13 Mayıs 2016 Cuma

Bülent ESİNOĞLU : Dış tehdit artıkça…

 


Bülent ESİNOĞLU : Dış tehdit artıkça…

İran İslam Devrimi Şah yönetimini yıkmıştı. Ancak iç birliği sağlamak gibi çok önemli bir sorunları vardı. Tam bu sırada, Amerikan kışkırtmasıyla, Saddam İran'a saldırdı.

İran/Irak savaşı sekiz yıl sürdü.

Bu sekiz yıl, dış düşmanla karşı karşıya kalan İran halkı, kendi aralarındaki sorunları bir tarafa bırakıp, düşmana karşı birleşti.

İktidarda hangi düşünce olursa olsun, iktidar sahipleri, dışarıdan yöneltilmiş tehdide karşı, halkı arkasına almak ister.

Avrupa'da ufak çaplı bir terör tehdidi bile, Avrupa'da milliyetçiliğinin yükselmesine neden oldu.

Ülkemiz dolaylı bir saldırı altındadır. Saddam'ı İran'a karşı kullanan Amerika PKK, PYD, YPG ve radikal İslam gibi terör guruplarını Türk devletine kaşı kullanıyor.

Bir toplum bir dış(öteki) tehdit karşısında kalırsa, ortaya çıkan duygu "hınç"tır. Buna hınçtan doğan milliyetçilik/ulusçuluk denebilir. Napolyon'un Almanya seferleri, Alman milliyetçiliğinin temelini oluşturmuştur. Elbette sanayi devrimi de buna katkı yapmıştır.

Türkiye için gerçek manada "öteki" Batıdır. Türk ulusçuluğunun temeli, Batıdan yöneltilmiş tehdittir.

Bizdeki milliyetçilik fikri; Batı ile Doğu ayırımına yaslanır. Kendini Batı Merkezli düşünce sistemine bağlamış olanlar için, milliyetçilik (savunma içgüdüsü) gereksiz bir duygudur. Çünkü Batıdan medeniyet gelir, düşmanlık gelmez.

Burada ifade etmeye çalıştığım; ötekinin tehdidine karşı direnmektir.

Ötekine karşı direnen milliyetçilikte, dilin, dine oranla daha bir merkezi rolü vardır. Emperyalizme karşı ulusal kültürü imdada çağırmak, yönetenlerin güç toplamak için uyguladığı temel siyasettir.

Böyle durumlarda, ulusal egemenlik, kamusal bir fayda üretir.

Gene böyle durumlarda, yok olduğu sanılan milliyetçilik her seferinde geri döner. Aslında geri dönen; savuma içgüdüsüdür.

Demokrasi nerede diye sorulabilir. Demokrasi ve millet birbirine aittir. Kendi kaderini tayin etme ve egemenlik gibi talepler, ulusal bilinci demokrasi projesinin içine sokar.

Burada şunu hatırlatmakta yarar var. Doğudaki milliyetçilik halk tipi milliyetçiliktir. İçinde halkçılığı taşır.

Batı da ise; burjuva merkezli bir milliyetçilik vardır.

Amerika, ya da Batının Türkiye'den federasyon yolu ile toprak talep etmesi(Büyük Kürdistan) Türk ulusunun kendi kimliğinin yeniden ortaya çıkmasına neden(olacaktır) olmaktadır.

Mevcut siyasi iktidarın dinden değil de, milliyetçilikten medet umması bundandır.

Tehditler artıkça milliyetçilik/ulusçuluk artacaktır. Yeter ki ırkçılığa dönüşmesin.

PKK saldırıları artıkça, milliyetçilik yükselecektir.

Batının Türkiye üzerindeki baskıları artıkça; Türkiye yeni müttefikler/ittifaklar bulacaktır.

12.5.2016, bulentesinoglu@gmail.com



 
a45UyF587661-160513105029 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/13  14:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 



--

Atagin birinci sarti, rakibinizin gelismesine izin vermeyin!

Fine

Cabir bin Abdullah ( Radiyallahu Anh ) soyle dedi :
Bayram gunu Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) ile namazda beraberdim. Hutbe okumadan once ezansiz ve kametsiz namaza basladi. Sonra Bilal ( Radiyallahu Anh ) a yaslanarak ayak ustu durup Allah a karsi takvali olmaya , ona itaatli olmaya tesvik ederek halka vaaz ve nasihatte bulundu. Sonra kadinlarin oldugu yere geldi. Onlara da vaaz ve nasihat etti ve :
Sadaka verin , zira siz kadinlarin cogu cehennem kutugudur buyurdu. Kadinlarin en hayirlilarindan yanaklari kirmizi olan bir kadin ayaga kalkip :
− Ya Rasulallah ,nicin dedi. Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ):
− Cunku siz halinizden cok $ikayet eder , kocalarinizin ihsanina karsi nankorluk edersiniz buyurdu. Bunun uzerine kadinlar kendi ziynet esyalarini tasadduk etmeye basladilar. Bilal ( Radiyallahu Anh ) in elbisesinin icine kupelerini ve yuzuklerini atiyorlardi.

( Muslim - Ahmed )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Kur an daki Celiskileri Goz Ardi Etme Cabalarinin Yeni Celiskilere Neden Olmasi

Muhammed in, Tanri dan geldi diyerek yerlestirdigi hukumlerin celiskili ya da birbirleriyle tutarsiz olmasi, bir aralik oylesine goze batar ve oylesine halkin tuhafina gider olmustur ki, gerek Araplar, gerek Yahudiler ve Hiristiyanlar onu alaya almislardir. Tanri nin asla hata yapmayacagini, Kur an i sil boz tahtasi haline sokmayacagini, celiskili hukumler koymayacagini soyleyerek, Muhammed i uydurmacilikla damgalayanlar olmustur. Onlarin bu sekilde konusmalarina karsi Muhammed, Kur an i uydurmadigina dair Tanri dan vahiy geldigini soyleyerek isin icinden siyrilmaya calismistir. Bu amacla Kur an koydugu ayetlerden biri soyledir:

Ey Muhammed sana, Kur an i kendiliginden uydurdu derler; de ki, Uydurdumsa sucu bana aittir ... (Hud Suresi, ayet 35).

Bunu yaparken, Kur an da, celiski bulunmadigini, cunku celiski ve tutarsizlik gibi seylerin insana ozgu olup, ancak insan yapisi kitaplarda (sozlerde) bulunabilecegini, oysa ki, Tanri dan sadir olan sozlerde boyle bir sey olamayacagini anlatmak uzere su ayeti koymustur:

(Eger Kur an) Tanri dan baska bir yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz bircok (celisme) olurdu (Nisa Suresi, ayet 82).

Fakat, isi biraz daha saglama almak icin, ayetlerin zamana ve ihtiyaca gore Tanri tarafindan degistirildigini soyleyerek, celiskili gibi gorunen ayetlerin kaldirilmis oldugu kanisina yer vermistir. Nahl Suresi ne koydugu su ayeti okuyalim:

Bir ayetin yerini bir baska, ayetle degistirdigimizde -ki Allah indirdigini gayet iyi bilir onlar Muhammed e, Sen sadece uyduruyorsun derler. Hayir, oyle degildir (Nahl Suresi, ayet 101).

Bunu pekistirmek uzere de, Allah diledigini mahveder, diledigini birakir (Rad Suresi, ayet 39) seklindeki ayetleri ornek vermistir. Anlatmak istemistir ki, Tanri, her yarattigini diledigi gibi yok edebildigi gibi, diledigi ayetleri nesh eder , yani kaldirir ya da degistirip yerine bir baskasini koyar veya oldugu gibi birakir. Bu dogrultuda olmak uzere, Kur an koydugu ayetlerden bir digeri soyledir:

Herhangi bir ayetin hukmunu yururlukten kaldirir veya unut-tufursak, onun yerine daha hayirlisini veya benzetini getiririz... (Bakara Suresi, ayet 106).

Yani Tanri, koymus oldugu ayetlerden herhangi birini kaldirmak istedigi zaman, onun yerine daha iyisini , daha hayirlisini ya da benzerini koymakta oldugunu bildiriyor! Ancak, Muhammed, bu tur ayetleri one surerek Kur an da celiski olamazmis, yani Tanri celiskili hukum koymazmis kanisini yaratmaya calisirken, cok daha sakincali celiskilere neden olmustur. Bir yandan Tanri yi, Hic yanilmayan, din gununun sahibi olan, her seyin hakimi, ilim ve hikmetin kokeni, ebediyetler ve ezeliyetler boyunca hata islemez olan, her seyi en mukemmel bir sekilde onceden hesaplayan, her yaratigin kaderini daha dogmadan once deftere yazan olarak tanimlarken, yani Tanri nin asla yanilmaz, asla hata yapmaz, her seyi en mukemmel ve ek$iksiz, en hayirli sekliyle dusunur ve yapar oldugunu belirtirken, diger yandan bu ayni Tanri nin, her seyi en iyi sekliyle dusunemedigini, en isabetli sekilde karar veremedigini, hayirli hukmun ne oldugunu bilemedigini, hata isleyebildigim ve bundan dolayi koydugu ayetlerin hukmunu yururlukten kaldirip, yerine daha hayirlisini veya benzerini koydugunu soylemistir.

Tanri yi hem hata yapmaz hem de hata yapar sekilde, tanimlamakla yeni celiskilere sebebiyet vermistir. Fakat, Kur an in uydurma olmadigini ve celiskili hukumler kapsamadigini belirtmek amaciyla, Tanri dan vahiy geldigini soylemesine ve ornegin, (Eger Kur an) Tanri dan baska bir yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz bircok (celisme) olurdu (Nisa Suresi, ayet 82) seklinde ayetler yerlestirmesine ragmen, Muhammed, halktan kisilerin kendisi hakkinda yalanci , uydurucu ya da meczub diye konusmalarini onleyememistir. Onleyebilmek icin, iyice guclenmeyi beklemistir. Nitekim, Medine ye gecip de, taraftarlarinin sayisinin arttigini ve giderek guclendigini gordugu an, kendi aleyhinde konusanlari kilic yoluyla susturmaktan geri kalmamistir. Yaratmis oldugu korku ve dehset havasi sayesinde, artik hic kimsenin kendisini uydurmacilikla ya da celiskili hukumler koymakla damgalamaya cesaret gosteremeyecegini dusunmustur.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/12/30/kurandaki-celiskileri-goz-ardi-etme-cabalarinin-yeni-celiskilere-neden-olmasi/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder