Rıfat Serdaroğlu: DÖRDÜ DE BAŞKA KÖŞELERDE
Erdoğan hemen her konuşmasında "Yol" kelimesini kullanır!
"Yola beraber çıktık", "Yolumuza devam ediyoruz", "Ya yol bulacağız ya da yol açacağız" gibi!
Ağustos 2001 de, dört adam yola beraber çıktılar;
Recep Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül- Bülent Arınç-Abdüllatif Şener…
Dördü de, Erbakan'ın yetiştirmesi ve Milli Görüş camiasından gelmekteydiler.
Aralarında hem "Dava Arkadaşlığı" hem de "Kardeşlik Hukuku" vardı.
Yemin ettiler, birbirlerine söz verdiler; "Nasıl ki yola beraber çıktık, öyle devam edeceğiz, dördümüz birimiz, birimiz dördümüz için. Önümüzü tıkarlarsa ne yapıp edip yol bulmaya devam edeceğiz."
Partileri tek başına iktidar oldu, derhal yollarını buldular. İlk icraatları, partilerinin AKP olan adını AK Parti yapmak oldu! Tıpkı Tansu Çiller'in "Beyaz" elbiseler giymesi gibi, tertemiz olduklarını Türk Milletine anlatmış oldular!
Dört kader arkadaşından ilk kopan Özelleştirmeden sorumlu olan Abdüllatif Şener oldu. Gerekçesi, "Özelleştirme işlerinde yamukluklar oluyor. Ben haram yemem. Alın atınızı sevmedim tımarınızı" dedi ve ayrıldı.
İçerde kalan 3 kişi onu kınadılar ve gemiyi terk etmekle suçladılar. Onlara göre, kalan üçü haklı, ayrılan haksızdı! Üç kişi yola devam, dediler!
Dörtlüden ikinci olarak ayrılan, daha doğrusu ayrılmak zorunda bırakılan "Kardeşlik Hukukunun" kurucusu Abdullah Gül" oldu. Özellikle 17/25 Hırsızlık ve Yolsuzluk olayında, "Kim suçlu ise Yüce Divana" gönderilsin diyen Gül'ün önce suyunu kestiler, sonra dallarını kırdılar ve Gül'ü kurutup bir kenara attılar.
Yine kalan ikili haklı, ayrılan Gül suçlu ilan edildi ve ona selam verilmesi bile yasaklandı!
İki kişi yola devam, dediler!
Dörtlüden, üçüncü olarak ayrılan, dörtlünün abisi Bülent Arınç oldu.
Aday olacak mısın diye sorulmadı ve partiden dışlandı. Televizyonlarda, bildiği olayları kamuoyuna doğru olarak aktarınca, kendi adamları hemen ona saldırdılar. Onu delirmekle, Manisalı Lawrence olmakla, hainlikle suçladılar.
Yine haklı olan ve tek başına kalan Erdoğan oldu. Tek kişi yola "Başkan" olarak devam kararı aldı ve adını söyleyemediği milletten (TÜRK MİLLETİ) oy istemeye başladı…
Her zaman olduğu gibi, yine Erdoğan haklıydı ve tek başına yoluna devam ediyordu!
Acaba gerçek öyle miydi? Yani bir tek Erdoğan haklı ve doğru, diğer herkes haksız ve yanlış mı?
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin içine düşürüldüğü acınası duruma bakarsanız, gerçek hiç de öyle değil.
Gerçek tam tamına Almancı Temel'in durumu gibi;
Temel Almanya'da arabasıyla otobana ters yönden girip son hızla gidiyormuş! Karşısından gelen araçlar, farlarını yakıp, el sallayıp, bağırıp onu ters yönde olduğu için uyarmaya çalışmışlar.
Nafile, Temel son hızla arabaların arasından slalom yaparak ilerliyormuş!
O anda Alman Polis radyosu anons geçmiş; "Dikkat dikkat! Delinin biri otobanda ters istikamette hızla yol almaktadır. Lütfen dikkatli olun!"
Temel bağırmaya başlamış; "Ne birisi da, hepsi be hepsi…"
Bademlere hazan mevsimi geldi, yapraklar teker, teker dökülüyor! Daha geride kış var, kar var, ayaz var, dondurucu soğuklar var!
Hele bi Mart karı yağmaya başlasın, göreceğiz bakalım kim yamanmış…
a45UyF587661-160201113200 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/01 12:30 2 65 undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com
Birsey oldurmuyorsa guclendirir.
Nietzsche
TAMAMEN YANLIS, YALAN.....
. . . . . .
Birsey oldurmuyorsa, incitir, yorar, yaralar, iz birakir, asla ama asla guclendirmez.
Cimcime
DOGRUSU BUDUR.
Resulullah sav in yaninda bebeklerle oynardim.
Arkadaslarim da oynamak icin yanima gelirlerdi.
Resulullah aleyhissalatu vesselam eve gelince, utanarak saklanirlardi.
Ama Aleyhissalatu vesselam onlari tekrar bana gonderirdi.
Beraber oynamaya devam ederdik.
Kutubu Sitte 5339
Soyleyen Aise dir.
EINSTEIN ve ATEIZM
Bir Cizvit rahibin bakis acisina gore, ben elbette her zaman bir ateisttim.
(...) Tekrar tekrar soyledim, bence kisisel Tanri anlayisi cocukcadir.
Bana bilinemezci diyebilirsiniz, ama en cok, gencliginde dinsel prangalarla beyni yikanmis olan ve bundan kurtulmanin icerdigi aci dolu eylemden kaynaklanan hevesle hareket eden profesyonel ateistin savasci ruhunu paylasmiyorum.
Ben doganin ve kendi varligimiza iliskin olarak zihinsel kavrayisimizin zayifligina karsilik gelen alcakgonullu bir tutum izlemeyi tercih ediyorum.
From the viewpoint of a Jesuit priest I am, of course, and have always been an atheist.
(....) I have repeatedly said that in my opinion the idea of a personal God is a childlike one.
You may call me an agnostic, but I do not share the crusading spirit of the professional atheist whose fervor is mostly due to a painful act of liberation from the fetters of religious indoctrination received in youth.
I prefer an attitude of humility corresponding to the weakness of our intellectual understanding of nature and of our own being
Albert Einstein, to Guy H.Raner Jr., September 28, 1949; from Michael R.Gilmore, Einstein s God: Just What Did Einstein Believe About God?, Skeptic, 1997, 5(2):64.
(Cizvit bir rahibin bakisiyla ateist, kendi gorusu degil.
Ve kendisine agnostik denilebilecegini belirtiyor)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder