26 Ekim 2015 Pazartesi

Nuriye Akman : Amy Winehouse'un aynasında Türkiye'yi görmek

Nuriye Akman : Amy Winehouse'un aynasında Türkiye'yi görmek

Güncel politikayı izleme zorunluluğu düşünme tarzınızı etkiliyor. Farkına varmadan hayatın başka alanlarına da genelgeçer kalıplarla bakıyorsunuz.

Kafanız gündem dayatması "O ne dedi, beriki ne yaptı, ötekinin muhtemel eylem planı, şöyle olursa oh olur, böyle olmazsa vah halimize" gibi meraklarla kirleniyor. Kitaplar, sergiler, filmler, konserlerin uyandırdığı duygu ve düşünceler bile memleketin acıklı manzarasına monte ediliyor.

Bu ruh halinin son örneğini caz müziğinin eşsiz sesi Amy Winehouse belgeselini izlerken yaşadım. Normal şartlarda sinemadan acıklı bir hayatın buruk tadıyla çıkılırdı. Ama bu kez dört yıl önce ölen Amy'nin yeme bozukluğu, uyuşturucu, alkol ve özensiz ilişkilerle heder olan hayatını Türkiye ile özdeşleştirmekten kendimi alamadım. Üstelik caz gibi seçkin bir müziğin, bizim topluma mal olmamış bir yıldızın hikâyesi bu.

Hatırlayanlar vardır; Amy ölmeden önceki son konserini İstanbul'da verecekti. Fakat bir önceki Belgrad konserine ayakta duramayacak denli sarhoş çıkıp yerlere kapaklanıp ancak birkaç dize mırıldanabilince İstanbul turnesi iptal olmuştu. Amy'nin o korkunç gece sahnede "benim ne işim var burada" dercesine kollarıyla kendine sarılışındaki çaresizlik ve şefkat talebi hafızalara kazınmıştı.

Sadece icracı değildi Amy, kendi şarkılarını yazan bir sanatçıydı ve maalesef blumia hastasıydı. Aşırı yeme ataklarını kusmayla sonlandırıyordu. Sergilemekten çekinmediği olağanüstü zayıf bedeni ile ülkemizin şu anki kırılgan, hastalıklı hali arasında benzerlik kurduğumu hayretle fark ettim. Gözümün önüne tamamen istemsiz şöyle bir sahne geldi:

Son yılların hesapsız kitapsız icraatlarıyla dolu devasa bir sofra. Yedikçe yiyen ancak hiçbirini sindiremeyip mecburen dışarı çıkaran ve fakat kirlenen ortamı temizlemeden tepeleme dolu yeni tabakları önüne çeken kalabalıklar ve sonra yine boşaltım işlemi… Gitgide bedensel ve beyinsel çelimsizleşme…

Amy'nin alkol ve uyuşturucu bağımlılığı da uzun süreye yayılmış bir intihar içgüdüsüyle, sözün ve eylemin en kötüsüne tiryaki kesilen insanlarımızı hatırlattı. Madde kullanmaksızın yaşayamayanlarla mana eksikliğiyle kafaları güzelleşenleri aynı trajik sonun beklediği açık. Gel de hüzünlenme.

Amy'nin erkek arkadaş seçimlerindeki hatalarla ana baba ilgisizliği ölüme erken gidişinde rol oynamış. Türkiye'nin kendisini uçuruma sürükleyen kimi güçlerle tehlikeli dostluklar kurması, akil beyinlerin sorun henüz tohum halindeyken uyuması, uyarı görevlerini dikenler yeşerdiğinde yapanların susturulması… Geliyorum diyen bombalar, freni patlayan hukuk, çivisi çıkan kurumlar, kuruyan vicdanlar… Beyin dalgalarınız ister istemez genç kadının trajik öyküsünden sıçrayıp ülkenizin fotoğrafına çerçeve oluyor.

Son olarak müzik endüstrisi ve medyanın starlara yüklediği ağır yükler, kendi çıkarları uğruna onları kurban edercesine hem besleyip hem kırbaçlayarak şaşkına çevirmesi Amy örneğinde yolunuza kırmızı ışık yakıyor. Müziğin ve medyanın para babaları yerine savaş baronlarını koyup, politik şöhretlerini koruma ve pekiştirme adına bu vahşet sever düzenin piyonları olan bedbahtları düşünüyorsunuz.

"Altın yumurtlayan tavuk"tu Amy, ne istiyorsa onu yapmasına izin verildi. Kimse "uyuşturucu ve alkol almaya devam edersen seni sahneye çıkarmayız" demedi. Rehabilitasyonda çok gecikildi. Belgesele koymamışlar ancak onu anlatan kitaplardan öğreniyoruz ki hastanedeyken bile ölümcül alışkanlığını tatmin için bazı kapılar açık tutuldu. Müzik hayatının tek ereğiydi oysa, belki de mükemmel yaptığı yegane şey. İşin bu yönü de benziyor bize. Hata üstüne hata yapıp toplumu terörize edenler bu yolun çıkmazlığını görseler bile kendilerine hakim olamıyorlar.

İngiliz sanatçı, seçimlerini hayatıyla ödedi. Bizim hikâyemizi daha korkunç yapan, benzer tercihlerde bulunanların kendileriyle birlikte toplumu da yok etmesi. Amy yatağında yalnız öldü, onu fetüs pozisyonunda buldular. Bizlerse meydanlarda ölüyoruz, parçalarımızı zor topluyorlar.


a45UyF587661-151026131348 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/10/26  13:10 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Zaman zaman yanilgiya dusmuyorsaniz, girisimde bulunmuyorsunuz demektir.

PETERS

Muslim (261/875), hadisin birden cok tarikine de isaret ederek hadisi tahric etmistir.
Yahya b.
Yahya (226/841)- Malik- Abdullah b.
Ebi Bekr (135/752) - Amra (98/716)
- Aise (58/678) (r.a.) soyle demistir:
Bilinen on emzirmeyle evlenmenin haram olacagi (konusundaki ayet), Kur an kapsaminda inzal olunanlar arasindaydi.
Sonra bu, bilinen bes emzirme ile (evlenmenin haram olacagini bildiren) ayetle neshedildi.
Onlar Kur an icinde okunmaktayken Rasulullah (s), vefat etti [Rada , 24 (1452), II, 1075;]

Universite Tercihini Dogru Duzgun Yapin

24 Temmuz 2013

Yavas yavas universite tercih donemine yaklasiyoruz. Tercih yaparken dikkat etmeniz gereken bazi hususlar var. Oncelikle kataloglara sakin aldanmayin. Bir universite katalogunun iyi olmasi onu hazirlayan reklam ajansinin iyi oldugu hakkinda fikir verebilir, universitenin degil.

Maalesef pek cok universitemiz Slav irkindan mankenler getirtip cimlere yayilmis ders calisan ogrenci pozu verdirterek kataloglara koyuyor. Binlerce masum liseli de bu fotograflara aldanip o universiteleri tercih ediyor. Ama okula gelip o kizlari bulmak istediklerinde husrana ugruyorlar cunku onlar muhtemelen o sirada baska bir universitenin katalog cekimlerinde.

Zaten dikkatli bakarsaniz o resimlerdeki inanilmaz mantik hatasini gorebilirsiniz. Guzeller guzeli bir kiz elinde deney tupu guya laboratuvar dersinde... Boyle bir sey mumkun mu? O guzellikte bir kiz deneyle falan ugrasmaz, siniftaki herhangi bir erkege Canim su deneyi halledebilir misin, benim ojelerimi tazelemem gerekiyor demesi yeterlidir. Ben yillarca cok sayida kizin odevini, projesini yaptim, yeri geldi hocalara onlar adina not icin yalvardim. Ama karsiliginda hicbir sey alamadim. Hicbirine hakkimi helal etmiyorum, beni cok uzduler.

Gelelim hangi bolumu sececeginize. Asagidakileri okumadan bolum tercihi yapmayin.

FELSEFE

Bunlarin okula basladiktan bir iki sene sonra devreleri yaniyor. Birlikte misket oynadigim, komsunun bahcesinden erik caldigim cocukluk arkadasim yillar sonra bana evde salcali tost yaparken Acaba dunya diye bir yer aslinda yok mu, ya butun bunlar zihnimizde yarattigimiz bir yanilsamaysa dedi. Dunya var dedim. Kanitin ne? dedi. Tost yaniyor dedim. Bu bir kanit mi sence? dedi. Abi tost yaniyor dedim. Ve tost yandi. Sacmasapan bir soru yuzunden yemegimizden olduk.

MUHENDISLIK

Bu bolumde kiz ogrenci sayisi sifir ile bir arasinda degisiyor. Bunu bile bile muhendislik secmek nasil bir mantiktir anlamis degilim. Universiteye niye gidiyorsun ki o zaman? Erkek liselerinde bile daha fazla kiz oluyor.

ULUSLARASI ILISKILER

ISMI gercekten cok havali. Ama duragan bir sektor oldugunu da kabul etmek gerekiyor. Diplomat olma hayalleriyle bolume gelenler mezun olduklarinda genelde babalarinin isine geri donuyor. Bunun sebebi gayet net: Yeni ulkeler kurulmuyor. Elbette zahmetli bir is, bunun bayragini milli marsini ayarlamak gercekten kolay degil. Cok az insan yeni bir ulke kurmaya girisiyor.

Tabiatiyla uluslararasi iliskiler mezunlari bosta kaliyor.

HEMSIRELIK

EN cok istedigim bolumdu. Ogrencilerin tamamina yakini kiz oluyor. Eger akrabalar Hangi bolumde okuyorsun? diye sorduklarinda biraz utanmayi bastan kabul edersen guzel bir egitim hayati seni bekliyor. Elbette mezun olduktan sonra hemsirelik yapmak zorunda degilsin. Erkekten hemsire olmaz. Gecen ay hastaneye yattigimda bana erkek bir hemsire verdiler, yemin ederim tiptan sogudum.

PSIKOLOJI

Bu bolumu sececeklere tavsiyem once bir p$ikologa gorunmeleri. Her sey aslinda sende bitiyor cumlesini kurmak icin dort sene dirsek curutmeniz gerekmedigini oracikta anlayabilirsiniz.

ISLETME

TIBBI bitirdiginizde doktor, muhendisligi bitirdiginizde muhendis, eczaciligi bitirdiginizde eczaci, isletmeyi bitirdiginizde ise mezun oluyorsunuz. Mezun olmak da son yillarda tek basina yeterli gelen bir vasif degil. Isletme ogrencileri genellikle girisimcilik kulubu kurarlar ve cogunun egitim hayati boyunca yaptigi tek girisim bu olur.

COGRAFYA

BIR grup cografya hocasinin issiz kalmamasi adina cografyanin hala bilimden sayilmasi beni uzuyor. Ben bu kadar yerinde sayan, gelisime kapali bilim gormedim. Diger bilimlerde bir bulus, bir beyin firtinasi olur ama cografyada degisen bir sey yok. Karadeniz de daglar denize yillardir paralel, Ege hala girintili cikintili ve Italya sakin bir sekilde cizmeye benzemeyi surduruyor. Yani cografyada hicbir sey degismiyor ama cografya hocalarinin maaslari surekli degisiyor. Bugun 2 bin liraya yakin maas aliyorlar. Cok yazik.

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder