Rıfat Serdaroğlu: İSTİKAMET GENELKURMAY MARŞ MARŞ
-Askeri Vesayeti biz kırdık. (RTE)
-Eskiden Askeri Vesayet varken, Kürtlere inkâr-ret-asimilasyon politikası uygulandı. Biz bunları kaldırdık. (RTE)
-Askerlik yan gelip yatma yeri değildir. (RTE)
-Ergenekon Savcısı benim. (RTE)
-Ateş olmayan yerden duman çıkar mı? Yargı sürecini bekleyelim. (RTE)
-Asker olmuşsa ne olmuş? Yargıda herkes eşittir. (RTE)
-Genelkurmay Başkanı öyle zırt-pırt çıkıp konuşamaz. (RTE)
Aaa Cemaat denen terör örgütü bizi kandırmış! Kumpas kurmuşlar!
Asker suçsuzmuş. Hakikaten safmışız, hem de çok safmışız. (RTE)
-Çözüm Süreci tamamen bizim projemizdir. Kesinlikle millidir. (RTE)
-Habur'daki tabloyu görüp duygulanmamak mümkün mü? O ne coşku idi! (RTE)
-PKK'lıları adam başı 4 dakikada serbest bıraktılar diyorlar! Dürüst olun dürüst! Yargı bağımsızdır demedik mi! (RTE)
-Biz PKK'lılar ile sarmaş dolaş olup beraber şenlik düzenlemedik mi?
-Biz Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına almış bir partiyiz. (RTE)
-Türk Askerini PKK vurmadı. Bunlar Çözüm Sürecini sabote etmek isteyen provokatörlerdir. (RTE)
-Haydaaa, ne Kürt sorunu yahu, Kürt sorunu yoktur. Nasıl Cemaatin inlerine girdik, bunların da gireceğiz…(RTE)
Beştepe Sarayı Basın Başdanışmanı;
"Sayın Cumhurbaşkanım, Anadolu Ajansı şimdi haber geçti. Davutoğlu Genelkurmay'a gidiyormuş!"
-Ne! Bak sen uyanığa, Başkomutan ben değil miyim? Nerede yazıyordu benim Başkomutan olduğum. Bulun bana o kâğıdı, çabuk!
"Efendim, sizin o kâğıt dediğinizin ismi Anayasa'dır. Orada yazıyor. Dün akşam yırtmıştınız ya, işte o kitapçık. Yiğit'i gönderdim, yeni bir tane alıp gelecek!"
-Çabuk olsun. Efkan (İçişleri Bakanı) ile İsmet (Milli Savunma Bakanı) da benimle gelsin. Kimmiş devletin sahibi, gösterelim şu bücüre…
"Başüstüne efendim, merak buyurmayın. Alo Fatih'in abisine söyledik, sadece sizin haberiniz verilecek…"
Davutoğlu Genelkurmay'ı ziyaretinde, Ankara'da 29 canımızı şehit eden teröristin kimliğini açıkladı;
"Sayın Basın mensupları, hepimiz çok üzgünüz. Bu feci olayı kınıyoruz!
Kınaya kınıya laf bitti, bu böyle olmaz! Yeni bir Bakanlık kuracağım, adı
"Kınama Bakanlığı" olacak. Bundan sonra kınamalarımızı, Kınama Bakanlığı gayet güzel bir şekilde yapacak.
Sizlere müjdeli bir haberim var. Öncelikle şehit olan vatandaşlarımızın kimlik belirleme çalışmaları devam ediyor. Cesetler parçalandığından ancak bir hafta sonra kimlikleri belirleyebileceğiz.
Fakat canlı bombanın parçalanan cesedinden iki parça bulduk; Çükünü ve küçük parmağının ucunu! Çükünün kesim şeklinden Suriyeli Müslüman olduğu, küçük parmağından ise PYD' li Salih Neccar, olduğunu başarıyla belirlemiş olduk!
Bu başarılarından dolayı polisimizi ve bu iki parçayı bulan sağlık çalışanı kızımız Rukiye'yi kutluyorum" dedi…
Davutoğlu arka kapıda gönderildikten sonra, Erdoğan geldi.
Erdoğan Genelkurmay'a geldiğinde, burnundan soluyordu!
Paşa'ya; "Ne o Paşa, Başkomutan kim, şaşırdınız! Beni kırdınız yani" dedi.
Paşa; "Estağfurullah, gelen Başbakan'dı efendim. Gelmeyin diyemedik" dedi.
Erdoğan; "Genelkurmayımın başı sağ olsun. Çok üzgünüz" dedi ve bitki çayı bile içmeden sarayına döndü!
Değerli Okurlar; Beni bir merak sardı ki sormayın!
Ne oldu da hem Cumhur'un Başının, hem de Serok Ahmet'in Asker sevgisi depreşti!
Bunların ikisi de askeri pek sevmezdi ama hayırlısı dedik ve olayın gerçeğini öğrenmek için, adının saklı tutulmasını isteyen bir yetkiliye sorduk;
"Komutan, bu ne iş? Nasıl sevgi bu?"
İsimsiz üst düzey Komutan epey bir düşündükten sonra kısık sesle şunları anlattı;
"Valla biz de anlamadık! Her gün onlarca şehit gelmeye başlayınca, bunlar gölgelerinden korkar hale geldiler. Geçen gün, kısa olanı 'Komutan ben Kışlada kalmak istiyorum. Evde uyku tutmuyor' dedi zor vaz geçirdik. Uzun olanı ise daha bir tuhaf! Gece yarısı telefon edip, "Komutan çoluk çocuk sizde kalmaya geliyoruz, burası tekin değil artık' dedi. Bizim lojman 3 oda bir küçük salon, biz zor sığıyoruz, dedim ama dinletemedim. Biz çocukları aldık kayınçonun evine geçtik ve lojmanı onlara bıraktık. Ertesi gün evi temizleyinceye kadar canımız çıktı kardeşim. Biz artık devamlı Güneydoğu'da kalmaya karar verdik
Tüm Komutanlar benim gibi düşünüyor. Herkes batıya gelmek ister, biz doğuya kaçıyoruz! Gerisini sen anla artık…
Bundan böyle devletin tepesi galiba Genelkurmayda toplanacak!
Eyy Badem, istikamet Genelkurmay, marş marş…
a45UyF587661-160220115426 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/20 10:00 1 39 undefined undefined AmerikadakiAyYildiz@yahoogroups.com
Kucuk kusurlarimizi itiraf edisimiz, buyuk kusurlarimiz olmadigina herkesi inandirmak icindir.
La Rochefoucauld
BAS HIRSIZDAN OGUL A
Ey ogul!...
El verdim emek verdim!.
Muteber evlat ol.
Surdur babanin hunerini.
At bin kilic kusan, hunerin gorunsun...gemicikler yurusun!..
Ey ogul; unutma, ulu sozune bakmayan ulur kalir!.
Ya Allah!...Ya Fettah!...
Yol buldum, tezgah kurdum.
Ortak oldum, ortak buldum...
Bas oldum; bas koydum.
Engelleri kirdim, yasalari ayarladim..
Babadan ogla gecer dedim.
Bilirsin; bu sozumle neyi kastettim.
Sen benim eserimsin!...
Ac gozunu uyar canini.
Firsatlari degerlendirmeyi bilmelisin.
Tembihlerimi kulagini acip dinlemelisin.
Satici ol, alici ol, kalici ol, bulucu ol ama salak olma!
Yol verdim Emek verdim, kulak verdim, bilgi verdim, bos vermedim,
Sen de gunlerini say, servetini say, buyuklerini say ama, yerinde sayma!
Hurilerle oyaladim, Cennet ile avuttum,
Cehennemle korkuttum.
Yol buldum, yoluna koydum
Durmak yok!..
Yol a, yol maya, soy maya devam!...
Duran duser!...
Ey ogul;
Ofken kabarik, Ihtirasin simarik olsun!...
Iki gucten besle ihtirasini: din ve kin!..
Kulaklarin duysun; ihtirasin doymasin.
Her yerde bulun, gorunme...
Masa kullan, surunme.
Is yurusun, kervan yurusun...,
ihtirasin buyusun, oyun sursun.
Aldirma, tebaa surunsun.
Yeter ki; olmeyecek kadar, eli ekmek gorsun.
Ac ayi oynamaz deseler de; yari ac insan sadakatin eridir.
Ey ogul;
Unutma; en iyi yutan; yutturmasini bilendir!...
En uygun yan das, agzi laf yapan, acindirip aglayan,
mazlumu oynayan, dumeni tutan, deveyi hamuduyla yutan, fitrata uyandir.
El versin ele vermesin!...
Bas bilsin; bas olmaya yeltenmesin.
Ey ogul;
Unutma, her dun bu gune, her bu gun yarinlara gebedir.
Tersten de estigi olur ruzgarlarin.
Sen dedin ben yaptim diyenlerden uzak dur!..
Baktin oyle diyenler kesti yolunu, hic bekleme, cekinme, durma, duraklama...
tas at, camur at, trenden at, tuzak kur!...
Dovdur; sovdur!..
Hapislere attir, surundur.
Dun kil di, kul du, tuy du; yun du deme!...
Haddini bilsin!...
Uslanmayi ogrensin-yaslanmayi bellesin!...
Ayni bagin gulu, ayni dagin bulbulunden olsun yol daslarin...
Yandas, yalaka donek, binek, dalkavuk yarasa olsun,
akilli vicdanli, izanli, dusunen, konusan, soran lardan olmasin.
Ilken iyi belle.
Soy daslik degil; kul daslik olsun.
Ayni yoldan gecmis, ayni sudan icmis olsun.
Hintli olsun demiyorum ama, hin olsun; cin olsun!...
Leb den anlasin, nem kapsin.
Ama, utanmasin!.
Illa edep desin; amma arlanmasin!...
Hani demem o ki; ey ogul;
El versin de, ele vermesin!..
Ey ogul!..
Gozun hem ac hem acik olsun.
Doymasin.
Ucun bes, besin yuz olacaksa, sondurme ihtirasin isigini.
Hic bir makam, hicbir mal, mulk, para tatmin etmesin seni!..
Hic bir saraya sigmayasin!..
Elindekilerle doymayasin; insafa gelip uyanmayasin!..
Sag ol; kul ol; kil ol; yandas ol; paydas ol, ama saf olma.
Hazirdan yeme!...
Hirsizin aptali kesesinden yiyendir!..
Sabirli ol; kibirli ol...tedbirli ol!...
Her daim, karsina, bir minare cikabilcekmis gibi hazir tut kilifini, ...
Ey ogul;
Tek, coktan gucsuzdur.
Yol das al, yandas bul!..
Paylas!...
Her paydas biada erdir.
Bu is icin muteberdir.
1 onlarin 3 senin!...
Cok verip azdirma, az verip kizdirma!...
Gayretinin bedeli say alip goturduklerini.
Sen buyuksun!..
Buyuk dusun!...
Fenerini buyuk olsun, masken saglam.
Caldiklarinla guc, paylastiklarinla gonul al!...
Caliyo...calisiyo!...sozu teslim edilmis milyarlarin anahtaridir.
Salvarin ipi sende oldukca, tek sahibi sensin icindekinin!..
Unutma ki; hirsizin paylastigi gonlunun bereketidir.
Aklin esir almasin ofkeni ve nefsini.
Vicdani ugratma semtine.
Caldiklarin ham armut olur dizilir bogazina, sokup atmazsan vicdani.
Ihtirasin oylesine buyusun...ki, bir lokmada yutulacak kadar kuculsun gozunde dunya.
Ey ogul!...
Insaf, vicdan, edep dusmanidir calanin.
Ilkeni kaybedersen; yesilken corak olur; collere donersin.
Su uc kisiye; yani cahiller arasindaki alime, zengin iken fakir dusene ve hatirli iken, itibarini kaybedene acima!
Acirsan acinacak olursun.
Unutma ki, yuksekte yer tutanlar, asagidakiler kadar emniyette degildir.
Ofken korkuna delil olmasin.
Ey ogul;
Durmak yok, yola devam sozumuzun altindaki o derin muhabbeti unutma ki; gucunu kaybedip yakalanmayasin!...
Haftan kutlu olsun!...
17-25 ARALIK
Mehmet Halil ARIK
Emekli Egitimci
Denizli-Turkiye
Iki Mustafa Kemal vardir; biri ben, et ve kemik, gecici Mustafa Kemal...
Ikinci Mustafa Kemal, onu ben kelimesiyle ifade edemem; o, ben degil bizdir!
O memleketin her kosesinde yeni fikir, yeni hayat ve buyuk ulku icin ugrasan aydin ve savasci bir topluluktur.
Ben onlarin ruyasini temsil ediyorum.
Benim tesebbuslerim, onlarin ozlemini cektikleri seyleri tatmin icindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz.
Gecici olmayan, yasamasi ve basarili olmasi gereken Mustafa Kemal odur.
Mustafa Kemal ATATURK
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder