Türker Ertürk : ŞER İTTİFAKI
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 34 ülke, Suudi Arabistan'ın öncülüğünde "Teröre Karşı İslam İttifakı" adıyla bir koalisyon oluşturmuş. İttifakta İran'ın yer almaması, hemen dikkati çekiyor. Irak, Suriye, Libya, Mısır ve Afganistan'da düzenlenecek operasyonlar, Riyad'da kurulacak merkezden yönetilecekmiş. İttifaka kimin, ne kadar, nasıl katkı vereceği, önümüzdeki günlerde belirlenecekmiş. ABD yönetimi ise, ittifaka sıcak baktığını hemen duyurdu.
İttifakın ilk dikkat çeken özelliği; Şiilerin dışlandığı ve Sünni rejimler koalisyonu olduğu ama tepesinde Vahhabiliğin bulunduğu! İmza sahibi ülkelerin büyük bölümünün ordusu bile yok. Bunlar; sadece çok büyük oldukları izlenimini vermek ve meşruiyet elde etmeleri için ittifaka dahil edilmiş. Ortada bir devletin, bir otoritenin olmadığı, teröristlerin egemen olduğu Libya'nın imzacılar arasında yer alması, diğer dikkat çeken bir unsur.
Riyad'dan ilk açıklama; "İttifak yalnızca IŞİD'i değil, tüm teröristleri hedef alacak" şeklinde yapılmış. Yani; "Hizbullah'ı, Suudi Arabistan da dahil körfez ülkelerinde bulunan Şiileri, Irak'ta bulunan Şii milisleri ittifakın kapsamına alıyoruz" demek istiyorlar.
İhanettir
İttifakın en gülünç tarafı; terörle mücadele için kurulan ittifakın içinde teröristlerin oluşu ve ittifak merkezinin de uluslararası terör merkezi olmasıdır. Suudi Arabistan; Vahhabi- Selefi, arka planı olan Radikal İslamcı ve Cihatçı terör örgütlerinin küresel ortamda baş destekçisidir. Halen Suriye'de, emperyalizmin çıkarları için devam ettirilen 'vekalet savaşının' su katılmamış işbirlikçisidir. Bu haliyle bu koalisyon olsa olsa; 'şer ittifakı' olur. Türkiye'nin böyle bir ittifaka katılması ise, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisine cepheden ihanettir.
Suudi Arabistan, şeriat yasalarının anayasa olarak kabul edildiği bir krallıktır. Kral; yürütme, yasama ve hatta dolaylı olarak yargı gücünü elinde tutar. Bakanlar Kurulu'nu o atar. Üst düzey atamalar ve önemli kararlar, Suud Ailesi'nin tasarrufu altındadır. Ülkede siyasi parti de, yasama organı da bulunmamaktadır. Kral, ailesi ile birlikte Suudi Arabistan'ı keyfince ve dilediğince yönetmektedir.
"Kadınlar araba kullanırsa, bir tane bile bakire kalmaz" gerekçesi ile kadınların araba kullanmasının yasak olduğu Suudi Arabistan; demokrasinin kıyısından veya köşesinden bile uğramadığı, çağdışı bir rejime sahiptir. Demokrasi ve insan haklarına saygı kriterleri açısından, 22 Arap Birliği ülkesi arasında sicili en kötü olanıdır.
"Quincy Agreement"
Suudi Arabistan nüfusunun yüzde 20'si Şii'dir. Kral bu insanları ezmektedir. Zulüm ve baskı nedeniyle, insan hakları ve özgürlük talebi ile yapılan gösteriler tanklarla yok edilmekte ve ölüm haberlerinin ardı arkası kesilmemektedir. Ayrıca; Suudi Arabistan'ın komşusu Bahreyn'in nüfusunun yüzde 75'i Şii'dir. Bu ülkede Şii halkın demokratik talepleri, Suudiler tarafından zalimce ve hunharca bastırılmaktadır.
'Ortaçağ Karanlığının' rejimi ile yönetilen Suudi Arabistan'ın arkasında ABD var. Bu işbirliğinin temeli;14 Şubat 1945'de Süveyş Kanalı'nda, Büyük Acı Göl'de demirli bulunan Baltimor sınıfı ağır kruvazör olan Quincy Savaş Gemisi'nde atıldı. Quincy'de bir araya gelen Başkan Franklin Roosvelt ile Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz El Suud; tarihe "Quincy Agreement" olarak geçen gizli anlaşmayı imzaladılar.
Esasında bu anlaşma, iki devlet arasında yapılan bir akit değildir. ABD ile bir aile arasında yapılan bir anlaşmadır. Adını, imzalandığı geminin isminden alan Quincy Anlaşması'na göre; Kral, Yahudilerin Filistin'e göçüne itiraz etmediği gibi destekleyecek, ABD'ye petrol sağlayacak ve Suudi Arabistan'ın İran Körfezi kıyısında bulunan Zahran'da kurulacak üs için yer tahsis edecek, bunun karşılığında ABD, Suud Ailesinin ve ülkesinin güvenliğini sağlayacak, askeri yardım ve eğitim verecektir.
Aile Devleti
Gerçekten de Suudi Arabistan, Suud Ailesi'nin özel mülküdür. Ülkede istediğini yapar, "asar da, keser de!" Ama hiç kimseye hesap vermez. Kralın ve ailesinin banka hesapları bile yoktur. Çünkü, devletin hazinesi onlara aittir. Ülkedeki tüm önemli görevler ve bakanlıklar Suud Ailesi arasında paylaşılmıştır. Aynen aile şirketleri gibi bu da aile devletidir!
Osmanlı'yı arkadan hançerleyen Suudi Arabistan'ın kurucusu Vahhabi İmam Abdülaziz El Suud, 1932'de Suudi Arabistan Kralı oldu. 32 hanımı ve 52 erkek çocuğu vardı. İşe yaramayacak kızlar eskiden gömülürmüş; şimdi de yok hükmünde, hatta sayılmıyor bile!
Suud Ailesi; İngilizler tarafından Osmanlı Devletini bölüp parçalamak ve Arap Coğrafyasını bize düşman ederek koparmak maksadıyla bulunup, ortaya çıkarılmıştı. Suud'lar; Osmanlı'ya ve Halife'ye karşı ihanetin baş aktörü olup, Müslüman Türk kanı içmişlerdir.
Önce İngilizler, Sonra Amerikalılar
ABD Başkanı Roosevelt, Quincy Anlaşması'nın gizli olarak imzalandığı tarihlerde; "Suudi Arabistan'ın güvenliği, ABD'nin güvenliği için hayati öneme haizdir" açıklaması yapıyor. Başkanın açıkladığı bu gerçeğin önemi, günümüzde de sürmektedir. İngilizlerin Osmanlı'yı parçalamak için bulup ortaya çıkardığı Suud Ailesi artık, 1945'de imzalanan gizli anlaşma gereğince; ABD tarafından korunup, kollanmaktadır. İşte bu nedenle; Suudi Arabistan'a Arap Baharının 'özgürlük ve demokrasi' getiren rüzgarları bir türlü gelememektedir.
Sonuç olarak; liderliğini Suudi Arabistan'ın yapacağı 'Şer İttifakı'nın arkasında, ABD ve İsrail var. Bu ittifak, BOP'un realizasyonunda enstrüman olarak kullanılmak üzere planlanmıştır. Bu ittifaktan ülkemize, bölgemize ve İslam Dünyası'na hayır değil; gelse gelse şer gelir!
Saygılar sunarım.
Türker Ertürk
E. Amiral, Araştırmacı - Yazar
SOSYAL MEDYA İLETİŞİM:
Facebook:
https://www.facebook.com/turker.erturk.5
https://www.facebook.com/pages/T%C3%BCrker-Ert%C3%BCrk/556317261057681?ref=profile
Facebook Grup:
https://www.facebook.com/groups/797431790326056/?fref=ts
Twitter:
https://twitter.com/Orsatramola
http://www.ilk-kursun.com/haber/246577/turker-erturk-ser-ittifaki/
a45UyF587661-151219111712 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/12/19 15:20 2 65 undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com
Insanlara en adilce dagitilan nimet akildir derler.
Cunku hic kimse, akil payindan $ikayeti degildir.
MONTAIGNE
Nihayet iftar saati geliyor, Muslumanimiz (Bu, biz de olabiliriz) sofraya oturuyor ve mukemmel bir yemek yiyor.
Istahinda hicbir kapanma yok.
Catlayincaya, patlayincaya, tiksirincaya kadar yiyor.
Yemekten sonra cayini icerken, ne olacak bu Muslumanlarin hali diyor.
Ne suurlu, ne merhametli, ne duygulu Musluman!..
Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.
DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -9-
I$ik bir dalgacik olarak mi hareket ediyordu, yoksa parcacik olarak mi? Peki neden ikisi birden ayni anda olmasin? 1909 yilinda Albert Einstein isinan cisimlerin davranislarini incelerken, isigin hem dalgacik hem de parcacik davranis ozelligi gosterdigini farketmeye basladi ve sunlari yazdi: Kanaatime gore kuramsal fizigin gelisimindeki bir sonraki safha bize dalga ve yayilma kuramlarinin bir tur birlesimi biciminde bir i$ik kurami getirecektir. 1926 yilinda, atomun bir i$ik paketcigi urettigine kanaat getirilerek ortaya foton kelimesi atildi.
Isigin parcacik ozellikleri gosterdigini Max Planck da farketmisti. I$ik sanki dalga paketleri gibi geliyor ama bunlar parcacik olarak kabul ediliyordu. Ortada bir suru kafa kari$ikligi vardi. Sonunda Louis De Broglie, Einstein in i$ik paketcileri icin turettigi iki denklemi yeniden ele aldi ve iki tur davranisin ayrilmaz bir sekilde butun olusturdugunu tezine yazdi. Yine ayni donemlerde Pauli dislama ilkesi gelistirildi. Bu ilke, neden atomlarda elektronlarin kabuk seklinde ve belli sayilarda yer aldigini aciklamaktaydi. 1920 li yillara gelindiginde ise, her sey adeta corbaya donmustu. I$ik ve atom uzerine yapilan calismalardaki dogruluklardan dolayi kuantum fiziginden kimse vazgecemiyordu, fakat kurami derli toplu bir sekilde izah eden kimse de yoktu. Bazilarina gore bunun soyle bir sebebi vardi. Einstein de dahil olmak uzere, kuantum fizigine kapi aralayan bilimciler hala gecmisten kopamamislardi ve kuantum dunyasini kla$ik fizik cikarimlariyla ele almaya calisiyorlardi. Oysa yapilacak olan sey kuantum cikarimlarini oldugu gibi kabul etmek ve onu kla$ik fizigin anlayisi ile kavramaya calismaktan vazgecmekti. Neyse ki, simdi yeni jenerasyon genc bilimciler geliyordu ve onlar hala eski mantikla gitmektense kuantumu oldugu gibi kabul etmeye hazirdilar.
Bundan sonraki tarihceyi ise ozetlemiyecegim, cunku derli toplu bir ozeti bile onlarca sayfa tutabilir. Dunyanin her yerinden yasli veya genc bilimciler, su kuantum denen seyin ne ifade ettigini anlamak icin binlerce deney yaptilar, yuzlere varsayim gelistirdiler. Hic kimse tam olarak sunu anliyamiyordu; bir partikul hangi yasaya gore hareket etmekte veya yon tercihi yapmaktaydi?
Fizik tarihine cift yarik deneyi olarak gecen deney, cesitli fizikciler tarafindan bir i$ik kaynagi veya elektronlar gonderen cihazlar kullanilarak gerceklestirilmistir. Cagdas fizigin buyuk ustasi Richard Feynman a gore bu deney kuantum fizigini anlayabilmenin tek yoludur ve butun gizem deneyin sonuclarinda saklidir. Dr Hawking in kitabindan alintilara geciyorum. Cift yarik deneyinin ve yorumlarinin tumunu alabilmem mumkun degil. Deneyin yuzlerce, binlerce sayfalik yorumu yapilabilir. Ben kitaptan, onemli buldugum bazi yerleri alacagim.
Kuantum fiziginin ilkeleri 20. yuzyilin baslarinda, doganin atom ve atom alti duzeylerini Newton kuraminin ve gorelilik kuramlarinin aciklamakta yetersiz kaldigi anlasildiktan sonra gelistirildi.
Cift yarik deneyi ilk kez 1927 de, Bell laboratuvarinda deneysel fizikci olarak gorev yapan ve elektron isinlarinin nikelden yapilam bir kristal ile etkilesimi uzerinde calisan Clinton Davisson ve Lester Germen tarafindan gerceklestirildi. Elektron gibi madde parcaciklarinin (partikullerin) su dalgalari gibi hareket ediyor oldugu gercegi, kuantum fizigine ilham veren sasirtici sonuclardan biridir.
Stephen Hawking in anlatmaya calistigi kuramdaki partikul parcacik kavramini, gundelik hayattakiler ile karistirmayin. Mesela tenis toplari, bilardo toplari, tas parcalari gibi. Bunlarin hareketleri rastlantisal olsa dahi Newton hareket ve cekim kanunlarina uyarlar.cift-yarik-deneyi1
Once, bildigimiz parcaciklar ile yapilan cift yarik deneyine bakalim. Yukardaki resimde bir kaynaktan bir gozlem ekranina dogru ufak topcuklar rastgele firlatilmaktadir. Toplar iki yariktan birinden gececek ve arkadaki perdeye ulasacaklardir. Toplarin bir kismi yariklardan gecemeden engele carpar ve donerler, bir kismi ise, iki yariktan birinden gecmeyi basarir. Arkadaki perdede ise toplarin birlesmesi ile bir oruntu olusur. Yariklara yakin noktada parcaciklar toplasirlar, yariklardan uzaklastikca parcaciklar seyreklesir. Bunun matematigi basittir. Arkadaki perdeye dusen toplarin sayisi, yariklardan tek tek gecen toplarin toplam sayisina esit olacaktir. Yani; P12(x)=P1(x)+P2(x) olarak ifade edebiliriz. Arkaya dusecek olan toplarin olasiligi, her bir yariktan gecen toplarin olasiliklarinin toplamidir. Ayrica, perdeye gelen her topun geriye dogru isletilebilen bir gecmisi vardir. Mesela, son firlattigimiz top ustteki yariktan gecip arkadaki perdeye ulasirsa, hareketi geriye dogru isletip topun kaynaga dogru geri gidisini izleyebiliriz. Topun kutlesini, hizini ve benzer degerleri biliyorsak, herhangi bir zaman icinde bulunabilecegi yeri tam olarak belirleyebiliriz.
Buraya kadar sorun yok. Ama kuantum dunyasinin parcaciklari boyle hareket etmezler. Dolayisi ile, oncelikle, yukardaki tablodan cikan sonuclari unutmaniz gerekmektedir. O tablo kla$ik Newton fizigine dayali hareket ve olasilik tablosudur. Alintilara devam ediyorum.
Kuantum fiziginin temel kurallari doganin guclerini ve nesnelerin bu guclere nasil tepki verdiklerini tanimlar. Newton unki gibi kla$ik kuramlar gundelik deneyimimizi yansitan bir cerceve uzerine insa edilmislerdir ve bu cercevede madde bireysel bir varliga sahiptir.
Yukardaki cumleye dikkat. Kla$ik fizigin parcaciklari belli bir kutlesi, hacmi, hizi, ivmesi vb bulunan gercek parcaciklardir. Tipki ust resimde, bir kaynaktan firlatilan toplar gibi. Ama kuantum fiziginin parcaciklari bir olasilik dalgasidir ve hesaplamalari cok farklidir.
Newton fizigindeki parcaciklarin kesin konumu belirlenebilir, belli yollari izler vb. Kuantum fizigi, doganin atom ve atom alti duzeylerde nasil isledigini gosterir. Daha sonra ayrintilari ile gorecegimiz gibi, kavramsal cercevesi tumuyle farklidir ve bu cerceveye gore bir nesnenin konumu, yolu, hatta gecmisi ve gelecegi kesin olarak belirli degildir. Cekim gucunun kuantum kurami veya elektromanyetizmanin kuantum alan kurami hep bu cerceve icinde olusturulmustur.
Gundelik hayatimiza son derece yabanci bir cercevede gelistirilen kuramlar, kla$ik fizik tarafindan olabildigince kesinlikle modellenen basit deneylerin sonuclarini da aciklayabilir mi? Aciklayabilir; cunku biz ve cevremizdeki her sey, akil almaz sayida atomdan olusan birle$ik yapilariz. Bilesimleri kuantum fiziginin ilkelerine uysa da, futbol topunu, salgami, jumbo jeti ve bizi olusturan buyuk atom topluluklarinin yariklardan gecerken kirinimdan kacabilecegi aciktir. Yani, gundelik nesnelerin bilesenleri kuantum fiziginin ilkelerine uymakla beraber, Newton yasalari gundelik hayatimizdaki bile$ik yapilarin nasil davrandigini cok dogru sekilde tanimlayan etkileyici bir kuram olusturur.
Yukardaki anlatimi acmak isterim. Kuantum fizigine cok yuzeysel yaklasan bazi kisiler, bu fizigin diger fiziksel kuramlari yok ettikleri gibi bir sonuca ulasirlar. Boylece, insanlara dogadaki hicbir seyin belirli olmadigi, gerceklikten uzak bir tablo sunarlar. Bu, kesinlikle yanlis bir yaklasimdir. Fark surdaki Newton fizigi, ozel ve genel gorelilik kuramlari ve kuantum fizigi farkli uzay-zaman boyutlarindaki olaylari aciklamak icin gelistirilmistir. Bunlarin her biri kendi icinde dogrudur. Mesela, bir topun belli bir hizla giderken, bir cukurun yanindan gecerken nasil egim kazandigini Newton fizigi ile rahatlikla aciklayabilirsiniz. Fakat ayni hareketi gorelilik kuramlari ile aciklayabilmek de mumkundur. Cunku, gorelilik kuraminda yer alan ve uzun mesafelere, yuksek hizlara ait matematik degerler, bizim kendi uzay-zamanimiza gelince herhangi bir sapma gostermezler. Dolayisi ile ayni sonuclara varabiliriz. Diger yandan, bunun tersi dogru degildir. Yani, yakin uzayda gecerli olan bir matematigi, galaktik olculere uygulayamazsiniz, cunku mesafeden ve hizdan kaynaklanan buyuk sapmalar ortaya cikacaktir.
Kulaga tuhaf gelebilir; ancak bilimde buyuk topluluklarin kendi bireysel bilesenlerinden oldukca farkli bir sekilde davrandigini gosteren pek cok ornek vardir. Tek bir noronun gosterdigi tepkiler, insan beyninin gosterecegi tepkileri neredeyse hic haber vermez veya bir su molekulunu bilmek size bir golun davranacagi hakkinda cok bir sey soylemez. Kuantum etki alanindan Newton yasalarinin nasil ciktigini bulmak icin fizikciler hala calismakta. Kesin olarak bildigimiz sey, butun nesnelerin bilesimlerinin kuantum fizigi yasalarina uydugu ve Newton yasalarinin, kuantum bilesimlerinden olusan makroskobik nesneleri tanimlamak icin iyi bir kestirim sundugudur.
Bu nedenle Newton cu kuramin ongoruleri, etrafimizdaki dunyayi deneyimlerken gelistirdigimiz gerceklik gorusumuze uygundur. Ancak kendi baslarina atomlar ve atom alti parcaciklar, bizim gundelik deneyimlerimize tamamen aykiri bir davranis sergilerler. Kuantum fizigi bize evrenin bir resmini sunan yeni model bir gercekliktir. Bu resimde, gercekligi sezgisel olarak algilayisimizin temeli olan pek cok kavram artik bir anlam tasimiyor.
Yukardaki bolum de cok onemli. Dogada, bir butunu olusturan parcaciklar ile butunun kendisi ayri ayri calisabilirler. Bu gercekten yorumlanmasi cok zor bir konudur ve sadece fizigin degil, mesela norolojinin de ilgi alanina girmektedir. Beni ben yapan hangi norondur? Yoksa noronlarin birle$ik davranisi, kendi basina tek bir norondan farkli bir sey midir? Evinizin onunde bir sinema salonu bulundugunu ve sizin her gun sinemaya gelen insanlari seyrettiginizi dusunun. Tek tek her insanin hareketini bilemezsiniz ama onlarin toplu davranislari, sinemaya gunde ortalama kac kisinin gelebilecegi gibi bir konuda size fikir verebilir.
Kuantum fiziginin anlasilmasindaki en zor konulardan biri, temelinde belirsizlik olan bir fizikten belirliligin ortaya nasil ciktigidir. Bir gokdelene baktiginiz zaman, o gokdelenin aniden ortadan yok olmasini ve baska bir yere gitmesini bekleyemezsiniz. Ortada, makro yasalara uyan genel bir belirlilik hali vardir. Dolayisi ile kuantum fizigini adeta bir masal dunyasi gibi dusunmemek gerekir. Atom ve atom alti parcaciklarin davranislari ne kadar tuhaf olsa da, bu tuhaf dunya ortaya farkli matematiksel modellemelerle aciklayabilecegimiz bir gerceklik cikarmaktadir.
Bir sonraki bolumde yapacagimiz tartisma icin kuantum fiziginin bazi ozelliklerinin anlasilmasi gerekiyor. En temel ozelliklerinden biri dalga-parcacik ikiligidir. Madde parcaciklarinin bir dalga gibi davranmasi herkesi sasirtir. Ancak isigin bir dalga gibi davranmasi artik kimseyi sasirtmiyor. Ingiliz fizikci Thomas Young un deney sonucunda, insanlar isigin Newton un inandigi gibi parcaciklardan degil, dalgalardan olustuguna ikna oldular.
Newton un isigin bir dalga olmadigini soylerken yanildigi sonucuna varilabilir. Ama parcaciklardan olusmus gibi davrandigini soylerken hakliydi. Gunumuzde bu parcaciklara foton diyoruz.
Werner Heisenberg (1901-1976)
Kuantum fiziginin temel ilkelerinden bir digeri de, Werner Heisenberg tarafindan 1926 da formule edilen belirsizlik ilkesidir. Belirsizlik ilkesi bize, bir parcacigin konumu ve hizi gibi belirli verileri ayni anda olcme yetenegimizin sinirli oldugunu soyler. Belirsizlik ilkesine gore, parcaciginin konumundaki belirsizligi momentumundaki (parcacigin kutlesi carpi hizi) belirsizligi ile carptigimizda elde edecegimiz sonuc asla Planck sabitinden daha kucuk olamaz.
(Plank sabiti bir fotonun enerjisinin frekansina bolunmesiyle elde edilen bir sabit sayidir. Yakla$ik degeri 6/10 uzeri 34 jul/saniyedir.)
Biraz tekerleme gibi olacak ama isin ozunu soyle anlatabiliriz. Hizi ne kadar kesin olcerseniz, konumu o kadar az kesin olcersiniz, veya tersi, konumu ne kadar kesin olcerseniz hizi o kadar az kesin olcersiniz. Ornegin, konumdaki belirsizligi yariya indirdiginizde hizin belirsizligini ikiye katlamis olursunuz. Sonuc olarak, kutlesi bir kilogramin ucte biri agirliginda olan futbol topu gibi makroskobik bir nesnenin yerini her yone dogru 1 milimetre kesinliginde saptadigimizda, hizini saatte kilometrenin milyar milyar milyarda birinden daha kesin olarak olcebiliriz. Topun kutlesi 1/3 tur ve konumunun belirsizligi 1/1,000 dir. Planck sabitindeki butun o sifirlara karsilik gelmesi icin hicbiri yeterli degildir ve bu yuzden gorevi hizin belirsizligini ustlenir. Ancak bir elektronun kutlesi 0,0000000000000000000000000000001 dir, bu nedenle elektronlarda durum oldukca farklidir. Bir elektronun konumunu, bir atomun yakla$ik buyuklugune denk gelen bir kesinlikte olcersek, belirsizlik ilkesine gore bu elektronun hizini saniyede arti veya eksi 1,000 kilometreden daha kesin olcemeyiz ki bu da pek dogru bir olcum olmaz.
Bunu farkli yorumlayanlar da olmustur. Bir baska yoruma gore ise, elektron gibi bir parcacigin hem hizini hem konumunu ayni anda kesin olarak belirleyemeyiz, cunku dogada hizi ve konumu ayni anda kesinlikle belirlenebilecek boyle bir alt parcacik yoktur. Bunun soylenmesinin sebepleri var ve bu durum parcaciklarin olasilik dalgalari ve fazlari konusuna girildiginde daha netlikle ortaya cikacak.
Bir sonraki bolumde, cift yarik deneyinin su dalgalari ile elektronlarla nasil sonuclar verdigini ele alacagim. Ancak cift yarik deneyinin kuramsal yorumlari gozden gecirildikten sonra kuantum kuramina gercek bir giris yapilabilir; cunku kuramin icerdigi cikarimlar hayal gucunun sinirlarini zorlamaktadir.
-devam edecek-
Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder