14 Aralık 2015 Pazartesi

AMBERİN ZAMAN : Türkiye Musul’da geri adım attı mı?..

İç burkucu bir gelişme, ancak takılmayalım.

Yalnız Amberin Zaman'ın tespitlerinden birisi de Türk hükumetinin Kuzey Irak için bölücü olduğunu söylemiş olması.Bu yeni değil, AKP hükumetleri taaa en başından beri gerek Kuzey Irak, gerekse Suriye için bölücü bir politika yürütmektedir. Esasen bu Neo Osmanlı hayaliyle tutarlı bir politikadır. Hesaba göre bu bölgeler önce bağımsızlaşacak, sonra da Anadolu - Trakya Sünni İslam Federasyonuna dahil olacak.

Batılılar AKP kodamanlarına böyle geh geh etmiştir. Keçiyi yardan uçuran bir tutam ot derlere ya, işte öyle. Hem Osmanlıyı ihya edecekler, hem tek ve birleşik Sünni federasyonunu kuracaklar, hem de ortaya çıkan bu heyulanın padişahı olacaklar. Sanki bir reenkarnasyon gibi, biraz da de javu gibi.

Evet III.Dünya Savaşı II. Kurtuluş Savaşı arifesin öncesinde yapılması gereken tek şey, bizi uçurumun eşiğine getiren bu kadroyu devletin dümeninden uzaklaştırmak. Sonrasında önümüzdeki savaşla uğraşmak en büyük görevimiz olacak.

Görünen o ki, halkın büyük bölümü bu çizgide değil. O halde bizlerde bu halkın tercihlerinin sonuçları katlanmak zorundayız. Bu durumda tıpkı Hitlerin komutası altında Rus steplerinde, Fransa topraklarında kanını döken düzgün Almanlar gibi bize düşen ölmek olacak.

Sizce ne yapmalı? Hitlerin komutası altında darmaduman olan Almanya'nın düzgün insanları gibi mi yapalım?

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


AMBERİN ZAMAN : Türkiye Musul'da geri adım attı mı?..

Saray darbesi mi?
Kritik saatler
'Bölücü' Türkler

13/12/2015 15:58

amberinzaman@diken.com.tr

Biz bu satırları yazarken Türkiye, şatafatlı manşetler ve tanklar eşliğinde Musul'daki Başika üssüne yolladığı askerleri kısmen geri çekiyor olabilir. Çünkü MİT müsteşarı Hakan Fidan ve dışişleri bakanlığı müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi ile perşembe günü Bağdat'ta bir araya geldikten sonra sinyaller bu yöndeydi.

Görüşmeyi takiben Başbakanlık'tan yapılan açıklamadaki anahtar cümleler şöyleydi: "Askeri personelin alandaki eğitim ve güvenlik durumuna göre yeniden tanzim hususu da Irak Hükümetinin hassasiyetleri dikkate alınarak kararlaştırılmış, aynı zamanda, Irak Hükümetiyle güvenlik alanında işbirliğinin derinleştirilmesini teminen yeni mekanizmalar oluşturulması için bir çalışma başlatılması konusunda mutabık kalınmıştır."

'Yeniden tanzim hususu' derken Irak'ın Türkiye'ye 'derhal topraklarımızdan çekilin' çağrısına yönelik asker sayısında azaltmaya gidildiğini/gidileceğini varsayabiliriz.

Kaldı ki güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Sinirlioğlu, krizin patlak vermesiyle birlikte devreye giren Washington'a bu yönde teminatlarda bulunmuş. Bağdat'la varılan mutabakatta Türkiye Başika'daki asker sayısını sevkiyat öncesindeki seviyeye geri indirmeyi taahhüt etmiş.

Bağdat'la yaşanan kriz böylece çözülme aşamasına gelmişti. Dolayısıyla Bağdat konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine taşımaktan vazgeçecekti. Ancak Sinirlioğu ABD'li muhataplarına müjdeyi verdiği sıralarda Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya Irak ve İran'a yönelik salvolarını sürdürüyordu.

Saray darbesi mi?

A Haber'e konuşan Erdoğan Başika'daki Türk askeri personel sayısının bırakın eksilmeyi artabileceğini şu sözlerle ifade ediyordu: "Bu eğit-donatı yaptıracağınız asker, subay, bunların sayısına göre bu değişir. Yani bu sayı yetmeyebilir, daha da bunun artması gerekebilir."

Bu arada şunu da not edelim: Türkiye'nin tam olarak kaç asker sevk ettiği ve beraberlerinde ne gibi teçhizatlar getirdikleri konusunda çeşitli iddialar uçuşuyor. Örneğin The New Yorker dergisinin deneyimli yazarı Dexter Filkins'e göre son günlerde Başika'da bilinen Türk tugayına ek olarak Türk istihbarat elemanları ve Türk savaş uçakları da bölgede konuşlanmış bulunuyor. Kaynaklarımız, Türklerin tankların yanı sıra roketatar gibi çeşitli ağır silahlar getirdiklerini iddia ediyor.

Her halükarda tablo Türkiye'nin tarif ettiği şekilde salt bir eğitim faaliyetine işaret etmiyor. Daha ziyade Musul düştüğü takdirde Türkiye, Sünni Araplar ve Iraklı Kürtlere hamilik adı altında eski Osmanlı topraklarında söz sahibi olmaya gayret ediyor. Suriye'de başaramadığını Irak'ta deniyor. Ve Suriye'de olduğu gibi tekrar yüzüne gözüne bulaştırmasına ramak kaldı diyebiliriz.

Kriz tam çözüme ulaşırken Erdoğan'ın açıklamaları bir çuval inciri berbat etmiş görünüyor: Irak Başbakanı Haydar Abadi, BM Güvenlik Konseyinin Türk askerlerinin Irak'tan geri çekilmesi için olağanüstü toplanmasını talep etti. Talep mektubunu alan ABD'nin BM'deki büyükelçisi Samantha Power net şekilde Bağdat'tan yana tavır sergiledi. Irak'a yapılan herhangi bir yabancı asker sevkiyatının merkezi hükümetin onayıyla gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.

Kritik saatler

Biz bu satırları yazarken BM'nin Musul konusunda toplanmaya karar verip vermediği henüz belli olmamıştı. Çünkü Washington'un telkinleriyle de Türkiye'ye askerlerini Başika'dan geri çekmesi için vakit tanınması isteniyordu.

Çekilmediği takdirde Arap diplomatik kaynaklarına göre Güvenlik Konseyinin geçici üyesi statüsüyle Ürdün, Irak adına harekete geçecek ve bir kınama metni kaleme alacaktı. Bu durumda Washington ne yapar? Esas mesele burada düğümleniyor.

"Washington elbette Bağdat'tan yana taraf alacaktır" diyen üst düzey kaynaklarımızdan biri 21 Aralık'ta Türkiye IKBY Bağdat Yönetimi ve ABD arasında yapılması planlanan Suriye'de YPG'ye silah sevkiyatının da ele alınacağı IŞİD'e karşı işbirliği konusundaki toplantının da iptal edilme ihtimalinin de bir hayli yüksek olduğunu iddia etti. Söz konusu yetkili sözlerini şöyle sürdürdü "Bu iş ABD açısından son derece kritik zira Türkiye'nin bu şuursuzca hareketleri Abadi'yi Rusya ve İran'ın kollarına daha da itecek."

Oysa Abadi epey bir zamandır eski başbakan Maliki ve İran'ın nüfuzunu törpülemek için büyük çaba harcıyor ve Washington'da büyük takdir topluyordu. Öyle ki geçtiğimiz günlerde Halep yakınlarında düzenlenen bir saldırıda ağır yaralandığı iddia edilen İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nün efsanevi komutanı Kasım Süleymani Bağdat'a eskisi gibi pasaport kontrolünden geçmeden elini kolunu sallayarak giremiyordu artık.

'Bölücü' Türkler

Bir de işin Kürt boyutu var. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, Abadi'nin 'gitme!' telkinlerine kulak tıkayarak 9 Aralık günü Ankara'ya resmi ziyarette bulundu. Resmi görüşmelerde ilk kez Kürdistan bayrağının dalgalandırılması ve Erdoğan'ın A Haber'e verdiği mülakatta Iraklı Kürtlerin haklarının Bağdat tarafından ihlal edildiğini savunması Ankara'nın Barzani'ye bağımsızlık konusunda yeşil ışık yaktığı şeklinde algılanıyor.

Üst düzey kaynaklarımızdan birinin ifadesiyle, "Türkiye Irak'ın parçalanacağı varsayımı üzerine pozisyon alıyor hatta son hamleleriyle bunu teşvik ediyormuş görüntüsünü veriyor." Bağımsızlık arzularını hiçbir zaman gizlemeyen Barzani Ankara'daki bu radikal 'u dönüşü'nden gayet memnun görünüyor.

İyi de ya Rusya'nın Hazar Denizi üzerinden Suriye'ye fırlattığı Cruise füzelerinden biri İran'ın kuzeybatısında olduğu gibi 'yanlışlıkla' Irak'ın kuzeyine isabet ederse? 'Allah korusun' diyor ve Türk askerlerin Bağdat'ta varılan mutabakat çerçevesinde çekilmeye başlanması için dua ediyoruz…

http://www.diken.com.tr/turkiye-musulda-geri-adim-atti-mi/


a45UyF587661-151214144431 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/12/14  14:42 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com


--

Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.
Is olacagina varir

Atalarimizin celiskili sozleri

ALLAH SONSUZ MERHAMET VE BAGISLAMA SAHiBiDiR.
***
ZARIYAT 13 : Ateste kivrandirarak yakar.
VAKIA.52 : Yakarak cezalandirmak ona yetmez ; ustune bir de zehirli zakkum yedirir.
GASIA .6 Sonra kuru diken yedirir, cali yedirir.
IBRAHIM.16 : Ofkesini Kontrol edemez ; ustune bir de irinli su icirir.
MUMIN.72 Rad 5 : Boynuna zincirli demir halka baglayarak seni yerde surukler.
HACC 19 : Kafana kaynar su doker
MUHAMMED 15 ve VAKIA 54 : Kafana dokmekle yetinmez, kaynar suyu ,icirererek bagirsaklarini parcalar.
TEVBE 35 : Kizgin demirler, alnini bogrunu sirtini daglar.
NISA 56 : Butun bunlari yaptiktan sonra yine ofkesini alamaz ve daha cok aci cekesin diye, derilerini tazeleyip tekrar tekrar yakar.

Onemli olan aydinlar degil kitlelerdir. Cunku onlari kandirmak cok kolay.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder