17 Mayıs 2016 Salı

NEVAL KAVCAR : Said-i Nursi’nin(Kürdi) Din Alimliği Paravan mı?

 

NEVAL KAVCAR : Din Alimliği Paravan mı?

Jin Dergisinden ABD Başkanı Wilson'a..
Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti
Kürtçü - Ermeni İşbirliği..
Gelelim Tekrar Said Okur'a..

19 Ekim 2011


Said-i Nursi'nin(Kürdi) 1918 yılında, yani kırk küsur yaşında İstanbul'da Kürt Neşr-i Maarif Cemiyetinin kurucuları arasında yer aldığını yazmıştım. İngilizlerin kışkırtması ve desteği ile kurulan Kürdistan Teal-i Cemiyetinin yan kuruluşu. Gayesi, daha o tarihte İngilizlerin menfaati doğrultusunda Kürt özerk bölgesinin oluşturulması için, günümüzdeki TRT 6'sı gibi, Kürtleri tek çatı altında toplamaya dönük faaliyet.

Osmanlı yıkılmış, işgal kuvvetleri Anadolu'yu parçalarken, Kürt Neşr-i Maarif Cemiyetinde yazmanın anlamı nedir? O eski Sait'ti demek, paça kurtarma stratejisidir. Ya Dünya'dan bir haberler inanır o safsataya, ya da aynı onun gibi düşünenler.

Mensuplarına kavimciliğin günah olduğunu söyleyen beyefendi, "Ebnâ-i cinsi"ni öne çıkarmış yıllarca. Bu konuda 1909'da "Kürt Milliyetçiliği" yaptığı "İki Mekteb-i Musîbetin Şahâdetnâmesi" kitabını yazmış. Van'a dili Kürtçe olan üniversite istemiş "Zehra" adıyla. O okulun açılması için 1907'de Abdulhamid'e dilekçe veriyor.

Sonra 1908'de, bir yıl sonra "Şark ve Kürdistan" Gazetesinde yazmaya başlıyor. Gazete'nin özü "Kürtçülük".

"Molla Said-i Kurdî'nin de yazarları arasında bulunduğu gazetenin ilk sayısında Said-i Kurdî (Nursî) Abdülhamid'e şöyle sesleniyordu."(Dirok)

"Yeni açılan bu mekteplerdeki öğretmenlerin mahalli dili (Kürtçe) bilmemeleri dolayısıyla bu çocukları eğitim ve öğretimden mahrum bırakmaktadır. Bu ise vahşete, karışıklığa, dolayısıyla batının gürültü ve patırtı çıkarmasına sebep oluyor." (Şark ve Kurdistan, 1908 – Sayı;1)

Eğitim Kürtçe olsun diyor padişaha.

***

Neyse efendim bugün, Said-i Kürdi değildi konum. Kürt Neşr-i Maarif Cemiyetinin faaliyete geçtiğini duyuran Jin Dergisinin, günümüz Kürtçülerince kutsandığı idi. O dönem Kürt vatanseverlerce çıkarıldığını, baskılar sonunda kapandığını yazıyorlar. Dün Osmanlı toprakları üzerinde özerk Kürt bölgesi kurup, enerji kaynaklarını sömürmek isteyen İngiltere vardı, bugünde aynı düşünce içindeki ABD.

***

Jin Dergisinden ABD Başkanı Wilson'a..

Said-i Kürdi'nin "Kürtler! Beşyüz sene yattınız. Yeter artık. Uyanınız.." seslenişine karşılık mıdır bilinmez, Jin Dergisi yazarı Dr. Abdullah Cevdet "Kürtler Uykuda Değil" başlıklı yazısında, ABD başkanı Wilson'a bakın ne diyor?

"Waşington'un özgür ve yüce ruhu, Long Fellon'un merhameti ve duyarlı yüreği, Wilson'un bilgi ve uygulamasında taze ve ateşli bir hayat yaşatır.. Kürdler! böyle bir çağın böyle bir kıyametinde uyumak mümkün müdür?

Ey Kürt uyan diye bağırmaya ben gerek görmem, çünkü eğer Kürtler uykuda, hala uykuda iseler, çoktan, pek çoktan ölmüşler demektir. Kürt uyanıktır ve kendisini yüzyıllardan beri uykuya çağırmış ve kendileri de uykuya dalmış olan efendileri de uyandıracaktır." (Sayı:1, Sayfa: 6)

Özetle "Wilson prensibinden Kürtleri de yaralandırın" diyor(1908). 2003'de TBMM'de Kabul edilen "İkiz yasalar" la o istek, 103 yıl sonra gerçek oluyor. Uygulanması için "Anayasal" değişikliğe ihtiyaç var efendim. Şimdi o çalışma sürüyor.

** *

Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti

Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti, 19 Eylül 1908 tarihinde kuruldu.

"Derneğin programı şöyleydi: Okullar açmak, Kürtleri idarî ve yargı görevlerine atamak, Kürtçe dilini resmi dil olarak kabul ettirmek, Kurdistan'ın muhtelif şehirlerinde üniversiteler açmak, anadilde siyasi gazete ve dergiler çıkarmak, mecliste Kürt temsilcilerinin de sürekli olark bulunmasını sağlamak, Kürdistan'da ekonomiyi canlandırmak…" (Dirok)

"Dernek, 9 Kasım 1908′de İstanbul'da "Kürd Teavün ve Terakki Cemiyeti" adıyla bir gazete çıkardı. Gazete,haftalık ve sekiz sayfa olarak yayımlandı…. Kültür ve eğitim içerikli makaleler gazetede önemli yer işgal ediyordu. Dikkat çeken makalelerin yazarları Said-i Kurdi (Bediüzzaman Said-i Nursi), İsmail Hakkı Babanzade ve ulusal hareketin diğer etkili düşünürleriydi." (Dirok)

Said-i Nursi Kürt ulusal hareketinin etkili düşünürü" mü, yoksa din alimi mi? Varın siz karar verin.

Hayatının önemli bir bölümünü Kürtçülüğe hizmetle geçirmiş Said Beyin, din kisvesi altında Türk çocuklarına "kavmiyetçilik günah" deyip milliyetlerinden vaz geçirmek de bir nevi davasına hizmet sayılır mı, sayılmaz mı?

***

Kürtçü - Ermeni İşbirliği..

"Paris barış Konferansına(20 Kasım 1919- Paris)

Bizler, aşağıda imzası bulunanlar ermeni ve Kürt uluslarının temsilcileri Büyük Barış Konferansı'na iki ulusun da aynı Ari kavimden ve çıkarlarının da aynı olduğunu ve aynı amacı, yani kendi bağımsızlıkları amacını güttüklerini belirtmekten şeref duyarız.

Şu halde Barış Konferansı'ndan, aramızda tam anlaşmaya varmış olarak beraberce sizden, ulusların hakları prensibine uygun olarak Birleşik Bağımsız Ermenistan ve Bağımsız bir Kürdistan'ın yaratılmasını, kurulacak olan bu devletler yardımını alabilmesinin teminini….

İmzalar: Boğos Nubar (Ermeni Milli Delegasyonu Başkanı), Dr. H. Ohancanyan (Ermenistan Cumhuriyeti Delegasyon Başkan Vekili), Şerif Paşa (Kürt Milli Delegasyonu Başkanı)

Yoruma gerek var mı?

***

1900'lü yıllarda Kürtçülüğe hizmet edenler, kırklansa bile temizlenemez kanımca. Günümüz PKK'sı ve siyasi uzantısından farkı nedir o gün ki faaliyetlerin. O işler "eski-yeni" Sait'le açıklanamaz.

***

Gelelim Tekrar Said Okur'a..

Said-i Kürdi'yi yazarken, karşıma epey Kürtçülük dokümanı çıktı. Bu arada Said Bey için "Kürt kökenli" ama Türk düşmanlığı yapmamış, diyenler çıktı. Bahsettiğim neredeyse hayatının kırk küsur yılında, Kürtçülükle iştigal ettiğidir. Cumhuriyet kurulana kadar, İngilizlerin desteği ile kurulan bir takım cemiyetlere üye olduğu, "Ebnâ-i cinsi" için Kürtçülük yapan yayın organlarında köşe yazdığıdır.

Bahsettiğimiz kişi başında kavak yellerinin estiği dönemde değil, aklı başında, şuurlu, kırklı yaşlardadır. Bu toprakların bölünerek üzerinde "Kürdistan" kurulma çalışması, Türklere düşmanlık değil de nedir?

Kendisini iki yönden ele almak şart. İlki Kürtçülüğü, diğeri İslâm adına attığı iddia olunan adımların gerçekten İslâm'a katkısı olmuş mudur? İkincisi için hem yanlışları ön plana çıkıyor, hem de din kisvesi altında yine "Kürtçülük" yaptığını, dinini diyanetini bilenler söylüyor.

Hayatının kırk küsur yılını Kürt merkezine oturtmuş ve bu uğurda çalışmış Said-i Kürdi nasıl olup da, din alimliğine soyunmuş? İşgal kuvvetleri Anadolu'yu parçalamayı başarsaydı, din alimi mi, yoksa Kürt özerk bölgesinde başka bir görevi mi olacaktı? Kendisine eski Sait derse, bizim de o soruyu sorma hakkımız doğar.

Risale denilen satırlarını tartışılmaz kılması bile başlı başına tuhaflık. Kuran-ı Kerimi her tefsir eden o yasağı koysa, çıkmaz sokağa hapsolunuruz. Kaldı ki, Sait Beyin satırları tefsir değil. Kanaat ile Kuran'ın kendinden ve satırlarından bahsettiğini söylüyor. Müritler bunun ne korkunç bir şey olduğunu düşünmüyor.

Allah akıl vere demeyeceğim, var olanı kullanmalarının önünü zaten Said Bey kesmiş. "Satırlarıma güvenin, kimselere inanmayın" demiş.

***

Bu yazıda, topraklarımızdaki Kürtçülük faaliyeti ve kışkırtan ülkelerin menfaati anlatılacaktı. Kürtçülerin Wilson'dan Lenin'e, İşgal kuvvetleri komutanlığından, Paris Barış konferansına; "Kürdistan istiyoruz" şeklinde özetlenebilecek faaliyetleri özetlenecekti.

Ne yazık ki Said-i Kürdi ile ilgili önceki iki yazının, ruhuna hapsoldum.

Türk-İslam coğrafyasının huzura kavuşması için, bu tür kimlikler ve safsataları araştırılmalı, neticesi ilmen ortaya konulmalı. Bu topraklardan Türkleri atmak için, batının her yol mubah felsefesine destek verenler, aydınlığa çıkarılmalı.

Çünkü gidecek bir yerimiz yok. Verecek bir karış toprağımız da.

http://haberiniz.com.tr/kose-yazisi/42042/din-alimligi-paravan-mi--neval-kavcar.html
a45UyF587661-160328163627 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/17  10:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 

Gelismis toplumlar dindar olduklari icin degil dine ragmen gelismistir.

Mark Twain

Anadolu direnisi bir bloftur.
Avrupa medeniyeti Anadolu yu bu zararli hasereden temizleyecektir.
Hukum galibindir.
Medeniyeti temsil eden Ingiltere gibi bir devlete itiraz etmek kustahliktir.

Nazir Riza Tevfik-1920

Dr. Murat Beyazyuz : Savunma Mekanizmalari

Savunma mekanizmalarinin esas islevi, zihnin zorlanma durumlarinda, zihinsel yapinin butunlugunu ve dengesini surdurmektir. O halde, normal disi zihinsel isleyisin belirleyicisi savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degildir. Istisnasiz her insan, zihinsel yapisinin butunlugunu korumak ve kendisini dengede hissetmek icin savunma mekanizmalari kullanir. Bununla birlikte savunma mekanizmalarinin nasil, ne $iklikta ve hangi durumlarda kullanildigi normal disi isleyisi belirlemekte bir kriter olabilir.

Zihinsel aygit ayni anda birbiri ile bagdasmayan bircok durtunun zorlamasiyla karsilasirsa bu duruma catisma denir. Catisma kavrami ayni zamanda superego istekleri ile id istekleri arasindaki uyumsuzlugu ve hatta id veya superego nun isteklerinin dis dunya ile uyumsuzlugunu da anlatir. Bu catismalarin ego da yarattigi anksiyete savuma mekanizmalarinin yardimiyla giderilir.

Simdi bu savunma mekanizmalarini kisaca anlatmaya calisalim.

Bilincdisi Bastirma (Repression)

Durtulerin, insanin istegi disinda bilincdisinda tutulmasi ve bilince cikmalarina izin verilmemesi anlamina gelen bilincdisi bastirma (repression) ile, istenmeyen, hosnutsuzluga yol acan istek, ani veya duygularin bilincdisina itilmesi yonundeki cabayi anlatan bilincli bastirma (supression) birbirinden farkli zihinsel surecleri ifade eder. Bilincdisi bastirma ile bilincdisinda tutulan durtuler hicbir zaman bilince cikmamislaridir ve cikamazlar.

Bilincli bastirma ile bilincdisina itilen yasantilar ise daha once bilincli olarak yasanmislardir ve daha sonra bilincdisina itilmislerdir.

Sonradan bilincdisina itilen bu yasantilar, bilincdisi bastirma mekanizmasi ile id de hapis tutulan durtulerden farkli olarak gerektiginde bilince tekrar cikarilabilirler.

Bilincdisi bastirma (repression) savunma mekanizmalari arasinda en onemli olandir, zira diger tum savunma mekanizmalari bu savunma mekanizmasi ile birlikte calisirlar.

Genellikle bastirmanin yetersiz kaldigi durumlarda, diger savunma mekanizmalari zihinsel yapinin selameti icin bastirma nin yardimina kosarlar.

Bastirilan durtulerin veya catismalarin zaman zaman davranislarda bir takim etkileri olabilir. Mesela odipus kompleksinin cozumlenmeden bastirilmasi sonucu, yetiskinlikte bir takim cinsel sorunlar, karsi cinsle ilgili kararsizlik durumlari ortaya cikabilir.

Yadsima (Denial)

Kotu bir durumla karsilastigimizda soyledigimiz bu gercek olamaz cumlesi yadsimanin izini surmek icin iyi bir ornektir. Yadsima, icten ya da distan gelen tehlikeli bir durumun yok sayilmasidir. Tum ilkel savunma mekanizmalarina degisen oranda yadsima da eslik eder. Hosnutsuzluk yaratan bircok olay, bilincdisina bastirilirken, ayni zamanda yasanmamis gibi de hissedilir, yani bastirmaya yadsima eslik eder.

Yansitma (Projection)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan yasantilarin sorumlulugunu, kendi disindaki nesnelere yukleyerek bu yasantilarin yaratacagi anksiyeteden kurtulabilir. Yansitmanin bir diger sekli de, hosnutsuzluk yaratan veya dis dunyaya uygun olmayan id veya superego isteklerinin baska kisilere mal edilmesidir. Boyle bir durumda da yansitma, yadsima ile birlikte calisir.

Neden Bulma (Rationalization)

Bu savunma mekanizmasi yapilan hareketi hakli gostermek icin ya da hayal kirikliklarinin etkisini azaltmak icin kullanilabilir. Ornegin, bir elektronik cihazi kullanim kurallarina tam olarak riayet etmeksizin kullanan ve bu ihmali ile cihazin bozulmasina sebep olan kisi, cihazin kaliteli olmadigini, dayaniksiz oldugunu veya bir imalat hatasi oldugunu soyleyerek kendisini sucluluk duygularindan kurtarmaya calisabilir.

Anlasilabilecegi gibi, neden bulma savunma mekanizmasi da hemen her zaman yadsima ile birlikte kullanilir.

Dislastirma (Externalization)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan dusunce, duygu veya isteklerin dis dunya ile ilgili oldugunu ve kendi zihinsel sureclerinden baglantisiz oldugunu dusunur. Dislastirma surekli sanssizliktan yakinan insanlarin $iklikla kullandigi bir savunma mekanizmasidir.

Iclestirme (Introjection)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi baska bir insanin veya baska bir toplulugun ozelliklerini zihinsel yapisinin icine alir ve kendi kisiliginin unsuru haline getirir. Amac her savunma mekanizmasinda oldugu gibi zihinsel aygiti gerilimden korumaktir fakat bu savunma mekanizmasinda gerilim daha cok dis kaynaklidir. Superegonun olusumunda bu iclestirme mekanizmasinin esas rolu oynadigini soylemistik.

Ice Alma (Incorporation)

Bu mekanizmada, insan cesitli sebeplerle ayrilmak zorunda kaldigi kisi veya kisileri, bu kisilerden ayrilmasinin yarattigi anksiyete ile bas edebilmek icin kendi zihinsel aygitina dahil eder, bu kisilerin ozelliklerini kendi egosuna eklemler. Yani bir bakima o kisileri kendi icinde yasatir. Mesela, babasini kaybeden biri, onun paltosunu giyerek, onun tespihini kullanarak veya onun gibi davranarak onun ozelliklerini kendi ego suna dahil eder ve boylece ondan ayrilmanin yarattigi anksiyeteyi savusturur.

Odunleme (Compensation)

Bu savunma mekanizmasi ile insan, zihninde yer alan ek$iklik, yetersizlikle ilgili imajlardan, bedenindeki ek$ikliklerden ya da kusurlardan veya sosyal alanlardaki yetersizliklerinden kaynaklanan rahatsiz edici duygularindan kurtulmak icin bu ek$ik taraflarini yadsir, ama bu yadsima yeterli olmadigi zaman zihinsel, bedensel veya sosyal baska alanlarda kendisini gelistirerek ek$ik oldugu taraflarini yadsimayi kolaylastirir.

Ne var ki odunleme savunma mekanizmasi da diger savunma mekanizmalari gibi her zaman olumlu sonuclar dogurmaz. Ornegin, zihinsel bir takim ek$iklik imajlari sebebiyle surekli asagilanmaktan korkan bir insan, entelektuel alanda kendisini gelistirerek, bilgileri ile etrafindakileri surekli asagilamayi secebilir. Boyle bir durumda da odunleme mekanizmasinin yansitma ile birlikte calistigini goruruz.

Yuceltme (Sublimation)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi durtu, egilim ve isteklerinin dis dunya gercekligi ile ortusmedigi durumlarda, bu durtu, egilim ve isteklerine toplum tarafindan hos gorulebilecek kiliflar hazirlayarak zihinsel gerilimden kurtulur.

Yer Degistirme (Displacement)

Bir duygu ya da durtu, asil hedefinden baska bir hedefe dogru yonlendirilmesi veya, bir duygunun ya da durtunun yerine bir baskasinin gecirilmesi seklinde calisan bir savunma mekanizmasidir. Baskici bir babanin disiplininde yetismis bir kisi babasina karsi olan saldirgan durtulerini ileride kocasina yonelterek bu durtulerin yarattigi anksiyeteden kurtulabilir. Diger durumda ise kisinin babasina yonelmis yogun saldirgan durtulerinin yerine yogun bir sevgi, saygi ve ilgi gecebilir.

Ozdeslesme, ozdesim kurma (Identification)

Yetiskinlikte daha cok kisinin kendi degerini arttirma veya kendisini korumak amaci ile kullanilir.

Ozdesim yoluyla edinilen kimlik bazi durumlarda yetersiz kalabilir ve kisiyi ciddi bir catisma icine sokabilir. Bu nedenle ozdeslesmenin derecesi ve cesitliligi bu savunma mekanizmasinin islevselligi acisindan oldukca onemlidir.

Karsit Tepki Olusturma (Reaction-Formation)

Bilincdisindaki durtu, egilim ve isteklerin bastirma mekanizmasi ile engellenmesi her zaman mumkun olmaz, bazen kisi, bilincdisindan gelen bu zorlayici isteklerle bas edebilmek icin bilincli olarak bunlarin tam tersi seklinde davranislar sergileyebilir ve bu sekilde sucluluk duygulari onlenir ve toplumun daha rahat kabul edebilecegi bir kisilik gorunumu olusturulur.

Duygusal Soyutlanma (Emotional Insulation)

Insan hayatta her an hayal kirikliklari veya p$ikolojik travmalarla karsilasabilir. Bu durumlarin yaratacagi gerilimden korunmak icin bazi insanlar, normal bir zihinsel surec olan duygulanma egilimlerini baskilarlar. Boylece hayal kirikliklari ve p$ikolojik travmalarin etkilerini en aza indirmeye calisirlar. Duygusal soyutlanma olarak adlandirdigimiz bu savunma mekanizmasini kullanan insanlar genellikle duygusal olmayi bir zayiflik sayarlar ve bu sebeple guclu olmak ugruna kendi duygularina yabancilasirlar.

Dusunsellestirme (Intellectualization)

Dusunsellestirme dedigimiz savunma mekanizmasi, neden bulma ve duygusal soyutlanma mekanizmalarinin birlikte kullanilmasiyla olusur. Hayal kirikligi veya sucluluk duygulari gibi hosnutsuzluk yasantilari karsisinda kisi, hem durum karsisinda duygularinin aciga cikmasini engeller hem de bunu kolaylastirabilmek icin hosnutsuzluk yasantilarina kendisi disinda nedenler bulur.

Duygudaslik (Sympathy)

Insan dis dunyadan gelebilecek tehlikelere karsi her zaman tedbirli olmak zorundadir. Dis dunya dedigimiz seyi buyuk olcude de diger insanlar olusturur. Duygudaslik dedigimiz savunma mekanizmasinda insan, diger insanlara kendini sevdirerek onlardan gelebilecek tehlikeleri engellemeye calisir. Bu savunma mekanizmasini kullanan bir kisi, diger insanlar tarafindan begenilmek, sevilmek ve onlardan zarar gormemek icin surekli diger insanlarin fikirlerini dinler, onlara hak verir, onlari destekler, kendisine yanlis gelen seylere dahi itiraz etmez ve kendi gercek goruslerini asla tam olarak ortaya koymaz.

Surekli sevilme ihtiyaci hisseden bu insanlar, sevilmek icin kendi gercek kisiliklerinden vazgecmis olmanin anksiyetesini de yasarlar ve icten ice dusmanca duygularini da kendilerini bir sekilde sevdirdikleri insanlara yoneltirler. Duygudaslik mekanizmasinin yaninda bu mekanizmanin sonucu olarak ortaya cikan bu dusmanca duygularin da bastirilmasi gerekir. Bu kadar cok isi yapmaya calisan ego zayif dusebilir ve bu insanlar hic beklenmedik ofke patlamalari sergileyebilirler.

Boyun Egme (Submission)

Bu savunma mekanizmasi da duygudaslik ile ayni amaca hizmet eder. Amac diger insanlardan gelebilecek tehlikelerin onunu kesmektir. Duygudaslik mekanizmasindan farkli olarak bu savunma mekanizmasinin kullanildigi durumlarda sevgi arayisi, sevilme ihtiyaci yoktur ve guvende olma, zarar gormeme dusuncesi daha on plandadir.

Yapma Bozma (Undoing)

Bu savunma mekanizmasinin isleyisi, adindan da anlasilabilecegi gibi, diger savunma mekanizmalarinin tam bir basarisizligi durumunda, ego nun son bir telafi manevrasi olarak ozetlenebilir. Soyle ki; ego nun kullandigi savunma mekanizmalarini atlatmayi basaran bilincdisi istek, durtu veya arzular gercek dunyaya ulasirlar ve id deki gerilimin bir sekilde bosalmasini saglarlar, yani savunma mekanizmalari basarisiz olur, sonrasinda ego bu yenilgiyi telafi etmek icin id in haz elde etmesinde rol oynayan araci mekanizma uzerinde degi$iklik yapma yoluna gider. Bunun orneklerine farkinda olmadan $ikca rastlariz. Mesela, her gun rastlayabilecegimiz, ama mantiksal olarak hicbir anlam ifade etmeyen sozunu geri alma fiili, basit bir yapma bozma isidir.

Donusturme (Conversion)

Bu savunma mekanizmasi iki amacla kullanilabilir; bunlardan ilki diger savunma mekanizmalarinda oldugu gibi, bilincdisi durtulerin bilince erismesini engellemektir, donusturme mekanizmasinin diger kullanilma amaci ise dis dunyadan gelen ve zihinsel aygiti zorlayan yasantilardan kacmaktir. Donusturme mekanizmasinda, ic veya dis kaynakli zorlayici etkenlerin yarattigi gerilim anksiyete seklinde yasanmaz, bu gerilim donusturulur ve vucutta bir takim hastalik belirtileri seklinde ortaya cikar. Bu belirtilerin tibben, organik sebepleri yoktur ve bu savunma mekanizmasi normal olmaktan oldukca uzaktir. Sinirsel bayilmalar, $ikintili olaylar sonrasinda vucudun cesitli yerlerinde ortaya cikan uyusmalar, titremeler, guc kayiplari donusturme mekanizmasina ornek olarak verilebilir.

Cilecilik (Asceticism)

Dis dunyanin sartlari karsisinda, cinsel veya saldirgan durtulerine her hangi bir doyum araci bulamayan kisi bu durtulerini tamamen bastirir ve tum haz veren faaliyetlerden uzak durma yoluna gider. Bazi tarikat mensuplarinda bilincli bir fiil olarak gorulen bu cilecilik, ozellikle ergenlerde, bas edilemeyen durtulere karsi kullanilan bilincdisi bir savunma mekanizmasidir.

Ego p$ikolojisi teorisine gore normal disiligi belirleyen sey bu savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degil bunlarin ne $iklikla ve ne sekilde kullanildigidir.

Ego p$ikolojisi teorisi, temelde durtulerden cok ogrenilen davranislari ve dis dunya ile iliski bicimlerini esas aldigi icin, doga bilimlerine durtu teorisinden daha yakin bir noktadadir.



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder