CHP solcu seçmenlerin, MHP ise milliyetçilerin başı boş kalıp davulcu ya da zurnacıya kaçmaması için tepe yönetimi korsanlanmış, New York onaylı kadrolara teslim edilmiş mizansen partileridir dedim.
Sahtedir yani bir mizansen, bir tiyatrodur.
Mış gibi yaparlar.
Alt kadrolar, il ve ilçe teşkilatları elbette samimi, elbette bu partilerin seçmenleri samimi.
Ama tepe yönetimler korsanlanmış bir kere.
Bu fikre nerden ve nasıl mı vardım?
Önemli parlamento olayları, seçimlere hazırlık dönemleri, koalisyon görüşmeleri hep karşımızda.
Halk biliyor, CHP de MHP'de aslında iktidara hazırlıklı değil.
Solcular ve ben de korkuyorum, hasbel kader CHP iktidar olursa ve başarısız olursa sol bir daha yüzyıl belini doğrultamaz.
Keşke tek sorun bu olsa, CHP'nin solmuş gibi MHP'nin de milliyetçimiş gibi görünüp küresel oligarşiye işbirlikçilik yapmaya dayalı bir politik yönetim anlayışı sergilemeleri halkta bıkınlık, umutsuzluk yaratacaktır.
Aslında çoktan böyle de oldu.
Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
Nihat Genç: Sahte muhalefet sahte 'milli'…
3 Kas, 2015
Ey akılsız BEYİNSİZ muhalefet, okudum yazılarınızı, beş para etmezsiniz sahte'siniz.
Şöyle başlayalım: İtiraz'ın gücü ne zaman biter?
İtiraz edecek malzemeniz girdi'niz NİÇİN kalmamış.
Savunma mekanızması ne zaman çöker?
Çökmüşsünüz, savunacak kendi üretiminiz 'düşünce'niz kalmamış, anlaşılıyor ki hiç olmamış.
Kardeşlerim, psikolojiye giriş ilk derslerini yeniden hatırlayalım.
Bir kulağınıza 'para' kelimesi fısıldayalım diğer kulağınıza 'ırmak' kelimesini.
Ve size 'para' kelimesini fısıldadığımız kulağınızı duymayın deyip kulağınızı 'ırmak' kelimesine verin diye telkinde bulunalım.
Yani kulağınıza 'para' kelimesi fısıldandığı halde işleme sokmayın, duymayın, para kelimesine sağır kalın.
Evet, 'algı'nın şahikalar yaratan dersine girmiş bulunuyoruz.
Oralı olmamış sağır duymaz olsanız bile 'para' kelimesi istemdışı beyninize girer, işlemini yapar ve çıkar.
İradeniz dışı 'yönetilmek' buna denir.
Azıcık açalım, hipnoz bir nevi budur, kişinin iradesi dışı sisteme komutlar verilir, ve kişi komutlara uyar, ve kişi uyandığında, ben mi yaptım olamaz diye şaşırır.
SAHTE BEYİN NASIL ÇALIŞIR
Mesela hipnozda kişiye elin yanmayacak telkininde bulunursanız elinin acısını duymaz.
Hipnozsuz telkinsiz bir yaşam insana zor gelebilir, muhalefete daha zor gelebilir, hipnozsuz telkinsiz yaşamayı öğrenmek hepimize 'güç' gelebilir, ama bir BEYİN taşıyorsak, hipnozsuz telkinsiz kendi gücünün farkında bir beynimiz olmalı.
Başlayalım dersimize.
Sahte BEYİN nasıl çalışır, öğrenelim.
Bir mutfakta balık kızartacaksınız, ama yağ yok, hiç sevmediğiniz nefret ettiğiniz bir adam size 'yağ' verir, siz kulağınızı kapatsanız da işlem (mutfakta değil beyinde gerçekleşir) bu veriyi (yağı) kullanır kızartmayı yaparsınız…
Aynı beyinde, salata yapacaksınız, ama bıçak yok, nefret ettiğiniz yüzünü görmek istemediğiniz dışladığınız bir adam size bıçağı verir ve siz salatayı yaparsınız.
Ortada kızartılmış balık ve salata vardır, ancak, o mutfağa girin bir daha bakın, orada yağ ve bıçak yok.
Bu yüzden 'beyin' kızartmayı ve salatayı nasıl yaptığını açıklayamaz, çünkü ortada yağ ve bıçak yoktur.
Çünkü beyin sevmediği iğrendiği insanları ve nesneleri 'depolamaz'.
Yağ ve bıçak sadece bir 'işlem' için beyne girer ve işlemini yapıp tekrar kaybolur, o mutfakta istediğiniz kadar arayın yağı ve bıçağı bir daha bulamazsınız.
Ve o MEŞHUR BEYİN, sevmedikleri aletlerle işlem yapmayı (karar vermeyi) öğrenir.
Ve aynı BEYİNE gidip, kardeşim yağ yok bıçak da yok, hadi kızartma ve salata yap desek, o beyin, apışıp kalır.
Sağcı kitlelerle Cumhuriyet ve Sözcü Gazetesi aynıdır, yağı bıçağı güya sevmedikleri dışardan edinirler.
Ama hem sağcı kitleler hem Cumhuriyet Sözcü aynı mutfakta hayatını sürdürür.
Ve bu mutfakta yaşayanlara o yağı ve bıçağı sürekli tedarik edenler mutfaktakilere 'yağsız' ve 'bıçaksız' olduklarını hiç hatırlatmaz, yağsız ve bıçaksız bir BEYİN taşıdıklarını söylemez.
Yağ ve bıçak hep birileri tarafından veriliyorsa BEYİN tembelleşir.
İşte psikologlar duymak görmek işitmek istemediği insanlar tarafından kulağına fısıldanan ve hep dışardan tedarik edilen yağ ve bıçakla yaşayan BEYİNLERE 'sahte benlik' der…
Sahte benlik, mesela hipnoz anında kurulur, yoğun algı bombardımanlarında kurulur.
Bunlar SAHTE MİLLİ'dir.
ZAVALLI DURUMDALAR
Bir beynin kızartma ve salata için kendi malzemelerini kendi üretmesi gerekir.
İktidara sağ kitlelere her 'karar öncesi' kimler yağ ve bıçak tedarikinde bulunuyorsa aynı yağ ve aynı bıçakları 'muhalifler de' kullanıyor.
Açın Cumhuriyet ve Sözcü yazarlarını okuyun (bir iki isim dışında) beyinleri afallamış şaşkınlığa dönmüş çaresiz zavallı durumdalar.
Milli dediğimiz 'yerli' dediğimiz budur, bir BEYİN kendi malzemelerini kendi üretebilmeli.
Her büyük kararlar öncesinde sağ kitlelere de (güya) muhaliflere aynı 'malzemeler' veriliyor (PKK, bomba, çözüm.).
Korkunç olan sağ kitlelerin bu malzemelerle karar vermesi değil, dehşet saçan 'aydınların' da aynı malzemelerle karar oluşturması.
Aydınlar beyinlerine giren istemdışı 'malzemeyi' beyin işlemine tabi tutarsa, işi gücüyle çok meşgul ve algı bombardımanının ilk muhatabı halkın tutması çok normal.
Aydınlar muhalefet konuşabilmek argüman üretebilmek düşünmek için başka malzemeler bulacak.
Sevmediğiniz nefret ettiğiniz hatta dışladığınız insanların size sundukları yağı ve bıçakları kullandıktan sonra, ha sağ kitleler ha Cumhuriyet Sözcü, BEYİN aynı beyin.
Kardeşlerim daha müşahhas örneklersek, mesela, CHP'li oy veren kitlelere gidin, hiç birinin bugün mutfağında SEZGİN TANRIKULU ve Mehmet Bekaroğlu'nu bulamazsınız.
Hiçbiri zihninde Sezgin Tanrıkulu ve Bekaroğlu ismini depolamaz, tutmaz, hatta nefret eder hatta iğrenerek dışlar…
Ancak hepsi balığı ve salatalığı bu yağ ve bu bıçakla yapmışlardır!
Örnekleri siyasi kimlikler dışında sosyal olaylarla çoğaltabiliriz.
Saygıyla, sahte MUHALEFET!
Aziz Nesin'in 'yüzde altmışı ….' diye söylediği lafı kendine muhalif diyen aydınlar için güncelleyip söylemenin zamanı çoktan geçiyor.
Sayın Emin Çölaşan bey, biri Sarıgül'ü vermiş yemeği yapmışsın, biri Ekmeleddin vermiş yemeği yapmışsın, biri Sezgin Tanrıkulu'nu vermiş yemeği yapmışsın.
Şimdi mutfakta çaresizce ağlaşıyor bu yemek yine olmadı diye zavallıca meleşiyorsun.
Şu yemeği bir de kendi beyninizle yapmayı deneseniz, çok sevdiğinizi dilinizden düşürmediğiniz Mustafa Kemal Atatürk gibi.
Nihat Genç
Odatv.com
a45UyF587661-151103151112 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/03 22:00 1 39 undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com
En buyuk sayida insanin en buyuk mutlulugu ahlak ve yasamanin temelidir.
Jeremy Bentham
Bu ulkedeki yabanci askerler, Teskilat-i Milliye den bin kere daha iyidir.
Yazar ve Nazir Ali Kemal - 23.04.1920
Onemli olan aydinlar degil kitlelerdir. Cunku onlari kandirmak cok kolay.
Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder