimizin doğrudan tehdit edilmesi durumunda her şey göze alınmalı ve gerekli cevap verilmelidir. Ancak Rusya'nın Türkiye'nin tepkileri karşısındaki yumuşak tutumu ve Rusya'yla olan bağlantılarımız dikkate alındığında, konuyu fazla tırmandırmanın doğru olmayacağı değerlendirilmektedir.

Türkiye'nin Suriye politikasını, geç kalınmış olmasına rağmen, süratle yeniden gözden geçirmesine ve reel politik çerçevesinde yeni dengelere göre pozisyon almasına ihtiyaç bulunmaktadır.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/


a45UyF587661-151010114517 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/10/10  15:10 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Aradigini bilmeyen buldugunda anlayamaz.

Konfucyus - M.O 551 ? 479

Adil olmayan, zalim olan bir Musluman kesinlikle iyi bir Musluman degildir.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Turkiye de Bilim Neden Ilerlemiyor

24 Temmuz 2013

Gectigimiz gun otobus beklerken aklima bir soru takildi. Sizce Turkiye de bilim neden ilerlemiyor? diye sordum duraktakilere. Kimseden cit cikmadi. Bir kez daha sordum. Yine cevap gelmedi. Anladim ki insanlarin bu konuda en ufak bir fikri yok. Oturup ulkemizde bilimin onunde ne gibi engeller var, onlari yazdim.

1- Cografi kosullar: Kabul etmeliyiz ki Turkiye engebeli bir cografyaya sahip. Gun icinde habire yokus inip cikiyoruz. Dusunun ki laboratuvar evinizden daha yukarilarda bir yerde. Oraya gitmek icin o bayiri cikmak zorundasin. Pek cogumuz boyle bir durumda Amaan kim cikacak o yokusu, bugun de bilim yapmayivereyim! der. Oysa ki bir Hollandali evinden laboratuvara kosarak gider cunku yol dumduzdur. Duz ulkede herkes bilim yapar.

2- Kiskanc kadinlar: Maalesef Turk kadininin kiskanc yapisi da bilimin onunde engeldir. Gectigimiz gunlerde bilimsel bir arastirma icin laboratuara kapanayim dedim, kiz arkadasim burnumdan getirdi. Ben tam deney tuplerini isitirken habire telefon caliyor, mesajlar geliyor Nerdesin sen?, kim var yaninda diye. En sonunda lanet olsun deyip deney tuplerini kirdim.

Deneyin ortasinda insan rahatsiz edilir mi? Arsimet suyun kaldirma kuvvetini bulurken iceri biri girseydi ne olurdu hic dusundunuz mu? Ben soyleyeyim, rezil olurdu. Cunku banyodaydi. Bugun gemiler suyun ustunde batma korkusu olmadan gonul rahatligiyla yuzuyorsa bunda Arsimet in bizlere asiladigi guven

3- Kilik kiyafetine dikkat etmeyen ogrenciler: Bu ogrenciler akademisyen ve bilim insanlarinin vaktini calmaktadir. Pek cok bilim insani bulus yapmak yerine kampus kapisinda bu ogrencilerin iceri girmesine engel olmak, hatta onlari kameraya cekmekle mesgul. Yazik degil mi o bilim insanlarina? Bilim uretecekleri vakitten caliyorsunuz. Bu ogrenciler derhal kiyafetlerine cekiduzen vermeli.

4- Bati nin acayip ilerlemesi: Bati son 200 yilda cok fazla ilerledi. Oyle boyle degil, asiri ilerledi. Bir yerde durur dedik, hayir, gene ilerledi. Tam bir tur bindirme soz konusu. Insanin ister istemez sevki kiriliyor. Biraz musaade etseler, soyle bir 5-10 yil hicbir sey yapmadan bekleseler olmaz miydi? Maalesef bu vicdan Batililarda yok. Oysa ki biz onlari tam 500 yil bekledik.

Tabii cok ilerleyince anlamsiz mevzulara yuklenmeye basladilar. Batili bilim adamlari simdi de i$ik hizini gecmeye calisiyorlarmis. Sizce de biraz abartmadiniz mi? I$ik hizi neyinize yetmiyor anlamis degilim. Bir yere mi yetiseceksiniz? I$ik hizi bence gayet iyi. Buyuklerimiz bize aza kanaat etmeyi ogretti. Bence siz de yetinmeyi bilmelisiniz.

5- Bilim insanlarinin maaslari cok yuksek: Bugun bir akademisyen maasi bin 500-2 bin liradan basliyor. Siz onlara bu kadar para verirseniz har vurup harman savururlar. Bence hic maas verilmemeli. Bulusu getir parayi gotur , Uc bulus yapana aylik akbil bedava gibi kampanyalar bilim insanlarini gayrete getirecektir. Neymis, kendilerini gelistirmek, Bati daki gelismeleri takip etmeleri icin paraya ihtiyaclari varmis... Ne gerek var ki? Neyini takip edeceksin, adamlar asmis diyorum.

6- Iklim kosullari: Iskandinav ulkelerinin gelismis olmasi soguk iklimle alakali. Onlar su an serin serin otururken burada kavurucu bir sicak var. Bu sicakta insanin bilim yapasi gelmiyor ki... Deney icin tup isitsan Kapat la sunu derler.

Norvecli bilim adami aciyor laboratuvarin pencerelerini, iki taraftan esiyor efil efil. O ortamda herkes bilim yapar. Biz burada pencereyi actigimizda iceri adeta alev giriyor. 10 yillik AKP iktidarinda sicaklarin arttigini da not dusmek lazim. Yoksa unuturuz. Benim boyle bazen aklima bir sey geliyor, bir yere not etmeyince hop aklimdan cikiveriyor.

AKP oncesi yazlari sicak ve kurak, kislari soguk ve yagisli gecen bir ulkeyken artik yazlari ateste kavruluyoruz. Sokakta deve gorsek sasirmayacagiz. Gittikce Ortadogu ulkelerine benzedigimizin farkindayizdir umarim. Buna sessiz kalamayiz, Turkiye Katar olmayacak.

http://beyinsizadam.net/turkiyede-bilim-neden-ilerlemiyor/
lukasaluka@gmail.com



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder