Vikipedi : Cadılar Bayramı
Başlığın diğer anlamları için Cadılar Bayramı (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Cadılar Bayramı için özel olarak oyulmuş ve içine mum yerleştirilmiş bir balkabağı
Cadılar Bayramı, her sene 31 Ekim'de[1][2] kutlanan, Pagan ve sonrasında Hristiyan kökleri olmasına rağmen[2] günümüzde seküler bir kutlama halini almış[1] bayram. Çocukların genellikle korkunç kostümler giyerek kapı kapı dolaşıp şeker, meyve ve diğer hediyeleri topladığı bir bayramdır. Diğer Cadılar Bayramı kutlamaları arasında maskeli balolar, korku filmi seansları ve perili olduğuna inanılan evlere düzenlenen geziler sayılabilir.
Cadılar Bayramı bazı belli başlı Batı dünyası ülkelerinde kutlanır. Amerika'da oldukça büyük ve görkemli bir festival olan Cadılar Bayramı, Amerikan kültürünün etkisiyle diğer Batılı ülkelerde de yaygınlaşmaktadır.[3] Popülaritesi Türkiye gibi ülkeleri de etkilemiştir.
Cadılar Bayramı; Anglosakson dünyasında ve başlıca Batılı ülkelerde "Halloween" olarak adlandırılır. Bu sözcük All Hallow's Eve (Azizler Günü'nün arifesi) kavramından kısaltarak, oluşturulmuştur.[2]
Cadılar Bayramı münasebetiyle korku teması ile süslenmiş bir bahçe
Cadılar Bayramı'nın kökeni antik Britanya'da pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivali'dir.[1] Keltler 1 Kasım'ı yazın bitişi, kışın başlangıcı kabul ediyorlardı. Samhain kelimesinin kökeni Eski İrlandaca sam (yaz) ve fuin (son) sözcüklerine dayanır.[4] Bu tarihte sürüler yaylalardan dönüyor, toprak ağaları ile arazi kira sözleşmeleri yenileniyordu. Bu günde ayrıca ölülerin ruhlarının geçmişte yaşadıkları evleri ziyaret ettiğine inanılıyordu. Tepelerin üzerinde, evlerdeki ocakları tutuşturmak ve aynı zamanda kötü ruhları uzak tutmak için büyük ateşler yakılıyordu. İnsanlar, ortalıkta dolaştığına inandıkları ruhlara tanınmamak için maskeler takıyor, kostümler giyiyorlardı. Bu gelenekler nedeniyle Samhain festivali zamanla cadılar, goblinler, periler ve iblislerle özdeşleşti.[1]
Yaz sonu Keltlerde aynı zamanda evliliklerin gerçekleştiği, ölülerin kutsandığı ilahî bir dönemdi. Romalılar 1. yüzyılda Kelt topraklarını fethettiklerinde, kendi ölüm festivalleri Feralia ve hasat festivalleri Pomona'yı Samhain ile birleştirdiler.[1]
7. yüzyılda Papa IV. Boniface 13 Mayıs'ta kutlanan Azizler Günü'nü -muhtemelen pagan festivalinin yerini alması için[1]- 1 Kasım'a taşıdı. Azizler Günü'nün arifesi (31 Ekim) kutsal kabul edildi ve Batılı dillerdeki Halloween (holy evening/kutsal akşam) adı buradan geldi. Ortaçağın sonlarında seküler kutlamalar ile Hıristiyan bayramı kaynaştı. Avrupa'daki Reform hareketleri esnasında, özellikle Protestan Hıristiyanlar arasında, Cadılar Bayramı kutlamaları neredeyse son buldu; Britanya'da ise seküler bir bayram olarak kutlanmaya devam etti.[1]
Amerika'ya yerleşen ilk kolonilerde -pek çok bayram gibi- Cadılar Bayramı da yasaklandı.[1] Bununla birlikte 1800'lü yıllarda, Cadılar Bayramı'ndan öğeler taşıyan bir hasat bayramı kutlanmaya başlandı. 19. yüzyılda başta İrlandalılar olmak üzere Britanya'dan Amerika'ya göçen çok sayıdaki göçmen Cadılar Bayramı kostümlerini beraberlerinde getirdiler ve Cadılar bayramı ABD'deki başlıca çocuk bayramlarından biri haline geldi.[1]
İsveç'te Azrail ve cadı kostümü içerisinde kapı kapı dolaşarak şekerleme ve harçlık toplayan çocuklar.
Cadılar Bayramı'nın sembolü gülen bir balkabağıdır. Balkabağının içi boşaltılarak gülen bir surat şeklinde oyulduktan sonra içinde bir mum yakılarak şeytani bir surat oluşturulmaya çalışılır.
En yaygın olarak tüketilen şekerleme, elma şekeridir. Çocuklar korkunç kıyafetler giyerek kapı kapı gezerler ve ev sahiplerine "Şaka mı, şeker mi?" diye sorarlar. Ev sahibi "Şaka!" derse çeşitli muziplikler yaparlar. Büyükler çocuklara şekerleme ikram ederler veya harçlık verirler. Bu uygulamanın kökeni geçmişte Britanya'da yoksulların kapı kapı dolaşarak "ruh keki" toplaması geleneğidir.[1]
Yetişkinler genellikle Cadılar Bayramı'na en yakın hafta sonunda kıyafet baloları düzenlerler. Bu partilerde misafirler cadı, hayalet veya korku filmi karakteri gibi korkunç kostümler giyerler.
Muhafazakar Hristiyanlar, özellikle tutucu protestanlar, genelde Cadılar Bayramı'nı kutlamazlar ve yanlış bulurlar.[5][6]
Kaynakça
-
^ a b c d e f g h i j "Halloween." Encyclopædia Britannica Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2012.
-
^ a b c "Halloween." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
-
^ Halloween: Another gift from the USA northerndailyleader.com.au
-
^ "Samhain." Online Etymology Dictionary. Erişim: 3 Kasım 2013.
-
^ Billye Dymally: Halloween. Satan's New Year. Infinity Publishing, West Conshohocken PA 2006, ISBN 0-7414-3387-7. Kele Gershom: Halloween. Counterfeit Holy Day. Fisherman Publishing, s. l. 2005, ISBN 0-9772425-0-1. Steve Russo: Halloween. What's a Christian to Do? Harvest House Publishers, Eugene OR 1998, ISBN 1-56507-851-9.
-
^ Lint Hatcher: The Magic Eightball Test. A Christian Defense of Halloween and All Things Spooky. Eigenverlag, Lulu Press 2006, ISBN 1-84728-756-5.
a45UyF587661-151031093510 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/10/31 09:35 1 39 undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com
Yoresel casus, bir bolgede yasayan kisilerden haber alma hizmeti almaktir
Sun Tzu
Hanimlarindan Aise, Muhammed e soyle diyor:
- Ma era (ura) rabbeke illa yusariu hevake (1)
Nedir bu sozun Turkcesi?
Iste dini cevrelerden uc ceviri:
Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdigini goruyorum (2)
- Rabbin suphesiz senin dilek ve arzunu geciktirmeden derhal gerceklestirir (3)
- Rabbin Teala (kadinlarinin degil) ancak senin arzunun tahakkukuna musaraat ediyor (4)
1- Bkz.Buhari, e s Sahih Kitabu t-Tefsir/33/7, Kitabu n-Nikah/29; Diyanet Yayinlari ndan Tecrid, hadis no.
1721; Muslim, e s-Sahih, Kitabu r-Rida /49, hadis no.
1464; Ibn Mace, Sunen, Kitabu -n- Nikah/57, hadis no.
200; Ahmed Ibn Hanbel, 6/134, 158.
2- Ahmed Davudoglu, Sahih-i Muslim Tercume ve Serhi, 7/402
3- Haydar Hatiboglu, Sunen-i Ibn-i Mace Tercumesi ve Serhi, 5/495
4- Sahih-i Buhari Muhtasari Tecrid-i Sarih Tercemesi, hadis no.
1721, ceviren Kamil Miras, Diyanet Yayinlari ndan.
AKP Mitinginde Bir Monser
26 Mart 2014
Bu yaziyi belli bir elitlik seviyesindeyseniz okuyun, degilse lutfen reklamlara tiklayip gidin.
Ote yandan beni gozlemlerimi yazmam icin cesaretlendiren yazinin linki su:
http://sarapvepeynir.blogspot.com/2014/03/akp-mitinginde-bir-capulcu.html
Gectigimiz gun AKP nin Yenikapi mitingine gittim. Ne isim vardi benim AKP mitinginde?
Bu soruyu soran sadece ben degilim, goruslerimi bilen herkes ayni soruyu soruyor. Gumushane den enistem bile arayip orada ne isim oldugunu sordu. Ona cevabim su oldu: SA-NA-NE!!!!
Ama size cevabim bu olmayacak. AKP mitingine gittim cunku halkimin selametini dusunuyordum. Dedim ki, eger halkin arasina karisirsam, onlardan biriymisim gibi davranirsam ne kadar cahil ve seviyesiz olduklarini daha yakindan gorur ve onlari ne kadar cahil ve seviyesiz olduklari konusunda ikna edebilirdim.
Elbette bu, yani onlardan biri gibi davranma meselesi, sandigim kadar kolay olmadi. Mitingde dikkat cekmemek adina annemin yer bezi olarak kullandigi eski gomlegimi giydim. Ustune de uzerinde tepinerek utusunu bozdugum lacivert bir ceket gecirdim. Ama hem gomlek hem de ceket Vakko dan oldugu icin, fotografta gorundugu gibi, en ufak sekilde bozulmadi bile. Saclarimi ozenle dagittim, tuvaletten sonra elimi yikamadim ve biraz yerde yuvarlanmak suretiyle ustumu basimi toz icinde biraktim. Yeterince kotu kokmadigimi, bu sekilde dikkat cekecegimi fark edince tisortume bir miktar da sarimsak surdum. Artik cikmaya hazirdim.
Taksi ile Yenikapi ya gittim. Aslinda halktan biri gibi gorunme adina belediye otobusune binmis ama dayanamayip bir durak sonra kufrederek inmistim. Rahat bir yolculuk oldu.
Miting alani gercekten cok kalabalikti. Dikkat cekmemek adina yere tukurup bir iki gegirdikten sonra miting alanina girdim.
Oncelikle bu kitleden biraz bahsetmek lazim. Kim bu 1 milyon insan?
Onlar gormezden geldiklerimiz... Evet, hani bugune kadar gozumuzun onunde olan ama gormezden geldigimiz, olu taklidi yaparsak gider dedigimiz insanlar var ya, hani farkina varmadigimiz, hani iki kelime konusmaktan $ikildigimiz, hani uc cumle konusunca bayginlik gecirdigimiz...
Iste onlar...
Cocugumuzun bakicisi Sermin Abla...
Sitemizin guvenlik gorevlisi Mustafa...
Tekstil atolyesinde 12 saat sigortasiz calisan Makbule...
Annesi Behiye...
Kardesi Murat...
Kayinbiraderi Hulki...
Eltisi Atiye...
Iski den emekli Muslum amca...
Onlar iste...
Bir CV si olmayan insanlar... Insan usenmeyip bir seyler yazar degil mi? Yazmiyorlar. CV leri yok, anlatabiliyor muyum?
Onlar birbirleriyle konusmayan insanlar... Aralarinda Afrika yerlileri misali tuhaf sesler cikararak anlasiyorlar. Birinin hi dedigini duydum mesela, efendim demekmis, oburu iiih dedi, istemiyorum anlamina geliyormus. Sevindiklerini zaman bizim alkis dedigimize benzer tuhaf bir el cirpma hareketi yapiyorlar. Uzuldukleri zaman iyice kuculuyorlar.
Onlar yanlarinda tek bir gazete tasimayanlar. Evet hicbirinin koltugunun altinda tek bir, bakin tek bir diyorum, tek bir gazete yok. Ikiyi ucu gectim, tek diyorum, yok. Onlar telefonla internete baglanmayanlar, twitter mwitter kullanmayanlar, RT nedir bilmeyenler, FAV dan haberi olmayanlar, DM den yurumeyi hic tatmamis olanlar, interaksiyonun bereketini yasamamis olanlar...
Onlar yorgun bacaklar, nasirli eller. Neutrogena derinlemesine bakimdan haberi olmayanlar, Dove kremi gorse uzerlerine surup yagli gures yapacak olanlar...
Onlar beslenemedikleri icin boyu benden kisa olanlar... En son Japonya ya yaptigim elit seyahatte bunu yasamistim. Ama onlarin gozler cekik oldugu icin gene sempatiklerdi. Bunlar boyle, tovbe Tanrim, cuce gulyabaniler gibi, 1 otuz boylari hepsinin. Japonlarinki genetik ama bunlarinki opera seyretmedikleri icin, kla$ik muzik dinlemedikleri icin kisa kalmisti. Fark edilmemek icin biraz egilmek zorunda kaldim.
Otobusle geliyorlar cunku arabalari yok cogunun...
Olsa da benzine paralari yok...
Olsa da nasil calistiracaklarini bilmiyorlar...
Nasil calistiracaklarini bilseler de ayaklari gaz pedalina yetismez. Cunku kisalar.
Nerede ise tamami geldikleri ilce teskilati tarafindan saglanan anlik veya devamli yardima muhtac... AKP Esenler teskilati karti tasiyan bir genc elinde biberonla insanlara su iciriyor ve bir yandan da agizlarina ekmek sokusturuyordu, onlari en azindan miting suresince hayatta tutmaya calisiyordu. Muhtemelen pek cogu mitingden sonra olmustur.
Bunlar bizim Makarnaya, bulgura oyunu satiyorlar! diye kizdigimiz, asagiladigimiz, yeri geldiginde bir iki tokat caktigimiz, dersini almazsa uzerlerinde sigara sondurdugumuz insanlar.
Ama o makarna oyle degerli ki onlar icin. Kendi onunla doyuyor, cocugunu onunla doyuruyor. Bizim gibi Nusret te yemiyor, steak den haberi bile yok. Birine yaklasip Hanimefendi surada yarimsar porsiyon kofte yer miyiz? dedigimde uzayli gormus gibi bakip benden uzaklasmasi bundandi. Oysa makarna deseydim tipis tipis gelecekti.
Makarnanin neden onlar icin bu kadar onemli oldugunu nerden mi anladim? Yanimda getirdigim bir liralik simit ve 50 kurusluk suya yutkunarak bakmalarindan. Resmen icime duseceklerdi, dudaklarini dilleriyle islatip yalvaran gozlerle bakiyorlardi. Simitten bir parca koparip havaya attim, ortalik birbirine girdi, size su kadarini soyleyeyim, en son bu sahneyi Uskudar-Eminonu hattinda martilarla yasamistim. Pet sisemden de avucuma bir miktar su alip yuzlerine serptim, bu onlari bir sure idare ederdi.
Yalniz bayanlara karsi cok kibarlar. Yoldan bir kadin gectiginde kafasina bir tane gecirmek yerine yol falan veriyorlar. Beni en cok sasirtan bu oldu.
Dunyadan haberleri yok, Roma da moda haftasi baslamis umurlarinda degil, Londra da insasi devam eden opera binasinin iki senedir hala bitmemesini tinlamiyorlar.
Selfie nedir bilmiyorlar. Birine hocam bir selfie alalim mi soyle hep beraber dedigimde sen al, ben yanimda ekmek getirdim diyecek kadar en onemli olaylardan bihaberler. Selfie yi bir cikolata markasi, yahut bir yiyecek turu zannediyorlar. Neden? Cunku ben uykumdan feragat edip gecenin bir yarisi Oscar odul torenini izlerken bu amcamiz aksam 10 da tavuk gibi uyumustur da ondan. O ozel gecede ben dakikalari sayarken, Ellen in cektigi fotografla buyulenirken bu amca ruyasinda makarna goruyordu da ondan.
Derken Tayyip geliyor. Helikopterle once alanin uzerinde bir tur atiyor, sonra asagiya emirler yagdirmaya basliyor, saflari $iklastiralim, arkada bos yerler var gibi. Eski imam-hatipli ve IETT calisani oldugu icin bunlar normal. Normal olmayan ise bu insanlarin bu kadar itaatkar olmasi. Adam gokyuzunden emir veriyor, bunlar uyguluyor. Vay be dedim kendi kendime, bu kitle asagilanmayi cok seviyor. Hemen test etmek icin yanimdaki amcaya naber lan ibis dedim, soyle bir dondu bakti, nasil gidiyo lan dumbuk deyince uzerime yurudu ve kacmak zorunda kaldim. Belli ki baska bir partinin ajaniydi, yoksa hosuna giderdi.
Peki bu insanlar neden mi boyleler? Cunku yonlendirilme disinda alternatifleri yok. Hayatlari boyunca talimat aliyorlar. Ali copu at, Hatice yerleri sil, Memduh boslari al... Ac kalmamak adina itaat etmisler. Oysa ben kimseye itaat etmem, annem copu dok dediginde, masallah benden saglamsin git kendin dok, derim. Hemen dokmem yani, bir sorgularim, irdelerim, once bir miktar kla$ik muzik dinlerim. Boylece uzun boylu ve elit bir insan olurum.
Sonuc:
Bu mitinge katilanlar cahil ve seviyesiz insanlar, boylar bir otuz, fakirler ve ancak disaridan yardimla hayatta kalabiliyorlar. Cok buyuk bir maceraya girdim ama cok onemli bir ders cikardim: Onlarla iletisim kurmamiz gerekiyor. Biliyorum iki cumle sonra $ikiliyoruz ama lutfen onlarla konusalim ve onlara ne kadar cahil ve seviyesiz olduklarini soyleyerek kendi partilerimize oy vermeye cagiralim. Bunu basarabiliriz.
http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder