4 Mart 2016 Cuma

Ahmet TAKAN : Şırnak'ta 24 saat çalışan iş makineleri!..

Sayın Takan neden bahsediyor?
İdil, Sur, Silopi orta yerde dumanı tüter vaziyette dururken,
bu ilçeler çatışmalar sonucunda yanmış, yıkılmış, tarumar olmuşken,
bu ilçelerin halkı büyük oranda mülteci, sığınmacı durumuna düşmüşken,
bu ilçelerde yaşanan çatışmalarda bine varan sayıda PKK militanı itlaf edilmiş ve yüze varan sayıda şehit verilmişken,
Şırnağ'a da bir müdahale beklenir ve buna yönelik hazırlıklar yapılırken,
Şırnak belediyesinin ve PKK savaşçılarının harıl harıl TSK müdahalesine hazırlandıklarını söylüyor.


Bu durumda kaşınanı kaşırlar demekten başka yapacak bir şey yok.
Şırnak ve halkı da Sur, İdil ve Silopi halkının kaderini paylaşacak.
Sonradan hiç kimse dövünüp, ovunmasın.
Bu vakitten sonra Anadolunun orta yerinde özerk bölge, bağımsız bölge, federal bölge olmayacağına göre yapacak başka bir şey yok.
Bu işin peşine düşenler, kellesini ortaya koyanlar elinden geleni yapacak, karşı duran yasal güçler de elinden geleni yapacak.

Şimdiden haber vereyim.
Orantılı güç kullanımı diye bir şey yoktur.
Orantı sağlayacağız diyerek kayıplar olmasına kimse katlanamaz.
Devlet güçleri kayıplarını en aza indirmek için ellerindeki bütün teknik imkanları, silahları gönül rahatıyla kullanacaktır.
Kullanmalıdır.
Kullanmazsa olmaz.
Ağır silahlar, robotik silahlar, yüksek teknolojili silahlar, yoğun ateş gücü, yıldırıcı, ezici ateş gücü ve artık elde ne varsa...

Bundan sonraki her kent çatışmasında şiddet eşiğinin biraz daha arttığını göreceğiz.
Bu çok normal.
Bu yollara baş koyanlar bunu çok iyi bilsinler.

Gözlerimiz ve gönlümüz alışmıştı.
Polise taş ve havai fişek atan çocuklar.
Bunların üstüne su sıkan, gaz bombası atan toplum polisi.
Bu işler artık böyle yürümüyor, yürümeyecek.

Bundan sonraki model Sur, İdil, Silopi, Kobani modelidir.
Bunu hükumet güçleri değil, PKK ve Kürt ayrılıkçılar tercih etmiştir.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


Ahmet TAKAN : Şırnak'ta 24 saat çalışan iş makineleri!..

04.03.2016 00:00 ahttakan@gmail.com

R.Erdoğan bir taraftan, "Başbakan" Ahmet Davutoğlu diğer taraftan, HDP'li Selahattin Demirtaş'ı provokatörlükle suçluyorlar. Savcılara "gereğini yapın" çağrıları yapılıyor. Kırdığı fincan 40'ı geçmese!.. Daha 6-7 Ekim 2014 "Kobani" bahanesiyle meydana gelen ayaklanmanın kanlı kanıtları ortada dururken diğerlerine bakmaya ihtiyaç bile yok!.. "Kobani" ayaklanmasının ardından onca sayılan dökülen laflardan sonra pek güzel bir araya gelip Dolmabahçe mutabakatına imza attılar. O zaman, savcılar niye kimsenin aklına gelmedi?.. Cumhuriyetin Savcıları ne yapıyordu?.. Diğer bir garabet de; Anayasayı, Anayasa Mahkemesi'ni tanımayanların savcılardan kanunların gereğinin yapılmasını istemesi. Hangi yanlışı nereye koyacaksınız? Nasıl ayırt edeceksiniz?.. Haydi, gelin de çıkın işin içinden!..

Fakat asıl istenen o!..

Kan, gözyaşı, acı ve aşırı yılgınlık içinde kafayı, gözü iyice dağıtmamız. Doğruları eğrilerden artık iyice ayıramaz hale gelmemiz. "Lanet olsun" deyip her şeyi bir tarafa bırakıp teslim olmamız. Tarafların gerçek rollerini üstlenerek planlayarak uyguladığı her türlü operasyonun tek hedefi bu!..

Bugünkü yazının konusu değil ama şu bizim de yazıp çizdiğimiz AKP içindeki kavgaların bile toplum üzerinde uygulanan yılgınlık operasyonlarının bir tezgahı olup olmadığından şüphelenmiyor değilim.

Neyse!.. Asıl konuya dönelim;

Eğer, başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP'liler provokatör ve dokunulmazlıklarının kaldırılmasında samimilerse neden işe bölgedeki en aktif oyunculardan başlamıyorlar. Hâlâ operasyon bölgelerinde HDP'li belediyelerin iş makineleri ile hendekler kazılıyor, yolların altına bombalar döşeniyor, teröristlere 3 öğün belediyelerden yemek servisleri yapılıyor. Bunları Valiler de Kaymakamlar da Emniyet birimleri de çok iyi biliyor. Raporlar var... Belgeler var... Savcılar niye duruyor? Neden göreve çağrılmıyorlar? Bunları da geçtik!.. Ellerinde her türlü kanuni yetki var. İçişleri Bakanlığı neden alayını birden görevden almıyor?..

Bakın!.. Sizlere, bölgeden daha da sıcak bir örnek vereyim;

Şırnak'ta (il merkezinde) şu günlerde ortam iyice gerginleşti. İlde yer yer çatışmanın yaşanmadığı gün yok gibi. Özellikle gece saatlerinde. Terör örgütü PKK'yı temizlemeye yönelik toplu operasyon için geri sayılıyor.

PKK'nın şehir yapılanmalarına müsaade edildiği için sadece, Sur, Silopi, Cizre özelinde verdiğimiz şehit sayısını düşünün. Peki, operasyonlara başlandı da HDP'li belediyelerin teröristlere yardım ve yataklık yapmasına da aman verilmiyor mu?..

İşler sahada, hiç de öyle, sizlere seyrettirilen kayıkçı kavgaları gibi değil.

Şırnak'ta hâlâ günde 24 saat belediyenin iş makineleri hendek kazıyor. Bunu Ankara'da oturduğum yerden ben söylemiyorum. Canlarını Şırnak'ta vatan uğruna vermeye hazırlanan güvenlik güçleri gördüklerini aktarıyor ve ekliyor; "bunu da herkes görüyor..." Dahası var!.. Güvenlik kaynaklarının ifadelerine göre; Şırnak belediyesinden teröristlere (Kandil dahil) günde 3 öğün yemek servisi hâlâ devam ediyor. Bunu da herkes görüyor ve biliyor!.. Ayrıca, Kuzey Irak'ta eğitilen 150 keskin nişancı da ilde mevzilendi. Bunu da sokaktaki vatandaş bile biliyor!.. Barikatlar kurulan, hendeklerin hâlâ kazıldığı mahalleler el yapımı patlayıcılar ile donatıldı, yolların yarım metre altına kablolar döşendi.

Ee!..

Birileri de Ankara'dan ve hatta Batı Afrika'nın muhtelif ülkelerinden Selahattin Demirtaş ile "provokatör" kavgası yapıyor!..

Her nedense (!) kimse PKK'ya hâlâ yardım ve yataklık yapanlara dokunmuyor veya dokunamıyor. Malum Belediye eş başkanları, koltuklarında olanca bir rahatlık içinde oturuyor. Malum yerlerin Valilerinin de kulağı saraydan gelecek kararname haberinde. Televizyonları seyredip sabah akşam Recebi medyayı takip ederseniz dokunulmazlık kavgasının kralı Ankara'da yapılıyor!.. Demirtaş'ın da yakında fişi çekilecek!..

Yolsuzluktan, hırsızlıktan yıldık, teslim olduk.

Korkudan, baskıdan, tehditten, şantajdan, kaset-dinleme tezgahlarından yıldık, teslim olduk.

Fukaralıktan, parasızlıktan, işsizlikten yıldık, teslim olduk.

Sıra evlat ve vatan acısına geldi... Onlardan dolayı da yıldırmada başarılı olurlarsa;

Yılıp, ırzımızı namusumuzu teslim edeceğiz!..

Geriye ne kalacak?..

TOKİ'den aldığımız ev mi?..

Bankadan çektiğimiz krediler mi?..

Evlerinize bırakılan, kömür poşetleri, makarna, pirinç torbaları mı?.. Hatta bulaşık makineleri, buzdolapları mı?...

Hâlâ anlamakta zorluk çekiyorsanız; Cizre'den, Sur'dan, Silopi'den gelen harabe fotoğraflarına ve o evlerin içinde şaşkın şaşkın dolaşan vatandaşlara bir daha iyice bakın!..

Kandırılanlar ve bedeli ödeyenler masum vatandaşlar olunca kimin kandırdığı sonucu değiştirmez!..

Türk'ün töresinde ocak, çadır, yurt, namus değil mi?..

Yılıp da teslim oldunuz mu!.. Bugün Ankara'da patlayan bomba, yarın yaşadığınız ilin Valilik konağında dalgalanan Amerikan, İngiliz bayrağı olur!..

O günkü yenilmişlik yılgısından dolayı hatırlayamazsınız "provokatör" kavgalarını!..

  http://www.yenicaggazetesi.com.tr/sirnakta-24-saat-calisan-is-makineleri-37393yy.htm
a45UyF587661-160304110608 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/03/04  12:00 1  39  undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com

Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.

Selamlar.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )

 

Insan ne kadar yukselirse, gonlu o kadar alcalmalidir.

Cicero

Musibet, kavusulacak bir derece icin gelir

(Ebu Nuaym)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

Osmanli tebaasindan olan Ermeni unsurlari, gordukleri tesvik ve yardimin neticesiyle de, milli namusumuzu yaralayacak taskinliklardan baslayarak, nihayet hazin ve kanli safhalara girinceye kadar kustahane tecavuzlere koyuldular.

Vatanin parcalanmasi soz konusu ve karar olarak, Dogu Vilayetlerimiz de Ermenistan , Adana ve Kozan havalisinde Kilikya adi ile yine Ermenistan; bu milletin, esarete, kolelik payesine indirilmesi ve nihayet bu devletin tarih sayfasini kapatarak ebediyet mezarina defnetmek gibi, insaniyet ve medeniyetle ve hele milliyet esaslariyla bagdasmayan emeller kabul ve onay yeri bulmus ve goruluyor ki, tatbikat devresi de baslamistir.

Bir istila fikri besleyen Ermeniler, Nahcivan dan Oltu ya kadar butun Islam ahaliye baski ve bazi mahallerde katliam ve yagma yapiyorlar.
Sinirlarimiza kadar Islamlari mahva mahkum ve goce mecbur ederek Dogu Vilayetleri miz hakkindaki emellerine dogru emniyetle yaklasmak ve bir taraftan da 400 bin oldugunu iddia ettikleri Osmanli Ermenisini bir dayanak olmak uzere memleketimize surmek istiyorlar.

Memleketimizde kulliyetli yabanci parasi ve bircok propagandalar cereyan ediyor.
Bundaki gaye, pek a$ikardir ki, milli hareketi neticesiz birakmak, Yunan, Ermeni emellerini ve vatanin bazi muhim kisimlarini isgal gayelerini kolaylastirmaktir.

(23 Temmuz 1919)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder