14 Ocak 2016 Perşembe

Rıfat Serdaroğlu: OH NE ALA NE ALA

 


Rıfat Serdaroğlu: OH NE ALA NE ALA


"Öküz tezeğinden terazinin, keçi b.kundan olur dirhemi…"

-

Yazı başlığı ile altındaki cümlenin ne alakası var, dediğinizi duyar gibiyim!

Teessüf ederim, olmaz olur mu? Bal gibi mi desem, baldıran gibi mi desem, var!

-

Badem iktidarı sayesinde, Pizzacının ambulanstan evvel geldiği bir ülke olduk diye kara-kara düşünürken, yasaklar, hem motorlu pizzacıyı hem de sirenli ambulansı geçip ikisinden de önce gelir oldu!

Türkiye, popcorn tarlası gibi her yerinden patlamaya, insanlar parçalanarak ölmeye başlayınca "yasak efendi" de hızını iyice arttırdı…

-

Böylelikle 3Y (Yoksulluk-Yolsuzluk-Yasaklar) ile mücadele etmek üzere iktidara gelen Bademler, baştaki 2Y'yi hallettikleri gibi, 3 üncü Y'yi de bitirdiler!

Yoksulluk kaldı mı;

Hamdolsun kalmadı!

Maaile ultra zengin olduk!

Çocuklar dolar milyarderi oldu, Dolarlar-Avrolar kulaklarından fışkırmaya başladı…

Yolsuzluk kaldı mı;

Ehh o da kalmadı!

Tüm hırsızlıkları Paralelcilerin üstüne yıktıktan sonra tertemiz oldu Bademler!

Yasaklar kaldı mı;

Ne yasağı kardeşim!

Yasak masak kalmadı.

Saray'ın çizdiği çerçeve içinde ve Sedat Peker'den izin almak şartıyla ne istersen yapabilirsin.

Zaten demokrasi dediğin bu değil mi?

-

Türkiye, Erdoğan ve AKP sayesinde PKK-El Kaide-IŞİD-El Nusra gibi kanlı terör örgütlerinin fink attığı, destek gördüğü bir eylem alanı haline gelince, gözler ister istemez bu işlerden sorumlu İçişleri Bakanını arıyor!

Var mı böyle biri?

Veya soruyu şöyle soralım;

Başbakan Davutoğlu'nun bir İçişleri Bakanı var mı?

Orta yerde görünen bir Bakan var da, o Sarayın Bakanı hükümetin değil ki!

-

Ülkenin iç güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan İçişleri Bakanı Ala'yı bu aralar televizyonlarda gördünüz mü?

Ne kadar sessiz, sakin, ürkek bir görüntü veriyor değil mi?

Ya Karun Numan'ın koltuğunun altında, ya Yeni Şafak'çı Akdoğan'ın dibinde!

Ama kesinlikle ön planda değil…

-

Hâlbuki 17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarında, nasıl da kendini parçalamıştı adamcağız?

Nasıl bağırıyordu Polis Müdürüne;

"Kimmiş o Savcı? Onu dinlemeyeceksin!

Şimdi gönderirim üç-beş adam, o Savcıyı da gözaltına aldırırım!"

Hukuk Devleti olan Türkiye'de, nasıl da polise "VUR EMRİ" veriyordu aslan parçası;

"Bilal'in evine yaklaşan kim olursa olsun, derhal vurun" diye emir veriyordu, hem de yetkisiz biri olarak…

-

Amma, Suruç'ta patlama olur, Ala'dan ses var mı? Tıısss!

Ankara'da patlama olur, Ala'dan ses var mı? Tıısss!

İstanbul'da patlama olur, ara ki Ala'yı bulasın!

Vııızzzt!

-

Bereket ki her şeyi en önce bilen Cumhur'un Başı var!

O, daha patlama sebebiyle ölen zavallı kurbanların cesetleri ambulanslara konmadan, canlı bombanın paramparça olmuş cesedinden geriye kalan iki küçük parçadan olayı çözüverdi!

Sol elinin başparmağından adının Nabil Fadli, çükünün parçasından ise Suriye'nin içinden olduğunu bize açıklayıverdi…

-

Canım kardeşim, böyle bir şey olur mu demeyin.

Adam müneccim mi?

Müneccim ne ki!

Bizimki olayı daha olmadan önce biliyor maşallah!

-

Ne kadar gurur duysak azdır, aziz ve necip Türk Milleti!

Böyle yöneticiler bizden başka hangi millete nasip olur ki?

-

Ne demiştik;

Öküz tezeğinden terazinin, keçi b.

kundan olur dirhemi,

Kelin ilacı olsa, kendi başına sürer merhemi…

-

Hadi şimdi, Diyarbakır-Çınar İlçesinde Polis lojmanlarına yapılan saldırı yeni ölümler, yaralanmalar konuşulsun!

Nasılsa Saray ve Hükümet işbaşında!

Oh ne Ala, ne Ala…



Daha az göster




a45UyF587661-160114145515 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/01/14  15:20 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com

 
--

ZAMAN PARILTISI
. . . . . .
Karanliklarda, gunduzlerin arkasindayim,
Bitmis ikinci dunya savasi, ugursuz ve kahraman,
Uzakta esir uluslar turku soyler,
Turklugumun farkindayim.
Bir soluk gelmekte karsi gezegenlerden,
Vakt icinden inmektedir golgeler.
Toprak uzerinde, atmosferler uzerinde
Soguyan gecemin farkindayim.
Bicimler, evlere, esyalara rahatca sigmis,
Var olmus var olmayan.
Bicimler sonsuzluga yaklasmis,
Aklimin farkindayim.
Ne agaclar uzanmis mevsimlerimce
Ne yildizlar gercek, aydinligim kadar.
Askla kimildayan kucucuk i$iklar ucusur icimde yon yon,
Yasadigimin farkindayim.

Fazil Husnu DAGLARCA

Resulullah sav buyurdular ki:
Icerisinde resim, cunub ve kopek bulunan eve rahmet melekleri girmez.

Kutubu Sitte 2172

George Carlin: On Emir

On Emir e itirazim var. Soyle ki: Neden On?

Onuna birden gerek yok. Bence emirler listesi, on emir elde edebilmek icin kasten ve suni olarak sisirilmis. Bu liste bariz olarak vatkali bir liste. Bakin soyle oldu:

Bes bin yil kadar once bir grup dinci sahtekar toplanip insanlari hizaya sokup kontrol altinda tutmanin bir yolunu buldu. Insanlarin esasen salak olduklarini ve kendilerine soylenen her seye inanacaklarini biliyorlardi. Boylece bu adamlar Tanri nin, bizzat Tanri nin, herkes tarafindan dikkate alinip uygulanmasini istedigi bir listeyi kendilerine verdigini duyurdular. Her sey bir dagin tepesinde, etrafta hic kimsecikler yokken olup bitmisti, dolayisiyla baska goren de yoktu.

Peki size bir sey soracagim: Bu adamlar bir cadir icerisinde oturmus butun bunlari uydururken neden 10 sayisini tercih ettiler? Neden on? Neden dokuz ya da on bir degil? Nedenini de izah edeyim: Cunku on kulaga onemli gibi geliyor. On kulaga resmi geliyor. Eger on bir deselerdi insanlarin onlari ciddiye almayacagini biliyorlardi: Ne? On bir emir mi? $iktir git lan. Sen dalga mi geciyorsun benimle ?

Ama on! On kulaga onemli gibi geliyor. Onluk duzen ona dayalidir. Bir deste on adetten olusur. On p$ikolojik olarak tatmin edici bir sayidir: top ten (en iyi on), en istenen on, en iyi on giyim gibi... Yani emirlerin on adet olmasi tamamen bir pazarlama karariydi.

Ayrica (on emir) bariz bir yalan listesi. Tirajinin yuksek olmasi icin kasten sisirilmis siyasi bir belge. Gelin size emirlerin sayisini azaltarak nasil daha mantikli ve gercekci bir liste olusturabilecegimizi gostereyim.

Ilk uc emirden baslayacagiz ve on emirin Roman-Katolik versiyonunu kullanacagim cunku ben cocukken zorla kafama sokulan versiyon buydu.

Ben Rab bim, senin Tanrin. Karsimda baska ilahlarin olmayacak. Rab bin ismini bos yere agzina almayacaksin. Sebt gununu takdis edeceksin.

Evet. Daha konuya girer girmez apacik goruluyor ki ilk uc emir kullum yalan. Sebt gunleri, Rab bin adi, baska ilahlar, urkutucu bir dil... Primitif insani korkutup kontrol altina almak icin dusunulmus urkutucu bir dil. Bu turden batil zirvaliklarin 21. Yuzyilin entelektuel ve medeni insaninin hayatinda gecerliligi kesinlikle olamaz. O zaman ilk uc emri atiyoruz gitsin ve elde var yedi.

Babana ve anana hurmet edeceksin.

Bu emir itaat ve otoriteye saygi gostermeyle ilgili. Bir baska deyisle bu emrin amaci insanlari kolayindan kontrol altina alabilmek. Gercek su ki itaat ve saygi durduk yerde verilen seyler degildir. Kazanilmalari gerekir. Itaat ve saygi ebeveynin ya da saygi duyulacak birey her kimse onun performansina bagli olmalidir. Kimi ebeveyn saygiyi hak ederken pek cok ebeveyn hak etmez. Nokta. Kaldi alti.

Simdi, her ne kadar mantik dinin anlayip kabullenmekte zorlandigi bir husus olsa da, ben mantikli davranacagim ve zaman kazanmak icin listede bazi atlamalar yapacagim.

Calmayacaksin. Yalan sahadet etmeyeceksin.

Calmak ve yalancilik. Biraz dusunurseniz goreceksiniz ki bu iki emir aslinda ayni davranis turunden bahsediyor: ahlaksizlik. Hirsizlik ve yalancilik! Yani ikisine birden ihtiyacimiz yok. Onun yerine bunlari tek bir emirde birlestirerek ozetle ahlaksizlik yapmayacaksin deriz ve hooop, bes emir kaldi.

Bu arada emirleri birlestirmeye baslamisken, birlikte olmasi gereken iki emir daha var:

Zina etmeyeceksin ve Komsunun karisina goz koymayacaksin .

Yine bu iki emir de ayni davranis turunu yasakliyorlar ki bu sefer yasaklanan evlilik yuvasina sadakatsizlik. Bunlar arasindaki fark goz koyma olayinin beyinde olup bitmesi. Ve ben insanlara baskalarinin karisiyla ilgili fanteziler kurmayi yasaklamamaniz gerektigini dusunuyorum. Oyle ya yasakladik diyelim, adam cavusu tokatlarken ne dusunecek peki? Ama evlilik yuvasina sadakat mantikli bir fikir. O yuzden bu fikri tutalim ve diyelim ki sadakatsizlik yapmayacaksin ve birden bire dorde dustuk.

Ve tekrar dusundugumuzde fark ederiz ki durustluk ve iffet de aslinda ayni genel degerin bilesenleridir. Yani aslina bakarsaniz durustlukle ilgili iki emir ile sadakatle ilgili iki emri de birlestirip olumsuz ifade yerine olumlu ifade kullanmak suretiyle her zaman durust ve sadik olacaksin diyebiliriz. Boylece elimizde uc emir kaliyor.

Komsunun malina mulkune goz koymayacaksin / imrenmeyeceksin.

Iste bu dupeduz aptallik. Ekonomi, komsularimizin malina mulkune imrenmemiz sayesinde ayakta duruyor. Komsu sarki soyleyen bir vibrator aldiginda aynisindan bir tane de siz edinmek istersiniz. Imrenme anlamindaki goz koyma istihdam yaratir. Imrenmeye dokunmayin. Imrenmeyle ilgili bu emri de cikarttigimizda geriye iki emir kalmistir: birlestirip kapsamini genislettigimiz sadakat emri ile henuz bahsetmemis oldugumuz bir diger emir:

Oldurmeyeceksin.

Besinci emirle yasaklanan cinayet. Ancak biraz dusunursek, aslinda din hicbir zaman cinayeti kabullenmekte sorun yasamamistir ki. Hem de hic! Tarihte tanri adina oldurulenlerin sayisi tum diger nedenlerle oldurulenlerin sayisindan cok daha fazladir. Birkac ornek vermek gerekirse: Irlanda tarihini dusunun, Orta Doguyu, Hacli Seferlerini, Engizisyon mahkemelerini, Amerika daki kurtaj cerrahi cinayetlerini dusunun. Ve evet, lafi agzimdan aldiniz: Dunya Ticaret Merkezini dusunun ve dindar kesimin oldurmeyeceksin emrini ne kadar ciddiye aldigini goreceksiniz. Cok acik ortada ki dindar kesim icin, ozellikle de kati dindarlar icin cinayet pazarliga acik bir husus. Bu konu sadece oldurenin kim oldurulenin kim olduguna bagli.

Ve iste tum bunlar isiginda dostlar, sizlere tarafimdan revize edilmis iki emir listesini sunuyorum:

Birinci Emir: Her zaman -ve ozellikle de kukuyu kimden aliyorsan ona karsi, durust ve sadik olacaksin; ve

Ikinci Emir: Karsindakinin senin tapindigin gorunmez yaratiktan farkli bir gorunmez yaratiga tapiniyor olmasi durumu haric; kimseyi oldurmemeye gayret edeceksin.

Bu kadari yeter de artar bile dostlar. Musa emirleri dagdan indirirken cebinde bile tasiyabilirdi. Ve eger boyle bir listemiz olsaydi iste o zaman o zeki Alabama yargicinin kamusal alanda duvarda kalici olarak sergilemesine de aldirmazdim.

Elbette ek bir emir daha yazdirmasi kaydiyla: kendi dinini kendine saklayacaksin .


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder